Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD) tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen “Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması”nın sonuçları 19 Mart Salı günü açıklandı. 16 ilde, 18 yaş ve üzeri bin 209 kişi ile yapılan ankette, enerji ve ekonomi politikalarına duyarlılığın arttığı ortaya çıktı. Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma […]
Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (CESD) gerçekleştirdiği “Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması”nın sonuçları, Proje Koordinatörü, Enerji Sistemleri Bölüm Başkanı ve CESD Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger ve proje çalışanları Prof. Dr. Çiğdem Kentmen Çin, Prof. Dr. Meltem Ucal, Doç. Dr. Gökhan Kirkil ve Dr. Öğr. Görev. Emre Çelebi’nin yer aldığı basın toplantısı ile paylaşıldı.
2015 yılında Kadir Has Üniversitesi bünyesinde kurulan Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD), farklı bilim alanlarındaki uzmanların enerji konusunda disiplinlerarası eğitim ve araştırma faaliyetlerini yürütmek ve ortaya çıkan bilgileri kamuoyu ile paylaşma amacıyla kuruldu. AB destekli araştırma proje çalışmaları dışında en önemli faaliyetlerinden biri olan “Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Anketi”ni 2016 yılından beri her yıl Kasım-Aralık aylarında gerçekleştirmeye devam ediyor.
Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen “Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Anketi” 16 kent merkezinde ikamet eden 18 yaş ve üzeri bin 209 kişi ile yüz yüze yapıldı.
‘Dünya enerji sorunlarından hangisi en önemlidir?’ sorusuna verilen yanıtlarda ilk üç sıralama değişmedi. Anket kapsamında ‘çevre ve insan sağlığı’ diyenlerin oranı geçtiğimiz yıllara göre yüzde 41’den yüzde 32’ye düşerken, ‘enerji fiyatlarının yüksekliği/dalgalanması’ yüzde 16’dan yüzde 20’ye yükseldiği görüldü. Üçüncü sıradaki ‘iklim değişikliği/küresel ısınma’ ise yüzde 12 ile aynı kaldı. ‘Küresel iklim değişikliğine inanıyor musunuz?’ sorusuna ‘evet’ cevabı verenlerin oranı 2016’dan 2017’ye yüzde 9 artarak yüzde 78’ten yüzde 87’ye çıkarken, 2018 yılında yüzde 87’den yüzde 77’ye düştü.
Türkiye’de enerjiden kaynaklanan en önemli çevre sorunu geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi hava kirliliği olarak görülürken, bitki örtüsünün bozulması seçeneği yüzde 12,9 gibi ciddi oranda artarak ikinci sıraya yerleşti. 2016’da yüzde 19,8 ile ikinci sırada bulunan insan sağlığı ile üçüncü sırada bulunan iklim değişikliğinin azalması ile bir sıra geriledi. ‘Hangisinin küresel ısınmaya en fazla etkisi vardır?’ sorusuna verilen yanıtlardaki sıralama 2017’de yüzde 44 ile sanayi, yüzde 25 ile şehirleşme, yüzde 10 ile enerji olmuşken, 2018’de ‘sanayi yüzde 42, şehirleşme yüzde 23 ve doğal nedenler yüzde 10 oldu.
Ankette yer alan ‘Yaşadığınız il sınırları içinde santral kurulmasını ne derece desteklersiniz?’ sorusuna 2018 yılında verilen yanıtlarda farklı sonuçlar ortaya çıktığı gözlemlendi.
2016 ve 2017 yıllarında doğalgaz, jeotermal ve kömür ilk üç sırada yer alırken, 2018 yılında, güneş yüzde 79, rüzgar yüzde 78, doğalgaz ise yüzde 57 olarak karşımıza çıkıyor. 2016 ve 2017 yıllarında, en az desteklenen nükleer yüzde 27-20 ve hidroelektrik yüzde 27-22 iken 2018’de kömür yüzde 19, nükleer ise yüzde 14 oldu.
