
ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, elektrikte son kaynak değişikliği ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Gelir düzeyi belirli bir seviyenin üzerinde olan kesimlerin maliyet bazlı fiyat politikası uyarınca maliyetleri ödemeleri yolundaki bu adımı doğru buluyor, bu sürece destek veriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Sibel Acar – Ankara
Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) Yönetim Kurulu Başkanı Barış Erdeniz, bir grup gazeteciye özel açıklamalarda bulundu.
Son dönemin güncel konuları arasında olan elektrikte sübvansiyon miktarı, kademeli tarifeye geçiş, elektrikli araçların sistem üzerine etkisi gibi güncel başlıkları değerlendiren Erdeniz, Türkiye’de elektrik ekosistemi üzerine merak edilen soruları cevaplandırdı.
ELEKTRİKTE SON KAYNAK TEDARİK TARİFESİ TÜKETİM MİKTARLARI BELİRLENDİ
Yapılan düzenlemeye göre, Kurum, mesken tüketicileri, AFAD tarafından kurulan geçici barınma merkezleri, köy tüzel kişiliğine ait içme suyu temini ve dağıtımı amaçlı kullanılan tesisler, tarımsal faaliyetler için kullanılan tüketiciler ve diğer tüketici grupları için son kaynak tedarik tarifesi kapsamında yıllık tüketim miktarları belirledi.
Buna kapsamda 2025 yılı için mesken tüketici grubu kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler ile birlikte mesken olarak kullanılan müstakil binalar, apartmanlar ve apartmanlar içindeki bağımsız bölümler, konut kooperatifleri ve konut siteleri ile bu yerlerin ayrı sayacı ile ölçümleri yapılan kalorifer, asansör, hidrofor, merdiven otomatiği, kapıcı dairesi ve benzeri ortak kullanım yerlerine yönelik yıllık 5 bin kilovatsaat olarak uygulanacak.
Yine bu miktar, mesken tüketici grubu kapsamında yer alan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kurulan geçici barınma merkezleri, köy tüzel kişiliğine ait içme suyu temini ve dağıtımı amaçlı kullanılan tesisler ile diğer tüketicilere ve tarımsal faaliyetler tüketici grubuna yönelik yıllık 100 milyon kilovatsaat, kalan tüketici gruplarına yönelik yıllık 15 bin kilovatsaat olarak uygulanacak. Öte yandan, aynı tebliğde yer alan Kurulca belirlenen katsayının (KBK) 1 Ocak 2025’ten itibaren 1,0938 olarak uygulanmasının devamına karar verildi. Söz konusu karar, 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girecek.
Başkan Erdeniz, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 16 Kasım tarihinde açıklanan ‘Son Kaynak Tedarik Tarifesi Tebliği’nde yapılan düzenlemeyle ilgili “Sektör olarak maliyet esaslı tarifeye geçişi uzun zamandır savunuyoruz” dedi.
“GERÇEKTEN DESTEKLENMESİ GEREKEN KESİM DESTEKLENMELİ”
Gelir düzeyi belirli bir seviyenin üzerinde olan kesimlerin maliyet bazlı fiyat politikası uyarınca maliyetleri ödemeleri yolundaki bu adımı doğru bulduklarını aktaran Erdeniz, “Bu sürece çok destek veriyoruz. Ayrıca, maliyet esaslı tarifeye geçişin daha erken uygulanması gerektiğini düşünüyorduk ancak atılan adımın çok doğru olduğunu söyleyebilirim. Hatta kısa ve orta vadede, hızlı bir şekilde, ilan edilen son kaynak tedarik limitinin daha aşağıya çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yani gerçekten desteklenmesi gereken, kırılgan tüketici veya korunmaya muhtaç tüketici olarak tanımlanan haneler desteklenirken, 5 bin kilovatsaat olan oran kamunun üstündeki sübvansiyon yükünü azaltacak seviyelere yaklaştırılmalı. Doğru iletişimle yeni dönemin nasıl gelişeceğini aktarabileceğimiz önümüzde kısa bir zaman dilimi var” değerlendirmesinde bulundu.
Küresel sübvansiyon mekanizmalarının uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdeniz, “Ukrayna-Rusya savaşından itibaren emtia fiyatlarının hızlı yükselmesinin ardından dünyada uygulanan sübvansiyon politikasına Türkiye olarak biz de katıldık. Şu anda bu politikalardan çıkış tüm dünyada tartışılıyor, belirli adımlar da atıldı ama tam bir çözüm bulunamadı. Bizde de aynı durum var. Yani aslında şu anda tartıştığımız konunun temelini doğru saptamalıyız. Gerçekten desteklenmesi gereken hanelerin dışındaki kesimleri neden destekliyoruz sorusuna yanıt bulamıyoruz” dedi.
