BM Genel Kurulu’na ‘enerji’ temasları damga vurdu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BM 79. Genel Kurulu ziyareti kapsamında enerji sektörüne özel birçok sektörel gelişme yaşandı. Bütün dünyanın yoğun ilgisinde gerçekleşen diplomasi trafiğindeki enerji sektörüne özel gelişmeleri gazetemiz okuyucuları için derledik.

BM Genel Kurulu’na ‘enerji’ temasları damga vurdu
Petroturk.com
  • Yayınlanma4 Ekim 2024 16:20
  • Güncelleme4 Ekim 2024 16:35

Sibel Acar / Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’ye giderek burada bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda ABD’nin New York kentinde, birçok liderle ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde başta Türkiye’nin bölgesel politikaları olmak üzere küresel enerji krizi, mülteci sorunları, iklim değişikliği ve dünya barışı gibi önemli konular ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı ziyarette enerji alanına yönelik de birçok önemli girişimlerde bulundu. Toplantıda öne çıkan ‘enerji’ temaslarını gazetemiz okuyucuları için derledik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk iş insanları ile bir araya geldi.

TAİK GELENEĞİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık bir gelenek hâline gelen bu buluşmanın iki ülke iş çevrelerine yeni iş birlikleri ve ortaklıklar için önemli bir imkan sunduğuna inandığını belirterek, “Ekonomik ve ticari konular Amerika’yla münasebetlerimizin en önemli boyutlarından birini teşkil ediyor. Amerika son iki senedir en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. İkili ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştı. Pek çok defa ifade ettiğim üzere ikili ticaret göstergelerini istikrarlı şekilde artırmak için büyük bir potansiyele sahibiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyük, güçlü ve potansiyeli son derece yüksek bir ekonomiye sahip olduğunu, bugün dünyada hem nüfusu 85 milyon hem de kişi başına geliri 13 bin doların üzerinde olan ABD, Japonya, Rusya, Meksika’yla birlikte 5 ülkeden biri olduğunu dile getirdi.

Yüksek katma değerli, sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, ileri teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları Türkiye’ye daha fazla çekmek istediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu amaçla yeni uluslararası doğrudan yatırım stratejisini hazırladık. Böylece ülkemizin küresel yatırım pastasından aldığı mevcut yüzde 1’lik payı 2028 yılı itibarıyla yüzde 1,5’e çıkaracağız. Yenilenebilir enerji, savunma sanayi, biyoteknoloji ve otomotiv sektörleri özel ilgi gösterdiğimiz ve Amerikan firmalarıyla müşterek çalışmalara imza atabileceğimiz alanlar olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu.

“YEŞİL ENERJİ YATIRIMLARINA NİTELİKLİ DESTEKLER SAĞLAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2030 yılına kadar yüksek teknoloji yatırımlarının odak noktası hâline gelmesini hedeflediklerini belirterek, “Bu maksatla yarı iletkenler, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme ve uzay gibi 30’un üzerindeki başlıkta yapılacak yatırımlara nitelikli destekler sağlayacağız. Sizleri de bu desteklerden istifade etmeye, gelişen Türkiye’yle birlikte büyümeye davet ediyorum” dedi.

Amerika ile gerek karşılıklı iş heyetleri ziyaretleri gerek resmi temaslar açısından verimli bir yıl geçirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Bu temaslarda Orta Asya ve Afrika gibi coğrafyalar başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde de ortak iş yapabilme fırsatları öne çıktı. Bu potansiyeli Eximbank, IFC gibi kuruluşların da aktif desteğiyle hayata geçirebiliriz. 2016 yılında Amerika’dan LNG ithalatına başlamamızın ardından enerji alanında da iş birliğimizin gelişiyor olması memnuniyet vericidir. Bugün Amerika bu alandaki en büyük tedarikçimiz hâline gelmiş olup bu ilişkiyi uzun vadeli bir sözleşmeyle taçlandırmak arzusundayız. Mayıs ayında enerji şirketimiz BOTAŞ’la Amerikalı enerji şirketi Exxon Mobil arasında imzalanan niyet mektubu önemli bir adımdı.”

ERDOĞAN’DAN VİZE ÇAĞRISI

Toplantıda bulunan şirketlerin Türkiye’de önemli yatırımlarının olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerle birlikte yeni yatırımcıları da Türkiye’de görmekten mutluluk duyacağımızı bilmenizi isterim. Türk firmalarının da Amerikan pazarına girişleri noktasında vize başta olmak üzere gerekli kolaylıkların sağlanmasında aktif desteğinizi bekliyorum” diye konuştu.

