Orta Vadeli Program’a göre yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi artırılacak ve enerjide ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması çalışmaları kapsamında yerli ürün kullanım şartı içerecek şekilde YEKA projeleri geliştirilecek. Bununla birlikte deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyelinin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek.
Sibel Acar – Ankara
Türkiye ekonomisinin üç yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program’ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, 5 Eylül tarihinde Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nca hazırlanan ve 2025-2027 dönemini kapsayan OVP’yle temel ekonomik büyüklükler ve hedefler belirlendi.
Programda yer alan temel politika alanları, “Yeşil ve dijital ekonomiye geçişe yönelik teknolojik dönüşümün sağlanması, Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi, makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi, kamu mali reformlarının hayata geçirilmesi, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmeye devam edilmesi, iş gücü piyasasının etkinleştirilmesi ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılması” başlıklarını içeriyor.
OVP kapsamında belirlenen hedefler arasında enerji sektörüyle ilgili önemli başlıklar da yer aldı. Buna göre programda yeşil dönüşüm, enerji verimliliği, sıfır atık uygulamaları, Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, özel sektör yatırımları, kritik madenler gibi başlıklar öne çıktı.
OVP’DE ENERJİ BAŞLIKLARI
OVP’de enerji piyasasıyla ilgili politikalara özel vurgu yapıldı.
Bu kapsamda program döneminde özel sektör yatırımlarının tamamlayıcısı olan kamu altyapı yatırım harcamalarının gözden geçirme programları vasıtasıyla etkinleştirilmesi sağlanarak yenilenebilir enerji, sulama ve sürdürülebilir ulaştırma altyapısının güçlendirilmesine önem verilecek.
Türkiye’yi bölgesinde yüksek teknoloji üretim merkezi haline getirecek büyük ölçekli yatırımlar, proje bazlı özelleştirilmiş mekanizmalar ve cazip destek paketleri hazırlanarak yarı iletkenler, e-mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, haberleşme ve uzay teknolojileriyle yenilikçi dijital teknolojiler gibi yeni gelişen öncelikli teknoloji alanlarını kapsayan HIT-30 programıyla firmalar desteklenecek.
ENERJİ TEMELLİ YAPISAL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI HIZ KAZANACAK
Sanayide yapısal dönüşüm çalışmaları kapsamında sürdürülebilir büyüme için yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilerek uluslararası düzenlemelere uyum güçlendirilecek, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji verimliliği artırılacak.
İklim değişikliğiyle ilgili uygulamaları bütüncül bir biçimde ele alan temel mevzuat hazırlıkları tamamlanarak uygulamaya konulacak.
Sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum hedefleriyle taahhütleri içeren İkinci Ulusal Katkı Beyanı hazırlık çalışmalarıyla 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi tamamlanacak.
Yeşil dönüşüm sürecinde rekabet gücünü korumak, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın (SKDM) etkilerini en aza indirmek ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik karbon fiyatlandırma mekanizması tesis edilecek.
Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ve SKDM sektörlere etkileri değerlendirilecek, AB düzenlemelerinden etkilenecek sektörler için düşük karbonlu sektörel yol haritaları tamamlanacak.
Karbon vergisi niteliği taşıyan vergiler gözden geçirilecek ve tamamlayıcı karbon vergisi dahil karbon fiyatlandırma araçlarının kalkınma ve yatırım ortamı üzerinde yol açacağı ekonomik ve sosyal etkiler analiz edilecek.
Yeşil dönüşüme katkı sağlayacak Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulacak.
Avrupa Birliği (AB) taksonomisi başta olmak üzere uluslararası taksonomi örnekleriyle uyumlu ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözeten Ulusal Yeşil Taksonomi’nin oluşturulmasına yönelik mevzuat çalışmaları tamamlanacak.
YÜKSEK KAPASİTELİ ŞARJ İSTASYONLARI ULUSAL PLANI
Sürdürülebilir ekonomi dönüşümünde gerçeğe ve ihtiyaca uygun bilgi sağlayan finansal piyasa ortamı oluşturmayı teminen işletmeler tarafından kurumsal sürdürülebilirlik raporları hazırlanabilmesine yönelik standartlar ve uzman havuzu oluşturulacak.
Ulaşımda Net Sıfır Emisyon Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulacak.
Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında, ulaşımda emisyon azaltımı ve sürdürülebilirliğin sağlanması, bağlantısallığın artırılması konularında projeler hayata geçirilecektir.
Lojistik sektöründe yüksek kapasiteli şarj istasyonları ulusal planı ortaya konulacak.
Elektrikli araçların yaygınlaştırılması amacıyla şarj istasyon ağı geliştirilecek özellikle yerli elektrikli araçların kullanımı desteklenecek.
Yeşil dönüşüme yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetleri desteklenecek.
Türkiye’nin ısı potansiyelinin değerlendirilmesi ve atık ısının kullanılabilmesi için ısı arzına yönelik gerekli mevzuat düzenlemesi yapılacak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi artırılarak enerjide ithal kaynaklara bağımlılık azaltılarak yerli ürün kullanım şartı içerecek şekilde YEKA projeleri geliştirilecek ve deniz üstü rüzgar enerjisi potansiyelinin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek.
