
Sponsorluğunu Eşarj’ın üstlendiği, moderatörlüğünü ise Dolubatarya Kurucusu Bilal Akgündüz’ün yaptığı ‘E-mobilite Oturumu’nda Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri Genel Müdürü Barış Altınay, Ovolt & Sharz. Net Genel Müdürü Hakan Koca, Estasyon Yönetim Kurulu Üyesi Murat Timur ve Solutions to Charge Kurucu Ortak ve İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan konuşmacı olarak yer aldı.
Sponsorluğunu Eşarj’ın üstlendiği, moderatörlüğünü ise Dolubatarya Kurucusu Bilal Akgündüz’ün yaptığı ‘E-mobilite Oturumu’nda Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri Genel Müdürü Barış Altınay, Ovolt & Sharz. Net Genel Müdürü Hakan Koca, Estasyon Yönetim Kurulu Üyesi Murat Timur ve Solutions to Charge Kurucu Ortak ve İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan konuşmacı olarak yer aldı.
Dolubatarya Kurucusu Bilal Akgündüz
‘2025’te elektrikli araç sayısının iki katına çıkması bekleniyor’
Elektrikli araçlardan bahsederken, Çin’i göz ardı etmek neredeyse imkansız. Çünkü Temmuz 2024 itibarıyla Çin’de 24,7 milyon elektrikli araç bulunuyor. Yani, şarj olabilen 25 milyona yakın araç var. Geçtiğimiz ay, 5 terabayt elektrik harcandı ve 3,5 milyon şarj istasyonu mevcut. Bu, Türkiye’nin yıllık elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor.
Bu yıl Çin’de 45 terabayt şarj için elektrik harcanmış durumda. Ancak, bu kadar elektrik harcaması tamamen mevcut şebeke gücüyle sağlanmıyor. Şarj istasyonu kurmak isteyenler, devlet tarafından sağlanan hibeler ve desteklerden yararlanabiliyor. Çin’de bu büyüme hızla devam ediyor ve devlet, batarya değişim istasyonları gibi yatırımlara teşvik sağlıyor. Örneğin, 1 MW şarj kapasitesine sahip bir istasyonun 30 kW kısmı için hibe alabiliyorsunuz. Bu tür destekler, Türkiye’de uygulamada daha farklı olabilir. Burada devlet desteklerinden çok, kurulumla ilgili engeller ve cezalarla karşılaşabiliriz.
Kullanıcı deneyimi hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum. Telefonumda birçok şarj uygulaması var, bazılarını indiriyorum ama hiç kullanmıyorum. Bu, aslında kullanıcı alışkanlıklarının nasıl oluştuğunu da gösteriyor. Şarj bilgileri 10 dakika içinde uygulamama geliyor ama özellikle kışın soğuk havalarda şarj istasyonlarında yaşanan sorunlar, bu deneyimi olumsuz etkileyebiliyor. Dinlenme tesislerinde cihazlar soğuyor ve bu da kullanıcı için ek zorluklar yaratıyor.
Birçok şeyin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. 2025’te elektrikli araç sayısının iki katına çıkması bekleniyor ama bunun için daha fazla altyapı kurmamız, yeni çözümler üretmemiz gerekiyor. Şu an istasyonlar kuruluyor, güç sağlanıyor ve uygulamalar devreye giriyor. Fakat gece saatlerinde, akaryakıt istasyonlarında olduğu gibi, şarj istasyonlarında hizmet alamama durumları yaşanabilir. Bu da kullanıcılar için sıkıntı oluşturabilecek bir sorun.
Türkiye’de elektrikli araçlar artık benimsenmiş durumda. Yeni yerli markalar devreye girmeye başladı ve Türkiye’de çok önemli adımlar atılmaya başlandı. Bu gelişmeler, elektrikli araç pazarının büyümesinde önemli bir rol oynayacak.
