Dünden bugüne ve yarına hidrojen

Değerli okuyucularım,

Enerji teknolojisinde doğru sanılan yanlışların çokça yapıldığı başlıklardan biri hidrojendir. Hidrojen bir enerji kaynağı değildir. Evrende en çok bulunan, ancak serbest halde olmayan, su ve hidrokarbonlarda saklı, minik, lakin güçlü element hidrojen ve iki atomlu bileşiği (H2) ülkemizde görece az bilgi ile takipte. Bir de teknik şaibeler var.

Hidrojen teknolojisi 2020’de coştu. Yazmak gerek. Bilgi sunmak, paylaşmak gerek. Bu yazımda ve gelecekteki yazılarımda sizlere enerji teknolojisinde akademik yükselmelerini almış bir kimya mühendisi ve Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu hocamın yönlendirmesiyle ülkemizin Temmuz 2002’deki ilk ulusal etkinliği olan I. Ulusal Hidrojen Kongresi’ni düzenleyip, ardından etkinliklerde görev yapmayı sürdürmüş, hidrojen teknolojisini ülkemizde ve küresel takip etmiş yurttaş olarak, mühendis etiği ile yazacağım. Onur duyduğum bir görevim de var. 6 Mayıs 2013’te kurulan Hidrojen Teknolojileri Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyesiyim. Derneğimizi, etkinliklerimizi takibe davet ediyorum.

Hidrojeni bir sunumda, ilk kez, 1988 yılında Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu hocamdan İTÜ Motorlar Laboratuvarı’nda dinlemiş ve “Hidrojen Ekonomisi” kavramını öğrenmiştim. Akla hidrojen gelince, ülkemizin yetiştirdiği  “Hidrojenin Babası” lakaplı, kısaca Dr. V. için ara ara, maalesef eksik bilgi ile fikir yazılıp, söylenip, bazen insafsızlık da yapılabiliyor. Olmaz.

Üç sömestr İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde, ardından City and Guild Koleji, Imperial College of  Science and Technology ve Londra Üniversitesi’nde okuyarak sırası ile makine mühendisliği, ileri mühendislik çalışmaları ve ısı transferi konularında uzmanlaşan Prof. Veziroğlu, Miami Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’nden emekli oldu. 20’li yaşlarında yurtdışında yaşamaya başlayan Dr. V.’nin mühendislik yanını değerlendirme abesle iştigalini yapamam. Sizlerle paylamak istediğim mühim üç özelliği var. Akıcı, doğru ve güzel Türkçe konuşması, sağlığına gösterdiği özen ile neşesi. Mevlam kaliteli ve uzun ömür eylesin.

70’li yıllarda “Fosil Yakıtların Tükenmesi; Küresel Çevre Sorunu; Hava Kirliliği”  temellerine dayandırarak,  Dr. V. “Hidrojen Hareketi” başlattı. O vakitler iklim değişimi başlığı yaygın gündemde değildi. Prof. Veziroğlu küresel-öncü lider olarak Birleşmiş Milletler Danışmanı oldu. Çeşitli ülkelerden 11 bilim insanı (Nam-ı diğer Hidrojen Romantikleri) öncülüğünde, Mart 1974’te Hidrojen Ekonomisi-Miami Enerji Konferansı gerçekleştirildi. Uzak hedef  2074 yılı alınarak, Hidrojen Enerji Sistemi; Sürdürülebilirlik İçin Hidrojen Ekonomisi başlıklarında 2000’li yıllarda hidrojenin iyi bilinen, kabul edilmiş bir enerji sistemi olacağı öngörüsü yapıldı.O yıllarda küçük, büyük yakıt hücreleri yaygın kullanımının artacağı yıl olarak da 2000 yılı enerji sektöründe bekleniyordu. Hidrojen Romantikleri’nin çoğunu tanıma şansım oldu. Merhumların ruhu şad olsun.

Dr. V. yanında, Miami Temiz Araştırma Enstitüsü’nde üniversitelerimizden çok sayıda genç akademisyen yüksek lisans, doktora, doktora sonrası araştırma yaptı. Ortak projeler yürütüldü.

Ben de 2003 yazında misafir araştırmacı olarak bulundum.

Dr. V. Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı Uluslararası Hidrojen Enerji Teknolojileri Merkezi’ni (UNIDO-ICHET) Türkiye’de kurmak için yıllarca uğraştı. Önce İTÜ Ayazağa Yerleşkesini, olmayınca İstanbul Boğazı Rumeli Yakası kuzeyinde bir yer istemişti. Sonunda geçiçi binada, Zeytinburnu’nda UNIDO-ICHET Ekim 2003’te kuruldu. Yerli ve yabancı uzmanların görev yaptığı merkezde, Gezici Hidrojen Evi; Gezici Hidrojen Dolum İstasyonu; Hidrojen Yakıt Hücreli Forklift; Yakıt Hücreli Yolcu Taşıma Aracı; Yakıt Hücreli Hibrit Scooter; İDO Yakıt Hücreli Kesintisiz Güç Kaynağı; Haliç Dolum İstasyonu; Hidrojen Enerjili Gezi Teknesi; İETT-Hidrojen Enerjili Otobüs; Bozcaada Hidrojen Adası adlı projeler yürütüldü. Herhangi bir görev ilişkimin olmadığı UNIDO-ICHET, koordinatörü olduğum İTÜ İstiklal Proje Topluluğu’nun Hidrojenli-Yakıt Hücreli-Elektrik Motorlu Teknesi (MARTI) için yakıt hücresi bağışı yaptı. Merkezin Aralık 2012’de kapatılması resmen münasip görüldü. Başta Avrupa Birliği’nde olmak üzere, dünyada hidrojenin en harika zamanını yaşadığı bugünlerde, enerji değişmek için dönüşürken, karbonsuzlaşırken, enerji depolama ve doğal gaz ile birlikte tüketilme için hidrojen ekonomisinin hak ettiği artı değeri kazandığı bugünlerde UNIDO-ICHET ülkemizde keşke olsa mıydı?  Bu husus çok bileşenli. Yanıtı bakış yönüne göre değişir.

İTÜ’de, üniversitelerimizde, TÜBİTAK’ta, az sayıda sanayi kuruluşunda hidrojen teknolojisi başarı ile çalışıldı. Çalışılmakta. 2000’li yıllarda, otomobilinde suyun elektrolizi ile hidrojen elde ederek, mucizevi motor performans değerlerine ulaştığını iddia eden, kendilerine mucit diyen kişiler İTÜ’ye gelirdi. Hidrojen üretiminin akçeli maliyetini, kütle-enerji dengesini, yaşam döngüsü maliyetini anlatmak zordu. Bugünkü girişimciler, yatırımcılar bilinçli. Açık, erişilebilir kaynaklardan hidrojen enerji sistemini doğru öğrenmek mümkün.

Sizlere gelecek yazımda rengârenk hidrojeni, hidrojen üretim teknolojisini ve uygulama örneklerini yazacağım. Sonra da linyitimiz ve hidrojen ile doğal gaz ve hidrojen konusu yazılarımda olacak.

Enerjinize ve çevrenize iyi bakınız değerli okuyucularım.