Rusya, Avrupa’daki enerji krizinde doğal gazı silah olarak kullanmakla suçlanıyor

Rekor seviyelerde artan enerji fiyatları, Avrupa ekonomilerini ve vatandaşlarını derinden etkilemeye devam ederken, Rusya, söz konusu krizin baş sorumlularından olmakla suçlanıyor. Avrupa, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası ekonomik toparlanmayı, hane gelirlerini ve yeşil enerji dönüşümünü tehdit eden fiyat artışlarıyla mücadele etmeye çalışıyor. Başta doğal gaz olmak üzere rekor seviyede artan enerji fiyatları nedeniyle çok […]

Rusya, Avrupa’daki enerji krizinde doğal gazı silah olarak kullanmakla suçlanıyor
Kubilay Aydeğer
  • Yayınlanma5 Kasım 2021 17:44

Rekor seviyelerde artan enerji fiyatları, Avrupa ekonomilerini ve vatandaşlarını derinden etkilemeye devam ederken, Rusya, söz konusu krizin baş sorumlularından olmakla suçlanıyor.

Avrupa, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası ekonomik toparlanmayı, hane gelirlerini ve yeşil enerji dönüşümünü tehdit eden fiyat artışlarıyla mücadele etmeye çalışıyor.

Başta doğal gaz olmak üzere rekor seviyede artan enerji fiyatları nedeniyle çok sayıda fabrika kapanmak veya üretime ara vermek zorunda kalırken, vatandaşlar da önemli oranda artan enerji faturalarıyla karşı karşıya kaldı.

Yetkililer ise kış dönemine girerken derinleşebilecek krizin uzun sürebileceği ve en kötü senaryonun henüz gerçekleşmediği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Öte yandan, Avrupalı ve ABD’li bazı yetkililere göre, bu krizin baş sorumlularından biri, ilave gaz sevkiyatı yapmayı reddeden Rusya.

Batılı yetkililer, Rusya’nın Avrupa’daki enerji açığını bir silah olarak kullandığını ve böylece Avrupa mevzuatlarında kendi lehine bazı değişiklikler yaptırmaya çalıştığını öne sürerken, Rusya, Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattına ilişkin gerekli onayların verilmesi için şantaj yaptığı yönünde de suçlanıyor.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 18 Ekim’de yaptığı açıklamada, “Enerji fiyatlarındaki artışın derin jeopolitik kökleri var. Rusya tüm sözleşmelerini yerine getirdi, ancak sevkiyatları artırmadı.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da 7 Ekim de Avrupa’daki enerji krizinde Rusya’ya işaret ederek, “Rusya’nın enerjiyi bir baskı aracı, siyasi bir silah olarak kullandığı bir geçmişi var.” demişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise ülkesinin enerjiyi bir silah olarak kullandığına yönelik suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, “Avrupa’daki enerji krizi doğal gaz açığından ötürü kaynaklanmadı. Avrupa’daki gaz fiyatları elektrik açığı nedeniyle yaşandı. Bazı ortaklarımızın yaptığı gibi, kendi hatalarından ötürü başkasını suçlamaya gerek yok.” ifadelerini kullanmıştı.

Putin ayrıca 27 Ekim’de Gazprom’a talimat vererek, Rusya’daki doğal gaz depolama tesislerini 8 Kasım itibarıyla doldurduktan sonra, Avrupa’daki depolama tesislerine yönelik doğal gaz tedarikini artırma talimatı verdi.

Konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Oxford Enerji Araştırmaları Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Jack Sharples, Avrupa’daki enerji krizinin çeşitli etkenlerin bir araya gelmesinden ötürü yaşandığını söyledi.

Avrupa genelinde doğal gaz üretiminin 2019’a kıyasla azaldığına işaret eden Sharples, “Ayrıca, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) arzının da Avrupa için azaldığını gördük. Talep küresel bazda artarken, arz aynı hızda artmadı. Tüm bunların bir araya gelmesi, küresel doğal gaz piyasasının sıkışmasıyla sonuçlandı.” ifadelerini kullandı.

Rus doğal gazının boru hatları üzerinden Avrupa’ya sevkiyatının bu yıl azaldığına dikkati çeken Sharples, “Gazprom’un bu yılki yaklaşımı, sözleşmeler doğrultusunda sevkiyatını yerine getirmek, ancak Avrupa spot piyasasına ilave gaz tedarik etmemek yönünde oldu.” dedi.