Solutions to Charge Kurucu Ortak ve İcra Kurulu Üyesi Saruhan Doğan
‘Firmalar belirli bir kurulu güç talebinde bulunmalı’
Son yıllarda, özellikle şarj istasyonlarıyla ilgili yangın gibi olaylar dikkate alındığında, bu tür kazaların çoğunlukla araçlardan kaynaklandığını görüyoruz. Şarj istasyonları kaynaklı yangınlar çok nadir olurdu, çünkü şarj istasyonlarında genellikle koruma önlemleri bulunuyor. Ancak, burada önemli bir sorun var: Araçla şarj istasyonu arasındaki haberleşme. Araç, şarj istasyonuna ihtiyacı olan enerji miktarını bildirdiğinde, AC şarjında veri iletimi daha basit olurken, DC şarjda haberleşme çok daha hızlı ve kesintisiz olmalıdır. Eğer bu iletişimde bir kopma olursa, araç çok yüksek voltaj alabilir ya da akımı doğru şekilde ayarlayamayabilir. Şarj istasyonu, aracın ne kadar enerjiye ihtiyacı olduğunu bilmediği için, maksimum gücü verebilir.
Özellikle DC şarj istasyonları kuran firmaların, artık belirli bir kurulu güç talebinde bulunması gerekiyor. Bu durum, önceki yıllarda böyle değildi. Çünkü dağıtım şirketlerine enerji temini için sorular sorulduğunda, genellikle kolayca çözülebiliyordu. Ancak bugün, daha büyük enerji yatırımları gerekiyor. Türkiye’de 21 elektrik dağıtım şirketi bulunuyor ve her biri, yılda 2 milyar dolar civarında yatırım yapacak. Bu yatırımlar, çoğunlukla kayıp ve kaçak oranlarını düşürmeye yönelik olsa da şarj istasyonları kuran firmaların yatırımları özel sektöre kalıyor.
Bu süreçte en büyük sorunlardan biri kapasite meselesi. Şarj istasyonları kurulurken, her noktada yeterli kapasite sağlanması zor olabiliyor. Bazı bölgelerde, akaryakıt istasyonları gibi yerlerde bile, gerekli altyapıyı bulmak zor. Biz, 2 binden fazla keşif yaptık ve şarj için uygun bağlantı noktaları aradık. Bu noktada, özellikle şehir içi yerlerde kapasite arttırımı yapmak önemli bir konu olacak.
Bir diğer önemli nokta, şarj istasyonları kurulduktan sonra, bu istasyonların sürekli hizmet vermesi gerektiğidir. Çünkü şarj istasyonu, sürekli açık olmalı ve 7/24 izlenmelidir. Ancak, sahada çok sayıda arızalanan istasyon bulunuyor. Ucuz ve düşük kaliteli ürünlerin kullanımı, bu tür aksaklıklara neden olabiliyor. Bizim de şarj istasyonları kurarken, sadece istasyonu kurmakla kalmıyoruz aynı zamanda sürekli bakım ve izleme hizmeti sunuyoruz.
Ovolt & Sharz.Net Genel Müdürü Hakan Koca
‘Elektrikli araçlar yayıldıkça e-mobilite ekosistemi oluşacak’
37 yıl önce bu sektöre adım attığımda, benzin istasyonu olarak başladık, sonra mazot, ardından LPG geldi. Zamanla, istasyon kelimesi sadece bir akaryakıt noktası olmaktan çıkıp, bir yaşam alanına dönüştü. Bugün, bir akaryakıt istasyonuna geldiğinizde bisikletinize hava şişirmek için de geliyorsunuz, market alışverişinizi de yapıyorsunuz. Birçok yerde, istasyonlar şehir merkezlerine yakın ve 24 saat açıklar, bu da onlara büyük bir avantaj sağlıyor. İstasyonlar, araçlar için çok değerli konumlar çünkü her an ulaşılabilir olmaları çok önemli. Ancak Türkiye’deki güç problemi büyük bir engel.
