Temiz Enerjinin Geleceği: Nükleerin Rolü programı gerçekleştirildi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “2030 yılına kadar elektrik talebimiz bugünkünün yaklaşık 2 katı artacak ve 500 TWh seviyelerine yaklaşacak” dedi. Özge Esen/İstanbul Bugün İstanbul’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Uluslararası Enerji Ajansı tarafından Temiz Enerjinin Geleceği: Nükleerin Rolü programı gerçekleştirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Nükleer enerji büyüyen Türkiye’nin […]

Temiz Enerjinin Geleceği: Nükleerin Rolü programı gerçekleştirildi
Özge Esen
  • Yayınlanma5 Temmuz 2019 11:52

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “2030 yılına kadar elektrik talebimiz bugünkünün yaklaşık 2 katı artacak ve 500 TWh seviyelerine yaklaşacak” dedi.

Özge Esen/İstanbul

Bugün İstanbul’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Uluslararası Enerji Ajansı tarafından
Temiz Enerjinin Geleceği: Nükleerin Rolü programı gerçekleştirildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez,

“Nükleer enerji büyüyen Türkiye’nin de artan enerji talebinin karşılanmasında önemli bir yük alacak. 2030 yılına kadar elektrik talebimiz bugünkünün yaklaşık 2 katı artacak ve 500 TWh seviyelerine yaklaşacak. Bu artışı kesintisiz, sürekli ve farklı kaynaklardan karşılamamız gerekiyor. Nükleer güvenilir, güvenli, sürdürülebilir ve çevreci olması sebebiyle iklim ve mevsim koşullarından bağımsız 7/24 elektrik üretme kapasitesine sahip. Enerji portföyümüzde nükleer santraller gibi baz yük santrallerine yani yüksek verimle çalışan santrallere ihtiyacımız var ki her şart ve koşulda enerji üretimi hiçbir zaman durmasın. Nükleer çalışmalarımızda vazgeçmediğimiz önceliğimiz her zaman güvenlik meselesidir. Nükleer güvenliğe ilişkin denetim faaliyetlerimizi yeni bir yapılanma ile görev verdiğimiz Nükleer Düzenleme Kurumumuz yürütüyor. Sahada yürütülen bütün faaliyetler nükleer güvenlik denetimine tabi olarak ilerliyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki yüksek performansına burada ayrı bir parantez açmak istiyorum. Son 16 yılda kurulu gücümüzü 2,5 kat artırırken bu üretim artışında en büyük pay yenilenebilir enerji kaynaklarından geldi. Son 10 yılda yenilenebilir enerji kurulu gücümüz yaklaşık yüzde 200 oranında arttı. Yenilenebilir enerji kaynaklı kurulu gücümüzün toplam içindeki payı da yüzde 50’lere yükseldi.
Yenilenebilir enerjide YEKA adını verdiğimiz yeni modelle birlikte yenilenebilir enerjide kendimize has, özgün bir hikâye yazdık. Yenilebilir enerjinin her alanında son 10 yılda yüzde 200’lere varan kapasite artışları yaşadık. YEKA’larla birlikte güneş ve rüzgârda dünya rekoru fiyatlarla 1000’er MW’lık 3 yarışma gerçekleştirdik. Yakın zamanda yeni YEKA’larda gelecek inşallah.
Temiz enerji konusunda en fazla eğildiğimiz alanlardan birisi de enerji verimliliği. Enerji verimliliği bizim için en temiz yerli ve milli kaynaktır. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planımızdaki her bir maddenin süratle hayata geçmesi için yoğun bir mesai içerisindeyiz. Sağlayacağı ilave enerji arzının yanı sıra 2023’e kadar birincil enerji tüketimimizde sağlayacağımız yüzde 14’lük azalma sera gazı salınımında 66,6 milyon Ton CO2 azaltımı da sağlayacak.
Enerji politikalarımızı hiçbir zaman çevre politikalarından ayrı tutmadık. “Her ne pahasına olursa olsun” gibi çarpık bir anlayışla değil, insanımıza ve doğaya değer katan enerji politikaları geliştirdik. Bugün OECD ülkeleri arasında en düşük karbon salımı yapan ülkelerin başında geliyoruz. Temiz enerjiyi yenilenebilirden enerji verimliliğine, temiz kömür teknolojilerinden nükleere kadar geniş bir spektrumda ele alıyoruz. Kaynaklarımızın birbirini desteklediği dengeli bir enerji portföyü için hepsine de ihtiyacımız var. Tek bir kaynağa dayanan bir enerji altyapısı zaten uzun süre yaşayamaz. O nedenle bu konunun raporlar, bilimsel çalışmalar temelinde ele alınması gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

“EN GEÇ 7 YIL İÇİNDE ÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK NÜKLEER GÜCÜ OLACAK”

Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Fatih Birol’da bir sunum gerçekleştirerek söyle konuştu: “Enerji dünyası değişiyor. 2000 yılında dünyanın en çok enerji kullanan ülkesi Amerika idi. Ama bu değişti ve Çin birinci ülke konumuna geldi. Bundan sonra enerjide olacak gelişmeleri anlamak için başka ülkelere de bakmak lazım. 2018 yılında dünyadaki enerji talebi çok hızlı bir şekilde büyüdü. Bu da ekonominin sağlıklı bir şekilde büyüdüğünü gösteriyor.
Iklim değişikliği ülkelerin en önem verdiğini söylediği konudur. Enerji sektörü de iklim değişikliğinin tam göbeğinde. 2018 yılında karbondioksit gazları tarihi bir zirve yaptı. Elektrik sektörü emisyonun ortasında. Son 20 yıl içinde temiz enerji dediğimiz nükleer ve yenilenebilirin payı düştü. Elektrik sektöründe ki durumun emisyonu azaltmakla alakası yok.
Dünyada ki enerji talebi hızla büyüyor. Ama bizim sorunumuz emisyonlarla.”
Çin’de hızlı bir nükleer artış olduğunu da söyleyen Birol, “En geç 7 yıl içinde Çin dünyanın en büyük nükleer gücü olacak. Çin nükleer santral yapa yapa daha ucuza mal etmeye başlayacak. Çin’in nükleer konusunda ihracatcı ülke konumuna gelmesi mümkün olabilir” dedi.