‘2035 itibarıyla toplam kurulu gücün 220 bin megavat seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz’

HESİAD tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi’nde yeni hedeflerinin daha iddialı ve dikkat çekici olduğunu aktaran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, “2035 itibarıyla, şu an 114 bin megavat olan toplam kurulu gücün 220 bin megavat seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz” dedi.

‘2035 itibarıyla toplam kurulu gücün 220 bin megavat seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz’
Petroturk | Enerji Haberleri
  • Yayınlanma27 Ocak 2025 13:26

Sibel Acar – Ankara


Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi’ 3-4 Aralık tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi.

2 gün süren zirve, Türkiye ve bölge ülkelerin hidroelektrik sektör temsilcilerini bir araya getirdi.

Zirvenin ikinci günü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan, DSİ Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Han Kılıçarslan ve HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven’in açılış konuşmalarıyla başladı.

DEMİRCAN, HİDROELEKTRİK SANTRALLERİN GELECEKTE ÜSTLENECEĞİ KRİTİK ROLE DİKKATİ ÇEKTİ

Demircan, yeni dönemde başarıya ulaşmak için yeni söylem ve hikayelere ihtiyaç duyulduğunu, bu dönüşümün sağlanabilmesinin en önemli unsurlarından birinin iletim şebekesinin geliştirilmesi olduğunu vurguladı.

2035’e kadar yaklaşık 120 gigavatlık yeni bir potansiyele ulaşmayı hedeflediklerini söyleyen Demircan, “Bunun yaklaşık 80 milyar dolarlık bir yatırım büyüklüğü oluşturacağını öngörüyoruz. Bu yatırımların sisteme entegre edilmesi ve tüketiciye ulaştırılması için iletim şebekesinin de geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca, iletim şebekesinin yenilenebilir enerjiye özel yeni bir işletme kültürüne sahip olması büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Demircan, hidroelektrik santrallerin gelecekte üstleneceği kritik role dikkati çekerek, hidroelektrik santrallerin iletim şebekesinin esneklik katsayısının artırılmasında çok daha büyük katkılar sağlayacağını dile getirdi.

Elektrik üretiminin devam etmesinin yanı sıra, bu üretimin şebekede esneklik katsayısı artırılarak yönetilmesi ve tüketicilere olması gereken kalitede ulaştırılması için primer ve sekonder hizmetlerin, döner, motor, manyetik enerji gibi yan hizmetlerin devreye alınmasının önemine vurgu yapan Demircan, “Bu süreçte iletim şebekesinin kalitesini sağlamak için en önemli enstrümanlarımız yine hidroelektrik tesisler olacak” dedi.

“HİDROELEKTRİK ENERJİ İLE ENERJİ İTHALATI YÜZDE 23 ORANINDA AZALDI”

HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, etkinliğin açılışında suyun yenilenebilir enerji kaynakları arasında planlı ve regüle olarak kullanılabilen ilk kaynak olduğuna dikkati çekerek su kaynağının çevreye mümkün olan en az etki ile yatırım yapılan coğrafyaya, yatırım sonrası iyileştirici faaliyetlerde bulunulmasını garanti ederek ve bu etkileri topluma da en doğru şekilde, bütün şeffaflığıyla anlatarak daha fazla kullanılması gerektiğine vurgu yaptı.

Bu noktada HES’lerin, enerji arz güvenliğinin, sürdürülebilir ve kesintisiz enerji tedarikinin bel kemiğini oluşturduğunun altını çizen Güven, “Kasım 2024 yılı itibarıyla hidroelektrik kurulu gücümüz 32 bin 203 megavata ulaşmış durumda; yani HES’ler, tüm yenilenebilir enerji kaynakları arasında lider konumda bulunuyor. Bunda özel sektörün payını 16 bin 57 megavat ve yine özel sektörün yatırım tutarını takriben 28 Milyar dolar olarak hesaplıyoruz. Toplam barajlı santral sayımız 147 adet ve temsil ettikleri kurulu güç de 23 bin 863 MW. Sektörümüz, yurtdışına ihracat yapan bir sektör olarak yan sektörlerle birlikte 30 bin kişiye istihdam sağlıyor. Yine toplam elektrik üretimine baktığımızda 2024 yılı aralık verileri de dahil – yaklaşık olarak hidroelektrik santrallerin 70 bin 304 gigavatsaatle ülkemiz elektrik üretimine yüzde 22,90 oranında katkı sağladığını görüyoruz. Hidroelektrik üretiminin yenilenebilir enerji kaynakları arasındaki oranı ise yüzde 49 seviyesinde. Bu üretimle, 2024 yılı için enerji ithalatımızın yüzde 23 oranında azaltılmasını sağlamış durumdayız” diye konuştu.