“MALİYET BAZLI ENERJİ POLİTİKASINA VE FİYATLAMA POLİTİKASINA DÖNÜLMELİ”
Elektrikli araç sahibi olabilecek ya da ısı pompasına yatırım yapabilecek kadar gelire sahip kişilerin devlet tarafından sübvanse edilmesine ihtiyaç duymaması gerektiğinin altını çizen Erdeniz, “Sübvansiyonlar, gerçekten ihtiyacı olan kesimlere yapılmalı. Bugün itibarıyla baktığınızda mesken faturasının desteklenen ilk kademesi 496 lira. Arkadaşlar, elektriğin maliyeti 3000 lira. Dolayısıyla ‘496 liraya elektrik almaya devam edeyim, elektrikli arabamı da şarj edeyim, elektrikle de ısınayım’ mantığı ne kadar doğru? Hem dağıtım şirketleri üzerinde hem de ilgili kurumlar üzerinde milyarlarca dolar bir yük var. Dolayısıyla bunun sürdürülebilir olmadığını, maliyet bazlı enerji politikasına ve fiyatlama politikasına dönülmesi gerektiğini, bu sebeple de son kaynak tedarik limitinin orta vadede aşağıya indirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Gerçek anlamda desteklenmesi gereken meskenlerin, kesimlerin desteklendiği bir politikaya geçilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“SEKTÖRDEN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNE 2,2 MİLYAR DOLARLIK KATKI”
Erdeniz, sübvansiyonların elektrik dağıtım sektöründe yarattığı yük ve sürdürülebilirlik sorunlarına ilişkin yaptığı açıklamada, “Elektrik dağıtım şirketlerinin üzerinde operasyonel mükemmellik ve kalite zorunluluğu bulunuyor. Kesintisiz enerji ve arz güvenliğini sağlamak istiyorsak, operasyonlarımızı en güvenli ve doğru şekilde yönetmek zorundayız. Evlerinize her ay sayaç okumaya gelen personeli görüyorsunuz, ancak arka planda yüzlerce, hatta binlerce kişi, enerji arz güvenliğinden sorumlu olarak, direklerin tepesinde bakım ve onarım yapıyor, zor iklim koşullarına rağmen elektriği kesintisiz ulaştırmak için çalışıyor. Bunun ciddi bir maliyeti var. Fiyatları doğru ayarlayamadığımız her dönem, elektrik dağıtım şirketlerinin üzerindeki maliyetler giderek büyüyor” diye konuştu.
Erdeniz, sektörün sübvansiyon yüküne ve biriken alacaklara rağmen 2023’te 2,2 milyar dolarlık yatırım yaparak enerji arz güvenliğini desteklemeyi başardığını vurgulayarak, “Bu kadar büyük yatırımı yapıp enerji arz güvenliğine destek olan sektör, yine yapması gerekeni yapacaktır. Bundan eminim. Ancak, sektörün sürdürülebilirliği için normale dönüşün bir an önce sağlanması gerekiyor. Çünkü asıl meselemiz bugünü kurtarmak değil geleceği de garanti altına almaktır” şeklinde konuştu.
Enerji sektöründe yaşanan dönüşüme dikkat çekerek, elektrifikasyonun hızlanmasıyla birlikte enerji tüketiminin artacağı ve enerji arz güvenliğiyle ilgili ciddi bir dönüşüm sürecine girileceğini belirten Erdeniz, “Bu dönüşüme ayak uydurmak için elektrik dağıtım şirketleri olarak önümüzdeki 8-10 yılda asgarisinden 20 milyar dolarlık bir yatırıma ihtiyaç var. Bu yatırım yapılabilirse omurga, bu dönüşüme hizmet verebilir. Dolayısıyla buna hazırlık yapmamız gerekiyor. Ancak mevcutta uygulanan yaygın sübvansiyonlardan dolayı sektörümüzün ana gündem konusu şaşıyor. Alacaklar ve biriken sübvansiyon miktarı gibi konular ön plana çıkıyor. Oysa aslında bizim en önce konuşmamız gereken şey, bu büyük enerji dönüşümüne dünyada liderlik etmek. Gerisinde kalmayı bırakın, dünyada gerçekten parmakla gösterilecek bir şebeke kalitesine ulaşmayı hedeflemeliyiz. Biz buna odaklanmış durumdayız” değerlendirmesinde bulundu.
ERDENİZ, YENİLENEBİLİR ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ İÇİN ALTYAPI YATIRIMLARININ KRİTİK ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Elektrikli araçların yaygınlaşması ve elektrik tüketiminin hızla artmasıyla birlikte enerji altyapısında köklü bir dönüşümün gerekliliğine vurgu yapan Erdeniz, “Şu anda bir sokakta üç elektrikli araç varken, bu sayı kısa sürede 20’lere, hatta 100’lere çıkacak. Bugün için güç ve enerji talebini karşılamada sorun yok. Ancak, gerekli yatırımları yapmazsak mevcut sistem bu artan talebi karşılayamayabilir. Herkes arabasını istediği zaman şarj edebilmek veya evdeki elektrikli cihazlarını sorunsuz çalıştırabilmek istiyorsa, enerji şebekesinin güçlendirilmesi ve dönüştürülmesi şart” dedi.
Erdeniz, elektrik tüketimi ve ihtiyacında yaşanabilecek kısıtlamalarla tüketicilerin elektriğin değerini daha iyi anladığını belirterek, “O yüzden önümüzdeki dönemde tüketim arttıkça, kişilerin ve tüketicilerin bununla ilgili farkındalıkları artacaktır diye düşünüyorum. Bizim buradaki amacımız, o tüketim esnasında onlara herhangi bir kısıt yaşatmayacak bir şebekeyi hazır hale getirmek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çanakkale’de 100 bin fidanlık “enerji ormanı” oluşturuyor20 Nisan 202517:37 Türkiye Avrupa’ya “yeşil hidrojen” ihraç edebilir konuma yakın19 Nisan 202518:29 ASPİLSAN Enerji, ürettiği pil ve bataryalarla savunma sanayisinin karbon ayak izini düşürüyor19 Nisan 202512:36 Rekabet Kurulu, Stellantis’in, Tofaş tarafından devralma işlemini onayladı19 Nisan 202512:34 ABD yönetimi, madencilik projelerinde izin süreçlerini hızlandırıyor19 Nisan 202512:33