Su endüstrisi, ‘sürdürülebilirlik’ için dijitalleşiyor

Deniz Yaşayan – İstanbul

Su sektörü, teknolojideki hızlı ilerlemelerle birlikte dijitalleşme sürecinden geçiyor.

Ülkelerin kamu hizmeti kuruluşları su kayıplarını azaltarak sürdürülebilir bir gelecek için çeşitli iyileştirmeler yapıyor. Bunlar arasında akıllı sayaçlar ve gelişmiş iletişim sistemleri ön plana çıkıyor.

Bunlar, ‘gelir getirmeyen’ suyun ve manuel işçiliğin azaltılması, üretici ve tüketiciler arasındaki şeffaflığın sağlanması, müşteri memnuniyetinin artırılması gibi avantajları da ardı sıra getiriyor.

AKILLI SAYAÇ: SU SEKTÖRÜNDE ŞEFFAFLIĞIN ANAHTARI

Su sektörünün dijitalleşmesindeki en önemli ilerleme olarak akıllı sayaçlar gösteriliyor.

Akıllı sayaçlar bilinenin aksine yalnızca tüketiciler için doğru faturalandırmayı sağlamıyor. Buna ek olarak, su dağıtım şebekelerindeki anormallikleri tespit etmede de hayati bir rol oynar. Örneğin bu akıllı sayaçlar sayesinde su kullanımında ani ve beklenmedik bir artış, bir sızıntı veya patlama ihtimalinin kamu hizmetleri tarafından hızla ele alınması ve gereken müdahalenin yapılması için erken uyarı işlevi görebiliyor.

DAĞITIM ŞİRKETLERİ İÇİN ZORLUK: “GELİR GETİRMEYEN SU”

Bunun yanı sıra ‘gelir getirmeyen su’, tüm dünyada su dağıtım şirketleri için aşılması gereken bir zorluk olmayı sürdürüyor. Dijitalleşme, bu sorunla da etkili bir şekilde mücadele etmek için önemli bir çözüm yolu olarak öne çıkıyor. Akıllı sayaçlar gelişmiş veri analitiğiyle entegre edildiğinde su dağıtım şirketleri, yaşanan su kayıplarının tam olarak nerede ve nasıl meydana geldiğine bilgi sahibi olabiliyor nitekim bu bilgi, planlı bakım ve yenileme çalışmaları için gerekiyor.

Bununla birlikte, emek yoğun geleneksel kaçak tespit yöntemleri yerine akustik kaçak tespiti gibi dijital çözümler kaçak suları yönetebilmek için su dağıtım şirketlerine büyük katkı sağlıyor. Böylece manuel işçilik giderleri de şirketler için azaltılmış oluyor. Akustik kaçak tespiti, akustik sensörlerle donatılmış akıllı sayaçların, su dağıtım ağını sürekli takip etmesi ve borulardan kaçan suyun çıkardığı gürültünün belirlenmesiyle yapılıyor. Bu, sadece işçilik maliyetinin azaltılmasını değil, su kaybının azaltılmasını ve şiddetli bir kaçak durumunda oluşabilecek teknik hasarların da önlenmesini sağlıyor. Örneğin İsveç’in Söderhamn kentinde bu yöntemle kaçakların tespit edilmesi sayesinde su kayıpları yüzde 31’den yüzde 25’e düşürüldü ve böylece yılda 45 bin 700 euro tasarruf sağlandı. İspanya’nın Vacarisses kentinde de aynı yöntemle yılda 70 bin euro’dan fazla tasarruf sağlandı. Bu yöntem, su tasarrufunun kritik olduğu Afrika ülkelerinde de kullanılıyor. Gana’da devletin su tedarikçisi, akıllı sayaçları ve akustik kaçak tespitini kullanarak altı yılda su kaybını yüzde 25’ten fazla azaltmayı başardı.

VERİLERİN İLETİLMESİNDE MODERN İLETİŞİM ARAÇLARI ŞART

Etkili iletişim teknolojileri de su sektörünün dijitalleşmesinde olmazsa olmaz bir unsur olarak görülüyor. Nitekim akıllı sayaçlar tarafından elde edilen verilerin analiz için güvenli bir şekilde dağıtıcı şirkete iletilmesi gerekiyor. Bu aşamada modern iletişim araçları, merkezi sistemlere ve sonrasında müşterilere veri aktarımını sağlıyor.

Örnek vermek gerekirse, Alman devlet şirketi WasserZweckVerband Warndt, su dağıtım şebekesinde kullandığı akıllı sayaçlardan aktardığı tüketim verileriyle, her bir haneyi yaşanan sızıntılar, kesintiler vb. hakkında bilgilendiriyor. Ek olarak akıllı sayaçlardan elde edilen veriler de müşterilerle paylaşıldığından hanelerin su tüketiminin ‘gerçek’ okuma süresi yılda iki aydan yalnızca iki-üç güne kadar düşürülmüş oldu. Bu, su kullanımı hakkında ayrıntılı bilgi edinebildikleri için müşteri memnuniyetini ve suyu tasarruf ederek kullanma isteğini artırıyor.

Dijitalleşmenin su sektörünün karşı karşıya olduğu zorlukları ele almada önemli bir rol oynamaya devam edeceği belirtilebilir. Bu tür teknolojik gelişmelere entegre olan su dağıtım şirketleri, yalnızca kaynaklarını korumakla kalmayacak, aynı zamanda “sürdürülebilir” bir geleceğe de katkı sağlayacak.