Bir başka konu ise filo araçları. 2009- 2010 yıllarında elektrikli araçlara merak sarmıştım ve o dönemde bile bu araçlara ilgi vardı. Bir şeyin ilginç gelişimi var; genelde harcama gücü olanlar bu işe giriyor. Önce filo sahipleri kendi araçlarını alıyor. Ancak filoların dönüşümü için zaman lazım. Bugün elektrikli araç sayısı yüzde 1 civarında, ama önümüzdeki 10 yıl içinde bu oran yüzde 50’nin üstüne çıkacak. Taksiler de dahil, şehir içi kullanıma uygun elektrikli araçlar filoları dönüştürecek.
Bu noktada biz de lokasyon stratejimizi bu dönüşüm üzerine kurduk. Filolar için, araçların hem şirket içinde hem de istasyonlarda şarj edebilmesi gerekiyor. Bugün çok yeni bir sektör gibi görünsek de aslında önemli bir noktadayız.
İşin sıcak tarafı şu: Bu sektördeki yatırım fırsatları çok cazip. Örneğin, Deloitte tarafından yeniden değerleme yapılan bir fonumuz var ve bu, sektörde nefes almakta zorlanan CPO’lar için büyük bir fırsat. Teknolojik gelişmeler, özellikle uygulamalar ve cihazlar üzerine çalıştığımızda, bu alanda konsolidasyon kaçınılmaz. Şu an Türkiye’de yaklaşık 25 bin şarj soketi var. Bu rakam, araç sayısına göre oldukça düşük. Avrupa’da bu oran çok daha yüksek, bu yüzden şarj noktalarının daha verimli yönetilmesi önemli. İş birliği yaparak bu sorunları aşabiliriz.
Tüketici deneyimi şunu gösteriyor: Lokasyon mükemmel olabilir ama hizmet eksikse, sorun ortaya çıkar. Hizmet çok iyi olabilir ama istasyon yoksa, bu da bir problem. Şarj istasyonları, sadece enerji sağlamakla kalmamalı aynı zamanda kullanıcı deneyimini de iyileştirmeli. Şarj olurken, müşteri vakit geçirirken konfor ve hijyen gibi faktörler önemli. Kiosk modelini geliştirmemiz de bunun bir parçası. Şarj işlemi her yerde yapılabilir olmalı. AVM’lerde, oto galerilerinde, hatta kaldırımda bile şarj noktaları kurmak mümkün. Bu noktada biz, şarj istasyonlarını elektrikli araçların mobilite ihtiyaçlarına yönelik yeni vizyonla değiştirmeyi hedefliyoruz.
Bugün Türkiye’deki soket sayısını 10 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Bu süreç, EPDK’nın 10 yıllık planları ve otomotiv endüstrisinin araç tahminleriyle şekillenecek. Elektrikli araçlar hızla yayılacak ve bu, bir e-mobilite ekosistemi oluşturacak. Tüketicinin beklentisi, şarj noktalarının her yerde ve erişilebilir olması. Akaryakıt istasyonlarının dönüşmesiyle, şarj istasyonlarının geleceği daha parlak olacak.
Akaryakıt sektöründe de bir değişim var. Çalışan maliyetleri arttı, birçok istasyon kapanıyor. Şu an istasyon sayısı 13 bin civarındayken, bu sayı 12.800’lere düştü. Bu birleşmeler ve optimizasyonlar, yeni fırsatlar yaratabilir. Biz de bu fırsatları değerlendirmek için birlikte hareket etmeliyiz.
Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri Genel Müdürü Barış Altınay
‘Bugün Türkiye’de 24 binin üzerinde şarj soketi var’
Eşarj’ın kuruluşu, 2008’in sonlarına dayanıyor. İlk 10 yılı, yani 2019 yılına kadar baktığımızda, sektörde sadece bin araçtan bahsediyoruz. O dönemde Tesla Model S henüz yoktu ve elektrikli araçlar, çeşitli mevzuatların olduğu, Avrupa’dan görüş alınan kısıtlı bir sektördü. Müşteri portföyü çok sınırlıydı, çünkü o zamanlar Eşarj dışında alternatif şarj istasyonları yoktu. Örneğin, İstanbul Avrupa Yakası’ndan Bodrum’a, iki günde gidilebiliyordu. Hatta en son, Muğla’ya şarj istasyonu kurup geri dönmek gibi bir süreç yaşanmıştı. O dönemlerde, müşteriler genelde premium araç sahipleriydi ve evlerinde butik şarj imkânlarını kullanabiliyorlardı.
