ENERJİYE MİLLİ STRATEJİ

‘Milli Enerji ve Maden Politikası sunumunu gerçekleştiren Enerji Bakanı Berat Albayrak, enerji politikasının temelini güçlü ekonomi ve ulusal güvenliğin oluşturduğunu vurguladı.

ENERJİDE YOL HARİTASI AÇIKLANDI

Enerji Bakanı Berat Albayrak, yeni dönemde Türkiye’nin enerji yol haritasını ‘Milli Enerji ve Maden Politikası’ tanıtım programında açıkladı. Bakan Albayrak, Türkiye’nin enerji ihtiyacının 3’te 2’sini yerli kaynaklardan sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

DENİZDE ARAMA YOĞUNLAŞACAK

‘Gaz depolamada bölge lideri olmak istiyoruz’ diyen Enerji Bakanı Albayrak, Akdeniz ve Karadeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerini arttırarak devam edeceklerini ifade etti.

Haberin devamı…

‘Enerji ve Maden’e milli strateji’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,  İstanbul’da düzenlenen programda ‘Milli Enerji Ve Maden Politikası’nın sunumunu yaptı. Tanıtım programında sektör temsilcileri ile bir araya gelen Albayrak, sektörün geleceğini ve atılacak adımları paylaştı.

Bakan Albayrak, Milli Enerji ve Maden Politikası konusunda bu raddede önem vermelerinin sebebi olarak şunları kaydetti: “Son 10 yılın ortalama enerji ithalatı maliyeti 44 milyar dolar, maden ithalatı da 10,6 milyar dolar. Toplam yaklaşık 55 milyar dolarlık bir enerji ithalatı yapmışız. Bu gün konuştuğumuz cari açık için bu giderler önemli bir yer tutuyor. Bunun anlamı şu ki, sadece enerji politikaları ölçüsünde değil, büyüyen Türkiye’nin ekonomik altyapısı, özel sektörü, bölgesel ve küresel bir oyuncu olması konularında da stratejik vizyona ihtiyacımız var. Toplam elektrik tüketimimizin kırılımdaki payı çeşitlendirilmesi ve dengeli portföy oluşturulması noktasında katedecek mesafemiz var. Ülke ve kaynak çeşitliliği noktasında 2015’te yaşananlardan sonra almamız gereken mesafeler var. Son bir yılda gayri resmi olarak başlattığımız bu sürecin altyapısını nakış gibi örmeye başladık. Çeşitlilik anlamında yerli kaynakların payının artırılması amacıyla yerli kaynaklardan elektrik üretimini 2016’da yüzde 49,3’le en yüksek seviyeye çıkardık. Bu durum, elektrik üretimindeki dışa bağımlılığımızı belli bir noktaya taşıdı. Bundan sonra hedef en az üçte iki. Yerli kömürden elektrik üretimini de yüzde 23’le en yüksek seviyede arttırdık. Yatırımlar devam edecek. Koskoca Türkiye’de darbe olmuş, Türkiye yüzde 3 büyüyor. Kamusuyla özeliyle tüm paydaşlarıyla yoluna devam ediyor. Buna kararlılıkla devam edeceğiz.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak

İstanbul’da düzenlenen tanıtım programında ‘Milli Enerji Ve Maden Politikası’ sunumunu gerçekleştiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak Akdeniz ve Karadeniz’de petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinin artacağını vurguladı, ardından şunları kaydetti: “Tarihimizde ilk defa bu yıl yeni alımını gerçekleştireceğimiz arama sondaj gemisiyle her yıl Karadeniz’de iki, Akdeniz’de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağız.”

“HEM ÜLKENİZİ GELİŞTİRİYORUZ HEM DE KAMUNUN PAYINI AZALTIYORUZ”

Türkiye’de birçok alanda dönüşümün olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, “Geçtiğimiz yıllardan bu yana kamunun  reeldeki payının azaltılması sağlandı. Yüzde 70’lerden yüzde 30’ların altına düştü. Yani hem ülkemizi geliştiriyoruz hem de kamunun payını aynı oranda azaltıyoruz. Bundan da anlaşılacağı üzere özelleştirmelerin önünü açtığımız bir dönüşüm gerçekleştirdik” dedi.