‘Maliyetleri aynı ve kolaylıkla erişilebilir olsalardı, hangisini evdeki enerji ihtiyaçlarınızı karşılamak için kullanmayı tercih ederdiniz’ sorusuna verilen yanıtlardaki ilk üç seçenek diğer yıllarda olduğu gibi doğalgaz, güneş ve rüzgar oldu. Üç yıl içerisinde karşılaştırma yapıldığı zaman, 2016-2018 arasında doğalgaz yüzde 63’ten yüzde 40’a düşerken rüzgar yüzde 6’dan yüzde 17’ye yükseldi. Güneş ise yüzde 21, 30, 23 olarak gerçekleşti.
Anketin bir diğer çarpıcı sonucu olarak ise “Maliyetleri aynı ve kolay erişilebilir olsalardı, hangisini evdeki enerji ihtiyaçlarınızı karşılamak için kullanmayı tercih ederdiniz” sorusunda ilk seçenek, “doğalgaz, güneş, rüzgar” yerini korudu. Ancak, geçtiğimiz yıllarla karşılaştırma yaptığımızda doğalgaz tercihinin yüzde 63’ten yüzde 40’a düştüğü, rüzgar tercihinin yüzde 6’dan yüzde 7’ye, güneş enerjisinin ise yüzde 21’den yüzde 23’e yükseldiği görülüyor.
Katılımcıların yüzde 59’u ısınma, yüzde 35’i tüketilen elektriğin üretilmesi amacıyla doğal gazı ilk sırada tercih ederken, yüzde 24’ü güneşi, yüzde 21’i ise rüzgarı tercih ediyor.
2016 ve 2017 yıllarında yapılan anket sonucuna göre, enerji tüketiminde ısınma yüzde 65 ile ilk sırada yer alırken, yüzde 22 ile aydınlatma ve ev aletleri ikinci sırada yer aldı. 2018 yılında ise ısınmaya harcanan para yüzde 8’lik artışla yüzde 74’e yükselirken, aydınlatma ve ev aletleri yüzde 22 oldu.
Isınma için tercih edilen enerji kaynağı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da ‘doğalgaz’ oldu. 2016-2018 arasında katılımcıların yüzde 54, 52, 54’ü ısınma için doğalgazı tercih etti. İkinci sırada gelen kömür, aynı yıllarda yüzde 25’ten yüzde 19’a düşerken, her üç ankette de odun ve elektrik, üçüncü ve dördüncü sırada yer aldı.
Anket sonucuna göre, ısınma amaçlı yakıt tercihinin gelir gruplarına göre dağılımında, her zaman gelir düzeyinin artmasıyla odun kullanımının azaldığı, doğalgaz kullanımının arttığı ortaya çıktı.
Aynı kategoride, arabalarda tüketilen yakıt cinsinde belirgin bir değişim gözlenmedi. 2016- 2018 arasında arabası olmayanların oranı yüzde 59, 61, 57 olurken, dizel yüzde 17, 16, 18,
otogaz yüzde 12, 13, 10, benzin ise yüzde 12, 9, 11 oldu. Arabası olan katılımcıların aylık masraflarında yıllar itibarıyla 200 TL’nin altında düşüşler yaşandığı gözlemlenirken, yanı zamanda 200 TL’nin üstündeki masraflarda artış yaşandığı görüldü. Anket sonucuna göre dikkat çeken bir diğer konu da en çok artışın 2016-2018 arasında yüzde 15, 21, 27 oranında 400 TL’nin üzerinde olduğu görüldü.
Son iki yıldır elektrik yüzde 1 ile hibrid arabalarda, yüzde 0,4 sıralamaya girdi. 2017 yılında ankete eklenen soruya verilen yanıtlardan ise, ailelerin ortalama toplu taşıma giderinin en fazla 51-100 TL yüzde 18, 101-150 TL yüzde 17 ve 50 TL altı yüzde 15 olduğu anlaşıldı. 2018
yılında yüzde 21 oranında 50 TL altı, yüzde 16 oranında 101-150 TL, yüzde 14 oranında 51-100 ve yüzde 13 oranında 151-200 TL olarak gerçekleşti.
Araştırma kapsamında ısı yalıtımı ile ilgili önemli verilerin ortaya çıktığı gözlemlendi. 2016 ve 2017 yıllarında, evinde ısı yalıtımı olanların oranı yüzde 34 ve 32, olmayanların oranı yüzde 65 ve 66 oldu. 2018 yılında evinde ısı yalıtımı olanların oranı yüzde 44’e çıkarken, olmayanların oranı yüzde 54’e düştü. Bu oranlarla 2018 yılında ısı yalıtımında önemli gelişmeler sağlandığı ortaya çıktı.