2022 yılına dönecek olursam, o yıl biz bir yatırım kararı aldık. 2013’te ilk halka açık şarj istasyonu açıldığında, Türkiye’deki şarj istasyonları çok sınırlıydı. Ancak, bir şekilde o dönemde, elektrikli araçlar o istasyonlara gitmeyi başarmıştı. Öne çıkan kişi ve markaların bu araçları almış olduğunu görebiliyorduk. O dönemde, dedik ki: “Bizim bu insanların Türkiye çapında elektrikli araçla seyahat edebildiklerini göstermemiz gerekiyor.” Bu dönemde EPDK’nın mevzuatları da yayınlanmıştı. Son iki yılda çok şey değişti. Bugün Türkiye’de 24 binin üzerinde şarj soketi var ve bunların 10 bini hızlı şarj noktaları. Bu dönemde Avrupa’da da benzer bir durum gözlemleniyor. Araç parkımızın büyüklüğüne göre şarj soketi sayımız belirleniyor. Bundan sonrasında yayılmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Türkiye’deki ev altyapısı şu an elektrikli araç şarjını destekleyecek kadar yeterli değil. Bugün, Türkiye’de araç sahibi olan veya olmayı düşünen kişilerin yalnızca %7’si elektrikli araç tercih ediyor. Peki, bu rakam neden düşük? Örneğin, İngiltere’de bir milyon elektrikli araç var ve buna karşılık 50 bin soket bulunuyor. Bu soketlerin çoğu, evlerde ya da işyerlerinde kurulu şarj noktaları. Buna rağmen, evde şarj edebilen araç sahiplerinin sayısı hâlâ kısıtlı. Bu noktada, Türk toplumu olarak biz hızlı adapte olabilen bir yapıya sahibiz. Regülasyonlar hızla değişebiliyor. Örneğin, 5 bin kW’a kadar olan bir düzenleme, kısa vadede çok büyük tehditler oluşturmuyor. Bu konuyu, operatörler olarak bizim anlatmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bir başka konu ise, evle ilgili kısıtlamalar olsa da sitelerle ilgili yakın zamanda olumlu gelişmelerin yaşanması. Üç yıl öncesine kadar, Eşarj’ın iş hacminin büyük çoğunluğu evlerde kurulan şarj istasyonlarından oluşuyordu. Ancak bizim asli görevimiz, insanların mobilite ihtiyacını karşılamak. Sadece evde çözüm sunmak yeterli değil bununla birlikte iştah çok yüksek ve Türkiye’nin dört bir yanında 200’e yakın lisanslı operatör var. Bu noktada, büyük yatırımlar söz konusu. Ancak, bazı işletmeler kısa vadede şarj istasyonlarından hızlı bir geri dönüş bekliyor. Bu da hem yatırımcıları hem de iş ortaklarını etkileyen bir durum. Şu an böyle bir ortamda, büyük yatırımlar hâlâ riskli. 200’e yakın operatör var ve her birinin tarifeleri, mobil uygulamaları farklı. Hepsine ihtiyaç var.