“HİDROLİK KAYNAKLARDA KAMU-ÖZEL İŞ BİRLİĞİNİN BAŞARILI SONUCUNU GÖRÜYORUZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürü Ahmet Özkaya da yaptığı konuşmada yenilenebilir enerji kapasitesini arttırırken şebeke esnekliğini sağlayacak depoları da arttırmamız gerektiğini belirterek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan ‘Stratejik Plan’da belirlenen amaçlar doğrultusunda 2028’e kadar en azından iki tane pompajlı ön lisans verilmesi konusunda hedef belirlendiğini açıkladı.

Hidroelektrik santrallerin iş birliğinin güzel bir sonucu olduğunu belirten Özkaya, “Aslında biz hep rüzgâr ve güneş enerjisini konuşuyoruz ancak hidrolik kaynaklarda da çok önemli bir gelişme var. Yani 12 MW’lar seviyesinde olan şey bugün 30 bin MW’lar seviyesinde. Burada özel sektör ve kamunun güzel bir iş birliği örneğini görüyoruz” diye konuştu.

“TOPLAMDA 40 BİN MW YÜZER GES KAPASİTESİNE SAHİBİZ”

Dünyada ve Türkiye’de HES’lerin görünümü hakkında genel bilgiler aktaran EPDK Elektrik Piyasası Dairesi Başkanı Deniz Daştan da HES’ler için 2025 itibarıyla yeni kapasiteler tahsis edileceğini belirterek HES’lerde yeni kapasitenin mevcut şebeke yapısını yeni yatırım yapmadan en etkin ve verimli kullanma anlamına geleceğini de kaydetti.

Daştan, “Yüzer GES anlamında şanslı bir ülkeyiz, bizim barajlarımız yüzer GES kurulumuna çok elverişli. Sadece Atatürk Barajı yüzeyi bile ilk etapta 5 bin MW’lık yüzer GES’e uygun. Toplamda 40 bin MW yüzer GES kapasitesine sahip olduğumuzu biliyoruz. Ayrıca pompajlı HES’ler anlamında da ciddi bir ihtiyacımız var” tespitinde bulundu.

“ÜLKEMİZDE ÇOK BÜYÜK BİR YÜZER GES POTANSİYELİ VAR”

Devlet Şu İşleri’nin 2.000’e yakın depolamalı tesiste 183 milyar metreküp suyun depolanması sağladığını, buna 5 yıl içerisinde yaklaşık 10 milyar metreküp daha depolama ilave etmek istediklerini aktaran Devlet Şu İşleri Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Han Kılıçarslan da HES’ler ve DSi faaliyetleri ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçarslan, konuyla ilgili, “Barajlı HES’lerimiz, depolamalı HES’ler çok kıymetli. Yüzer GES’lerle ilgili de bir çalışma yaptık. Keban Barajı’nda 1 MW’lık bir pilot uygulama yaptık. Bu uygulamada özellikle çevresel faktörleri yakın inceleme altına aldık. Burada, HES’lerde yaşadığımız karşıt görüşlerin yüzer GES’lerde de karşımıza çıkmaması gayesini güttük. Ülkemizde çok büyük bir yüzer GES potansiyeli var. 5.300 kilometrekare bizim depolamalarımızda yüzey alanı var, bunun sadece yüzde 10’unu dahi kullansak 53 Bin MW’lık bir kurulu güce ulaşabiliyoruz. Yaptığımız araştırmalarda yüzde 10 civarında daha fazla enerji üretebildiğimizi ve buharlaşma kayıplarını önleyebildiğimizi de görüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE’NİN HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ 32 BİN MEGAVATA YÜKSELDİ’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan, yaptığı konuşmada Türkiye Barajları ve Hidroelektrik Santralleri Zirvesi’nin açılış konuşmasında, Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin 12-13 bin megavat seviyelerinden 32 bin megavata yükseldiğini ve neredeyse sıfır düzeyinde olan rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin bugün itibarıyla 30 bin megavatı aştığını ve bu kayda değer büyümede özel sektör girişimcilerinin katkısı ve rolünün oldukça belirleyici olduğunu söyledi.

Yeni hedeflerinin daha iddialı ve dikkat çekici olduğunu aktaran Demircan, “2035 itibarıyla, şu an 114 bin megavat olan toplam kurulu gücün 220 bin megavat seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. Bunun da yaklaşık 120 bin megavatı yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Bu hedeflere özel sektörün ilgisiyle ulaşacağız. Uzun süredir liberalleşen bir elektrik piyasası içerisinde, devlet artık yatırımcı rolünden çıkmış durumda ve bu fonksiyonu özel sektör marifetine bıraktık. Bugüne kadar iyi bir ilerleme kaydettik ve bundan sonra da önemli, ölçülü, başarılı bir süreç yaşamak zorundayız. Bu kapsamda hem özel sektör hem de ilgili kamu sektörlerinin dönüşmesi lazım” değerlendirmesinde bulundu.