Akaryakıt Sektörü’nde Sağlık-Emniyet-Çevre Prensipleri

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nü incelediğimiz zaman tüzüğün ikinci kısmının ‘Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri’ başlığı altında son derece ayrıntılı olarak sağlanması gereken asgari fiziksel koşulları tanımladığını görmekteyiz. Geçtiğimiz sayıda Sağlık-Emniyet-Çevre konusuna genel bir çerçeveden bakmıştık. Bu sayımızda konunun Türkiye boyutuna biraz daha ayrıntılı bakalım. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarı Taslağı Hangi Aşamada […]

Akaryakıt Sektörü’nde Sağlık-Emniyet-Çevre Prensipleri
Av. İrfan Coşkun
  • Yayınlanma19 Aralık 2016 14:08

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nü incelediğimiz zaman tüzüğün ikinci kısmının ‘Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri’ başlığı altında son derece ayrıntılı olarak sağlanması gereken asgari fiziksel koşulları tanımladığını görmekteyiz.

Geçtiğimiz sayıda Sağlık-Emniyet-Çevre konusuna genel bir çerçeveden bakmıştık. Bu sayımızda konunun Türkiye boyutuna biraz daha ayrıntılı bakalım.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarı Taslağı Hangi Aşamada
Uygulamadaki sorunların devam etmesiyle birlikte hukuki düzenleme çalışmalarında da istenen hedefe tam olarak varılabilmiş değildir.
Danıştay 10. Dairesi’nin İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin önce yürürlüğünü durdurması, sonra iptal etmesi, sonrasında da İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarı Taslağının gündeme gelmesi yasal düzenleme çalışmalarında istenen yolun kat edilemediğini göstermektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yayınlamış olduğu “2009-2013 Dönemi Stratejik Planı”nda; Ulusal Konsey’in de aldığı karar doğrultusunda 12 Haziran 1989 tarihli ve 89/391/EEC sayılı AB Çerçeve Direktifinin ulusal mevzuata kazandırılması için bütün çalışanları kapsayacak şekilde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı hazırlandığı yer almıştır. Sosyal tarafların farklı yaklaştığı bu taslaktan anlaşılacağı üzere uygulama şöyle dursun 2003 yılında değiştirilen kanun ve yönetmeliklerden sonra hukuki düzenlemeler konusunda da hedeflenen yolun alındığını söylemek güçtür.
4857 sayılı İş Kanunu uyarınca “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.” (m.77)
4857 sayılı İş Kanunu’na istinaden bir dizi yönetmelik yayınlanmıştır: Bunlardan biri 23.12.2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanan “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği’dir. Bu yönetmelik de “İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği” gibi İş Kanununun 78. maddesi dayanak göstererek yayınlanmıştır. Yönetmeliğin 6. maddesi “Bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte kullanılmakta olan güvenlik ve sağlık işaretleri en geç 18 ay içerisinde bu yönetmeliğin eklerinde belirtilen asgari şartlara uygun hale getirilecektir” hükmünü içermektedir. Bu yönetmeliğin 6. maddesi uyarınca 24.06.2005 itibarı ile 4857 sayılı kanun kapsamına giren tüm işyerlerinden asgari şartların sağlamış olması beklenecektir. Bu yönetmelik de 24.06.1992 tarih ve 92/58/EEC sayılı Avrupa Birliği Konsey Direktifi esas alınarak hazırlanmıştır.
10.02.2004 tarih ve 25369 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan “İşyeri Bina ve Eklentilerinde alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik” işyerlerinin sağlaması gereken asgari sağlık ve güvenlik koşullarını belirlemektir. Çalışma ortamında sağlanması gereken asgari fiziksel şartların tanımlandığı bu yönetmelik de Avrupa Birliğinin 30.11.1989 tarihli 89/654/EEC sayılı konsey direktifi uyarınca hazırlanmıştır. Yönetmeliğin ekleri incelendiği zaman sağlanması gereken asgari koşulların son derece sığ, yüzeysel tanımlamalarla yapıldığı görülmektedir. Oysa İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nü incelediğimiz zaman tüzüğün ikinci kısmının “Sağlık Şartları ve Güvenlik Tedbirleri” başlığı altında son derece ayrıntılı olarak sağlanması gereken asgari fiziksel koşulları tanımladığını görmekteyiz.