2018 yılında, evlerde bulunan ısı yalıtımı oranının gelir ve eğitim düzeyiyle bağlantılı olması, bu kategorinin en dikkat çekici sonuçlarından birisi oldu. Öte yandan, ısı yalıtımı olan evlerin bölgesel dağılımı, yüzde 71 ile İstanbul, yüzde 57 ile Orta Anadolu, yüzde 51 ile Batı Karadeniz olurken, diğer bölgeler yüzde 38’in altında kaldı.
Ankette yer alan enerji tasarrufu önlemleriyle ilgili sorularda, ‘enerji verimli aydınlatma ürünleri’ yüzde 26, ‘enerji verimli ısı sistemleri’ yüzde 22, ‘enerji verimli elektrikli ev aletleri’ yüzde 21 ile ilk üç sırada yer aldı.
Enerji tasarrufu ve tüketici davranışları incelendiğinde, ‘kullanılmayan alanlarda aydınlatmayı kapatmak’ yüzde 33, ‘kullanılmayan alanlarda ısıyı kapatmak’ yüzde 22 ve ‘bulaşık, çamaşır ve ütüyü biriktirerek yapmak’ yüzde 17 oranlarıyla ilk üç sırada yer alırken, tüketicilerin yarıdan fazlasının belirtilen önlemleri sıklıkla uyguladığı görüldü.
Rusya’dan başlayıp Karadeniz üzerinden Türkiye’ye aktarılması planlanan doğalgaz boru hattı projesi ‘Türk Akımı’nın bilinirliğinin de sorgulandığı araştırmada, geçen yıl yüzde 92’lik bir kesimin proje hakkında hiç bilgisi olmadığı gözlemlenirken, bu oran 2017’de yüzde 68, 2018’de ise yüzde 66’ya kadar düştü. ‘Çok bilgiliyim’ diyenlerin oranı ise üç yılda yüzde 3, 7, 10 olarak arttı. Öte yandan ilk defa 2017’de ankete dahil edilen projelerden TANAP için ‘hiç bilgim yok’ diyenlerin oranı yüzde 76 ile aynı kalırken, ‘çok bilgiliyim’ diyenlerin oranı 2017’de yüzde 5’ten 2018’de yüzde 8’e yükseldi. Akkuyu Nükleer Santrali içinse 2017’de yüzde 52, 2018’de yüzde 59 oranında olumsuz yanıtlar alındı.
“Türkiye’nin enerjiyi en fazla hangi ülkeden almasını tercih edersiniz?” sorusuna katılımcıların ilk cevabı ‘Azerbaycan’ oldu. 2016 yılında yüzde 42, 2017 yılında yüzde 44 olan bu oran, 2018 yılında yüzde 41 ile yerini korudu. Aynı soruyu ‘Rusya’ olarak cevaplayanların oranı ise 2016’da yüzde 20 iken, 2017 yılında yüzde 9, 2018 yılında ise yüzde 6 olarak düşüş yaşadı. Diğer yandan ucuz olandan alınsın diyenlerin oranı 2016 yılında yüzde 1, 2017 yılında yüzde 10 ve 2018 yılında yüzde 13’e çıkarken, kendisi üretsin diyenlerin oranı 2016 yılında yüzde 16, 2017 yılında yüzde 21 ve 2018 yılında yüzde 19 olarak gerçekleşti.
Enerji verimliliğini artırıcı projelere ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Bakan Kurum: “Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye çıkaracağız”14 Kasım 202418:05 Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, COP29’da iki panel düzenledi14 Kasım 202417:56 “Ülkemiz için yenilikçi projelere yatırım yapmaya devam edeceğiz”14 Kasım 202417:23 Sürdürülebilir kalkınma hedefleri için ulusal iklim planlarında “adil geçiş” önem kazanıyor14 Kasım 202415:00 Küresel petrol arzı ekimde günlük 300 bin varil arttı14 Kasım 202414:59