Kömür santralleri neden Persona non grata ilan edildi?

Paris İklim Anlaşması ve iklim hedefleri çerçevesinde gelişmiş ülkeler tarafından ‘istenmeyen adam’ ilan edilen kömür santrallerine, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş sonrası bakış değişti. Birçok ülke kömür santrallerini devre dışı bırakma planlarını ertelerken kapatanlar santralleri tekrar devreye alma yoluna gitti.

Kömür santralleri neden Persona non grata ilan edildi?
SONER OKUR
  • Yayınlanma30 Temmuz 2024 10:21
  • Güncelleme30 Temmuz 2024 10:22

Raşit Kırkağaç / İstanbul

Enerjide yaşanan fiyat dalgalanmaları ve arz güvenliği endişeleri Rusya-Ukrayna Savaşı ile yüksek seviyeye ulaştı. Hal böyle olunca, ülkeler Paris İklim Anlaşması’nda ortaya koydukları kömürden çıkış politikalarını terk etmeye ya da geciktirmeye başladı. Öte yandan bu konuda kararlılıklarını sürdürmeye çalışan ülkelerin sanayi sektörleri enerji arz güvenliği endişesiyle daralma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.

Küresel raporlara göre, ülkeler net sıfır emisyon hedefleri için enerji dönüşümü kapsamında çalışmalar gerçekleştirseler de kömürden çıkmak sanıldığı kadar kolay olmayacak. Asya’da özellikle Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkelerde büyük bir kömür enerjisi kapasitesi bulunuyor. İngiltere merkezli bir enerji enstitüsüne göre, geçtiğimiz yıl küresel kömür kullanımının yüzde 82’sini sağlayan Asya kıtasında, tüketimin yüzde 56’sını Çin tek başına sağladı. Ülke, küresel kömür kapasitesinin üçte ikisini oluştururken 2023’te bu kapasiteye 47.4 GW ekledi. Çin her ne kadar yenilenebilir enerjide devrim niteliğinde atılımlar yapsa da tüm bu çalışmalarını kömürle desteklemeye devam ediyor. Bununla birlikte Hindistan’da elektrik kullanımında yaşanan artış Yeni Delhi hükümetini elektrik kesintilerinden kaçınmak için kömürle çalışan santraller inşa etmeye yönlendiriyor. Hindistan’da kömür tüketimi 2024’ün ilk altı ayında 2023’e göre yüzde 10 daha yüksek olarak gerçekleşti.

Avrupa’ya bakıldığında özellikle Paris İklim Anlaşması çerçevesinde kömür santralleri adeta ‘Persona non grata’ ilan edilmiş durumda fakat enerji arz güvenliği ve artan elektrik talep dengesizliği bölge sanayisini derinden etkiledi. 2023 yılında Avrupa’daki kömür kapasitesi ise söylenenin aksine sadece yüzde 0,6 oranında azaldı. Bununla birlikte kapatılan santrallerin çoğu emre amade olarak tutuluyor. Yani yüksek bir talep durumunda yeniden devreye girmek için hazır bekletiliyor.

Global Energy Monitor (GEM), Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Blooomberg Coal Countdown ve çeşitli rapor verileri üzerine genel bir değerlendirme yapacak olursak Asya’da toplam kömür kapasitesi 1.200 GW olurken bu kapasitenin yüzde 56’sı Çin’den geliyor. Kıta küresel kömürden elde edilen elektriğin yüzde 75’ini üretiyor. Avrupa’da toplam kapasite 150 GW civarında ve kömürden elde edilen elektriğin yaklaşık yüzde 10’u burada üretiliyor. Kuzey Amerika 200 GW’lık bir kapasiteye sahip olup yine Avrupa gibi yaklaşık yüzde 10’luk bir üretime sahip. Afrika’da ise 60 GW’lık bir kapasite mevcut ve kıtada küresel kömürden elde edilen elektriğin yüzde 3’ü üretiliyor.

