“Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 20 bin MW’lara yükseltilmeli”

Galata Wind CEO’su Burak Kuyan, TÜREB webinarında yaptığı değerlendirmede Türkiye’de sağlam bir rüzgar sektörü olduğuna dikkati çekerek kurulu gücün 20 bin MW’lara yükseltilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 20 bin MW’lara yükseltilmeli”
SONER OKUR
  • Yayınlanma14 Ağustos 2024 08:49

Sibel Acar – ANKARA

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Genel Koordinatörü Burçak Polat’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘TÜREB ile 15 Dakika’ webinarının bu haftaki konuğu Doğan Holding’in yenilenebilir enerji üretimi alanında faaliyet gösteren Galata Wind Enerji CEO’su Burak Kuyan oldu.

Kuyan, programda rüzgar projelerinde yatırım ve işletme süreçleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Galata Wind’in 2006 yılında kurularak 2012 yılında Doğan Holding şirketleri tarafından devralındığını anımsatan Kuyan, şirketin sektördeki ilerlemesiyle ilgili, “Devraldığımızda 126 MW’lık bir kurulu güce sahip iki adet santraliyle işletmede bulunan bir şirketti. Bugün ise 5 adet santrali bulunuyor. Şirketi, sadece rüzgar değil güneş enerjisine de yatırımlarını aktif yatırımlarını sürdüren bir yapı haline dönüştürdük” değerlendirmesinde bulundu.

Galata Wind’in halka arz olması sebebiyle alınan yorumlardan olumlu etkilendiğini aktaran Kuyan, şirketin borçsuz olması sebebiyle de finansal açıdan güçlü bir şirket olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE’NİN YEŞİL SKORLARI EN YÜKSEK ŞİRKETİYİZ”

Türkiye’nin ilk yeşil halka arzını gerçekleştirmiş olmanın şirketin önemli başarılarından biri olduğunu kaydeden Kuyan, “Çok zorlu ama güzel bir süreçti. İnandığımız bir işti.  Adım adım buraya geldik. Şirket olarak hedeflerimizi kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere 3 plan şeklinde belirleriz. Koşulların doğru olduğuna inandığımız dünyada, Türkiye’nin ilk yeşil halka arzını gerçekleştirerek bence önemli bir başarıya imza attık. Başarılı bir halka arz gerçekleştirdik. Bu süreçten sonra artık hissedarlarınıza getiri getirmeniz gerekiyor. İnsanları ikna etmek, şirketin vizyonuna, hedeflerine inandırmak kolay bir süreç değil. Bunu becerebildiğimizi düşünüyorum. Gerçekten çok başarılı bir yolculuk sürdürüyoruz. Bu da bizim sorumluluklarımızı artırarak mutlu olmamıza sebep oluyor” dedi.

Çevre konusundaki hassasiyetlerini “Sürdürülebilirlik açısından Türkiye’nin yeşil skorları en yüksek şirketiyiz” diyerek tanımlayan Kuyan, çalışmaların hassas ve çevreye duyarlı olarak gerçekleştiğini belirterek “Bu da bizi aldığımız derecelendirmelerde Türkiye’nin en iyi derecesine getiriyor” ifadesini kullandı.

“RÜZGARIN ÖNÜNÜ AÇMALIYIZ”

Türkiye rüzgar sektöründeki mevcut durumunu ve gelecek beklentilerini değerlendiren Kuyan, rüzgar enerjisi kurulu gücünde 10 binin üzerinde bir kapasiteye sahip olunduğunu ancak bu kapasitenin 15 ila 20 bin megavat seviyelerde olması gerektiğine vurgu yaptı.

Kuyan, Türkiye’nin elinde çok ciddi kaynakları olan bir ülke olduğunun altını çizerek, “Bence bu konuda biraz geride kaldık. Çok ciddi rüzgar potansiyeli olan bir ülkeye sahibiz. Bugün Türkiye’de sağlam bir rüzgar sektörü var. Sağlam bir yapıda ilerleyecek. İlerlemesi de gerekiyor. Çünkü rüzgar Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltan, çevresel etkileri açısından en önemli kaynaklardan bir tanesi. O yüzden çok doğru kullanmamız gerekiyor. Biraz daha rüzgara destek verip rüzgarın önünü açarak kurulu gücü 20 bin MW’lara yükseltmemiz gerekiyor” dedi.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji üretim potansiyeli hakkında değerlendirmelerde bulunan Kuyan, “Bu konuda çok ciddi potansiyelimiz var. Allah bize bazı şeyleri bahşetmiş. Rüzgar ve güneş enerjimiz var. Bu açıdan oldukça iyi pozisyondayız. Bunu doğru bir şekilde planlamamız gerekiyor. Doğru yapıları kurarsak önümüzde inanılmaz güçlü potansiyelimiz var. Ve potansiyeli çok hızlı bir şekilde değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Hidro kaynaklarda sınıra geldik fakat rüzgar konusunda bence potansiyelimiz çok yüksek. Mutlak suretle bunu kullanmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

“PROJE GELİŞTİRMEDE EN BÜYÜK ZORLUK İZİN SÜREÇLERİ”

Türkiye enerji sektöründe proje geliştirme ve yatırım süreçleri ile ilgili de görüşlerini aktaran Kuyan, “Proje geliştirmede büyük zorluk izin süreçleri. İzin süreçlerinde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Şu an bununla ilgili ciddi çalışmalar yürütüldüğünü biliyoruz. Bugüne kadar yaşadıklarımız gerçekten bizi oldukça yordu” değerlendirmesinde bulundu.

Çevresel duyarlılıklar arttıkça daha da zorlaşan bir sürecin içerisinde olduklarına dikkati çeken Kuyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sorduğumuzda hepimiz Türkiye’de ve dünyada yenilenebilir enerjiye yatırım yapalım istiyoruz.  Ama kimse bunun kendi bahçesinde olmasını istemiyor. Böyle bir sorunumuz var maalesef. Herkes yatırımların başkasının bahçesine yapılmasını istiyor.  O bahçeler çok fazla olmadığı zaman da zorlanıyorsunuz. Bunun yanı sıra konjonktürel sıkıntılar, pandemiyle birlikte artan emtia fiyatları, inşaat maliyetlerinde yaşanan çılgın artışlar, finansmana ulaşmaktaki zorluklar gibi faktörler yaşadığımız problemlerin arasında yer alıyor. Sıfırdan bir proje geliştirip bunu hayata geçiren yatırımcılara bence madalya verilmeli. Çünkü süreç oldukça yıpratıcı. Bu sebeple süper izin konusunda bir an evvel ilerleme kaydedilerek süreçlerin kısalmasını diliyoruz.”