Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için ulusal iklim planlarında “adil geçiş” önem kazanıyor

Enerji dönüşümünün sosyal ve ekonomik kalkınmayı teşvik eden sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için ulusal iklim planlarının, enerji sektörüne yönelik adil geçiş politikalarını içermesi gerektiği belirtiliyor.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için ulusal iklim planlarında “adil geçiş” önem kazanıyor
Petroturk
  • Yayınlanma14 Kasım 2024 15:00

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında, adil bir enerji geçişi için Ulusal Katkı Beyanlarının (NDC) içermesi gereken unsurları sıralayan ‘checklist’ belgesini paylaştı.

Belgede, Paris Anlaşması’na taraf ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmaya ve iklim etkilerine uyum sağlamaya yönelik iklim eylem planlarını açıkladıkları NDC’lerde ‘adil geçiş’ planlaması ihtiyacına dikkati çekiliyor.

Buna göre, ülkelerin, her 5 yılda bir güncellemek durumunda olduğu NDC’lerinde fosil yakıtlardan arındırılmış, verimli ve yenilenebilir enerjilere dayalı enerji sistemlerine adil geçiş yollarını belirlemesi ve açıklaması gerektiği belirtiliyor.

Bu noktada, gelişmiş ülkelerin öncülük etmesi ve en geç 2030’a kadar kömürü, 2035’e kadar da doğal gazı aşamalı olarak kaldırmaya yönelik plan ve tedbirlerini uygulamaya koyması, gelişmekte olan ülkelerin ise kömür ve doğal gazı en geç 2040’a kadar aşamalı olarak kaldırılması için plan ve tedbirlerini geliştirmesi öneriliyor.

Belgede, gelişmiş ekonomilerden başlayarak NDC’lerin fosil yakıt sübvansiyonlarının sona erdirilmesine yönelik zaman çizelgelerini ve planlarını içermesi gerektiği vurgulanıyor.

Ülkelerin, NDC’lerde kamu fonlarını ve özel finansman için elverişli ortamı nasıl yaratacaklarını belirtmesinin yanı sıra fonların yenilenebilir enerji geçişini destekleyen yeni teknolojileri içeren küçük ölçekli çözümlere yönlendirilmesi gibi mali teşvik veya politikalara yer vermesinin, yatırımcılara ve girişimcilere net bir sinyal verebileceği değerlendiriliyor.

Ekonomik çeşitlendirme ve enerji dönüşümünün doğa üzerindeki olumsuz etkilerini önlemeye yönelik plan ve tedbirlere de yer verilen belgede, ülkelerin çok düzeyli planlama ve yönetişimin rolünü kabul etmesi, etkilenen tüm grupları geliştirme ve uygulama aşamalarına dahil ederek öğrenilenlerin düzenli olarak belgelenmesini ve dikkate alınmasını sağlaması öneriliyor.

Ülkelerin enerji dönüşümlerinin bir parçası olarak, çevre, ekonomik sürdürülebilirlik ve sosyal refah arasındaki karşılıklı bağımlılığa dayanan BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda bütüncül stratejiler ve politikalar benimsemesi ve bunları NDC’lere yansıtması tavsiye ediliyor.

‘Mevcut NDC’ler 1,5 derece hedefine ulaştırmıyor’

WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu konuya ilişkin değerlendirmesinde, mevcut NDC’lerin 1,5 derece eşiğiyle uyumlu bir küresel iklim değişikliği politikasına ulaştırmadığını söyledi.

Sabuncu, ülkelerin 2035’e yönelik NDC’lerinin daha iddialı ve kapsamlı olması gerektiğini belirterek, ‘Enerji, Paris Anlaşması hedeflerine giden yolda en kritik sektör. Küresel ölçekte emisyonların yüzde 80’i enerji sektörüyle bağlantılı. Gereken dönüşümü ortaya koymak için çok kritik bir yerde duruyor’ ifadelerini kullandı.

Fosil yakıt kaynaklı sistemin yol açtığı adaletsizliklere değinen Sabuncu, ‘Enerji dönüşümüyle yeni bir sisteme geçiliyor ve bu sistemde yeni mağduriyetlerin doğmasını engelleme ihtiyacı var. Adil bir enerji geçişinin planlanmasını konuştuğumuz zaman bundan bahsediyoruz’ dedi.

Sabuncu, adil geçişe ilişkin ilk adımların COP27’de atıldığına değinerek, ‘COP28’de bu adil geçiş çalışma programı hayata geçti. Sadece enerji değil daha geniş ölçekte ekonomilerin dönüşümünü adil bir biçimde sağlayabilmeye yönelik unsurlar, finansman, teknoloji transferi gibi adil geçişin NDC’lere entegre edilmesi konuşuluyor. Ülkeler arasında diyalog başlamış durumda. Net bir eylem planının ortaya konmasına yönelik müzakereler var. Bunu görmek oldukça heyecan verici. Karara yansırsa o zaman önümüzdeki COP’ta adil geçişe yönelik atılması gereken adımlar konusunda küresel ölçekte çok daha net bir resim görme umudumuz doğacak’ değerlendirmesinde bulundu.

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) tarafından yayımlanan NDC Sentez Raporu’na göre ülkelerin taahhütleri, küresel emisyonların 2030 itibarıyla 2019 seviyelerine kıyasla yalnızca yüzde 2,6 azaltılmasını sağlayacak ve bu oran Paris Anlaşması’nın küresel ortalama sıcaklık artışını, sanayi öncesi döneme göre 1,5 dereceyle sınırlandırmak için gerekli gördüğü yüzde 43’lük azaltım seviyesinden bir hayli uzak duruyor.

Bu noktada COP29, bir sonraki NDC’lerin neyi hedeflemesi gerektiğine dair net beklentilerin ortaya konması için son büyük fırsat olarak görülüyor.

AA