‘Piyasanın güvence altına alınması yatırımcı için önemli unsurlardan’

Uludağ Enerji Grup Hukuk ve Uyum Başkanı Volkan Esiner enerji sektöründeki hukuksal sorunları ve çözüm önerilerini Gas&Power’a anlattı. Enerji dağıtım ve perakende sektöründe hizmet veren Uludağ Enerji Grup’un Hukuk ve Uyum Başkanı Volkan Esiner gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Esiner, piyasa öngörülebilirliği açısından, piyasa kurallarının önceden belirlenmesinin ve piyasanın yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış olmasının, yatırımcılar […]

‘Piyasanın güvence altına alınması yatırımcı için önemli unsurlardan’
Burak Karagöl
  • Yayınlanma24 Ağustos 2023 14:49

Uludağ Enerji Grup Hukuk ve Uyum Başkanı Volkan Esiner enerji sektöründeki hukuksal sorunları ve çözüm önerilerini Gas&Power’a anlattı.

Enerji dağıtım ve perakende sektöründe hizmet veren Uludağ Enerji Grup’un Hukuk ve Uyum Başkanı Volkan Esiner gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Esiner, piyasa öngörülebilirliği açısından, piyasa kurallarının önceden belirlenmesinin ve piyasanın yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış olmasının, yatırımcılar için önemli unsurlar olduğunu belirtti.

“İNOVASYON VE GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLEYEN DÜZENLEMELERİ ÖNEMSİYORUZ”

Elektrik sektörünün ihtiyaç duyduğu regülasyonlar nelerdir?

Özellikle inovasyon ve girişimciliği destekleyen düzenlemeleri bir hayli önemsiyoruz. Elektrik sektöründe inovasyon ve girişimciliği teşvik eden regülasyonlar, yeni iş modellerinin de ortaya çıkmasına katkı sağlayabiliyor. Örneğin, mikro üretim, enerji ticareti ve prosumer (hem tüketici hem de üretici) modelleri gibi yenilikçi uygulamaları destekleyen düzenlemeler, sektörde rekabeti artırma ve enerji sistemlerinin de daha esnek ve verimli çalışmasına katkıda bulunma potansiyeli taşıyabiliyor.

Keza, güncel teknolojik gelişmelere dair düzenlenmeler de önemli gördüğümüz diğer bir konu. Elektrik sektöründe yaşanan teknolojik gelişmeler, klasik hukuk kurallarının güncellenmesini de gerektirebiliyor. Örneğin akıllı şebekeler, GSM ve uydu altyapılarının kullanımı, enerji depolama sistemleri, elektrikli araç altyapısı gibi yenilikçi teknolojiler eskiye kıyasla hayatımızda çok daha fazla yer almaya başladı. Bu teknolojilerin entegrasyonunu destekleyen hukuki düzenlemelerin de aynı hız ve kapsayıcılık ile yürürlüğe konulması önem taşıyor. Zira bu tür düzenlemeler sektördeki yeniliklere uyumun sağlanması ve teknolojik gelişmelerin getirdiği fırsatların değerlendirilmesine olumlu katkı sağlayacaktır.

Sektör için önemli olan hukuki düzenlemeler tabi ki sadece bunlarla sınırlı değil. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji destekleri, iş sağlığı ve güvenliği, çevrenin korunması, veri güvenliği ve gizlilik, tüketici hakları gibi pek çok farklı ve önemli hukuki düzenleme de mevcut. Bu düzenlemelerin, değişimin hızına uygun şekilde güncel tutulmasını sağlamak da öncelikler arasında mutlaka yer almalı.

“ÇÖZÜM ETKİN BİR İLETİŞİM MEKANİZMASI”

Elektrik dağıtım faaliyetleri ile ilgili uyuşmazlıklarda çözüm önerileriniz nelerdir?

Elektrik dağıtım şirketleri ile müşteriler arasında etkin bir iletişim mekanizması olması önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin hizmetlerini ve tarifelerini müşterilere daha kolay ve daha anlaşılır şekilde aktarmaları gerekli. Paydaşların da soru veya sorunları hakkında ilgili elektrik dağıtım şirketine kolaylıkla ulaşabilmesi gerekiyor. İletişim kanallarının çeşitlendirilmesi, müşterilere azami bilgi sağlanmasına fayda sağlayabilir ve uyuşmazlıkların önlenmesine yardımcı olabilir.