ULUSAL YEŞİL SERTİFİKA SİSTEMİ YAYGINLAŞACAK
Enerji yoğun sektörler öncelikli olmak üzere rekabetçilik ve yerli üretim dikkate alınarak enerji verimliliğini artıran projeler desteklenecek.
Yenilenebilir enerji kullanım oranı ve enerji verimliliği yüksek yeşil binalar ile bunlara yönelik Ulusal Yeşil Sertifika Sistemi yaygınlaştırılacak.
Hidrojen değer zinciri içerisinde yer alan teknoloji alanlarında teknoloji sağlayıcısı konumuna ulaşılmasına yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri desteklenecek.
Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı hayata geçirilecek, ulusal geri kazanım oranları yükseltilecek ve endüstriyel simbiyoz uygulamaları özendirilecek.
İmalat sanayiinde eko-tasarım ve sürdürülebilir ürünlere ilişkin mevzuat takip edilerek karbon ayak izi ve diğer çevresel göstergelerin hesaplanması, izlenmesi için mevzuat geliştirilecek, ihtiyaç duyulacak dijital altyapı desteklenecek.
Döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımlar Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamında desteklenecek.
Sıfır atık uygulamaları yaygınlaştırılacak.
ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARININ ÖNÜ AÇILACAK
Kamu altyapı yatırımlarının etkinleştirilmesi kapsamında yatırımlar özel sektör yatırımlarının önünü açacak şekilde uygulanarak Endüstri Bölgeleri, Organize Sanayi Bölgeleri, Küçük Sanayi Siteleri ile hammaddeye erişim, lojistik, enerji, demiryolu ve liman bağlantısı tedarik zincirine uygun, çevre ve afet boyutu açısından sürdürülebilir şekilde oluşturulacak.
Tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması çalışmaları kapsamında tarım sektöründe, sanayi sektörüyle etkileşim içerisinde, verimlilik artışlarıyla büyümenin sürdürülebilirliği desteklenecek.
Jeotermal kaynakların yanı sıra, rüzgar, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı organize tarım bölgelerinin sayısı artırılacak.
KRİTİK MADEN VE MİNERALLERE YÖNELİK İŞ BİRLİKLERİ
İthalat bağımlılığının azaltılması çalışmaları kapsamında kritik maden ve minerallerin arzını ve arz güvenliğini sağlamaya yönelik uluslararası doğrudan yatırımlar alanında Türk Devletleri Teşkilatı’yla (TDT) iş birlikleri geliştirilecek.
Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) maden yatırımlarıyla ülkemizin ithal bağımlılığının azaltılmasına ve dış ticaret dengesi ile cari işlemler açığının iyileştirilmesine katkı sağlanacak.
Petrol, doğal gaz ve maden kaynaklarına yönelik yurt içi ve yurt dışında arama ve üretim çalışmaları artırılarak rezervlerin katma değeri yüksek şekilde ekonomiye kazandırılması sağlanacak.
Tüm tabii kaynak yönetim sistemlerinin birbiriyle uyumlu bir kurumsal yapılanmaya kavuşturulmasını teminen bu faaliyetlerin tek elden yönetilmesine yönelik gerekli düzenlemeler yapılacak.
Maden arama faaliyetleri mevzuatta kamu yararına faaliyet olarak tanımlanarak madenlerin arama ve işletilmesinin türlerine, niteliklerine ve sürdürülebilirlik ilkelerine göre detaylı olarak ele alındığı yatırım güvencesini artıracak yeni bir temel düzenleme hazırlanacak.
Nükleer enerji elektrik üretim portföyüne dahil edilecek, nükleer kapasitenin artırılmasına yönelik yeni proje ve teknolojiler geliştirilecek ve nükleer santrallerde kullanılan ekipmanların yerlilik oranları artırılacak. İthalata bağımlılığı azaltmaya ve arz güvenliğini temin etmeye yönelik Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler Stratejisi hazırlanacak.
İhracatta yurt içi katma değerin ve çıktı ürünün teknolojik seviyesini artırmak üzere dahilde işleme rejiminin öncelikli hedef ürün ve sektör kapsamına ilişkin düzenleme yapılacak.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
“ENERJİ FİYATLARININ DENGELİ BİR SEVİYEDE KALACAĞI TAHMİN EDİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2020 yılı itibarıyla özellikle pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte küresel emtia fiyatlarında belirgin bir dalgalanma yaşandığını belirterek, “2021 ve 2022 yıllarında, ekonomik toparlanma ve arz-talep dengesizlikleri nedeniyle emtia fiyatlarında ciddi artışlar görülmüştür. Ancak 2023 yılı itibarıyla bu fiyatlarda bir dengelenme gözlenmiştir. 2024 ve 2025 yıllarına dair tahminler, emtia fiyatlarının daha ılımlı bir seyir izleyeceğini ve aşırı dalgalanmaların azalacağını öngörmektedir. Genel emtia fiyatlarında bir stabilizasyon, baz metallerde ise ılımlı bir düşüş beklentisi bulunmaktadır. Gıda ve enerji fiyatlarının da benzer şekilde, daha dengeli bir seviyede kalacağı tahmin edilmektedir. Bu iyileşme ve ılımlı seyir beklentisi, ithalatçı bir ülke olarak Türkiye ekonomisi açısından önemli avantajlar sunmaktadır. Sonuç olarak, OVP 2025-2027 dönemi boyunca küresel emtia fiyatlarında beklenen bu ılımlı seyir, sanayide girdi maliyetleri, Türkiye ekonomisinin dış ticaret dengesi, enflasyon kontrolü ve genel ekonomik istikrar açısından olumlu bir tablo çizmektedir” diye konuştu.
