Yenilenebilir enerji istihdamında bir yılda yüzde 20’lik artış oldu

Küresel gaz talebinde dengelerin değişmesi ve 2050 net sıfır hedeflerinin şekillenmesi ülkelerin yenilenebilir enerjiye olan ilgisini artırdı. Yenilenebilir enerjiye olan ilginin artmasına istinaden yenilenebilir enerjide istihdam da her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda sektörün önde gelen derneklerinin yetkilileri HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, GÜYAD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Kıdemli […]

Yenilenebilir enerji istihdamında bir yılda yüzde 20’lik artış oldu
Burak Karagöl
  • Yayınlanma18 Ekim 2023 13:27

Küresel gaz talebinde dengelerin değişmesi ve 2050 net sıfır hedeflerinin şekillenmesi ülkelerin yenilenebilir enerjiye olan ilgisini artırdı. Yenilenebilir enerjiye olan ilginin artmasına istinaden yenilenebilir enerjide istihdam da her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda sektörün önde gelen derneklerinin yetkilileri HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, GÜYAD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Kıdemli Enerji Analisti Yael Taranto gazetemize özel değerlendirmelerde bulundular.

Küresel gaz talep artışının yavaşlaması ve 2050 net sıfır hedefleri kapsamında dünya ülkelerinin yenilenebilir enerjiye olan ilgisi artıyor. Uzmanlara göre son yıllarda artan yenilenebilir enerji yatırımları hem doğrudan hem de dolaylı olarak istihdamı artırabilir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre küresel istihdamda yenilenebilir enerji sektörünün payı artıyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) ‘Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2023 Raporu’na göre yenilenebilir enerji kapasitesi dünya genelinde geçen yıl 295 GW artışla 3 bin 372 GW’a yaklaştı. Bununla birlikte yenilenebilir enerji alanındaki istihdam ise geçen yıl bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 8 artarak 13 milyon 700 bin kişiye ulaştı.

Rapora göre, yenilenebilir enerji istihdamındaki artış, güneş ve rüzgâr enerjisi sektörlerinden kaynaklanıyor. Güneş enerjisi sektöründe istihdam 2022 yılında yüzde 20 artarak 4,9 milyona, rüzgâr enerjisi sektöründe ise yüzde 13 artarak 1,4 milyona ulaştı. Hidroelektrik, biyokütle ve biyogaz sektörlerinde de istihdam artışı kaydedildi. Raporda, yenilenebilir enerji istihdamının 2030 yılına kadar 38 milyona ulaşması bekleniyor. Bu, 2022 yılına göre yüzde 200’lük bir artışa denk geliyor.

IEA’nın prjeksiyonlarına göre 2050 Net Sıfır Emisyon Senaryosu ise enerji sektöründe 24 milyon ek istihdam sağlanacağını öngörüyor. 

YENİLENEBİLİR ENERJİDE İSTİHDAM ARTIŞININ NEDENLERİ

Yenilenebilir enerji istihdamının artmasının nedenleri arasında, küresel enerji dönüşümü, artan enerji talebi ve teknolojik ilerlemeler yer alıyor. Küresel iklim değişikliğine karşı mücadele için yenilenebilir enerjiye olan ilginin artması, bu sektörde istihdamın artışını da tetikliyor.

Yenilenebilir enerji istihdamı, çeşitli mesleklerde çalışanları kapsıyor. Bu meslekler arasında mühendisler, teknisyenler, işçiler, bakım ve onarım personeli, satış ve pazarlama personeli yer alıyor. Yenilenebilir enerji sektörünün büyümesi, bu mesleklerde çalışanlara yeni fırsatlar yaratıyor.