Elektrik dağıtım şirketleri ve enerji düzenleyici kurumların tüketicilere yönelik eğitim ve bilinçlendirme programları ya da kamu spotu ve benzeri bilinçlendirme çalışmaları düzenlemesi de faydalı bir araç olabilir. Bu programlar, tüketicilerin haklarını, sorumluluklarını daha iyi bilmelerine ve enerji tasarrufuna yönelik farkındalıklarının artmasına yardımcı olabilir.

Ayrıca paydaşlarımızın gerçekleştirdikleri işlemlerin nedenini iyi anlamaları da çok önemli. Bu kapsamda, paydaşlarımızın imza altına alınan sözleşme ve benzeri belgeleri dikkatlice okuyarak, hak ve sorumlulukları hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları da uyuşmazlıkların azaltılmasında önemli bir unsur.

“EPDK’NIN HASSAS YAKLAŞIMI ÇOK ÖNEMLİ”

Yenilenebilir enerjide ikili anlaşmalar kapsamında güncel hukuksal sorunlar ve çözüm önerileri nelerdir?

Piyasa öngörülebilirliği açısından, piyasa kurallarının önceden belirlenmesinin ve piyasanın yasal düzenlemelerle güvence altına alınmış olmasının, yatırımcılar için önemli unsurlar olduğunu söyleyebiliriz. Hukuki güvencelerin eksikliği ya da belirsizlik, yatırımcılar için ilave risk anlamına gelir ve yatırım iştahını olumsuz etkileyebilir. Aynı şekilde ilgili düzenlemelerin hukuka aykırı olmaması gerekliliği de diğer bir önemli unsurdur. Hukuka aykırı nitelikte düzenlemeler yapılması, yatırımcı ile düzenleyici kurum ve/veya diğer ilgili kurumlar arasında hukuki uyuşmazlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir.

İkili anlaşmalara dair önemli olabilecek bir başka hukuksal konu ise enerji fiyatlarının belirlenmesi ve tarife düzenlemeleridir. Fiyatın belirlenmesi sürecinin adil, şeffaf ve rekabet ilkesine uygun olması çok önemli. Bu kapsamda, fiyat belirleme mekanizmalarının dönemin koşullarına uygun ve güncel olması gerekiyor. EPDK’nın bu alandaki hassas yaklaşımı da zaten konunun öneminin daha da iyi anlaşılmasına destek oluyor.

“TÜKETİCİLER TEDARİK ŞİRKETLERİNİ SERBESTÇE DEĞİŞTİREBİLMELİ”

Dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin ayrı ayrı ya da etkileşim içinde gerçekleştirdikleri davranışlar sonucu ortaya çıkan rekabet sorunları nelerdir?

Elektrik dağıtım ve tedarik piyasasının genel yapısına bakıldığında, dağıtım şirketlerinin doğal tekel benzeri bir konumda oldukları görülecektir. Görevli tedarik şirketlerinin bölgesel düzeyde etkili pazar gücüne sahip oldukları gerçeği de değerlendirildiğinde, şirketlerin piyasa davranışlarının Kanun’un 6. maddesindeki düzenlemeye uygun olmasının ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.

Rekabetçi piyasa yapısının en temel kuralı gereği, serbest tüketicilerin elektrik tedarikçilerini herhangi bir sorunla karşılaşmadan kolaylıkla ve serbestçe değiştirebilmeleri gerekli. Buna bağlı olarak geçiş maliyetlerini artırmaya dönük şirket davranışları, bağımsız tedarik şirketlerinin rekabetini zorlaştırıcı etkiye sahip olabileceklerinden, bu tür davranışların Kanun’un 6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olabilir.

 “KURALLARA UYGUNLUĞUN TAKİBİ DE ÖNEMLİ”

Elektrik sektöründe İSG mevzuat ve yönetmeliklerinde yapılması gereken iyileştirmeler, yenilikler ve değişiklikler nelerdir?

Elektrik sektöründe meydana gelen kazalara bakıldığında yaralanma ve ölümlere neden olan risklerin kayma, düşme, sendeleme, elektrik arkı nedeniyle yanma, araç kazası, elektrik çarpması, sıkışma, hayvan saldırısı, fiziksel saldırı, keskin aletlerden kaynaklı kesilme, taşımadan kaynaklı düşme gibi konulardan oluştuğu görülüyor.