Estasyon Yönetim Kurulu Üyesi Murat Timur
‘Sürdürülebilir bir mobilite geleceğine doğru adım atacağız’
Türkiye’de filo sektörü, yaklaşık 350 bin araçla yönetiliyor ve biz bunun çok küçük bir kısmını oluşturuyoruz, yani toplamda 10 bin civarında aracımız var. Filo sektörünü üçe ayırabiliriz: uzun dönem, kısa dönem ve günlük kiralama. Ve artık elektrikli araçlar, mobilite sektörünün dönüşümünün bir parçası haline geldi. Elektrikli araçlara yönelmek bizim için çok önemli, ancak bu konuda kullanıcıların kafasında hala bazı soru işaretleri var. Mesela, “Ben bu arabayı nerede şarj edeceğim? Hava koşullarına göre menzilim yeterli olacak mı? Ne kadar sürede şarj edebilirim? Uzun yolda sıkıntı yaşar mıyım?” gibi sorularla karşılaşıyoruz.
Filo sektöründe dönüşümün önündeki en önemli engel, araçların ikinci el değerinin belirsiz olması. Elektrikli araçların menzil kapasitesi, batarya ömrü ve şarj süresi her geçen yıl hızla gelişiyor. Son 1-2 yıl içinde bu alanda yüzde 100’lük bir gelişme yaşandı. Bu da insanları “Yeni teknoloji geliyor, eskiyi almak doğru değil” düşüncesine sevk ediyor. Bu belirsizlikleri ortadan kaldırmak için, araçların ikinci el değerlerini stabil hale getirmemiz gerekiyor. Elektrikli araç üreticilerinin, gelişen teknolojiye paralel olarak araçların batarya kapasitesini daha da iyileştirmesi, bu belirsizliği ortadan kaldıracaktır.
Filolar için en önemli şey, bu araçların kullanım kolaylığını artırmaktır. Bizim için, elektrikli araçların daha fazla filoda kullanılmasını sağlamak, üreticilerin de bu araçları daha kolay üretmesini ve piyasaya sürmesini sağlayacak. Elektrikli araçları daha fazla kullanmaya başladıkça, bunlar piyasada daha fazla test edilir ve ikinci el değerlerinde de artış olur.
Filo yöneticilerinin bu dönüşümü sağlamak için daha fazla destek alması gerekiyor. Elektrikli araçların satışını teşvik etmek için, elektrikli araçların ÖTV oranlarının desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, elektrikli araçların fiyatlarının biraz daha düşürülmesi ve üreticilerin, araçların fiyatlarını daha uygun seviyelere çekmesi gerekiyor.
Türkiye’nin enerjiye ihtiyacı var ve biz de mobilite şirketi olarak, bu açığı kapatmaya katkı sağlamak istiyoruz. Enerji tüketimimizi üretim kapasitesine dönüştürmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, ilerleyen dönemlerde, enerji sektöründeki iş birliklerimizle, mobilite ve enerji alanlarında daha büyük projelere imza atmayı planlıyoruz.
Elektrikli araçların yaygınlaşması hem tüketiciye hem de sektöre büyük faydalar sağlayacaktır. Ancak bunun için servis ağının yaygınlaşması, şarj altyapısının güçlendirilmesi ve üreticilerin daha uzun vadeli garantilerle araçlarını piyasaya sunması gerekiyor. Bu işin geleceği, ancak hepimizin birlikte çalışmasıyla şekillenecek. Elektrikli araçların servis hizmetlerinin yaygınlaşması, şarj altyapısının geliştirilmesi ve araç üreticilerinin daha uzun vadeli çözümler sunması, sektörün önünü açacaktır. Hep birlikte daha verimli ve sürdürülebilir bir mobilite geleceğine doğru adım atacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çanakkale’de 100 bin fidanlık “enerji ormanı” oluşturuyor20 Nisan 202517:37 Türkiye Avrupa’ya “yeşil hidrojen” ihraç edebilir konuma yakın19 Nisan 202518:29 ASPİLSAN Enerji, ürettiği pil ve bataryalarla savunma sanayisinin karbon ayak izini düşürüyor19 Nisan 202512:36 Rekabet Kurulu, Stellantis’in, Tofaş tarafından devralma işlemini onayladı19 Nisan 202512:34 ABD yönetimi, madencilik projelerinde izin süreçlerini hızlandırıyor19 Nisan 202512:33