Yerli rüzgarı

Rüzgar enerjisi temsilcileri TÜREB tarafından düzenlenen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde bir araya geldi. Törene katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez; “Sektörümüz Covid-19 salgınında bile yatırımlarına ara vermedi. Ocak 2019’da 7.591 MW olan kurulu gücümüz 2 yıl içerisinde yaklaşık 3000 MW daha artarak bugün 10.500 MW’ın üzerine çıktı. Yatırımcımızın rüzgâr enerjisine olan yatırım iştahı […]

Yerli rüzgarı
Kubilay Aydeğer
  • Yayınlanma31 Aralık 2021 01:01

Rüzgar enerjisi temsilcileri TÜREB tarafından düzenlenen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde bir araya geldi. Törene katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez; “Sektörümüz Covid-19 salgınında bile yatırımlarına ara vermedi. Ocak 2019’da 7.591 MW olan kurulu gücümüz 2 yıl içerisinde yaklaşık 3000 MW daha artarak bugün 10.500 MW’ın üzerine çıktı. Yatırımcımızın rüzgâr enerjisine olan yatırım iştahı her geçen gün daha da artıyor” diye konuştu.

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından 15 Aralık Çarşamba günü düzenlenen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’ne Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ve TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız katıldı. Bakan Dönmez yaptığı konuşmada, rüzgar enerjisinde ilk adımın 23 yıl önce İzmir’de 1,5 megavat güçle atıldığını ifade etti.

“355 SANTRALİMİZDE TOPLAMDA YILLIK 30 TWH’LIK ÜRETİM YAPIYORUZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez şu ifadeleri kullandı: “Rüzgâr enerjisinde ilk adımı 23 yıl önce İzmir’de attık. Çok değil 1,5 MW gücündeydi o santralimiz ama sembolik anlamı maddi yatırımın çok ötesindeydi. Çünkü Türkiye o gün yeni bir enerji çeşidiyle, yeni bir teknolojiyle tanışmıştı ilk defa. Zamanla rüzgâr enerjisine olan talep öylesine hızlı büyüdü ki kısa bir zaman diliminde gerek üretim gerekse de teknoloji yönünden çok büyük ilerlemeler kaydettik. 

Bugün rüzgâr enerjisi sektöründe yerli ve yabancı toplam 231 firmamız faaliyet gösteriyor. İşletme halindeki 355 santralimizde toplamda yıllık 30 TWh’lık üretim yapıyoruz. 

Rüzgâr kurulu gücünde Avrupa’da sekizinci, dünyada on üçüncü sıradayız. 10 bin 500 MW’a ulaşan rüzgâr enerjisi kurulu gücümüzle bugün elektriğimizin yaklaşık yüzde 10’unu rüzgârdan karşılıyoruz. Özellikle bu sene rüzgâr öylesine güçlü esti ki günlük üretimde birkaç kez yüzde 20’leri aşan yeni rekorlar kırdık. 

Sektörümüz Covid-19 salgınında bile yatırımlarına ara vermedi. Ocak 2019’da 7.591 MW olan kurulu gücümüz 2 yıl içerisinde yaklaşık 3000 MW daha artarak bugün 10.500 MW’ın üzerine çıktı. Yatırımcımızın rüzgâr enerjisine olan yatırım iştahı her geçen gün daha da artıyor. Hâlihazırda 1585 MW kurulu gücündeki 63 santralimiz inşa halinde.  Önümüzdeki dönem yeni YEKA yarışmalarımızla birlikte bu sayıyı daha da artıracağız inşallah.

“TOPLAM 4 BİN MEGAVATLIK YARIŞMA GERÇEKLEŞTİRDİK”

Şimdiye kadar 2 bin MW’ı rüzgâr ve 2 bin MW’ı güneş olmak üzere toplam 4 bin MW’lık YEKA yarışmalarımızı gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönem inşallah toplam 2 bin MW’lık YEKA RES-3 yarışmamızı gerçekleştireceğiz. Başvuruları 27 Nisan 2022 tarihine kadar alacağız. Yarışmalarımız 75 şehrimizde 20 MW ile 90 MW arasında değişen kapasitelerde olacak. 