 

“15 YILLIK SESSİZ DEVRİM”

Albayrak sözlerine şöyle devam etti: “Özelleştirmeler, yatırımlar, ihaleler, iptaller gibi birçok şey yaşadık ama bunlara rağmen mücadele ettik. Bu 15 yıllık sessiz devrimde Enerji Bakanlığı neler yaptı. Elektrikte kurulu kapasite 3 katına çıktı, elektrik üretimi 2 katından fazla bir noktaya geldi.

Doğalgaz tüketimi neredeyse 3 katı arttı, doğalgaz konforunun ulaşmadığı Türkiye’de sadece 3 ilimiz kaldı. İnşallah, seneye bunu da bitiriyoruz. 81 vilayete doğalgaz altyapısını ulaştırıyoruz. Bu süreçte abone sayısını 4 katına çıkarmışız. Bu çerçevede ilerliyoruz. Eğer ki bizim hedefimiz dünyanın en güçlü 10 ekonomisinden biri olmaksa, Enerji Bakanlığı olarak biz de bunun altını dolduracağız”

GÜÇLÜ EKONOMİ VE ULUSAL GÜVENLİK

Milli Enerji ve Maden Politikasının temelini iki unsurun oluşturduğunu belirten Albayrak, bu unsurları güçlü ekonomi ve ulusal güvenlik olarak sıraladı ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Cari açık referansı ve ithalat konusundaki referanslarımız güçlü ekonomi unsuruna hizmet edecek. Enerjideki bağımlılık stratejisini doğru ve güçlü yönetirseniz ulusal güvenliğiniz de o ölçüde güçlü bir diplomasiye ve dış politikaya pencere açar. Bu ana temeller üzerine stratejimizi inşa edeceğiz.”

ENERJİ STRATEJİLERİNİN ÜÇ SACAYAĞI

İnşa edecekleri stratejinin üç tane sacayağı olduğunu belirten Albayrak , bu sac ayaklarının arz güvenliği, yerlileştirme ve ön görülebilir piyasa olduğunu açıkladı. Albayrak: “Bu üçü ne kadar sağlam ve güçlü bir şekilde inşa edilirse, paydaşların o kadar mutlu olacağı bir noktaya gelinir ve kazan-kazan felsefesine doğru yürünebilir.

Albayrak, arz güvenliğinin stratejilerinin ilk adımı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Türkiye olarak çok kritik bir coğrafyada yaşıyoruz. Tüm bu coğrafyada ekonomi ve iş gücü ile; rekabetçi ve kendini geliştirmiş özel sektörü ile; bulunduğumuz bölgenin istikrarlı ve gelişmiş tek ülkesiyiz. Hâlihazırda 8, iki tanesi de devam eden boru hattının olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Bunların 8’i doğalgaz, ikisi petrol boru hattı. Bunlar siyasi ve ekonomik olarak bize bir sorumluluk yüklüyor. Tüm bu oyunu inşa ederken bu resimden gözümüzü çeviremeyiz. Bu resmi yakından takip eden her bir dostumuz bu resmin ne kadar önemli olduğunun farkında. Türkiye olarak bunun üzerine tüm paydaşlarla bir resim inşa edeceğiz.”

“DOĞALGAZ DEPOLAMADA HEDEF YÜZDE 20”

Arz güvenliği konusunda Albayrak sözlerine şunları ekledi: “Arz güvenliği konusunda doğalgaz depolama büyük bir öneme sahip. Türkiye olarak doğalgaz depolamada yüzde 20 hedefini koyduk. Arz güvenliği konusunda bir alt yapı hazırlamak gerekiyorsa, Bu kadar büyük gaz tüketen bölgenin en önemli ülkesi olarak kaybedecek tek bir günümüz yok. Bunun çerçevesinde planlanan tarihten öncesine çekerek Tuz Gölündeki depolama tesisini Ocak ayı itibari ile bu yıl devreye aldık ve kapasitesini 1 milyar metreküpten 5,4 milyar metreküpe çıkarılması için düğmeye bastık.”

