‘COP28’in 2030 hedefleri uygulanırsa enerji sektörü dönüşebilir’

IEA’nın COP28’te ortaya konulan hedeflere ilişkin raporu, yenilenebilir enerji kapasitesini üç kat ve enerji verimliliğini iki kat artırmanın uygun koşullar sağlanırsa enerji sektörünü dönüştürebileceğini ortaya koyuyor.

‘COP28’in 2030 hedefleri uygulanırsa enerji sektörü dönüşebilir’
Petroturk
  • Yayınlanma28 Eylül 2024 06:59

Deniz Yaşayan – İstanbul

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai kentinde düzenlenen ve BAE Mutabakatı olarak bilinen COP28’de enerji sektörü için net-sıfır, verimliliğin artırılması ve yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması başlıklarında ortaya konulan hedeflere ilişkin “Durum Tespitinden Eyleme Geçme Zamanı” adlı bir rapor (LİNK) yayımladı.

Yaklaşık 200 ülkenin bir parçası olmayı kabul ettiği COP28’de 2050 yılına kadar küresel enerji sektöründe net-sıfır emisyona ulaşma, fosil yakıtlardan uzaklaşarak yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve 2030 yılına kadar da enerji verimliliğini iki kat artırma sözü verildiğinin hatırlatıldığı raporda, bu hedeflerin nasıl başarılacağına değiniliyor.

“PUSULA” PARİS İKLİM ANLAŞMASI VE BAE MUTABAKATI

Raporda özellikle yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma ve enerji verimliliği iki katına çıkarma hedeflerinin uluslararası bir iş birliğiyle mümkün olduğu, bunun için Paris İklim Anlaşması ve BAE Mutabakatı’nın bir “pusula” işlevi görmesi gerektiği vurgulanıyor.

Rapora göre geniş üretim kapasitesinin oluşturulması ve hükümetlerin fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda kararlı bir siyasi duruş sergilemesi bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde öne çıkıyor. Bununla birlikte daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesi doğrudan tüketiciler için maliyetlerin düşmesi ya da fosil yakıt kullanımının hızla azalması anlamına gelmiyor. Ayrıca bu hedeflere ulaşmak mümkün olmakla birlikte çok basit değil.

Rapordaki hesaplamaya göre yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarmak ve bundan faydalanabilmek için ülkelerin 2030 yılına kadar 25 milyon kilometrelik elektrik şebekesi inşa etmesi ya da var olanları modernize etmesi gerekiyor. Ek olarak ülkelerin 2030 yılına kadar 1.500 GW enerji depolama kapasitesine de ihtiyaç duyacağı, bunun da 1.200 GW’ının pil depolamasından gelmesi gerekiyor. Bu, şu anki duruma kıyasla 15 kat bir artış yaşanması anlamına geliyor. Bunun sağlanması durumunda ise enerji maliyetlerinin yüzde 10 oranında düşürüleceği, emisyonların 6,5 milyar ton azaltılacağı ve ülkelerin enerji güvenliğinin güçlendirileceğinin altı çiziliyor.

KÜRESEL ENERJİ TÜKETİMİNDE ELEKTRİĞİN PAYI ARTMALI

2030 yılına kadar enerji verimliliğini iki katına çıkarma hedefinin daha karmaşık bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğunu belirten raporda, bunun için tüm hükümetlerin enerji verimliliğini odağına alan bir siyaset yürütmesi ve elektrifikasyona odaklanması gerektiği vurgulanıyor.

Raporun devamında, enerji talebini önemli ölçüde azaltmak ve kaynakların dönüşümüne katkı sunmak için çeşitli öneriler sıralanıyor.

Gelişmiş ekonomilerde verimliliği iki kat artırmanın küresel enerji tüketimindeki elektriğin payını 2030 yılına kadar yüzde 30’a kadar çıkarmak anlamına geldiği belirtilirken özellikle elektrikli araçlar ve ısı pompalarının geleneksel alternatiflere kıyasla çok daha verimli olduğuna işaret ediliyor. Gelişmekte olan ekonomiler için ise klima gibi soğutma ekipmanlarının verimli bir şekilde çalıştırılması gibi küçük ölçekli çözümlere dikkat çekilen raporda, modern enerji biçimlerine henüz tam erişimi olmayan ülkeler için Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ne ulaşılmasının hedeflenmesi gerektiği dile getiriliyor.

Raporda son olarak, yenilenebilir enerji kapasitesi ve verimliliğin artırılmasına dönük yukarıda sıralanan COP28 hedeflerine tam olarak ulaşmanın, 2030 yılına kadar küresel emisyonları 10 milyar ton azaltacağı ve Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık hedefine ulaşılacağı öngörüsü kaydediliyor. Bu, kasımda Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek COP29’a gidilen süreçte COP28’in 2030 hedefleri tüm ülkeler tarafından tam olarak uygulandığı takdirde enerji sektöründe istenen dönüşümün gerçekleşmesi demek.