Türkiye ABD münasebetlerinin ilerletilmesi için özel sektörün çabalarını takdir ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş birlikleri için de herkese teşekkür ederek çalışmalarında başarılar diledi.

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL TİCARET VE YATIRIMIN MERKEZİNDEKİ ROLÜ VURGULANIYOR

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin “Invest in Türkiye” ve dünyanın bağlantı noktası anlamına gelen “Nexus of the World” mesajları New York’un dünyaca ünlü Times Meydanı’ndaki dijital panolarda yayımlandı. Kampanyanın görsellerinde yer alan rüzgar türbini, Türkiye’nin yeşil enerji projelerine ve çevre dostu adımlarına işaret ediyor.

BM 79. Genel Kurulu marjında gerçekleştirilecek olan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG Moment) Anı” ile uyumlu olarak yeşil dönüşüm, kampanyanın ana temalarından biri olarak yer alıyor.

Ofis, 2023’te enerji dönüşümüne yönelik uluslararası doğrudan yatırım projelerine verdiği desteklerle Birleşmiş Milletler Enerji Dönüşümü Yatırım Destek Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü. Özellikle büyük ölçekli rüzgar enerjisi projelerine sağlanan destek, bu alandaki çalışmaların önemli bir parçasını oluşturuyor.

Temmuzda yayımlanan Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi (2024-2028) ile Türkiye, küresel yatırım dinamiklerine yanıt veren ve geleceğin yatırım fırsatlarını şekillendiren kapsamlı bir yol haritası sunuyor.

Söz konusu strateji, yatırım ortamının iyileştirilmesi, dijital ve yeşil dönüşüm, küresel tedarik zincirine entegrasyon ve nitelikli insan kaynağını ön plana çıkaran politikalara odaklanıyor. Türkiye, bu strateji doğrultusunda “Türkiye Yüzyılı”nı yatırım yüzyılı yapma hedefiyle ilerlerken, uluslararası yatırımcıları yeşil dönüşüm projelerine daha fazla katılmaya teşvik ediyor.

“ENERJİ VE ÇEVRE BAŞTA OLMAK ÜZERE YAPICI İŞ BİRLİKLERİNE HAZIRIZ”

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 79. oturumu ABD’nin New York kentinde toplandı.Toplantıda ilk konuşmayı ABD Başkanı Joe Biden yaptı. Biden’ın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Genel Kurul’a hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kuruluna hitabına salondakileri selamlayarak başladı.

BM Genel Kuruluna bugün bir kez daha seslenme fırsatı bulmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 79. Genel Kurulun ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti. Konuşmasında birçok kritik konuya değinen Erdoğan’ın verdiği mesajlar arasında enerji sektörüne dair gelişmeler de yer aldı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin enerji ve çevre başta olmak üzere her konuda yapıcı iş birliğine hazır olduğunu komşu ülkelerden de aynı yaklaşımı beklediklerini katılımcılara aktardı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, LÜBNAN’DAKİ BATARYA PATLAMALARINI DEĞERLENDİRDİ

Yapay zekâ dâhil çığır açan ileri teknolojilerin dönüştürücü gücünden tüm milletlerin eşit şekilde yararlanması gerektiği görüşünü paylaşan Erdoğan, “Ev sahipliği yaptığımız ‘En Az Gelişmiş Ülkeler için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası’ bu yöndeki çabalarımızın somut bir tezahürüdür. Ancak geçtiğimiz hafta Lübnan’a yönelik gerçekleştirilen siber terör saldırıları, aynı zamanda bu teknolojilerin nasıl ölümcül bir silaha dönüşebildiğini de göstermiştir” diye konuştu.

“EMİSYON AZALTIMI VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUM SÜRECİ TEK BAŞINA GÖĞÜSLENEMEZ”

Konuşmasında İklim değişikliği konusuna yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Bakınız, hiçbir ülke emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum sürecini tek başına göğüsleyemez. Gelişmekte olan ülkeler için en önemli hususlar, finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirmedir. Bakü’de düzenlenecek COP29 İklim Zirvesi’nin bu meselelerin çözümüne katkı yapacağına inanıyorum. Daha sürdürülebilir ve temiz bir dünya vizyonuyla eşim Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde başlattığımız Sıfır Atık Hareketi’ni Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 105 ülkenin ortak sunuculuğunda oy birliğiyle kabul edilen kararla küresel boyuta taşıdık. Buradan tüm ülkeleri, uluslararası teşkilatları ve sivil toplum kuruluşlarını hareketimize ortak olmaya davet ediyorum.”