“TÜRKİYE DEPOLAMADA BÖLGENİN EN BÜYÜKLERİNDEN OLACAK”

Albayrak, Silivri’deki depolama tesisinin de kapasitesinin yıllık 4,6 milyar metreküpe çıkarılmasıyla 2019’da Türkiye’nin depolamada bölgenin en büyük ülkelerinden birisi olacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki 10 yıl dünyada tüketilen gazın LNG payının boru gazını geçeceği yorumlarından hareketle ‘LNG altyapısını güçlendirme zorundayız’ dedik. Düğmeye bastık. Türkiye’nin 2015 sonu itibarıyla LNG’deki günlük 34 milyon metreküp olan kapasitesini ilk bir yılın sonunda 64 milyon, bu yılın sonunda da 107 milyon metreküpe çıkarıyoruz. İki yılda çok önemli bir altyapı eksikliğini gideriyoruz. FSRU altyapısını dünyada rekor seviyesinde bir zamanlama ile ilkini Aralık ayında devreye aldık. İkincisini de inşallah bu yılsonu devreye alıyoruz. Özellikle bizim için kritik olan, tüketimin yoğun olduğu Marmara Bölgesi’nde de üçüncüsünü devreye alarak bu süreci tamamlıyoruz.”

“5 MİLYON TON DEPOLAMA KAPASİTESİNE ERİŞECEĞİZ”

Petrol depolama noktasında da önemli hedefleri bulunduğuna dikkati çeken Albayrak, “Türkiye, petrol depolama noktasında istediğimiz düzeyde değil. Hedef, 5 milyon ton depolama kapasitesi. Çok hızlı bir coğrafi konumlandırmayla, yaşanabilecek en ufak bir krizde Türkiye’nin içerde sıkıntı yaşamaması için bu adımı hayata geçireceğiz. Kaynak çeşitliliği konusunda da emin ve hızlı adımlarla harekete ediyoruz. LNG, FSRU, Petrol Depolama gibi konularda da çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.”

“DOĞALGAZ VERME KAPASİTESİ 400 MİLYON METREKÜPE ÇIKARTILACAK”

Sisteme gaz sağlama kapasitesi ile ilgili problemleri her yıl yaşadıklarını belirten Albayrak, “Türkiye günlük 190 milyon metreküp sisteme doğalgaz basma kapasitesine haiz. Hem sanayi, hem endüstri, hem hane halkı, hem ısınma için bir çok alandan ve yoğun bir tüketimin olduğu kış aylarında ki bu yıl 247 milyon metreküp gibi rekor bir seviyeyi gördük, kapasiteyi karşılayamama gibi problemleri ortadan kaldırmayı hedefledik. Bu çerçevede sisteme doğalgaz basma kapasitesi bu yılsonunda 300 milyon metreküpe, takiben de 400 milyon metreküpe çıkarak sadece iç piyasa için değil, bölge coğrafyası için de önemli bir arz kapasitesi oluşturacak altyapıyı hazırlıyoruz.”

“HER YIL KARADENİZ’DE 2 AKDENİZ’DE 2 KUYU AÇILACAK”

Türkiye için stratejik arz güvenliği konusunda somut adımlar attıklarını belirten Albayrak,  “Türkiye’de yeni bir süreci başlatıyoruz. Bu ay itibarıyla faaliyete başlayan Oruç Reis adlı sismik arama gemimizle üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak denizleri çok aktif kullanarak, bir gemimiz Akdeniz’de, bir gemimiz Karadeniz’de sadece iki boyutlu değil üç boyutlu sismik aramayla hiç durmadan aramalarını yapacak. Tarihimizde ilk defa bu yıl yeni alımını gerçekleştireceğimiz arama sondaj gemisiyle de her yıl Karadeniz’de iki, Akdeniz’de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağız. Bütçesi, planlaması, her şey hazır. Ne kadar ararsanız o kadar bulursunuz. Artık bölgemizde deniz sondajında da çok daha aktif olacağız.”

