Dünyada elektriğin yüzde 10’u rüzgar ve güneşten üretiliyor

Rüzgar ve güneş, son beş yılda küresel enerji karmasındaki payını ikiye katlayarak dünyayı küresel ısınmanın en kötü etkilerini sınırlayacak bir yola yaklaştırdı. Rüzgar ve güneş, dünya elektriğinin yüzde 10’unu üretiyor ancak bilim insanları iklim krizi ile başa çıkmak için çok daha hızlı bir değişim gerektiği konusunda uyarıyor.

GÜNDER tarafından paylaşılan, bağımsız düşünce kuruluşu Ember’in hazırladığı rapora göre, kömür santrallerinden elektrik üretimi yüzde 8,3 ve genel elektrik talebi ise koronavirüs kilitlenmeleri nedeniyle yüzde 3 düşüş gösterdi. Kömür kullanımındaki düşüşe rağmen, günümüzde küresel elektrik ihtiyacının üçte biri kömürden sağlanıyor.

Araştırmacılar, kömür kullanımının düşmekte ve yenilenebilir enerjilerin dünya çapında artmakta olduğunu, ancak ilerlemenin 2015 Paris İklim Anlaşması kapsamında belirlenen hedefleri tutturmak için yeterli olmadığının altını çiziyor. 2020’nin ilk yarısında, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 14’lük bir artış gerçekleşti ve rüzgar türbinleri ve güneş panelleri, dünya elektriğinin yüzde 10’unu üretti.

YENİLENEBİLİR ENERJİDEN ‘EN ÇOK KAÇINAN ÜLKE’: RUSYA

Küresel elektrik üretiminin yüzde 83’ünü oluşturan 48 ülkedeki verilerden hazırlanan Ember’in raporu, pek çok ülkenin elektriğinin yaklaşık onda birini rüzgar ve güneşten ürettiğini gösterdi. Çin yüzde 10, ABD yüzde 12, Hindistan yüzde 10, Japonya yüzde 10, Brezilya yüzde 10 ve Türkiye yüzde 13 pay ile rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretiyor. Bu oran, Avrupa Birliği’nde yüzde 21 ve İngiltere’de yüzde 33’e yükselirken AB içinde en önemli pay sahibi yüzde 42 ile Almanya. Dünya doğal gaz rezervlerinin çoğunluğuna sahip Rusya, elektriğinin sadece yüzde 0,2’sini rüzgar ve güneş enerjisinden üretiyor ve bu zamana kadar yenilenebilir enerjiden “en çok kaçınan ülke” konumunda yer alıyor.

ÇİN, BÜYÜYEN ENERJİ İHTİYAÇLARI İÇİN KÖMÜRE GÜVENMEYE DEVAM EDİYOR

Ember kıdemli analisti Dave Jones, “İklim değişikliğini 1,5 dereceyle sınırlama şansını korumak için, kömür üretiminin bu on yılda her yıl yüzde 13 düşmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu. ABD ve Avrupa’da kömür enerjisi üretimi sırasıyla yüzde 31 ve yüzde 32 azalırken, Çin’deki kömürden üretim sadece yüzde 2 azaldı. Ember’ın çalışmasına göre, kömür kullanımının geçen yılki seviyelere göre 2030 yılına kadar yaklaşık yüzde 79 düşmesi gerekiyor. Bu da önümüzdeki on yıl boyunca her yıl yüzde 13’lük bir düşüş gerektiği anlamına geliyor.

Çin, yeni yenilenebilir enerji tesisleri, barajlar ve nükleer santraller inşa ederek dünyaya liderlik ederken büyüyen enerji ihtiyaçları için ise kömüre güveniyor. Ember’e göre; Çin, 2015’te yüzde 44 olan dünya kömür enerjisi üretiminin yaklaşık yüzde 54’ünden sorumlu. Yenilenebilir enerji kaynaklarına ve doğalgaza geçiş, Avrupa ve ABD’de kömür üretimini önemli ölçüde azalttığı için, fosil yakıtın artan payı özellikle Çin’e kalıyor.