Yenilenebilir enerji yatırımları ve devlet desteği

Enerjik Kıbrıs’ın ilk sayısında, KKTC’deki yenilenebilir enerji yasasına dair bilgiler vermiştim. Bu sayıda ise devletin yenilenebilir enerji yatırımlarını desteklerken dikkate alması gereken kriterler ve uygulanabilecek destek yöntemlerinden bahsedeceğim. Her bir alan, kendi içinde ayrıntılı bir şekilde derinleşse de bu yazı genel hatları ile tüm kapsam hakkında bilgi verecektir. Kim bilir, belki de ilerleyen sayılarda her bir unsuru ayrı ayrı inceleme ve farklı ülkelerle karşılaştırma şansımız olur.

Üretim, bilgi erişimi, ulaşım, iletişim gibi yaşamımızın birçok alanının kaynağı olan enerji, sektörel olarak devlet politikasından ayrı düşünülemeyen bir sektördür. Yenilenebilir enerji ise en çok da gelişim aşamasında devlet desteğine ihtiyaç duymaktadır. Bir diğer deyişle, bir ülkede yenilenebilir enerjinin arzu edilen düzeye gelmesi, sadece enerji piyasaları aktörlerinden beklenemez. Yani, yenilenebilir enerjinin istenilen seviyeye gelebilmesi için devletlerin planlı desteğine ihtiyaç vardır. Peki, “planlı destek” derken neyi kastediyoruz? Bu plan neyi kapsamalı ve ne kadar süre için geçerli olmalı?

Sürdürülebilirlik ve verimlilik devlet desteğinin planlanmasının en temel amaçları arasında olmalıdır. Avrupa Birliği’nin devletlerin destek planları için açıkladığı kılavuz, bu alanda gelişmekte olan devletlerin destek planında faydalı olacaktır. Avrupa Birliği, rekabet edilebilir ödenek mekanizması, rekabeti artırıcı kısa ve uzun planlar, kota, yatırım desteği, vergi muafiyetleri ve tarifelere ilişkin açıklamalar ve yönlendirici düzenlemeler getirmiştir.

Devletin, yenilenebilir enerji konusunda politikasını belirlerken, en az dikkate alması gereken unsurlar olarak saydıklarımız, kendi içinde de alt kriterlere sahiptir ancak bu yazı maksatları açısından belirleyici unsurları detaya inmeden genel hatları ile açıklamakta fayda görüyorum. Öncelikle devlet politikasını belirlerken sürdürülebilirlik ve verimlilik amacı ile kısa ve uzun vadeli ihtiyaç belirlenmelidir. İhtiyacın belirlenmesi özellikle finansal destek açısından önemlidir. Keza, yenilenebilir enerji açısından finansal destek ihtiyaçla sınırlı ve piyasadaki rekabeti destekleyici olmalıdır. Destek planları, ayrıca, düşen maliyetlere uyarlanabilir şekilde esnek olmalı ve teknolojik gelişmelere uyumlu olmalıdır. Halka açıklanmamış ve/veya önceye uygulanabilen desteklerden kaçınılmalı, yatırımcının güvenini artırıcı adımlar atılmalıdır. Ayrıca devlet, piyasadaki aktörlerin, rekabeti engellemeyecek şekilde, birbirleri ile işbirliği yapmalarını sağlayıcı programlar yapmalıdır.

Bilindiği üzere, enerji sektörü devletlerin müdahalesine alışık bir sektördür. Yenilenebilir enerjide devletin üstleneceği rol, piyasanın işleyişini ve yatırımcıların bu alana olan katılımını etkileyecektir. Yenilenebilir enerji üreticilerinin, destek planlarında yapılan değişikliklerin sıklıklarından ciddi şekilde etkilendikleri göz önünde bulundurulunca, planlamanın, ciddi bir öngörü ile uzun vadeli yapılması önem arz eder. Reformlar kaçınılmazdır. Ancak, yenilenebilir enerji sektörünün, yatırımcıların odağında kalması için, değişken ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, yasa ve mevzuatlarda yapılan değişikliklerin, tercih edilen teknolojinin ve desteğin süresinin dikkatle belirlenmesi gerekmektedir. Yatırımcıyı sektörde tutmanın en önemli yöntemi, yayınlanmış, yani herkes tarafından bilinen ve erişilebilen, güvenilir planlardır.

• Verilen destekleri düzenleyen uzun süreli hukuksal taahhütler ve bu taahhütlerin zamanında yerine getirilmesi,
• Maliyet ve teknolojik gelişmelere uyum gösterecek şekilde esnek bir destek planı hazırlanması,
• Belirlenmiş üst limitlere ve/veya teknolojik maliyetlerdeki düşüşlere göre destekteki otomatik indirimlerin önceden duyurulması,
• Teftişlerin önceden yapılan planlara uygun olması ve anons edilmemiş herhangi bir ara değişikliğin yapılmaması,
• Yatırımcının haklı beklentilerini zamanında karşılamaya yönelik net taahhütler ve bu taahhütlerde herhangi bir değişiklik yapılmaması,
• Halka açık bilgilendirme,
• Tüketime yönelik finansal plan ve maliyetlerdeki şeffaflık reform, destek planı süreçlerinin doğru yönetilmesi için gerekli olan prensiplerdir.

Bir sektörün yatırımcılar için çekici olabilmesinin en temel kaynağı öngörü ve hukuksal korumadır. Destek programları planlanırken, şeffaflık ve ileriye yönelik planların netliği, uygulanabilirliği, piyasa içerisinde güven uyandıracak ve yatırımcıyı çekecektir. Hukukun etkin rolü ise, yatırımcının korkmadan risk almasını sağlayacak ve sektörel gelişimi hızlandıracaktır. Yaşanmış bazı tecrübeler, sektörel gelişimin tüm yükünün devlete bağlanmaması, piyasanın aktörlerinin aktif olarak var olması gerektiğini gösteriyor. Bu sebepledir ki, destek programları, piyasanın aktörlerinin uzun süreli plan yapabilmesini sağlamalı ve gelişime açık olmalıdır.