“15 MİLYAR TONDAN FAZLA KÖMÜR REZERVİNE ULAŞTIK”

Kömür konusundaki negatif önyargılara değinen Albayrak, “Türkiye kömür konusunda özellikle yıllarca anlatıldığı üzere yetkin kapasitesi olmayan, düşük kalorili kömüre sahip bir ülke olarak bilinirdi. Son arama sondaj çalışmaları sonunda yaklaşık 7 buçuk milyar ton rezervimiz üzerine bir o kadar daha rezerv ekleyerek 15 milyar tondan fazla kömür rezervine ulaştık” dedi.

“YERLİ KÖMÜRDE ÇOK YOĞUN BİR YATIRIM STATEJİ İLE HAREKET EDİYORUZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yaygın olarak yanlış bilinen bazı bilgilere değinerek şunları kaydetti: “Genel bilinenlerin aksine; Türkiye’de yetersiz, kalorisi düşük kömürler yerine özellikle son 10 yılda 2500-3000 hatta daha üstü kalorilerde kömürler çıkardık, daha verimli kömürlere ulaşarak bir potansiyel elde ettik. Enerji arz-talep dengesi içerisinde yerli kaynakların en önemlilerinden biri olan yerli kömürde çok yoğun bir yatırım stratejisi ile hareket ediyoruz. Dünyadaki en üst çevre kriterlerinin de ilerisinde bir çevreci yaklaşımla değerlendirme sürecini başlatacağız. Yerli kaynağımız varsa bunu sonuna kadar kullanmak zorundayız.”

 

“60 YILLIK RÜYA GERÇEK OLUYOR”

Albayrak, “Yenilenebilir kaynaklar noktasında hidroelektrik santrallerle birlikte oluşturduğumuz kapasitemizin yanına güneş ve rüzgarı önümüzdeki 10 yılda 10’ar bin megavat olarak devreye alacağız. Böylelikle yenilenebilir oranını arttıracağız. Stratejilerimizin en önemlilerinden bir tanesi, 60 yıllık rüya dediğimiz, iktidarımız döneminde sağlam temellerle adımlarını Akkuyu ile atmaya başladığımız nükleer enerjidir. Hızlı bir şekilde devreye alıp portföy içindeki payını en az yüzde 10’luk kapasiteye ulaştıracağız. Böylece baz yüke destek sağlayacağız. Baz yükün portföydeki yeri çok önemlidir. 7 gün 24 saat emre amadelik, verimlilik, teknik detay gerçekten hayati öneme sahiptir” diye konuştu.

ELEKTRİK TEDARİĞİNDE DAHA MAKUL YOLLAR GÖZETİLECEK

Arz güvenliğinin bir diğer hususunun iletim ve dağıtım hatları olduğunu ifade eden Albayrak, “Elektrik tüketiminin nerdeyse dörtte birini yapan Marmara bölgesi, bu bölgenin sanayisini, nüfusunu göz önüne aldığımızda arz talep dengesi açısından ürettiğinden daha fazla tükettiği için bu coğrafyamız  Türkiye’nin dört bir tarafından, Yusufeli’nden Keban’a kadar bin 500 kilometre öteden üretilen elektriği İstanbul’a taşıyoruz. Bu makul bir sistem değil” dedi.

 

“SEKTÖRÜ GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE AYAKTA TUTMAK ZORUNDAYIZ”

Bundan sonra yeni yapılacak enerji stratejileri için üç temel ayağın göz önüne aldığını belirten Albayrak, “Bir enerji projesini önceliklendirirken sıraladığımız kriterler var. Birincisi o saha o kaynak için verimlilik noktasında en makulü mü? Bölge arz talep noktasında bunu gerçekten talep ediyor mu? Çünkü zaten arz fazlası varsa bunu tutup farklı bir yere taşımak istediğimizde yapılacak yatırımlar ve yolda olacak olan kayıplarla astarı yüzünden pahalıya gelecek. Üçüncüsü de bütün bu çerçeveye bakıldığında iletim ve dağıtım alt yapısı ile uyumlu bir şekilde o kaynaktan sağlıklı bir üretim süreci gerçekleştirmek mümkün mü? Elektrik iletim ve dağıtım alt yapısı göreve geldiğimizde en problemli alanlarımızdan bir tanesiydi. Yapılan özelleştirmelerden sonra finansal ve ekonomik krizlerin ileriki dönemlerinde bankacılarımızdan özel sektördeki oyunculara bazı eksiklerden dolayı bir resim oluşturduk. Bu resmi hep birlikte yöneteceğiz. Bu konuda ne yapalım artık bu kadar oldu deme lüksümüz yok. Sektörü güçlü bir şekilde ayakta tutmak zorundayız” diye konuştu.