2022 YILINDA YENİLENEBİLİR ENERJİ SEKTÖRÜNDE 200 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLANDI

Türkiye’de de yenilenebilir enerji istihdamı önemli bir oranda arttı. 2022 yılında Türkiye’de yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 200 bin kişi istihdam edildi. Bu, 2021 yılına göre yüzde 20’lik bir artışa denk geliyor. Türkiye’de yenilenebilir enerji istihdamının artmasının nedenleri arasında, hükümet politikaları ve teşvikleri, artan enerji talebi ve teknolojik ilerlemeler yer alıyor.

Yenilenebilir enerji istihdamının artması, Türkiye ekonomisi için önemli bir fırsat sunuyor. Yenilenebilir enerji sektöründe yaratılacak ek istihdamlar ekonomik büyümeye katkıda bulunabilir.

GÜYAD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök

‘GES VE RES KURULUMU SIRASINDA OLUŞAN İŞ GÜCÜ İŞLETME SIRASINDA YARATILAN İŞ GÜCÜNÜN YAKLAŞIK 20 KATIDIR’

Araştırmalar bize yenilenebilir enerjide yaşanan büyümenin istihdama etkisini MW başı kurulu güç üzerine yapılan istihdam olarak vermektedir. Bu da şu sonucu doğurur: “Ne kadar çok yenilenebilir enerji kapasiteniz varsa o kadar çok istihdam sağlıyorsunuz.”

Ama burada dikkat edilmesi gereken nokta istihdamın en çok kurulum ve inşaat döneminde sağlandığıdır. GES ve RES örneklerine bakacak olursak 1 MW kurulumu sırasında oluşan iş gücü işletme sırasında yaratılan iş gücünün yaklaşık 20 katıdır. Elbette bunu ölçek ekonomisi ile düşündüğünüzde küçük MW’lı projeler için işletme sırasındaki istihdamın daha yoğun olduğunu söylememiz gerekir.

Türkiye’de kurulu yenilenebilir enerjinin süreçlerinde çeşitli modellere göre üretim, kurulum ve işletmenin yarattığı doğrudan istihdam incelendiğinde en çok istihdamın hidrolik enerji, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi tarafından yaratıldığı hesaplanmıştır.

Ekim 2023 itibari ile 10,899 MW GES ve 11,609 MW RES kapasitemiz var. Türkiye’deki kurulu güce göre özellikle GES ve RES’i inceleyecek olursak her bir inşaat ve kurulum süresince GES’lerin toplamda yaklaşık 270 bin – 280 bin kişilik; RES’lerin ise 230 bin – 240 bin kişilik bir istihdam yarattığını söyleyebiliriz. İşletme süreçlerinde ise bu rakamlar GES’lerde 14 bin – 14 bin 500 RES’lerde ise 4 bin 700- 4 bin 800 civarında.

“YÜKSEK MONTANLI İSTİHDAMI SÜREKLİ PROJE YAPARAK TUTTURABİLİRİZ”

Bu rakamlar bize çok önemli bir şey söylüyor. O da; sürekli proje portföyümüzün dolu ve giderek büyüyen trendde olması gerektiğidir. Yüksek montanlı istihdamı ancak sürekli proje yaparak tutturabiliriz. Bu da ancak sürekli kapasite açılması ile olabilecektir. Türkiye’de kapasite açılmadığı durumlarda yani yurt içi projelerin tıkandığı noktada yüzümüzü ihracata dönerek malzeme üretim, inşaat ve kurulumunda çalışan yetişmiş elemanları elimizde tutmamız gerekmektedir. Zira şu anda yaşanan bir diğer büyük sorun mavi yakalı istihdamıdır. Bu yetişmiş iş gücünü kaybetmemek için doğru noktada iş ve ücret verebilmemiz proje heybemizin gelecek vaat edici olmasından geçecektir.

HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven

‘LİSANSLI VE LİSANSSIZ YENİLENEBİLİR ENERJİ KURULU GÜÇ TOPLAMI 29 BİN 390 MW’A ULAŞTI’

2000 yılından 2020 yılına kadar geçen 20 yılda yenilebilir enerji kaynakları toplam arzda yüzde 11’den yüzde 17’ye, 2023 yılında ise yüzde 25’e ulaşmıştır. 2005 yılında açıklanan ve uygulanmaya başlayan yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması sektöre yatırım konusunda bir vizyon ve misyon ortaya koymuş ve devreye girdiği tarihten itibaren 20 bin MW’dan fazla lisanslı yatırımın gerçekleşmesine vesile olmuştur. Yapılan bu yatırımlar ile yeşil yakalı olarak tabir ettiğimiz yenilenebilir enerji sektörü çalışanları hem inşaat ve imalat hem de santrallerin işletme dönemlerinde istihdama katılmış, sektörün kalifiye iş gücü böylece büyümüştür. Ekim 2023 itibarıyla YEKDEM’de yer alan lisanslı ve lisanssız yenilenebilir enerji kurulu güç toplamı 29 bin 390 MW’a ulaşmıştır.

“BİRÇOK EKİPMAN DAHA ÖNCE ÜLKEMİZE DIŞARIDAN GELİRKEN ŞİMDİ YERLİ SANAYİ TARAFINDA ÜRETİLMEKTE”

Yenilenebilir enerji yatırımları son 20 yılda gerek inşaat öncesi dönem gerek inşaat ve montaj dönemi ve ayrıca devamında devreye girdikten sonra işletme döneminde birçok farklı iş kolunun yaygınlaşmasına yol açtı. Öncelikle hidrolik ile başlayan yenilenebilir enerji yatırımları, jeotermal, rüzgar, biyokütle ve güneş santrali yatırımları ile gerek ekipman gerekse de hizmet ve bakım servis sektörlerinde kalifiye iş gücü yaratmıştır, yaratmaya da devam etmektedir.  Türkiye’de YEKDEM ile kademelendirilen teşvikler sayesinde yurtdışından ithal edilen makine ekipmanları, türbin parçaları, trafo ve şalt sahası ürünleri, hidro elektrik santralleri çarkları, vanaları, rüzgar santralleri, kule, kanat, rotor ekipmanları, güneş panelleri gibi sektöre özel birçok ekipman daha önce ithal girdi olarak ülkemize gelirken şimdi yerli sanayi tarafında üretilmekte ve bakım ve yedek parçada da dışa bağımlığımız ciddi oranda azalmaya devam etmektedir. Bu da tüm bu alanlarda yetkin ve kalifiye bir iş gücüne sahip olduğumuzun somut göstergesidir.

Son yıllarda yenilenebilir enerji sektöründe en çok istihdam sağlayan sektör rüzgar ve güneş yatırımları olmuştur. Temel sebebi yatırımların hızlanması ve sağlanan alım garantileridir. Sağlanan devlet teşvikleri ile orta vadede öngörülebilirliği artan yenilenebilir enerji yatırımlarının yabancı yatırımcı tarafından cazip hale gelmiştir ve bu sektörler yatırım almıştır. Bu da artan yatırım ile istihdamın artmasına vesile olmuştur.

“YERLİ KAYNAKLARIMIZIN ENERJİ YATIRIMLARINDA DEĞERLENDİRİLMESİ 2050 NET SIFIR HEDEFİNİ YAKALAMAMIZI SAĞLAYACAK”

Yenilenebilir enerji istihdamının artması dışa bağımlılığın ve cari açığın azalmasına büyük katkı sağlayan bir unsur. Son 20 yılda gerçekleşen 20 bin MW üzerindeki yenilenebilir enerji yatırımları doğal gaz ve kömür gibi ithal olan fosil kaynaklı girdilerin ithalatını azaltmış, cari açık yükünü hafifletmiştir. Çevreci kaynaklar aynı zamanda ülkemizin çevre kirliliği ve iklim değişikliği konusundaki olumsuzlukları azaltmasına katkı sağlamaktadır. Sanayi ve konutlarda enerji verimliliği ve yerli kaynaklarımızın enerji yatırımlarında değerlendirilmesi 2050 net sıfır hedefini yakalamamızı sağlayacaktır. 2019-2020 yıllarında yapılan yenilenebilir enerji yatırımları ile karbon salımını azaltmayı başarmıştık, bundan sonraki hedefimiz ‘bunu nasıl hız kesmeden ve artırarak sürdürebiliriz’ olmalı.