Türkiye’deki iş sağlığı ve güvenliği alanına dair hukuki gelişmeleri incelediğimizde, Avrupa Birliği mevzuatına uyum kapsamında 2003 yılından itibaren pek çok adım atıldığını görüyoruz. Özellikle 2012 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesi iş sağlığı ve güvenliği kuralları açısından önemli yapı taşlarından biridir. Bu kanun, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması öncelikli birçok önemli düzenlemeyi getirdiği gibi, dağınık halde bulunan İSG kuralları da bu kanun ile birlikte tek bir çatı altında toplandı. Ayrıca Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’nin 34-541 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ve Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik gibi diğer bazı sektörel ve kurumlara özgü düzenlemeler de mevcut.

Yürürlükteki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının oldukça kapsamlı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Özellikle, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunumuz, yüksek kalkınma düzeyine sahip ve sanayileşmiş ülkelerin iş sağlığı ve güvenliği standartları ile yarışır nitelikte. Ancak teknolojik gelişmelerle birlikte, İSG alanında da gelişim ihtiyacı her zaman devam ediyor. Bu kapsamda mevcut İSG mevzuatımızın da gelişime açık alanları tabi ki mevcut.

Diğer yandan, kuralların oluşturulması kadar, kurallara uygunluğun denetim ve takibi de önemli. Denetim mekanizmasının sağlıklı ve etkin şekilde işlemesine yönelik kuralların tesisi için denetim işinin geniş, ayrıntılı ve ileri düzeyde teknik bilgi gerektirmesi de dikkate alınarak uygun yetkinlik ve çok sayıda denetim unsurunun görevlendirilmesi gerekiyor. Mevzuatta bu unsuru destekleyecek düzenlemelerin yapılması İSG alanındaki güncel çalışmalara fayda sağlayacaktır.

‘SÜREÇ TÜKETİCİYE AÇIKLANMALI’

Haber verilmeksizin yapılan elektrik kesintilerinde sınır değerlerin aşılması durumunda tüketicinin hakları nelerdir? Hukuksal olarak süreç tüketici için nasıl işliyor?

Habersiz gerçekleşen ani kesintilerin sürelerinin belirli sınır değerleri aşmaması gerekir. Bu değerlerin aşılması halinde, elektrik dağıtım şirketinin mevzuatta belirlenen esaslar çerçevesinde ilgili kullanıcıya tazminat ödeme yükümlülüğü söz konusu olur. Bu yükümlülüğün doğması için kullanıcının herhangi bir başvuruda bulunmasına da gerek yoktur. Böyle bir durumda, tazminata hak kazanan kullanıcıya yapılması gereken ödeme, ilgili yılı takip eden yılın Nisan ayından itibaren başlatılır ve tamamlanıncaya kadar da müteakip dönemlerde yapılır. Söz konusu ödeme, dağıtım sistem kullanım bedellerinden mahsup edilmek suretiyle gerçekleştirilir. Eğer aboneliğin iptali söz konusu ise, bu durumda ödeme hemen gerçekleştirilir. Tazminatın miktarı ve ödemenin koşulları EPDK tarafından belirlenen yönetmeliklerde düzenlenmektedir.

Diğer yandan, elektrik dağıtım şirketleri, mevzuat ve EPDK kuralları tarafından belirlenen hizmet kalitesi garantilerini de yerine getirmekle yükümlüdür. Sınır değerlerin aşılması durumunda, dağıtım şirketi tüketiciye telafi önlemleri sunmakla yükümlü olabilir. Bu önlemler, EPDK tarafından belirlenen kurallar ve süreçler doğrultusunda uygulanır.

Ayrıca, elektrik dağıtım şirketleri, tüketiciye, talebi halinde, söz konusu habersiz ani kesintilerle ilgili gerekli bilgilendirmeyi de yapmakla yükümlüdür. Bu bilgilendirmede, kesinti nedeni, süresi, tahmini tamir süresi ve telafi önlemleri gibi bilgiler tüketiciye açıklanmalıdır.

Bu haklar ve süreçlerin tamamı, dayanağını büyük ölçüde EPDK tarafından belirlenen ikincil mevzuattan alır.