‘Şarj ağı işletmeci lisansına sahip firmalara bütün hizmetleri baştan sona verebiliyoruz’

Solutions2Charge (S2C) Genel Müdürü Dr. Doruk Parman, Kurucu Ortakları ve İcra Kurulu Üyeleri Uğur Kılıç, Saruhan Doğan ve Batuhan Doğan Petroturk TV Haber Yönetmeni Gözde Emlik’in sorularını yanıtladı. Şarj istasyonları, istasyon kurulumu ve projelendirme, mobil uygulama,cihaz tedariği, yönetim ve izleme platformu alanlarında faaliyet gösteren ve yaklaşık 5 yıldır sektörde kendine istikrarlı bir yer bulan Solutions2Charge […]

‘Şarj ağı işletmeci lisansına sahip firmalara bütün hizmetleri baştan sona verebiliyoruz’
Burak Karagöl
  • Yayınlanma4 Ağustos 2023 13:07

Solutions2Charge (S2C) Genel Müdürü Dr. Doruk Parman, Kurucu Ortakları ve İcra Kurulu Üyeleri Uğur Kılıç, Saruhan Doğan ve Batuhan Doğan Petroturk TV Haber Yönetmeni Gözde Emlik’in sorularını yanıtladı.

Şarj istasyonları, istasyon kurulumu ve projelendirme, mobil uygulama,cihaz tedariği, yönetim ve izleme platformu alanlarında faaliyet gösteren ve yaklaşık 5 yıldır sektörde kendine istikrarlı bir yer bulan Solutions2Charge (S2C) hakkında merak edilen soruların cevaplarını şirketin yöneticileri Petroturk TV için cevapladı.

“BÜTÜN HİZMETLERİMİZİ ‘TAM SERVİS HİZMETİ’ OLARAK VERİYORUZ”

1)S2C’nin kuruluş serüvenini sizden dinleyebilir miyiz?

S2C Genel Müdürü Dr. Doruk Parman: Bu işe 5 yıl önce ortaklarımızla beraber başladık. O zamanlar sektör daha çok yeniydi, henüz Şarj Ağı İşletmeci Lisansı verilmemişti. Lisanslar, 2022 yılı Mayıs ayında verilmeye başlandı. Biz lisanslar verilmeye başlamadan evvel 500’e yakın şarj istasyonu kurulumu yapmıştık. Lisanslarla beraber kurulumlar çok daha hızlandı. Biz S2C olarak bir firmanın baştan sona tüm ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. Uygun yer bulmaktan, ekipman teminine, altyapının yapılmasından, mobil uygulamaya, gerekli yazılımın temin edilmesiden, sonraki bakım süreçleri ve çağrı hizmetlerinin verilmesine kadar bütün hizmetlerimizi ‘tam servis hizmeti’ olarak veriyoruz. Sektörün en eski firmalarından biriyiz. Şu anda sektörümüz yoğun dönemlerden geçiyor ve biz de yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz.

“FİRMALARA HEM KEŞİF HEM KURULUM HEM DE ALTYAPI HİZMETLERİ VERİYORUZ”

2) 2023 için neleri hedefliyorsunuz?

S2C Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan: Şarj Ağı İşletmeci Lisansları EPDK tarafından 2022 yılında verilmeye başlandı. Şu anda 120’den fazla Şarj Ağı İşletmeci Lisansı olan firma var. Biz de şarj ağı lisanslarına sahip firmalara bütün hizmetleri baştan sona verebiliyoruz. Keşif, kurulum, altyapı hizmetleri, mühendislik çalışmaları, mobil uygulama ve yazılıma kadar bütün süreçleri tek elden verebiliyoruz. Şu anda lisans gerekliliklerini yerine getirmesi gereken birçok firma var, biz de bu firmalara hem keşif hem kurulum hem de altyapı hizmetleri veriyoruz. 2023 yılı bizim için çok hızlı geçiyor. Şarj Ağı İşletmeci Lisansı her geçen gün arttığı için, bu süre zarfı içinde oldukça fazla kurulum gerektiriyor. Dolayısıyla biz de onların programlarına uyarak kurulumlarımızı hızlandırıyoruz. Şu anda Şarj Ağı İşletmeci Lisansı alan birçok firma var. Bunların içinde akaryakıt sektöründen, otomotiv sektöründen ve diğer sektörlerden firmalar da var. Biz bu firmalara, lokasyon fark etmeksizin, hizmet veriyoruz.

“EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ OPERATÖR BİR FİRMA OLMAMAMIZ”

3) Sektör neden S2C’yi tercih etmeli? Sizi rakiplerinizden ayıran noktalar neler?