Programın en temel amacının fiyat istikrarını sağlamak olduğuna vurgu yapan Yılmaz, “2023 yılında küresel tedarik zinciri sorunları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve iç talep koşulları dahil pek çok olumsuz gelişmenin etkisiyle enflasyon oranı yüzde 64,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Uygulamaya konulan sıkı para ve maliye politikalarıyla 2024 yılı için enflasyon oranının yüzde 41,5’e gerileyerek, enflasyonla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmesi beklenmektedir. 2025 yılı itibarıyla enflasyon oranının daha da gerileyerek yüzde 17,5 seviyesine inmesi hedeflenmektedir. Bu dönemde ekonominin dengelenmesi ve para politikalarının istikrarlı bir şekilde uygulanması, enflasyonun tek hanelere inmesinde kritik rol oynayacaktır. 2026 yılına geldiğimizde enflasyonun yüzde 9,7’yle tek haneli seviyelere gerilemesi ve 2027 yılında yüzde 7,0’ye gerilemesi öngörülmektedir” dedi.
“MALİYETLERDEKİ DÜŞÜŞ CARİ AÇIĞIN İYİLEŞTİRİLMESİNE YARDIMCI OLACAK”
2025 yılında cari işlemler açığının milli gelire oranının yüzde 2 seviyesinde olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Bu dönemde ihracatta çeşitliliğin artması ve enerji maliyetlerindeki düşüşler, cari işlemler açığının iyileştirilmesine yardımcı olacaktır. 2026 ve 2027 yıllarına geldiğimizde, cari işlemler açığının milli gelire oranının sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 1,3 seviyelerine gerilemesi hedeflenmektedir. Bu, Türkiye’nin dış ticaret açığını sürdürülebilir bir şekilde yönetme kapasitesinin artacağını göstermektedir. Bu projeksiyonlar, Türkiye’nin cari işlemler dengesinde iyileşme sağlamak için attığı adımların ve yapısal reformların bir sonucudur. Özellikle yüksek katma değerli üretimi hedefleyen yeni sanayi politikasıyla ihracatın artırılması, enerji gibi kritik sektörlerde ithalat bağımlılığının azaltılması ve dış ticaretin optimize edilmesi, cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye çekilmesinde kritik rol oynamaktadır. Sonuç olarak bu hedefler, Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirme ve dış ticaret dengesini sağlama yönündeki kararlılığını yansıtmaktadır. Ekonomimizin sürdürülebilir büyüme patikasında ilerlemesi ve dış şoklara karşı dayanıklılığının artırılması için gereken tüm tedbirler alınmaya devam edilecektir” ifadelerini kullandı.
İŞ DÜNYASI ORTA VADELİ PROGRAMI DEĞERLENDİRDİ
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak:
“Programda, öngörülebilirliğin artırılmasının vurgulanması iş dünyamız açısından değerli. Ayrıca, enflasyonu azaltırken bir yandan da dezenflasyon süreciyle uyumlu daha makul bir büyüme patikası öngörülüyor, bu da bir diğer önemli yaklaşım.”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe:
“Makroekonomik göstergeler ve politika araçlarında ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olması son derece önemli.”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç:
“Ekonomik programın uygulama sürecinde sıra, zor kazanımları elde etmeye geldi. Kalıcı düşük enflasyona ivedi şekilde ulaşılması önemli. Zorlu hedeflere, iş dünyasının üretim ve istihdam hedeflerinden ödün vermeden ulaşmak daha da önemli.”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı:
“MÜSİAD olarak OVP kapsamında ortaya koyulan hedeflerin ekonomimize yönelik belirsizlikleri azaltacağına, öngörülebilirliği artıracağına ve böylece ülkemizin pozitif büyüme yolculuğuna Türkiye Yüzyılı’nda da hız kesmeden devam edeceğine yürekten inanıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Pomega’dan 2 GWh ek kapasite için 180 milyon dolarlık yatırım planı23 Kasım 202409:10 LPG piyasası lisans başvurularında “EPDK Başvuru Sistemi” değişikliği23 Kasım 202408:47 Enerji bakanları, bölgesel işbirliğinin önemini vurguladı22 Kasım 202418:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202417:54 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202416:49