“5 YILLIK SÜREÇTE 30 MİLYARLIK YATIRIM BÜTÇESİ”

EPDK ile konu hakkında sürekli iletişim halinde olduklarını ifade eden Bakan Albayrak, “Yaşanan tüm olumsuzluklara karşı elektrik iletim ve dağıtımda yeni dönem tarifesini paydaşlarla ve Sayın EPDK Başkanımızla beraber oturup düzenledik. 5 yıllık süreçte 30 milyarlık bir yatırım bütçesi ortaya koyduk. Bu rakamın 18 milyar lirası özel sektör tarafından, 12 milyar lirası da Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) bünyesinde oluşturulacak. 2020 yılına kadar bu parayı ana ve ara, yüksek ve alçak gerilim hatlarının yenilenmesine harcayacağız” dedi.

“KAZAN-KAZAN İLE HERKES KAZANACAK”

Bakan Albayrak sözlerine şöyle devam etti; “Doğal gaz altyapısı iyi olsa da iletim ve gerilim alt yapısı o kadar iyi değil diye yorumlar geliyor. Bu çok doğal bir durum. Türkiye’de doğalgaz alt yapısının inşa edilmesi 2000’ler sonrasında başlıyor. Elektrik iletim hatları ise 30-40 yıllık hatlar. Bunun yanında bu hatlar kurulurken o zamanın tüketimi göz önüne alınarak o kapasiteye göre kuruldu. İnşallah şu an yüzde 30’larda olan yenileme çalışmalarını önümüzdeki yıllarda yüzde 70’lere çıkarmayı planlıyoruz. Her yıl kazan-kazan sistemi ile herkese yarar sağlayacak bir denetim-takip-koordinasyon mekanizmasının hayata geçirilmesi için adımlarımızı bu minvalde atacağız”

“ULUSAL SCADA VE SİBER ATAKLARIN ÖNLENMESİ İÇİN DÜĞMEYE BASTIK”

Yapılacak çalışmalarda iki tane ayrıntı gibi görünse de aslında önemli bir yeri olan iki konudan bahseden Albayrak bu konuları şu şekilde sıraladı: “Bunların birincisi ulusal SCADA sistemi, ikincisi ise siber atakları önleme merkezi. Bu alt yapı için düğmeye bastık. Artık tüm enerji altyapımızın yazılım süreçleri için ulusal bir SCADA sistemi için süreci başlattık. Bunun için çok sık saldırılarla karşılaştığımız siber atak altyapısını da dünya standartlarının üzerine çıkarmak zorundayız. Bu noktada da önemli bir yatırım sürecine yürüyoruz.”

“ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE ALABİLECEĞİMİZ MESAFENİN FARKINDAYIZ”

Albayrak konuşmasında verimlilik ile ilgili şunları kaydetti: “Enerji verimliliğinin bir diğer önemli hususu olan alt kırılımlarını çalıştık. Türkiye olarak enerji verimliliğinde alabileceğimiz mesafenin farkındayız. Bunun için üç tane kritik altyapıyla alakalı düzenleme yaptık. Piyasa mekanizmasının oluşturulmasından yasal düzenlemelere kadar Enerji Bakanlığı olarak etkin çalışmalar yürüttük. Hatta en önemlisi finansal sürecin çözülmesi ile ilgili finansal paydaşlarla sıkı ilişki içerinde olarak orta ve uzun vadeli finansman altyapısına destek olduk. Tüm tüketim tasarrufu sağlayabilecek paydaşlara büyük bir marjı ön görerek bir tablo çizdik. Önümüzdeki dönemlerde de sonunda kadar bu projenin arkasında olacağız. Enerji ithal eden bir ülke olarak kaynak verimliliği konusunun sonuna kadar takipçisi olmamız gerekiyor.”