S2C Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan: Başta da söylediğim gibi biz, bir elektrikli araç kullanıcısının veya Şarj Ağı İşletmeci Lisansı olan bir firmanın bütün gerekliliklerini tek elden sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla bizimle iletişime geçildiği andan itibaren, bütün süreçleri baştan aşağı yönetebildiğimiz için günün sonunda başka bir firmaya ihtiyaç kalmadan, isteyen evine veya isteyen işletme olarak Şarj Ağı İşletmeci Lisansı kapsamında bu şarj istasyonlarını kurabiliyor. Bizim en büyük avantajımız operatör bir firma olmamamız. Bizim şarj ağı işletme lisansımız bulunmuyor dolayısıyla bu lisansı alan firmalara hiçbir şekilde rakip değiliz. Bunun yanında biz bütün kurulumlarımızı hem iş sağlığı güvenliği kapsamında hem de Şarj Ağı İşletmeci Lisansı alan firmaların akaryakıt sektöründe ve diğer tehlikeli alanlarda bulunan sektörlerde olmasından dolayı SEÇ-G standartları kapsamında yapıyoruz. O yüzden bizim öncelikli konumuz iş güvenliği. Bütün kurulumlarımızı, lokasyon fark etmeksizin, iş güvenliği kapsamında yapıyoruz ve bu konuda uluslararası bütün sertifikalara sahibiz. Aynı zamanda bir diğer avantajımız da şirket ortaklarımızın enerji sektöründe olması, bu sayede hızlı malzeme tedariği ve lojistik sağlama imkânımız var. Dolayısıyla malzeme erişimimiz ve lojistiği konusunda şu anda diğer firmalardan çok daha önde durumdayız.

“TÜRKİYE’DE ENERJİ SEKTÖRÜ ÇOK YENİLİKÇİ”

4) Türkiye’nin elektrik alt yapısı şarj üniteleri için hazır mı?

S2C Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Üyesi Batuhan Doğan: Halkın kendi içinde konuştuğu ve enerji sektörünün de tartıştığı bir konu bu. Her zaman şu söyleniyor; ‘altyapı yeterli mi, hızlı şarj istasyonu kurarsam şebekede herhangi bir sorunla karşılaşır mıyım, evime şarj istasyonu kurabilir miyim’ vs… Enerji sektöründeki temsilciler de; ‘acaba 150-180 KW gücünde istasyonları kurarsak trafo tarafında bir problem yaşar mıyız’ gibi sorular soruyorlar. Yaklaşık 2 senedir lokasyonlarda güç vardı. Özellikle trafo tarafında dağıtım şirketleri gerçekten çok iyi yatırımlar yaptı. Türkiye de bildiğiniz gibi 21 adet elektrik dağıtım şirketi var. Bu şirketiler 2021 senesinde 14 milyar TL’ye yakın bir yatırım yaptılar. Bu yatırımların yaklaşık 11 milyarı dağıtım (trafo, kablo vs.) üzerineydi. Bunların hepsinin yatırımları yapıldı. Dolayısıyla her bir kapasite için ayrı bir yatırım oluşturuldu. Burada her sene trafo sayıları yaklaşık yüzde 8, kablolar da yüzde 10 bareminde artış gösteriyor. Dolayısıyla fazlasıyla yatırım var. Enerji sektörü Türkiye’de bildiğiniz gibi çok yenilikçi. Bu yeniliklere çok çabuk ayak uydurabiliyor. Dolayısıyla şarj istasyonları yatırımları altyapı yatırımlarından daha hızlı ilerliyor. Özel şirketlerin de devlet yatırımını beklemeden yatırım yapması gerekiyor. Devlet tarafı tabi ki yatırım yapıyor. Enerji Bakanlığı desteğiyle 21 elektrik dağıtım şirketi yatırım yaptı ama tabi ki bunlar yeterli olmuyor. Şu anda karşımıza çıkan en büyük problem altyapıda yaşanan yetersizlik. AC üniteler için çok büyük sorunlar olmasa da DC üniteler için özellikle 100’ün üstünde KW’lara çıktığınız zaman, 120-180 KW’larda altyapıda sorunlar yaşayabilirsiniz. Hatta bazı operatör şirketler artık 300-400 KW’lık şarj istasyonları kuruyorlar. Bunlar gerçekten çok yüksek güçler. Karşılaştırdığınız zaman bir ev 7-8 KW kullanıyorken, bir şarj ünitesi 150-180 KW güçler kullanıyor. Dağıtımcılar zaten yatırım yapıyor ama özel sektörün de trafo ve altyapı yatırımları yapması lazım. Biz bu zamana kadar 1500’e yakın keşif yaptık. 1500’ün 600’ü son 1 senedir. DC altyapısı özelinde lokasyonlarda artık çok kapasite kalmadı. Bunlara ek olarak Türkiye’de trafo tarafında aslında kapasiteler gittikçe yetersizleşiyor. Ama Türkiye’nin de yakalayabileceği bazı fırsatlar var. Bunlar şu anda Avrupa’da yavaş yavaş kullanılmaya başlandı. Biz de firma olarak bu konuda öncü olmaya çalışıyoruz.

