YEKA yarışmaları ve enerjide dönüşüm

3.48 dolar cent/kWh’lık rekor fiyat teklifiyle başarıyla tamamlanan Rüzgar YEKA yarışması Türkiye için enerjide hem büyük bir adım hem de bir çok açıdan çok önemli kazanımlar sağlayacak büyük bir atılımın ikinci kilometre taşı oldu.   İlki güneşte ve ikincisi rüzgarda gerçekleştirilen YEKA’lar ile Türkiye yenilenebilir ve yerli kaynaklarından daha çok faydalanıp enerjideki dışa bağımlılığını düşürmeyi […]

YEKA yarışmaları ve enerjide dönüşüm
Emin Emrah Danış
  • Yayınlanma7 Ağustos 2017 11:13

3.48 dolar cent/kWh’lık rekor fiyat teklifiyle başarıyla tamamlanan Rüzgar YEKA yarışması Türkiye için enerjide hem büyük bir adım hem de bir çok açıdan çok önemli kazanımlar sağlayacak büyük bir atılımın ikinci kilometre taşı oldu.

 

İlki güneşte ve ikincisi rüzgarda gerçekleştirilen YEKA’lar ile Türkiye yenilenebilir ve yerli kaynaklarından daha çok faydalanıp enerjideki dışa bağımlılığını düşürmeyi ve aynı zamanda bu ve gelecekte inşa edilecek rüzgar ve güneş santrallerinde kullanılacak güneş paneli ve rüzgar türbinlerini maksimum yerlilik ile yurt içinde üretme hedefiyle yola çıktı.

 

Burada yerli üretim kadar 10 yıl boyunca Türkiye’de yapılacak AR-GE ve sağlanacak binlerce yeni istihdam ile de Türkiye yenilenebilir enerji teknolojilerinde önemli bir know-how elde ederken yetişmiş kalifiye insan kaynağına da sahip olacak.

 

Rüzgar YEKA yarışması sonrası ortaya çıkan tablo bize daha şimdiden bir çok açıdan yarışmalarda ulaşılmak istenen hedeflerin çok ötesinde sonuç ve kazanımlar elde edildiğini gösteriyor. Bu nedenle Rüzgar ve Güneş YEKA yarışmalarını çok daha geniş bir perspektiften ele almak daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için önemli.
Enerjide yaklaşık yüzde 72 oranında dışa bağımlı olan Türkiye için yerli ve yenilenebilir kaynaklardan en yüksek seviyede yararlanılması hedefi uzun yıllardır enerji strateji belgelerinde yer almasına rağmen uygulamada çok fazla mesafe alınamadı. Yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı kurulu güç artışı kadar bir diğer önemli konu olan ekipman üretimi ve teknoloji geliştirmede de yerlileşme istenildiği kadar sağlanamıyordu.

 

Güneş panelleri ve rüzgar santral ekipmanlarında Avrupa, ABD ve uzak doğu ülkelerinin teknoloji geliştirme ve üretimde geldiği seviyeye ulaşabilme hedefi Türkiye için her geçen gün giderek zorlaşıyordu. Mevcut modellerle sonuç alınamayacağı net şekilde görülüyordu.

 

YENİLENEBİLİRDE DEĞİŞİMİN ANAHTARI YEKA OLDU

 

2015’in son aylarında enerji yönetiminde yaşanan değişiklikle birlikte hızla dinamik, sonuç alıcı, hızlı hareket eden, somut hedefler koyarak bu doğrultuda çalışmaya başlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yönetiminin en önem verdiği ve mesai harcadığı konuların başında güneş ve rüzgar YEKA projeleri geliyordu.

 

İlk etapta güneş YEKA projesi için başlayan süreç Bakanlık yönetiminin yoğun çabası ile 1 yıla yakın sürede ihale aşamasına geldi. Geçtiğimiz Mart ayında 1000 MW’lık güneş enerjisi santrali ve 500 MW/yıl kapasiteli panel fabrikası için yapılan yarışma 6,99 dolar cent/kWh’lık fiyatla sonuçlandı.