11.02.2004 tarihli 25370 sayılı Resmi Gazete’ de “Kişisel Koruyucu Donanımların (KKD) İşyerlerinde Kullanılması Hakkında Yönetmelik” yayınlanmıştır. KKD’larla ilgili yukarıda bahsettiğimiz yönetmelik daha çok üreticileri ilgilendirirken, bu yönetmelik daha çok kullanıcı işyerlerini ilgilendirmektedir. Bu yönetmelik 30.11.1989 tarih ve 89/656/EEC sayılı Avrupa Birliği Konsey Direktifi esas alınarak yazılmış olup, OHSAS 18001 spesifikasyonunun izlerini de taşımaktadır. OHSAS 18001’de sürekli vurgulanan KKD kullanımının en son seçenek olması gerektiği bu yönetmeliğin 1. maddesinde “Bu yönetmeliğin amacı, işyerindeki risklerin önlenmesinin veya yeterli derecede azaltılmasının, teknik tedbirlere dayalı toplu koruma ya da iş organizasyonu veya çalışma yöntemleri ile sağlanamadığı durumlarda kullanılacak kişisel koruyucuların özellikleri, temini, kullanımı ve diğer hususlarla ilgili usul ve esasları belirlemektir” hükmüyle vurgulanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 85. maddesi dayanak alınarak 16.06.2004 tarih ve 25494 sayılı Resmi
Gazete’de “Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği” yayınlanmıştır. Yönetmelik genç işçilerin (16 yaşını bitirmiş, 18 yaşını doldurmamış) ve kadın işçilerin hangi iş kollarında çalışabileceklerini ayrıntılı olarak açıklamaktadır.
10/09/2004 tarihli ve 25579 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Petrol Piyasasında Uygulanacak Teknik Kriterler Hakkında Yönetmelik, 26.12.2003 tarihli 25328 no’lu Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması Hakkında Yönetmelik petrol piyasasındaki emniyet kurallarının temellerini belirleyen önemli kaynaklardandır.
B) Çevrenin Korunması
Yaşanabilecek çevre kirliliği ve tesislerde meydana gelecek maddi hasar ve üretim kayıpları SEÇ standartlarının oluşturulmasının gereğini ortaya koyan bir diğer önemli kriterdir.
Kullanılan hammadde, yarı/mamul ürün, donanım, araç gereç, enerji gibi üretim girdi ve çıktılarının ya da üretim süreçlerinin neden olabileceği hava ve gürültü kirliliği, aşırı sıcaklık ve nem, elektrikle ilgili tehlikeler gibi risklerin derecesi hassas ölçüm cihazlarıyla yapılan numune alma ve laboratuvar analizleri sonucu referans değerlere göre ortaya konabilmektedir.
İşyeri genelinde sağlık, güvenlik ve çevre alanlarında eğitim, kontrol, uygulama, geliştirme, değerlendirme ve önlem alma gibi bir dizi işlevin sürekli olarak, önceden tespit edildiği şekilde yerine getirilmesi, dönemsel gözden geçirmelerle güncellenmesi süreçlerini bir standart dâhilinde ele almak sürdürülebilir ve geliştirilebilir bir yönetim sisteminin inşa edilmesini sağlar.
 BİR AKARYAKIT İSTASYONU İÇİN ÖRNEK S.E.Ç PROSEDÜRÜ;
 Kazaların önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması,
 Kaza olması halinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçların en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması,
 SEC-G sorumluluklarının yetki, görev ve sorumluluklarının tanımlanması,
 SEC-G eğitiminin planlanması ve uygulanması,
 Faaliyetlerimizin sonucunda oluşan atiklerin kontrol edilmesi ve çevresel etkilenmenin en aza indirilmesi,
 Kaynakların ve enerjinin optimum kullanılması,
 Çalışma ortamlarının iş sağlığı şartlarına uygun hale getirilmesi, bakimi ve geliştirilmesi,
 İsçilerin islerini emniyetli bir şekilde yürütmeleri konusunda isçilerin bilgi ve yeteneklerine önem verilmesi
 Çalışanların sağlık ve emniyet program ve girişimlerine katkıda bulunmaları için desteklendikleri ve teşvik edildikleri bir işyeri kültürü geliştirmek şeklinde olabilir.