“YERİN ALTINDA VE ÜSTÜNDE NE VAR ÖĞRENECEĞİZ”

Arz güvenliğinin maden politikası tarafının Türkiye’nin en bakir alanı olduğunu vurgulayan Albayrak, “Madencilik alanı önü gelişmeye en açık alanımız. Bununla ilgili çalışmalarımızı yürütmemiz gerek. Bu politikamızda da 4 ana unsurumuz mevcut.  Bunlar; yerli kömür, kıymetli madenler, nadir bulunan elementler ve stratejik madenler. Bunların bulunup geliştirilmesi ile ilgili bir süreç başlatıyoruz. Türkiye olarak toprağımızın altında üstünde ne var öğreneceğiz, bu süreci özellikle kamu-özel modeliyle yürüteceğiz. Özel sektörün önünü açmamız lazım. Bunun önemli noktalarından biri olarak, geçen sene meclisten geçirdiğimiz MTA üzerinden yurt dışında arama düzenlemesi ile birlikte yeni adımlar atacağız. MTA – özel işbirliği ile dünyanın madencilik alanındaki kritik ülkeleriyle ilişki içerinde olarak sektörümüzün önünü açacağız, ortaklıklar kuracağız. Böylece bölgesel aramacılık faaliyetleri noktasında bir süreci başlatacağız” dedi.

 

“6 MİLYON METRE HEDEFİNİ KISA SÜREDE HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

Albayrak MTA ile ilgili olarak şunları kaydetti: “2002 yılında, yılda 32 bin metre sondaj yapan bir MTA vardı. Bugün ise bu rakamı 300 bin metreye çıkardık. Ancak bizim vizyonumuzda büyük ve güçlü Türkiye için bu da yetmez. 2017 hedefi için ise 1 milyon hedefi koyduk. Bütün süreci başlattık, inşallah bitireceğiz. Dahası takip eden iki yıl içerisinde 2 milyon ve 3 milyona çıkarılması için gerekli çalışmaları yaptık. Kıta Avrupa’sının 30-40 yıl önce topraklarını tamamıyla keşfettiği bir ortamda biz bugün yüzde 30’lardayız. Hedef 2020’lerin Türkiye’sinde bunu tamamıyla bitirmek. Arama faaliyetleriyle ortaya koyduğunuzda bugün sahip olduğunuzu düşündüğünüz kaynaklardan çok daha büyük rezervlere kavuşacaksınız. Çok büyük bir potansiyel var. Kamu ve özel sektörle birlikte madencilikte çok ileri bir noktada olan Kanada ve Avusturalya’ya erişmek için 6 milyon metre hedefini kısa sürede hayata geçireceğiz. Madencilik Türkiye’yi katma değer noktasında çok ileri taşıyacak.”

YERLİLEŞMEDE İKİ KRİTİK ADIM: RÜZGAR VE GÜNEŞ

Enerji Bakanlığı’nın yerlileşme adına biri güneşte biri ise rüzgarda olmak üzere iki kritik adım attığını belirten Albayrak, geçen ay güneş enerjisinde yapılan ihalenin benzerinin rüzgarda da gerçekleştirileceğini söyledi ve şöyle sürdürdü: “Yerlileştirme, yerli üretim ve Ar-Ge başta olmak üzere rekabetçi, özel sektörü de oyuna dahil ederek Türkiye’nin bir oyuncu olması için önünü açmamız lazım. İki kritik adım attık biri güneşte diğeri rüzgarda. En büyük hayallerimden birisiydi güneş ihalesi.”