Bildiğiniz gibi altyapıların yetersiz olduğu yerlerde, Avrupa’da bataryalı şarj istasyonları yavaş yavaş yayılmaya başlandı. Türkiye’de zaten elektrik üretiminde batarya entegrasyonlu bazı ihaleler açıklandı ama şarj istasyonu tarafında bunların henüz bir entegrasyonu olmadı. Biz şirket olarak Xcharge markasının Türkiye’deki distribütörüyüz. Xcharge markası olarak da bataryalı şarj istasyonları kurulumlarına yakın zamanda başlamayı düşünüyoruz. Müşterilerimize bunların da tekliflerini sunuyoruz. Çünkü trafo ve altyapı maliyetleri gün geçtikçe yükseliyor. Burada herhangi bir trafo ve altyapı maliyetine gerek kalmadan bataryalı bir sistem kurduğunuzda yüzde 50-60 maliyetiniz düşmüş oluyor. Aslında sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da kapasite sorunu başladı. Bunu insanlar Türkiye özelindeymiş gibi düşünüyor ama maalesef Avrupa’da da kapasite sorunu var.

Avrupa’da da çok fazla şarj istasyonu kuruldu. Özellikle DC istasyonlar çok kuruldu. Orada da güçler 150-180 ve 300-400 KW’lar. Yani onlar da yavaş yavaş batarya entegrasyonuna geçtiler. Bunlar Türkiye’de de yavaş yavaş yayılacak ki yayılmak zorunda. Son 2-3 senede Türkiye’de çok fazla yatırım oldu. Şarj istasyonu konusunda büyük holdingler yatırımlarını yaptılar.

“DÜNYADA ARAÇ BAŞINA EN FAZLA ŞARJ İSTASYONU DÜŞEN ÜLKE TÜRKİYE”

5)Sektördeki zorluklar sizce nelerdir?

S2C Kurucu Ortağı ve İcra Kurulu Üyesi Uğur Kılıç: E-mobilite sektöründe yaşadığımız zorluklar aslında yeni başlayan ve gelişmekte olan birçok sektörde karşılaştığımız zorluklarla benzer. Ben daha önceki tecrübelerime baktığımda özellikle 2012-2013 yıllarında güneş enerjisi sektöründe yaşanan sıkıntıların benzerlerinin E-mobilite sektöründe de yaşandığını görüyorum. Bunların içinde en öncelikli konu kalifiye iş gücü. Sadece yaptığınız altyapının elektrik teknisyenliği ya da elektrik mühendisliğiyle alakalı olduğunu düşünmeyin, şarj istasyonu hem araç kullanıcılarına hem de işletmecilere operatörlere optimum çözüm sunabileceğiniz sistemler. Dolayısıyla yaptığınız tasarım, kurduğunuz altyapının, bu optimum çözümü elde edebilecek şekilde olması gerekli. Bunun için de kalifiye elemanlara ihtiyaç var. Biz S2C olarak bir misyon yükleniyoruz. Özellikle yeni mezun mühendis arkadaşları bünyemize katıp sektörden gelen tecrübemizle o arkadaşlarımızı E-mobilite sektöründe uzman mühendisler haline getirmeye çalışıyoruz. Sektördeki en büyük sıkıntı bu bence. Çünkü yapılan uygulamaları gördüğümüzde aksaklıkların ve altyapı alnındaki yetersizliklerin ön plana çıktığını görüyoruz ama dediğim gibi yeni gelişmekte olan sektörler için aslında kaçınılmaz bir durum.

Bir diğer husus aslında Türkiye’nin elektrik üretim potansiyeli. Enerji üretim kapasitesi mevcut fakat bu yeni alınacak lisanslar ve kurulacak yaklaşık 3 bin tane DC kapasiteyi de düşündüğünüzde enerji altyapısına çok fazla yük binecek. Altyapı maalesef buna uygun değil. Altyapıyla ilgili özellikle devlet eliyle yapılan birtakım çalışmalar, birtakım güçlendirmeler, kapasite arttırımları söz konusu. Daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesinin devreye girmesiyle altyapıda da birtakım gelişmeler elde edilecek. Özellikle 1-2 yıllık bir süre içerisinde şarj istasyonu ağlarının arttığını da düşündüğümüzde aslında her operatörün kendisinin de altyapıya, özellikle trafo tarafına yatırım yapması gerekiyor. Bu da tabi ki maliyetleri arttırıyor, bu da en büyük sıkıntılardan bir tanesi. Türkiye’deki araç sayısıyla şarj istasyonu sayısını mukayese ettiğinizde, bütün dünyada araç başına en fazla şarj istasyonu düşen ülke Türkiye diyebilirim. Çünkü araç sayısı artmadan, biz altyapıyı ve şarj istasyonu sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Bu da özellikle operatöreler ve bu işe yatırım yapanlar şirketler tarafına ekstra bir maddi külfet getiriyor. Uzun vadede de geri dönüşü zor görünüyor. Sektörün hızlı şekilde büyümesinde önündeki engellerden bir tanesi. Özellikle TOGG’un devreye girmesi, yurtdışından yeni elektrikli araçların gelişi, verilen teşvikler, şarj ağının yenilenebilir enerji yatırımlarıyla entegrasyonu, depolama, güneş enerjisi ve şarj istasyonlarının entegrasyonu durumunda daha optimum çözümler ve daha minimum maliyetlerle de bu sürecin kısa vadede aşılabileceğini düşünüyorum.