Mini YEKA adını verdiğimiz yarışmalarımızla birlikte özellikle orta ve küçük ölçekli pek çok yatırımcımız da bu sürece dâhil oldu. Yenilenebilir enerjinin tabana yayılması ve sektöre yeni oyuncuların girmesi bakımından önemli bir kazanım oldu bizler için. Türkiye’nin rüzgârı arkamızda inşallah daha nice güzel işlere hep birlikte imza atmaya devam edeceğiz.”

“KARBON NÖTR ENERJİ KAYNAKLARINA DAHA FAZLA ÖNEM VE DEĞER VERİYORUZ”

Fatih Dönmez; “2000’li yıllarda küresel yenilenebilir enerji istatistiklerinde, Türkiye; “Diğer Ülkeler” başlığı altında gösterilirken, bugün her bir yenilenebilir enerji kaynağında gösterdiğimiz performans takdir ediliyor. Ancak bugün her zamankinden daha farklı ve daha büyük bir sorumluluk içerisinde bakıyoruz yenilenebilir enerjiye. İklim değişikliğiyle mücadele ettiğimiz bugünlerde sürdürülebilir bir gelecek inşası açısından karbon nötr enerji kaynaklarına daha fazla önem ve değer veriyoruz. 

Milli Enerji ve Maden Politikamızı hayata geçirdiğimiz 2017 yılından bu yana devreye aldığımız 25 bin 058 MW kurulu gücün yüzde 74,4’ü yani 18 bin 643 MW’lık kısmı yenilenebilir kaynaklar oluştu.  2019 yılının başından itibaren devreye aldığımız kurulu gücün neredeyse tamamına yakını yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. 2020 yılında yenilenebilir enerji kurulu gücünü en çok artıran dünyada dokuzuncu, Avrupa’da dördüncü ülke olduk. 

Yenilenebilir enerji kurulu gücümüz %54’e yükseldi. YEKDEM mekanizmasıyla yenilenebilir enerjiye önemli bir mali destek sağladık Lisanssız üretimin önünü açtık. Lisanssız üretimde üst sınırı kurumların elektriksel bağlantı gücüne kadar artırdık. Kurumun ya da tesisin ne kadar elektriğe ihtiyacı varsa, o oranda bağlantı gücü kurmasını kolaylaştırdık. Yeşil Tarife ve YEK-G gibi uygulamalarla yeşil enerjisinin gelişimini teşvik ettik. Enerji verimliliğini destekleyecek ve teşvik edecek mekanizmaları geliştirdik, yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. 

2023’te inşallah Akkuyu’nun da devreye girmesiyle yeni bir karbon nötr enerji kaynağını daha enerji portföyümüze eklemiş olacağız.

Yeşil kalkınma hedefi Türkiye’nin yeni dönemdeki en önemli hedeflerinden biridir. İklim değişikliğiyle mücadelede programımızda yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve enerji verimliliği ne önemli argümanlarımız olacak” dedi. 

“2020’DE YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDAN ÜRETİLEN ELEKTRİKLE 73 MİLYON TON SERA GAZI EMİSYONUNU ENGELLEDİK”

Bakan Dönmez sözlerini şöyle sonlandırdı: “Ülkemizde yalnızca 2020 yılında yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrikle 73 milyon ton sera gazı emisyonunu engelledik.

Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca Yeşil Kalkınma Devrimi çerçevesinde yatırım, üretim, istihdam politikalarında köklü değişikliğe yol açacak 2053 karbon nötr hedefimizi kamuoyuyla paylaşmıştı. Biz de bu doğrultuda uzun dönemli planlamalarımızı farklı senaryolar bazında çalışıyoruz. 

Ülkemizin dört bir yanındaki yatırım, girişim ve desteklerimizle çıtamızı her gün daha da yükseğe çıkaracağız. Türkiye’nin rüzgârını yelkenimize doldurarak, üreten Türkiye hikâyemize tam yol devam edeceğiz.  Enerji sektörümüz sürdürülebilir, rekabetçi, doğayla bütünleşik ve teknoloji temelli bir üretim anlayışına doğru hızlı bir şekilde ilerliyor. 

“RÜZGAR EKİP ENERJİ BİÇECEĞİZ”

Bu yaklaşımla büyüttüğümüz rüzgâr enerjisi her geçen gün daha da artıp enerji sektörümüzün temel unsurlarından biri olmaya devam edecek. Tabiri caizse “Rüzgâr ekip enerji biçeceğiz” “Bizim enerjimiz bize yeter” diyoruz. Yeter ki inanalım ve bu doğrultuda gayret gösterelim.”