Dünyanın birçok noktasında olduğu gibi Rusya’da da sert bir kış yaşandığını anımsatan Sharples, “Gazprom da Rusya’daki soğuk kış mevsimi nedeniyle büyük bir iç taleple karşı karşıya kaldı ve yaz dönemini Rusya’daki gaz depolarını doldurmakla geçirdi. Dolayısıyla Gazprom’un gazını göndermek için öncelik verdiği alanlar, Rusya iç pazarı ve Avrupa sözleşmelerini yerine getirmeye yönelikti.” değerlendirmesinde bulundu.

GAZPROM’UN 8 KASIM’DAN SONRA ATACAĞI ADIMLAR KRİTİK

Sharples, gaz fiyatlarının yanı sıra küresel kömür fiyatlarının da artığını belirterek, “Bu da yüksek fiyatına rağmen gazın elektrik üretimi için kömürle rekabet edebilmesi anlamına geliyor. Yani doğal gazda biraz daha az arz ancak biraz daha güçlü bir talep var ve bu ikisi bir araya gelince Avrupa pazarı sıkıştı.” dedi.

Doğal gaz fiyatlarında ağustos sonundan itibaren spekülatif hareketlerin de oldukça etkili olduğunu kaydeden Sharples, söz konusu spekülatif durumun ekimin ilk haftasından bu yana kısmen azaldığını söyledi.

Kış sezonu yaklaşırken, Gazprom’un atacağı adımların önemli olduğuna dikkati çeken Sharples, “Gazprom’un bugüne kadar daha fazla gaz tedarik etmemesinin meşru nedenleri var. Ancak Rusya’daki depolarını doldurmayı tamamladıklarında neler olacağına bakalım. Avrupa pazarına önemli miktarda doğal gaz sağlamazlarsa, gerçekten de sadece Kuzey Akım 2 onay süreci üzerindeki baskıyı sürdürmek için hacimleri geri tutuyor gibi görünebilirler.” ifadelerini kullandı.

AVRUPA’YA YEŞİL ENERJİ POLİTİKALARINDA POPÜLİZM SUÇLAMASI

Rusya merkezli Enerji Kalkındırma Fonu Genel Direktörü Andrey Listovskiy da Avrupa’daki enerji krizinin, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle tetiklendiğini belirtti.

Avrupa’nın yeşil enerji dönüşümünü aşırı hızlı bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştığını belirten Listovskiy, “Bu yaz rüzgar ve güneş enerjisi az üretildiğinde, eksiklerini doğal gazla ikame etmeye çalıştılar. Soğuk kış sezonunun ardından boşalan depolarını doldurmaya vakitleri kalmadı.” dedi.

Asya’daki LNG fiyatlarının da artmasıyla, Avrupa’nın yeteri kadar doğal gaza erişiminin kalmadığını vurgulayan Listovskiy, “Rusya’yı suçluyorlar çünkü Avrupa Komisyonu’nda, Avrupa’daki objektif etkenleri göz önünde bulundurmadan yeşil nesil stratejisi hazırlayan beceriksiz insanlar var. Yeşil enerji sloganlarıyla siyasi seçimleri elbette kazandılar, ancak şimdi tüm Avrupa’nın, düzenleyicinin yetersizliği nedeniyle oluşan bu fiyat artışını ödemek zorunda kalacakları gerçeğiyle karşı karşıya geldiler.” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa’nın enerji açığını kapatmak için karşısında üç seçenek bulunduğunu belirten Listovskiy, “Daha fazla, pahalı LNG almak, Rusya’ya gerekli mali şartları sağlayarak daha fazla boru hattı gazı almak, geleneksel enerji kaynaklarına yönelik yeşil enerji stratejisini yeniden gözden geçirmek. Çünkü yeşil teknolojiler henüz mükemmel değil ve Avrupa’da gördüğümüz geleneksel enerji tüketiminin yerini tam olarak alamaz.” diye konuştu.

Listovskiy, Rusya’nın son 20 yıldır Avrupa’daki pazar payını artırdığını ve bu nedenle genel olarak alıcının avantajlı olduğu bir piyasanın oluştuğunu kaydederek, “Bu yıl, piyasanın satıcının avantajlı olduğu bir hale dönüşmesiyle, spot piyasa objektif fiyatları yansıtmasına rağmen herkes pahalı olduğundan şikayet etmeye başladı. Bunun nedeni fiziksel olarak daha az gaz olması ve bu Rusya’nın suçu değil. Avrupa’nın enerji endüstrisini geliştirme şekliyle alakalı.” ifadelerini kullandı.

AA