Sıra Doğu Akdeniz’de

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Karadeniz’de kazılan Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküplük gaz rezervi keşfedildiğini açıklamasının ardından gözler Doğu Akdeniz’e çevrildi. Türkiye, bölgede kendisinin ve KKTC’nin haklarını yok sayan hukuksuz adımlara karşı bölgede Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi ve Yavuz Sondaj Gemisi ile yürüttüğü faaliyetlerine planlandığı şekilde tam gaz devam ediyor. Gözler çalışmalardan gelecek güzel habere çevrildi.

Türkiye, Akdeniz’de GKRY ve Yunanistan’ın maksimalist, tek yanlı uzlaşmaz tutumu, ve bölgedeki doğal gaz kaynaklarının adil ve hakça paylaşımında Türkiye ve KKTC’nin haklarını yok sayan hukuksuz adımlarına karşı bölgede başlattığı sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine taviz vermeden tam gaz devam ediyor. 9 Ağustos akşamı hazırlıklarını tamamlayarak Antalya limanından hareket eden MTA’nın Oruç Reis Sismik Araştırma gemisi 10 Ağustos’ta Antalya Navtex istasyonu tarafından yayınlanan Navtex’te ilan edilen sahada (Denizcilere bilgilendirme duyurusu) 27 Ağustos tarihine kadar sismik araştırma faaliyetlerini sürdürecek. Oruç Reis’e, Ataman ve Cengiz Han isimli yardımcı destek gemileri de eşlik ediyor.

Türkiye’nin, bölgede gerilimin düşürülmesi için Almanya Başbakanı Merkel’in devreye girmesiyle Temmuz ayında Yunanistan’la diplomatik görüşmelere başlanması yönünde attığı yapıcı adım sonrası Yunanistan’ın Mısır’la 6 Ağustos’ta sözde MEB sınırlandırma anlaşmasına imza atması bölgede tansiyonu tekrar yükseltti. Yunanistan’ın uluslararası deniz hukukuna aykırı ve iyi komşuluk ilişkilerine zedeleyici hasmane adımı sonrası Türkiye Akdeniz’deki sismik arama ve sondaj faaliyetlerinde gaza bastı.

Türkiye tarafından Navtex ile ilan edilen bölgede sismik araştırma faaliyetlerine başlayan Oruç Reis sismik araştırma gemisine Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait çok sayıda savaş gemisinin de aralarında olduğu yüzer, dalar ve uçar unsurlar koruma sağlıyor.

Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye ve KKTC’nin egemenlik haklarını uluslararası hukuk, antlaşmalar ve hakkaniyet ilkesine aykırı olarak gasp etmeye çalışan Yunanistan ve GKRY’nin oldu bittilerine karşı Türkiye bölgedeki sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerinin artırırken hem olası tacizlere karşı bu faaliyetlerin güvenliğini sağlamak hem de Mavi Vatan’daki haklarını korumak için askeri gücünü de taviz vermeden etkin bir şekilde kullanıyor.

‘AKDENİZ’DE KENDİ PLANLARIMIZI UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.

Erdoğan, geçtiğimiz haftanın bir diğer önemli konusunun da Akdeniz ve Ege’de Türkiye’nin haklarını ve hukukunu yok saymaya yönelik girişimlere verdikleri cevaplar olduğunu belirtti.

Bölgedeki sismik araştırma faaliyetlerini Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ricası üzerine iyi niyet nişanesi olarak bir süreliğine ertelediklerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Yunan tarafı hüsnüniyetle hareket etmediğini bir kez daha göstermiş ve Mısır ile hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yönelmiştir. Buradan bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin hiç kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, denizinde, meşru çıkarlarında gözü yoktur. Bizim tek talebimiz bize de aynı anlayışla yaklaşılmasıdır. Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz. Dünyada hiçbir ülke böyle saçma ve temelsiz bir talebe boyun eğmez. Gelin Akdeniz’deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Ülkemizin bu çağrısına kulaklarını kapatanlar güçlerinin yetmeyeceği, boylarını aşan bir takım girişimlerle kendi geleceklerini kendi elleriyle karartıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın ve onunla bağlantılı siyasi, ekonomik sosyal sorunların bir kabus gibi üzerlerine çöktüğü güçlere güvenenlerin hüsrana uğramaya mahkum olduklarını ifade etti.

ORUÇ REİS’E KORUMA KALKANI

Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB), Twitter hesabından yapılan açıklamada, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarında sismik araştırma faaliyetine başlayan MTA Oruç Reis araştırma gemisine Türk Deniz Kuvvetleri tarafından refakat ve koruma sağlandığı belirtildi.

Açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri, deniz yetki alanlarımızda uluslararası hukuktan kaynaklanan hak, alaka ve menfaatlerimizi koruma azim ve kararlılığı çerçevesinde gerekli tüm tedbirleri almıştır” ifadesine yer verildi.

‘83 MİLYON ARKANDA ORUÇ REİS’

Bakan Dönmez, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin Akdeniz’deki yeni görevi için çalışma yapacağı alana ulaştığını açıkladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, MTA Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi’nin Akdeniz’deki yeni görevi için Antalya’dan demir alarak çalışma yapacağı alana ulaştığını duyurdu.

Twitter hesabından bir açıklama yapan Bakan Dönmez, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı için Akdeniz ve Karadeniz’deki çalışmaların aralıksız devam edeceğini belirterek “83 milyon arkanda Oruç Reis. Rast gele” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE SİSMİK ÇALIŞMALARINA AKDENİZ’DEKİ KITA SAHANLIĞININ BATI SINIRLARINDA DEVAM EDECEK

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Doğu Akdeniz’de hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunacağız, bundan taviz vermeyiz” dedi.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin kıta sahanlığının batı sınırlarına ruhsat verilerek, sondaj çalışmalarının süreceğini söyledi.

ÜLKEMİZİN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN MÜCADELE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin dün saat 20.00’de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket ettiğini aktardı.

Geminin yaklaşık 10 saat süren seyirden sonra bu sabah saat 08.00 itibarıyla da çalışmalarına başladığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Ekonomide olduğu gibi enerjide de ülkemizin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Türkiye 2002 yılından bu yana başta ekonomi olmak üzere eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye birçok alanda atılan adımlar ve gerçekleştirilen reformlar sayesinde önemli kazanımlar elde etti. 2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2019 yılında 754 milyar dolara yükselttik. Kişi başına milli geliri 3 bin 500 dolardan 2013 yılında 12 bin 500 dolara kadar çıkarmıştık. Ancak Gezi olayları ile başlayan ve bugüne kadar kesintisiz devam eden saldırılar sebebiyle bu rakam 2019 yılında 9 bin 127 dolar olarak gerçekleşti. Türkiye ekonomisi satın alma gücü paritesine göre dünyada 2002 yılında 17. sırada iken 13. sıraya yükseldi. Böylece ülkemizi kişi başına gelirde dünya sıralamasında üst orta gelir grubuna yükselttik.”

Erdoğan, Türkiye’nin insani gelişmişlik endeksinde de dünyadaki konumunu iyileştirmeye devam ettiğini, 2019 yılı İnsani Gelişme Raporu’nda, bir önceki yıla göre 6 basamak ilerleyerek 58. sıraya yükseldiğini dile getirdi.

Böylece ilk defa çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almış olduklarına dikkati çeken Erdoğan, rekabetçiliği artırmaya, iş ve yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik çok önemli adımlar attıklarını vurguladı.