‘Karapınar YEKA ihalesinden çıkan netice çok ümit ve mutluluk verici’ diyen Albayrak; “İthal panellerden üretilen elektriği 19,5 cente alan Türkiye, bu ihaleyle birlikte 6,99 cente düşürerek maliyeti 3’te birine indirdi. O sahada panellerle ilk yıl yüzde 60, takip eden yılda yüzde 70 yerlilik oranıyla olacak şekilde yatırım yapılacak. Ar-Ge ile yüzde 80 yerli mühendis zorunluluk şartı var. Burada kritik olan husus yan sektörlerle birlikte Türkiye’deki önemli bir pazar gelişecek. Rüzgar YEKA’sı için şartname inşallah bir iki hafta içinde açıklanacak. Dünyadaki birçok büyük rüzgar üreticisi firmalarla görüştük, hepsinin de ilgili olduğu görüşmeler neticesinde şartnameyi açıklayacağız inşallah. Bu yaz bitmeden YEKA uygulamasını rüzgarda da hayata geçireceğiz. Yaklaşık 8 bin kalem kırılımı olan rüzgar türbini teknolojisinde muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız. Bu şekilde sadece maliyet düşmeyecek iç talep karşılanmayacak, aynı zamanda bölgedeki rüzgar ve güneş potansiyelini de harekete geçirecek bir stratejinin önünü açacağız. Nükleer teknolojide de Türkiye, bölgesel ve küresel olarak bir üst lige çıkarak bu altyapıya kavuşacak” diye konuştu.

“UZUN VADELİ YATIRIM İÇİN ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA”

Bakan Albayrak “Milli Enerji ve Maden Politikası” tanıtım toplantısındaki sunumunda, öngörülebilir piyasa konusunda altyapı iyileştirmelerinin, en önemli sacayağı olduğunu, çünkü piyasa öngörülemediği sürece uzun vadeli bir yatırımdan bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi.

Albayrak, Türkiye’de kurumların kurumsal dönüşümünü ölçülebilir performansa dayalı yapısal dönüşüm sürecini başlattıklarına işaret ederek, “Çünkü her biri sadece iç piyasa için değil, bölge piyasaları için de çok önemli birer oyuncu olan bu kurumlarımızı dönüştürmemiz lazım. Böylece, ne kadar güçlü kurumlarımız olursa, o kadar güçlü Türkiye’nin altyapısını oluştururuz.” ifadelerini kullandı.

“PİYASALARDAKİ DÖNÜŞÜM İÇİN SÜRECİ HIZLANDIRACAĞIZ”

Öngörülebilir piyasanın bir sonraki adımına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Albayrak, “İnşallah bu yıl doğalgaz noktasında da Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) ile piyasa, satış, sözleşme ve kontrat deneme altyapısını başlatıyoruz. Önümüzdeki dönemde artık enerjinin de bir emtia olarak sermaye ve para piyasalarında ve uluslararası piyasalarda dönüşümü için iki kritik kurumumuzla süreci daha da hızlandıracağız” şeklinde konuştu.

 

“E- MADEN UYGULAMASINI BAŞLATIYORUZ”

Albayrak, özellikle madencilik noktasında çok önemli adımlar attıklarının altını çizerek, bunlardan ilkinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MİGEM) yeniden yapılandırılması olduğunu söyledi. Maden arama, işletme ve bunun hayata geçirilmesiyle ilgili yüzlerce süreci geçmeye çalışan yatırımcı için “e-maden” uygulamasını hayata geçirdiklerini hatırlatan Albayrak, bununla birlikte birçok kağıt, onay ve izine dayalı haftalar süren işlemleri hızlandırdıklarını anlattı.

İkinci önemli noktanın, geçen yıl onayladıkları ve bu yılın ikinci yarısında devreye alacakları Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) olduğunu belirten Albayrak, şunları kaydetti: “Böylece, bir maden projesi ve sahası güvenilir bir şekilde, banka ve finansal kurumların da değerlendirebileceği güvenilir bir raporlama standardı içinde yer alacak. Bugün, tüm Türkiye’deki kredi portföyünün, madencilik sektörünün aldığı payın yüzde 3’ün bile altında olduğu gerçeklikten hareketle, bu oranı çok daha ileri taşımak için, sektörün önemli problemlerinden biri olarak gördük. Bu standartları getirerek, uluslararası şekilde yurt dışından da finansmanın önünü açacak bir altyapıyı, inşallah getireceğiz. Maden piyasalarının geliştirilmesiyle ilgili bu modellere hali hazırda başladık ve bu yıl itibariyle inşallah tüm bu çerçeveyi daha somut adımlarla geliştireceğiz.”