“TABİAT TAHRİP EDİLEMEZ VE BAŞKALARININ YAŞAM HAKKINA ZARAR VERECEK ŞEKİLDE KULLANILAMAZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘21. Yüzyılda Türkiye’nin Çevre Seferberliği’ kitabının takdim yazısında “Tabiat, Allah’ın insanoğluna bahşettiği en büyük nimetlerden biri; yaşam kaynağımız, evimiz, ortak mirasımız ve geleceğimizdir. Yaratıcının sanatını yansıtan tabiat; mukaddestir ve insana emanet edilmiştir, tahrip edilemez ve başkalarının yaşam hakkına zarar verecek şekilde kullanılamaz” ifadelerini kullandı.

Tüm dini inançların tabiattaki ekolojik dengeyi gözetmeyi salık verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:“Ancak Endüstri Devrimiyle birlikte fabrikalarda çalışabilmesi için önce fiziksel olarak doğadan soyutlanan insan, anlamsal bir kopuşa da sürüklenmiştir. İnsanın doğayla ahengi bozularak, hayatın diğer alanları gibi bir hâkimiyet kurma ilişkisine dönüşmüş, kapitalizmin kâr dürtüsüyle tabiat adeta insan eliyle sömürgeleştirilmeye başlanmıştır. Bu anlam kaymasının bir sonucu olarak dünyamız, bugün sanayileşmeden tüketim alışkanlıklarındaki aşırılıklara ve teknolojik ilerlemenin yol açtığı zararlara kadar ciddi bir tahribat ile karşı karşıyadır. Çevre sorunları, toplumsal ve uluslararası sorunlardan ayrı düşünülemez. Bugün acı sonuçlarıyla yüz yüze olduğumuz küresel çevre krizi, modern bireycilik ve benmerkezciliğin dünyamızda siyaset, iktisat ve insan hakları alanlarında ürettiği tüm adaletsizlik ve çarpıklıkların bir izdüşümüdür.”

“ÇEVRE SORUNU DAHA ADİL VE DAHA HAKKANİYETLİ BİR SİSTEMLE ÇÖZÜLEBİLMELİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha adil bir dünya mümkündür” şiarıyla, dünyanın yüz yüze olduğu tüm sosyal, ekonomik ve siyasi krizler gibi, çevre sorununun da ancak daha adil ve daha hakkaniyetli bir sistemle çözülebileceğine inandıklarını bildirdi.

Bir tarafta sınırsız tüketim arzusunun getirdiği sınırsız bir atık problemi yaşanırken, diğer tarafta en temel yaşam hakkı olan temiz suya bile erişemediği için her yıl binlerce çocuğun öldüğü bir dünyada, yarınlara yaşanabilir bir çevre bırakmanın, her şeyden önce insani ve ahlaki bir sorumluluk olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm insanlığın arzusu ve müşterek meselesi olan daha yaşanabilir ve yeşil bir dünyanın ancak küresel çevre sorunları için somut, çözüm odaklı politikalar geliştirilmesi ve her ülkenin elini taşın altına sokarak bu politikaları kararlılıkla hayata geçirmesiyle mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Doğanın korunmasının bütün ülkelerin ve bütün insanlığın ortak meselesi, ortak sorumluluk alanı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizden sonraki nesillere daha yeşil, daha güzel, daha yaşanabilir bir çevre bırakılabilmesi, tüm dünyanın gelecek nesillere karşı ortak sorumluluğunun yerine getirilebilmesi de uluslararası iş birliği ve dayanışmayı zorunlu kılmaktadır” dedi.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ SEVİYEMİZİN TOPLAM ENERJİ ÜRETİMİNDEKİ PAYINI ARTIRDIK”

Türkiye’nin 2002’den bugüne daha yaşanabilir bir dünya için çalışmalar gerçekleştirmeye, doğayı koruyan, çevre kirliliğini önleyen, iklim değişikliği ve çevre kirliliği krizleriyle mücadele eden proje ve faaliyetlerde öncü rol oynamaya devam ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “22 yıl boyunca birçok düzenlemeyi ve uygulamayı hayata geçirdik. Sera gazı emisyonunda tarihî sorumluluğumuz yüzde 1’in altında olmasına rağmen, kendi imkânlarımızı kullanarak bu sorunun çözümüne yönelik çok önemli adımlar attık ve atmaya da devam ediyoruz. Yenilenebilir enerji seviyemizin toplam enerji üretimindeki payını artırarak kurulu güç bakımından Avrupa’da ilk sıralarda yer alan ülkeler arasına girdik. Bir yandan çölleşme ve erozyonla mücadele ederken diğer yandan yeşil kalkınma yolunda Cumhuriyet tarihinin en büyük ağaçlandırma çalışmalarını gerçekleştirdik.