SAVAŞ SONRASI FİYAT İSTİKRARSIZLIĞI

Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaşın ardından küresel enerji piyasalarında fiyat dengesizlikleri ortaya çıktı. Enerji arzı ve talebindeki bu dalgalanmalar dünya genelinde enerji ekonomi ve jeopolitiğini etkileyen krizlere neden oldu. Rusya’nın savaşın başlangıcında gaz arzını sınırlaması Avrupa’da fiyat artışlarına yol açtı. Rus gazına bağımlı olan Avrupa’da 2021 yılı başında MWh başına ortalama 20 euro olan doğal gaz fiyatları, savaşın başlamasıyla birlikte 2022 yılının Mart ayında 200 euro seviyesine yükseldi. 2023 yılında ise fiyatlar ortalama 150 euro civarında seyretti. Bu fiyat dalgalanmalarından elektrik piyasası da nasibini aldı ve doğal gaz fiyatlarındaki artışa paralel olarak hızla yükseldi. Almanya’da toptan elektrik fiyatları 2021 yılı sonunda MWh başına 150 euro civarındayken 2022 yılında savaşın başlamasıyla birlikte 450 euroyu geçti. Tüm bu yaşananların sonucunda alternatif enerji kaynaklarına yönelen Avrupa’da geçiş sürecinde kömür santrallerinin kapatılmasıyla enerji arzında ciddi sıkıntılar yaşandı. Yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla devreye alınması beklenirken bu süreç zaman aldı ve geçici enerji boşluklarına neden oldu. Özellikle enerji yoğun sektörler olan çelik, kimya, cam gibi sektör yatırımlarında etkiler daha belirgin hale geldi. Sonuç olarak birçok ülke kömür santrallerinin kapatılması konusunda geri adımlar atmaya başladı. Kısa vadede enerji arz güvenliğini sağlamak için kömür santrallerinin yeniden faaliyete geçirilmesi veya kapatılmasının ertelenmesi gibi geçici çözümler benimsendi. Örneğin, ekonomisi daha kırılgan olan Yunanistan kömür santrallerini 2028’e kadar açık tutma kararı aldı. Ülke, enerji güvenliğini sağlamak için linyit kullanmaya devam edecek.

TÜRKİYE’NİN İŞLETMEDEKİ KÖMÜR FİLOSU YÜZDE 34 BÜYÜDÜ

GEM’in raporuna göre, Türkiye, OECD ülkeleri ve çevresindeki Doğu Avrupa ve Batı Asya bölgelerindeki ülkelere göre 4.8 GW’lık yeni kömür önerisi ile en fazla önerilen kapasiteye sahip ülke konumunda. Raporda Türkiye’nin 2015 yılından bu yana işletmedeki kömür fi losunun 5.2 GW artarak yüzde 34 büyüdüğü üzerinde duruluyor. Raporda ayrıca Türkiye’nin 2023 yılında yerli kömür endüstrisini geliştirmeye devam etmesine karşın küresel olarak önerilen kömür kapasitesi açısından sekizinci sıraya gerilediği belirtildi.

TÜRKİYE’DE KÖMÜR SANTRALLERİ AÇISINDAN DURUM NE?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verileri, 2023 yılında ithal kömür santralleri kurulu gücünün 10.373 MW, linyit kurulu gücünün 10.193 MW olduğunu söylüyor. İthal kömürden elektrik üretim oranı 72.12.040 MWh olurken linyit bazlı elektrik üretimi ise 40.929.632 MWh olarak gerçekleşti. İthal kömür ve linyit santrallerinin toplam üretimi yüzde 34’ü geçerken kömürden plansız şekilde çekilmek ve kömürü “istenmeyen adam” ilan etmek hem Türkiye sanayisinin artan gücünü baltalar hem de elektrik piyasasında ciddi dengesizliklere yol açabilir.

KAOTİK SENARYODA ARZ GÜVENLİĞİ İÇİN YERLİ KAYNAK TEK SEÇENEK

Jeopolitik risklerin arttığı ve yoğun kutuplaşmaların yaşandığı günümüz politik ortamında Türkiye’nin enerji arz güvenliği konusunda şüphesiz ki en güçlü seçeneği yerli linyit kömürüyle ürettiği elektrik olacak. Avrupa’nın yaşadığı sıkıntının temelinde de bağımlılık yatıyor.

Kendi kaynaklarımızla baz yük santrallerde üretilen elektriğin öneminin altını çizmek ve savunma sanayi gibi enerji sektörünü de stratejik bir konumda ele almak kaçınılmaz.

* Persona non grata: Bir ülkeye girişi yasaklanan ve o ülkede istenmeyen kişi