İş dünyasının ve dolayısı ile her sektörün temelinde iş hayatının temelleri dışındaki ortak nokta sektör paydaşları arasındaki iletişimdir. Popüler sektörler yani tüketici ile doğrudan ilgili ve tüketicinin ilgisi dolayısı ile de daha fazla kamuoyu ilgisi çeken sektörlerde medya bu konuda ciddi bir ortam sağlarken, daha endüstriyel alanlarda sektörel medya ve fuar/konferans gibi ortamlar öne çıkar. […]
İş dünyasının ve dolayısı ile her sektörün temelinde iş hayatının temelleri dışındaki ortak nokta sektör paydaşları arasındaki iletişimdir. Popüler sektörler yani tüketici ile doğrudan ilgili ve tüketicinin ilgisi dolayısı ile de daha fazla kamuoyu ilgisi çeken sektörlerde medya bu konuda ciddi bir ortam sağlarken, daha endüstriyel alanlarda sektörel medya ve fuar/konferans gibi ortamlar öne çıkar. Ancak bunların temelde sağladığı ortam, paydaşların birbirleri ile daha etkin iletişimidir. Enerji sektörü için de bu gerçekten çok önemli ve aynı zamanda iyi kullanılan bir mecradır.
Bu iletişim içerisinde son dönemin öncelikli konularını başlıklar halinde ele almak, farklı sebeplerle bu iletişimin dışında kalmış olabilecek şirket ve kişilere önemli bir hizmet olarak değerlendirilebilir.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAK ALANLARI – YEKA
Son günlerde gerek sektörün özel tarafında gerekse kamu tarafında en çok konuşulan konuların başında YEKA geliyor. Öncelikle Güneş Enerjisi ile başlayacak olan YEKA modeli ile Türkiye yeni bir modeli devreye alacak. Buna göre avantajlı tarife ile elektrik satacak olan yatırımcı buna karşılık ülkeye hem teknoloji getirmiş olacak, hem ithalatı ikame edecek hem de orta vadede ihracata katkı yapacak.
İlk ihale 1.000 MW kurulu kapasite olarak çıkacak gibi gözüküyor ancak şu an itibarı ile bunun kaç parça olacağı konusunda kesinleşmiş bir karar yok. İstenen teknoloji tarafında da kesinleşmiş bir tercih yok gibi. Ancak gözüken o ki, konvansiyonel silikon ile ince film teknolojisi bu konuda çekişecek. Her iki teknolojinin de avantaj ve dezavantajlarının var olduğu biliniyor ancak temel konu bu yapıların kurulması, ardından tekelleşme yaratmayacak bir rekabet modelinin de oluşması.
Diğer önemli husus doğal olarak panel üreticilerinin tüm dünyada sıkıntı çektikleri bir dönemde yatırımın ölçeği konusu. Yıllık 250 – 300 MW üzerinde kapasitelerin bu konuda zorlayıcı olduğu söyleniyor.
Doğal olarak ihale yapısı ve şirketlerin önündeki yasal ve kurumsal kolaylıklar konusu da öncelikli meseleler. Bu konuda görüştüğümüz şirketler genel olarak, ihaleye konsorsiyum ya da Ortak Girişim Gruplarının girmesini ve ihale sonrasında ortaklık yapılarındaki revizyonların ve bazı stratejik hareketlerin önünün kapanmamasının gerektiğini belirtiyorlar.
İhale sonrasında projenin finansmanının kapatılması çok kritik ve bu kadar büyük ölçekte öz kaynak bulma zorluğu şirketleri zorlayacaktır. Özellikle enerji şirketlerinin mevcut borçluluk oranlarına bakıldığında ihale sonrasında iyi getiri gören yabancı fonların bu girişimlere ortak olarak ilgi göstermeleri beklenebilir.
YERLİ KÖMÜR PROJELERİ
İlk projeye Çayırhan’ın açıklanması ile start verilmiş oldu. Aralık ayında tamamlanacak süreç, yine ÖİB tarafından alım garantisi fiyatı üzerinden açık eksiltme yöntemi ile yapılacak. 15 yıllık alım garantisi (inşaat süresi dahil) ve 35 yıllık bir işletme süresi söz konusu. Kapasite ise 800 MW civarı diye tahmin ediliyor.
Bu ihale modeli daha doğrudan ve daha az karmaşık ancak işin yapısı ve nevi bakımından finansman konusunda zorluklar büyük ölçüde mevcut. EPC tarafının içinde olmadığı yapıların bu konuda ilerlemesi kolay değil ve getiri ne ölçüde olursa olsun özellikle batılı fonların ilgi göstermesi pek mümkün gözükmüyor. Bu sebeple öz kaynak ve finansman konuları buradaki en belirleyici unsurlar. Ancak Çayırhan için ilginin yüksek olması yine de beklenebilir zira kömür kalitesi olarak ortaya çıkacak projelerin içerisinde en avantajlı olanı bu.