“MADENCİLİKTE RAPORLAMA SİSTEMİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ “

MİGEM’in sadece izin veren değil, aynı zamanda denetleyen bir kurum olarak iç içe geçen yapısını ikiye ayırdıklarını vurgulayan Albayrak, özellikle madencilik alanındaki eksiklerinin farkında olduklarının altını çizdi.

Son olarak Karot Bilgi Bankası’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Albayrak, “Kafamıza estiği gibi madencilikte sondaj yapıyoruz. Bunun arşivi, nerede ne bulunmuş, yok mu? Türkiye haritasındaki tüm sondaj faaliyetlerinin ‘veri tabanı’ diyebileceğimiz haritayı çıkartarak, herkese açık bir merkezde Türkiye’deki bütün altyapıyı arşivliyoruz. İnşallah bu yıl bunu hayata geçiriyoruz. Madencilikteki altyapı açısından çok önemli bir yere sahip olacak olan raporlama sistemini hayata geçiriyoruz. Çünkü bizim sermaye olarak bir kuruşu dahi sokağa atma lüksümüz yok.” diye konuştu. Albayrak, kaliteli ve kesintisiz enerjiyle daha rekabetçi bir iklimin oluşturulmasından dolayı düşen maliyetlerle halkın daha ucuz enerjiye ulaşmasının önünün açılmasına hizmet edeceklerini kaydetti.

Türkiye’nin, bölgesel enerji ve arz güvenliğine katkıda bulunan ve bölgesel refah ve barışa katkı sağlayan bütün projelerin yanında olduğunu vurgulayan Albayrak, “Bu felsefeyle tüm oyuncu ve paydaşlarla bundan sonra da iş birliklerini güçlendirerek yola devam edeceğiz. Türkiye’nin bir üst lige çıkması, en büyük 10 ekonomiden biri olması ve birçok alanda olduğu gibi enerji alanında da rekabetçi bir Türkiye oluşturulması için tüm stratejik vizyonların hayata geçirilmesi gerekli. İstanbul’un enerjisiyle birlikte, yeni, büyük ve güçlü Türkiye vizyonuna sizlerden alacağımız enerjiyle de inşallah adım atalım istedik. Bu anlamda tüm paydaşlardan katkı, destek ve paylaşım açısından her türlü yoruma açığız. İnşallah herşey Türkiye’miz için hayırlı ve güzel olur” ifadelerini kullandı.

JEOFİZİK VE JEOKİMYA HARİTALARI YOLDA

Albayrak, Türkiye’nin maden hedeflerine erişebilmesi için jeofizik ve jeokimya haritalarının tamamlanması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Türkiye haritasındaki tüm sondaj faaliyetlerinin ‘veri tabanı’ diyebileceğimiz haritayı çıkartarak, herkese açık bir merkezde Türkiye’deki bütün altyapıyı arşivliyoruz. İnşallah bu sene bunu hayata geçiriyoruz. Türkiye jeofizik haritasını 2018’de tamamlayacak. Tüm Türkiye coğrafyasını, bitki örtüsünden topografik yapısına kadar röntgenini çekip madencilikte sahip olunan kaynakları göreceğiz.”  Jeofizik haritasının ardından kritik önem sahip bir sonraki adımın Jeokimya haritası olduğunu belirten Albayrak, “Jeokimya haritası için de 50 binden fazla örnek alındı. 2017 sonu itibari ile de jeokimya haritası bitmiş olacak. Numunelerin sonuçları çok iyi geldi. Harika sonuçlar elde ettik. Türkiye’nin taşı da toprağı da altın inşallah, önümüzdeki dönem göreceğiz. Attığınız her adımı bilimsellikle desteklemek zorundasınız ” dedi.