‘EN ÖNEMLİ HEDEFLERİMİZDEN BİRİ DE SEKTÖRE AİT EKİPMANLARIN YERLİ İMKÂNLARLA ÜRETİLMESİ’

Bakan Dönmez, yenilenebilir enerjiye sadece elektrik üretimi gözüyle yaklaşmadıklarını belirterek; “Aynı zamanda yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve serbest piyasalar açısından da entegre bir süreci birlikte yürütüyoruz. 

Rüzgâr enerjisinde en önemli hedeflerimizden biri de sektöre ait ekipmanların yerli imkânlarla üretilmesi. Şu anda ülkemizde rüzgâr sektöründe faaliyet gösteren 16 yerli üreticimiz bulunuyor. Rotor kanadı, türbin kulesi, bağlantı elemanları ve jeneratör parçaları gibi pek çok ekipman artık ülkemizde üretiliyor. Yaklaşık 15 bin kişi rüzgâr enerjisi sektöründe istihdam ediliyor. 

Sektörümüz yüzde 65 mertebesinde yerli üretim oranıyla enerji teknolojilerinin yerlileşmesinde başı çeken sektörlerimizden birisi durumunda. 

Öte yandan, Türkiye bugün 6 kıtada 45 ülkeye rüzgâr enerjisi ekipmanı ihraç ediyor. Firmalarımızın cirolarının yüzde 70-80’lik kısmı ihracat gelirlerinden oluşuyor. Buradaki ihracat gücümüz ve potansiyelimiz bizim için oldukça önemli çünkü rüzgar enerjisi ekipmanları sofistike bir teknolojiye sahip ve katma değerli ihracat kalemimiz içerisinde de önemli bir kalemi oluşturuyor. Özellikle büyümeye ve ihracata dayalı yeni ekonomik modelimiz içerisinde, genelde yenilenebilir enerji teknolojileri özelde de rüzgar enerjisi teknolojileri önemli bir yer tutacak.

Bu işler sadece maddi yatırım değil elbette. Yapılan bu yatırımlara değer katacak, onları bir adım öteye taşıyacak entelektüel sermayenin yetiştirilmesi de oldukça önemli. Gerek üniversitelerimiz gerekse de araştırma merkezlerimizde önemli girişimler söz konusu. Burada hem üniversite-sanayi hem de üniversite-kamu kurumlar ve özel kurumlar iş birliğine büyük önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.

‘RÜZGAR KURULU GÜCÜMÜZÜN 2030’DAN ÖNCE 20 GİGAVATA ULAŞABİ-LECEĞİNİ HESAPLIYORUZ’

TÜREB Başkanı Ebru Arıcı da dünyanın sürdürülebilirliğini tehdit etmeyen enerji üretim biçimlerine ihtiyaç duyulduğuna işaret ederek, “Devir, artan bu ihtiyacı artık tamamen temiz, yeşil, yenilenebilir kaynaklardan karşılama devri. Bu noktada, özellikle son 5 yıldır bayrağı taşıyan sektör ne mutlu ki rüzgar sektörü oldu.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin rüzgar kurulu gücünde 10 bin megavatın ağustosta aşıldığını anımsatan Arıcı, şunları kaydetti: “Batıda 1,5 megavat ile İzmir Çeşme’de başlayan rüzgar yolculuğumuz doğuda Van Gevaş’ta 2 bin 800 metre rakımda 10 bininci megavata ulaştı. 120 yatırımcımızla, Türkiye’nin dört bir yanında 270 santral ve 4 binin üzerinde türbinimizle, ülkemize güç sağlıyoruz. Halen inşası devam eden, ayrıca mevcut ve planlanan YEKA süreçlerinde olan santrallerimiz de sisteme katıldığında rüzgar kurulu gücümüzün 2030’a gelmeden, 20 gigavata ulaşabileceğini hesaplıyoruz.”

‘KÜRESEL ISINMANIN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN FOSİL YAKIT KULLANIMININ TERK EDİLMESİ GEREKİYOR’

Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde konuşan TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, küresel ısınmanın önüne geçmek için fosil yakıt kullanımının terk edilmesi gerektiğini belirterek, “Kaynakların sınırsız olmadığı dünyada gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmanın yolu, yeşil dönüşümü ivedilikle hayata geçirmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını hızla yükseltmektir” değerlendirmesinde bulundu.