Doğru kurgulandığında teşviklerin yatırımın ve kalifiye istihdamın artmasına büyük katkı sağladığını son 20 yılda gözlemleme imkanı bulduk. Enerjide dışa bağımlılığın sonuçlarını Ukrayna savaşında Avrupa’da yaşanan enerji krizinde yakın zamanda gözlemledik. Ekonomik büyümenin hız kesmeden sürmesi için enerji maliyetlerini yerli kaynaklardan sağlamak çok önemli hale gelmiştir. Dışa bağımlılığı azaltarak ve cari açığı artırmadan elden edilen çevreci enerji kaynaklarına yatırımı sürdürmek için tüm yenilenebilir enerji paydaşları olarak çalışmaya devam edeceğiz.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Kıdemli Enerji Analisti Yael Taranto

‘ARTAN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ YATIRIMLARI YENİ İSTİHDAM OLANAKLARI SAĞLIYOR’

İklim değişikliği ile mücadele ve enerji dönüşümü, değişen dünyamızın vazgeçilmez kavramları arasında yer alıyor. Enerji dönüşümü için yalnız enerji üretim ve dağıtımının değil enerjinin tüketim biçiminin ve enerjinin tüketildiği sanayi, ulaşım ve binaların da dönüşmesi gerekiyor. Geçtiğimiz 20 yıldaki teknolojik gelişmelerle birlikte farklı ölçeklerdeki yenilenebilir enerji teknolojilerinin maliyetlerinin diğer enerji kaynakları ile rekabet edebilir düzeye gelmesi, başta elektrik üretimi olmak üzere çeşitli sektörlerde yenilenebilir enerji ve bağlantılı alanlardaki yatırımları hızlandırdı. Ancak iklim hedeflerine ulaşabilmek için yatırımlardaki ivmenin artması, geçmişteki seviyelerin 2-3 katına ulaşması gerekiyor. Artmakta olan yatırımlar, yenilenebilir enerji ve bağlantılı alanlarda yeni ve çeşitli istihdam olanaklarının gelişmesini beraberinde getiriyor. Enerji sektöründe istihdam ağırlıklı olarak ekipman üretimi, yatırım, kurulum ve bakım-onarım alanlarında olduğundan, net sıfır karbon hedefleri doğrultusunda yapılacak yeni yatırımlarla birlikte toplam istihdamda artış bekleniyor.

İSTİHDAMIN YARISI TEMİZ ENERJİYLE İLİŞKİLİ ALANLARDA

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) çalışmalarına göre enerji sektörü 2019 yılında dünyada 65 milyon kişiye istihdam sağladı ve toplam küresel istihdamın yüzde 2’sini oluşturdu. Yakıt tedariği, elektrik sektörü ve nihai kullanım alanlarını içeren bu toplamın yarısından fazlası temiz enerjiye ilişkin istihdamdan oluşuyor. Özellikle Covid krizi sonrasındaki istihdam artışının büyük bölümü karbonsuz enerjiyle ilgili alanlarda oldu ve enerji sektöründe karbonsuz enerjiyle ilişkili istihdamın payı 2019 yılında yüzde49 seviyesinden 2022’de tahmini olarak yüzde 51’e yükseldi.       