KAPASİTE PİYASALARI
EPDK Yan Hizmetler Yönetmeliğinin yazımını bitirdiğinden bu yana, uygulama tarafında ciddi bir beklenti var. Sanıyorum en kısa zamanda uygulama konusunda harita netleşecektir. Ancak aynı dönemde yerli kömür santralleri için önerilen TETAŞ kontratlarına karşılık mevcut fiyat seviyelerinde ciddi zorluk çeken yeni doğal gaz santrallerine herhangi bir motivasyon düşünülmedi. Bu konu ile ilgili olarak en fazla söz edilen konu ise kapasite piyasaları. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB) hızla bu konudaki çalışmalarını tamamlayıp kararını vermesini bekleyen oyuncuların sayısı ve sermaye büyüklükleri azımsanmayacak ölçüde.
TALEP TARAFI KATILIMI (TTK)
Yaklaşık 3-4 yıldan beri ETKB, EPDK ve ETD nin yürüttüğü çalışmalar sonucunda Yan Hizmetler Yönetmeliği içerisinde de olsa kendine yer bulabilen TTK, aslında enerjiyi verimli kullanmanın en temel ölçülerinden bir tanesi olarak kabul edilebilir. Özellikle Türkiye gibi kaynaklarda dışa bağımlı ve kısıt bölgelerinin büyük ve sık olduğu ülkelerde çok hayati bir uygulama. Çalışmanın başlaması için EPDK’nın onayladığı yönetmelik ve TEİAŞ’ın TTK için vereceği kapasite (opsiyon) fiyatı tarifesi bekleniyor. Modelin ölü doğmaması için EPDK, sanıyorum tüketici tarafları ile gereken görüşmeleri yaptı ve geri bildirimleri aldı. İleride yarışma şekline dönüşmesi beklenen bu alım modelinde ilk pilot uygulamaları bu kış görmek istiyorsak Ekim ayı içerisinde uygulama esaslarının ortaya çıkması gerekiyor. Piyasa bu konuyu da heyecanla izliyor.
Bu yeni uygulamaları yazıp da son dönemin en popüler konularını atlamamak gerekir. Elbette BOTAŞ’ın indirimi bunların başında geliyor. Bu beklenen bir indirimdi ancak yine de tüm piyasa tarafından olumlu algılandı.
Diğer taraftan ithal kömüre konulan ek maliyet 15 USD/Ton rakamında revizyon konusu da oldukça konuşuluyor. Özellikle ulusal medya konuyu sanki maliyet 15 dolardan 70’e çıkmış gibi yazdı (Habertürk 4 Ekim 2016). Oysa bu yeni uygulama uluslararası piyasada oluşan vadeli fiyat ile 70 dolar arasındaki farkı ek maliyet olarak uyguluyor. Yani vadeli kontratlardaki fiyat 70 dolar olursa ek maliyet sıfırlanıyor. Ancak yayınlanan metindeki formüle bakınca ek maliyetin negatif olma durumundan bahsedildiğine rastlamadım. Yani mantık olarak bu ithal kömür fiyatına bir sabitleme getirmiş gibi. Piyasa fiyatı 50 ise 20 maliyet ödeyecek ithalatçı, 60 ise 10. Yani fiyatı hep 70 kalacak. Formüle göre fiyat 80 olursa da -10 , yani USD 10 geri alacak diye anlaşılıyorsa da buna pek ihtimal vermiyorum.
Son günlerin önemli gündem maddelerinden birisi de aynen akaryakıt piyasasındaki gibi elektrik üretim ve ticaret/perakende sektöründe de ciddi hareketler olacağı. Bazı şirketlerin agresif büyüme ve satın alma planları yaptığı sıkça konuşuluyor. Konsolidasyon için varlık ve portföy fiyatlarının yeterince gerilediğini düşünen yatırımcıların sayısı az değil…
Yakından izlemeye devam ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Zorunlu kış lastiği uygulamasında tarih belirlendi21 Kasım 202418:48 GENSED, Eskişehir’de “Güneş Enerjisi ve Enerji Depolama Semineri” düzenledi21 Kasım 202416:58 SEDAŞ, olumsuz hava koşullarına karşı alarmda21 Kasım 202416:57 Yapay zeka yatırımlarıyla artan elektrik maliyetleri teknoloji şirketlerini zorluyor21 Kasım 202413:18 Yenilenebilir enerjide 2030 hedefleri için yıllık 1000 gigavattan fazla kurulum gerekiyor21 Kasım 202413:17