“SIFIR ATIK HAREKETİYLE ÖRNEK ALINAN MODEL ÜLKE OLDUK”

İklim krizinin çözümünde önemli bir adım olarak 2017 yılında başlattığımız, bugün artık küresel bir marka hâline gelen Sıfır Atık Hareketi dünya çapında bir çevre seferberliğine dönüştü. Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürütülen, atık yönetimi konusunda attığımız en önemli adım olan Sıfır Atık Hareketi ile çevre bilincinin oluşmasında etkin rol oynayan ve örnek alınan model ülke olduk. 2022 yılında Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı ilk imzalayan ülke olarak, daha temiz, yeşil ve yaşanabilir bir dünya için tavrımızı da kararlılıkla ortaya koyduk.”

Bundan sonraki süreçte de yeşil ve daha temiz bir Türkiye için çalışmaların, iklim değişikliği ve çevre kirliliği krizleriyle mücadelenin çok boyutlu olarak devam ettirileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel sistemdeki çarpıklıklara karşı ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ diyerek yürüttüğümüz mücadelemizi, iklim krizinin getirdiği haksızlıklar karşısında da sürdüreceğiz” dedi.

‘21. YÜZYILDA TÜRKİYE’NİN ÇEVRE SEFERBERLİĞİ’ KİTABI YAYINLANDI

New York’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’na özel olarak İletişim Başkanlığı tarafından”21. Yüzyılda Türkiye’nin Çevre Seferberliği” kitabı hazırlandı.

Türkiye’nin çevre konusundaki duyarlılığını ve iklim krizi ile mücadeledeki kararlılığını tüm yönleriyle ortaya koymak amacıyla yayınlanan ‘21. Yüzyılda Türkiye’nin Çevre Seferberliği Kitabı’nın takdim yazısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaleme alındı.

Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanan ‘21. Yüzyılda Türkiye’nin Çevre Seferberliği’ kitabı Türkiye’nin uygulamaya koyduğu çevre politikalarını detaylı bir şekilde ele aldı. Çevre ile ilgili yasal düzenlemeler, eylem planları, imza atılan uluslararası anlaşma ve sözleşmelere ayrıntılarıyla yer verilen kitapta, Türkiye’nin çevre konusundaki kurumsal yapısı, bu kapsamda faaliyet yürüten kurum ve kuruluşların üstelendikleri görevler ve sorumluk alanları anlatılıyor.

Kitapta, iklim krizi ve çevre sorunlarına yönelik Türkiye’nin çözüm önerileri ve iş birliği modellerine de yer verilirken, Emine Erdoğan’ın himayelerinde Türkiye’de başlatılan ‘Sıfır Atık Hareketi’ olmak üzere dünyanın örnek aldığı çevre projeleri de uluslararası kamuoyunun dikkatine sunuldu.

Türkiye’nin, çevre diplomasisi faaliyetlerinin örnekleriyle ele alındığı kitapta, yeşil kalkınma başlığı altında yeşil ekonomi alanında yapılan çalışmalara da değinilirken, Yeşil Mutabakat Eylem Planı kapsamında yürütülen faaliyetler, yeşil iş ve istihdam, yeşil ve dijital dönüşüm süreci, yeşil enerji dönüşümü, düşük karbonlu üretim, yeşil sağlık hizmetleri, yeşil ulaşım, sürdürülebilir tarım uygulamaları, yeşil su ve atık yönetimi gibi konular da alt başlıklarda detaylandırılıyor.

Türkiye’nin dünyaya model oluşturan çevre projelerini kapsamlı şekilde ele alan kitap, “Çevre ile İlgili Kurumsal Yapı, Türkiye’nin Çevre ile İlgili Konularda Yaptığı Mevzuat Düzenlemeleri, Strateji Belgeleri ve Eylem Planları, Uluslararası Antlaşma ve Sözleşmeler, Çevre Diplomasisi, Sıfır Atık Hareketi, Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ve Türkiye, Yeşil Kalkınma” olmak üzere 9 bölümden oluşuyor.