IEA sınıflamasında enerji sektörü istihdamı yakıt tedariği, elektrik sektörü ve nihai kullanım alanları olarak üçe ayrılmış. Yakıt tedariği kömür, petrol, doğalgaz ve biyoyakıtların arama, yatırım, üretim, dağıtım, işletme ve bakım onarımındaki istihdamı kapsıyor. Elektrik üretimindeki istihdam elektrik üretimi, iletimi (enerji depolama dahil) ve dağıtımındaki yatırım (enerji ekipmanları üretimi dahil), işletme ve bakım-onarım safhalarındaki istihdamı kapsıyor. Nihai kullanım alanları ise ulaştırma, sanayi ve binalarda enerji kullanımına yönelik mobilite, proses ve ısıtma teknolojilerindeki istihdamı içeriyor. Bu kapsamda ulaştırmada içten yanmalı motorların ve elektrikli araçların üretiminde çalışanlar, sanayide enerji verimliliğine yönelik ekipmanların üretim ve uygulamasında çalışanlar, binalarda ısıtmaya yönelik teknolojilerin üretim ve uygulaması (ısı pompaları dahil) ile enerji verimliliğine dönük yalıtım ve tadilatlarda çalışanlar dahil ediliyor. Bu alt sektörler bazında değerlendirildiğinde karbonsuz enerji üretimi ve enerji verimliliğindeki istihdamın fosil yakıt ve fosil yakıtlardan elektrik üretimindeki istihdam seviyesini aştığı görülüyor. Taşıt araçlarında ise elektrikli araçlar ile bataryalarının üretimindeki istihdam henüz fosil yakıtlardakinin ancak 1/8’i seviyesinde. Ancak yeni yatırımlarla birlikte elektrikli araçlara yönelik istihdamda hızlı artış bekleniyor.  

NET SIFIR YATIRIM HEDEFLERİ DÜNYADA 24 MİLYON EK İSTİHDAM SAĞLAYACAK

Net sıfır karbon hedefleri doğrultusunda enerji dönüşümünün hızlanmasıyla birlikte istihdam yapısının da değişmesi bekleniyor. IEA’in açıkladığı projeksiyonlara göre 2050 net sıfır emisyon senaryosunda 2030 yılında enerji sektöründe yaklaşık 30 milyon yeni istihdam yaratılırken 6 milyon istihdam kaybı öngörülüyor. Dolayısıyla, dönüşümün getireceği yeni istihdam olanakları fosil yakıt sektörlerindeki istihdam kaybını telafi etmekle kalmayıp önemli ölçüde net istihdam artışı yaratacak. Elektrikli taşıt araçları, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve elektrik şebekeleri en yüksek yeni istihdam potansiyeline sahip sektörler olarak belirleniyor.

TÜRKİYE’DE 500-600 BİN İSTİHDAM SAĞLAYACAK

Türkiye’de ise SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi tarafından yapılan çalışmalara göre yenilenebilir enerji yatırımlarının 2030 yılına kadar büyük bölümü imalat ve inşaat/kurulum alanlarında olmak üzere 500 bin ile 600 bin arasında yeni istihdam yaratması bekleniyor. Ancak dönüşümle birlikte istihdam alanlarının farklılaşması bekleniyor. Toplamda tüm sektörler değerlendirildiğinde, istihdamın artışını sürdürerek 2030 yılına kadar yaklaşık 4 milyon kişiye ek istihdam sağlanacağı ve dönüşümden dolayı net istihdamda kayıp olmayacağı hesaplanıyor.

Yenilenebilir enerjiye geçişin toplam net istihdam üzerindeki olumlu etkilerine rağmen, fosil yakıtlarla ilişkili istihdamda yaratacağı ulusal ve bölgesel düzeydeki etkiler mutlaka dikkate alınmalı ve buna yönelik önlemler planlanmalıdır. Fosil yakıt alanlarında mevcut çalışanların haklarının korunması, yeni istihdam alanlarına yönlendirilmesi ve temiz enerji alanlarında gelir, güvence ve iş güvenliği açısından nitelikli istihdamın sağlanması, enerjide adil bir dönüşümün temelinde yer almalıdır.