 

Güneşte mevcut 13.3 dolar cent/kWh’lık YEKDEM teşvikinin yüzde 47,4 altında, toplamda ise 13,3 cent alım garantisinin üzerine yerli ekipman kullanımıyla birlikte ulaşılan 19,5 dolar cent/kWh seviyesinin yüzde 64.2 altında çıkan 6.99 dolar cent/kWh yarışma fiyatı, global trendlerle eşanlı olarak Türkiye’de yenilenebilir enerjide teşvikler ve maliyetlerdeki yapısal değişimin somut olarak görülmesini sağladı.

 

2015 Nisan ayında önlisans başvurusu alınan 3 bin MW’lık RES kapasite tahsisinin 11 bölgedeki 710 MW’lık bölümü için geçtiğimiz Haziran ayında yapılan yarışmalarda oluşan ve -1,61 dolar cent/kWh’a kadar inen eksi fiyatlar yaklaşan YEKA ihalesi içinde önemli bir ipucu veriyordu.

 

3 Ağustos’ta gerçekleştirilen ve dünyanın en önemli rüzgar türbini üreticisi 8 şirketin teklif verdiği Rüzgar YEKA yarışmasında 2 şirket arasındaki kıyasıya rekabet sonucunda ulaşılan 3.48 dolar cent/kWh’lık rekor fiyat teklifi ihaleye katılan şirketlerden sektör temsilcilerine kadar hiç kimsenin beklemediği bir fiyattı.

 

Bir diğer ifadeyle rüzgarda verilen mevcut 7.3 dolar cent/kWh’lık YEKDEM teşvikinin yüzde 52.3 altında, toplamda ise 7.3 cent alım garantisinin üzerine yerli ekipman kullanımıyla birlikte ulaşılan 10.3 dolar cent/kWh seviyesinin yüzde 66.2 altında çıkan 3.48 dolar cent/kWh’lık yarışma fiyatı yenilenebilir enerjideki hızlı yapısal dönüşümün önemli bir sonucu.

 

YEKDEM MEKANİZMASINDA DEĞİŞİM KAÇINILMAZ

 

Güneş ve rüzgar ihalelerinde ortaya çıkan tablo artık mevcut YEKDEM mekanizmasında değişimi, teşvik miktarlarının ise yeniden belirlenmesini zorunlu kılıyor. Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki yaşanan gelişim, hızlı maliyet düşüşü, artan verimlilik ve pazar payı rekabeti bugün gördüğümüz ve rekor olarak adlandırdığımız fiyatların oluşmasındaki en önemli etken.

 

Önümüzdeki yıllarda güneş ve rüzgardaki maliyet düşüşünün ve verimlilik artışının devam edeceği göz önüne alındığında yenilenebilir kaynakların önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir ve teşviklere gerek duymayan fiyat seviyelerine geleceği görülüyor.

 

Türkiye, teşvik maliyetlerinde düşüş, kurulacak fabrikalarda yerli ekipman üretimi ve AR-GE çalışmaları ile yenilenebilir enerji teknolojilerinde önemli bir merkez olma hedef için en kritik 2 virajı geçti.

 

“MİLLİ MADEN VE ENERJİ POLİTİKASI”NIN YERLEŞTİRME AYAĞI HAYATA GEÇİYOR

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından geçtiğimiz Nisan ayında açıklanan Milli Maden ve Enerji Politikasının 3 önemli sacayağından birisi olan yerlileşme hedefi de başarıyla sonuçlanan YEKA yarışmaları sonrası önümüzdeki 2 yılda tamamen hayata geçmiş olacak. Kısa sürede ulaşılan sonuçlar belirlenen stratejilerin ve izlenen yöntemin ne kadar doğru olduğu ortaya koyuyor.

 

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE DUYULAN GÜVENİ GÖSTERİYOR

 

Türkiye ve bölgede son bir kaç yılda yaşanan tüm olumsuzluklara, Türkiye’nin geleceğine ve bekasına yönelik yürütülen tüm art niyetli çabalara rağmen YEKA yarışmaları sonucu ortaya çıkan tablo aynı zamanda önemli bir noktaya daha işaret ediyor.

 

Dünya devlerinin katıldığı YEKA yarışması ile ulaşılan rekor fiyat ve hayata geçirilecek yaklaşık 1.4 milyar dolarlık yatırım aynı zamanda Türkiye’nin ve Türkiye enerji piyasalarının geleceğine duyulan güveni net bir şekilde ortaya koyuyor.

 

Bu tür uzun vadeli, büyük yatırım tutarlarına sahip ve büyük oranda finansmanla hayata geçirilen yatırımlar için en önemli unsur yatırımın yapılacağı ülkedeki istikrar, güven ve öngörülebilir piyasa koşullarına sahip olmasıdır.
Türkiye bazı ülkelerin son aylarda dozu giderek artan tüm karalama faaliyetlerine rağmen yabancı şirketler için güvenilir, istikrarlı ve yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu bir kere daha ortaya koydu.

 

İhaleyi kazanan Ortak Girişim Grubundaki şirketlerden bir tanesinin Almanya’nın en önemli şirketlerinden Siemens olması ise Almanya’nın iki ülke ilişkilerinde yaşanan gerilimi arttıran yaklaşım ve aksiyonlarının tutarsız, gerçeklerden ne kadar kopuk, temelsiz ve yanlış olduğunu çok net bir şekilde gösterdi.

 

Siemens’le birlikte 3 Alman türbin üreticisinin daha rüzgar YEKA yarışmasına teklif vermesi Alman şirketlerinin Türkiye’nin geleceğine güven duyduğunu, Türkiye’de iş yapmak istediğini ve iki ülke ilişkilerinin kısa vadeli iç politik kazanımlar için feda edilemeyecek kadar önemli ve uzun dönemli işbirliğine dayalı olduğunu Alman siyasilere göstermiş oldu.

 

SONRAKİ ADIM ELEKTRİK DEPOLAMA OLMALI

 

Türkiye YEKA yarışmalarıyla birlikte güneş ve rüzgar enerjisi teknolojilerinde geç kaldığı yarışa hızlı ve başarılı bir şekilde dahil oldu. Türkiye yenilenebilir enerjide sürdürülebilir ve etkin bir teknoloji ve üretim üssü olabilmek için bir sonraki aşamada elektrik depolama sistemleri konusunda adım atmalı.

 

Güneş ve rüzgar enerjisinde yaşanan büyük global dönüşümün en önemli ayaklarından bir tanesi maliyetlerdeki düşüş kadar elektrik depolama teknolojilerindeki gelişim ve hızlı maliyet düşüşü.

 

Güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinin baz yük santralleri haline gelerek gerçek bir oyun değiştirici olabilmesi ve sistem üzerindeki risklerinin ortadan kaldırılabilmesi için batarya teknolojilerinin geliştirilmesi ve hem şebeke hem de mikro ölçekte depolama sistemlerinin yaygınlaşması gerekiyor.

 

Türkiye global enerji piyasalarındaki dönüşümün etkin bir aktörü olabilmek için elektrik depolama sistemlerinin geliştirilmesi ve üretimi konusuna da güneş paneli ve rüzgar türbin üretiminde olduğu gibi stratejik öncelik haline getirmeli.

 

Güneş ve rüzgar enerjisi santrallerinde kurulu güce göre artan oranlı olarak depolama zorunluluğunun getirilmesi ( Ör: 1-50 MW kurulu güçteki santraller için yüzde 10; 50-100 MW için yüzde 20 ve 100 MW üzerindeki rüzgar ve güneş santralleri için yüzde 25) yerli elektrik depolama teknolojilerinin geliştirilmesi ve üretimde ölçek yaratılabilmesi için önemli bir potansiyel sunacaktır.

 

Bu sayede Türkiye elektrik depolama konusunda Avrupa ve bölgenin üretim üssü olma yolunda önemli bir adım atabilecek.

 

Aynı zamanda geliştirme çalışmaları devam eden Türkiye’nin ilk yerli otomobilinin gelecek trendleri ile uyumlu şekilde elektrikli olması ve bunun için gerekli batarya teknolojisi geliştirme ve üretiminin de bu sayede karşılanması da mümkün olabilecektir.

 

YEKA yarışmalarındaki başarılı sonuçlar için başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarımız Fatih Dönmez ve emeği geçen tüm Bakanlık ekibini sektör ve ülkemiz adına bir kere daha tebrik ediyoruz.