Akaryakıt ticaretinde gündem ulusal stok ve IMO 2020

4. Enerji Ticareti ve Tedariği Zirvesi ISTRADE 2019’da düzenlenen “Akaryakıt Ticareti” başlıklı oturumda Türkiye ve bölgedeki akaryakıt ticaretinde yaşanan son gelişmelerle gelecek beklentileri masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Refinitiv Oil Research Avrupa ve Afrika Bölge Müdürü Serkan Şahin’in yaptığı oturumda, Shell&Turcas Ticaret ve İkmal Direktörü Çağatay Cengiz, TÜPRAŞ Satış ve Pazarlama Direktörü Çağrı Kayı, SOCAR Türkiye İkmal ve Ticaret Grup Direktörü Hasan Tan ve Petrol Ofisi Ürün Tedarik ve Stratejik Fiyatlandırma Müdürü Sibel Elekdağ Yeşiltepe konuşmacı olarak yer aldı.

‘Türkiye petrol piyasasında çok önemli gelişmeler yaşanıyor’

Petrol piyasasında uzak ya da yakın yok. Dünyanın herhangi bir yerinde olan gelişme, dönüp dolaşıp tüm ülkelerin sektörlerine etki ediyor. Dolayısıyla petrol piyasasında makro-mikro diye bir şey yok. Geneli anlamak da özeli anlamak da önemli. Aslında Türkiye petrol piyasasında çok önemli gelişmeler yaşanıyor ve bu dünyanın bütün ülkelerindeki petrol piyasalarını etkiliyor. Bölgenin güvenli, sürdürülebilir, lojistik ve siyasi anlamda önemli bir nokta olmasından da kaynaklı. Karadeniz petrolünün Akdeniz’e geçişinde Türk Boğazları inanılmaz önemli. Bu nedenle bugün çok farkına varılmayan birkaç konuyu konuşmak istedik. Türkiye enerji sektörünün her türlü çalkalanmaya hazır oluşu da çok önemli.

‘Gelecek yıl daha sistematik davranacağız’

Türkiye’de ‘SOCAR’ denince akla ilk olarak, en önemli yatırımımız olan Star Rafineri geliyor. Geçen sene bu zamanlar Star Rafineri hakkında konuşurken hep gelecek zamanlı konuşuyorduk ama Ocak ayı itibarıyla rafinerimizde ham petrol işlemeye ve ürün satmaya başladık. Ülkemiz adına çok önemli bir gelişme. Türkiye’nin motorin tüketimi geçen sene 25 milyon tonu geçti. Bunun uzantısı olarak da 13 milyon ton civarında bir ithalat oldu. Bizim motorin üretimimiz optimizasyona bağlı olarak 5-6 milyon ton arasında olacak. Dolayısıyla Star Rafineri’nin piyasaya girişi ithalatı azaltacak ki zaten rafinerimizin kuruluş amacı da bu, Türkiye’nin ikmalini yapacak. Motorini Türkiye piyasasına, ithalatı azaltarak, arz etmeyi planlıyoruz. Buradaki en önemli sorun lojistik. Lojistik bu alanın en önemli parçası, bizler de buna ağırlık vermeye başladık. Tabi Star Rafineri bu yıla biraz kırık bir yıl olarak başladı. Çünkü Türkiye’de ikmal programları yıllık bazda yapılıyor. Onun verdiği handikapları aşarak, bu yıl maximum şekilde yurt içine ikmali yaparak, kalan kısmı da ihracatta denemeyi planlıyoruz. Gelecek yıl için de daha değişik planlarla, daha sistematik davranacağız. Rafinerimizin motorin ve jet dışında bir diğer önemli yakıtı da nafta. Daha önceki dönemlerde Aliağa Yarımadası’na bakılırsa Tüpraş ve Petkim arasında önemli bir sinerji kurulmuştu. Hatta Tüpraş’ın özelleşmeden önceki yapısında naftanın bir kısmı kalıyordu. Özelleşme sonrası seçimlerini serbest olarak yapıp naftayı da benzine çevirdiği için Türkiye’de bir nafta kıtlığı yaşandı. Bizim rafinerimizin üreteceği yaklaşık 1,5 milyon ton naftayı Petkim’e biz stok olarak veririz. Oradaki petrokimya zincirinin getirilebileceği artı değerlerden, marjinal faydalardan katkı sağlamaya çalışacağız. Bunun yanında benzin kullanılarak yapılan 1 milyon ton kadar reformat üretimimiz olacak. Sonuç olarak rafinerimiz beyaz ürüne dönüşüm yapabilecek kapasitede bir rafineri. Siyah ürün olarak da sadece petrokok ve kükürt üretimimiz olacak. Piyasa doğası gereği hangi ürünün ne fiyata olduğunu kendisi belirliyor bu anlamda sektör olarak şanslıyız. Şu an SOCAR olarak yüksek kükürtlü fuel oil ile ilgili çalışmalar yapıyoruz.

‘Bütün belirsizlikleri yönetiyor olmamız lazım’

2019 değişik ve değişikliklere açık bir yıl. Artık sıradanlaşmış problemlerimiz var. Talep son derece değişken. Daha önceki yılları örnek alarak yorumlayamayacağımız şeyler var, elbette makroekonomik çerçeveyle de zorlanıyor. Kurda ve fiyatta, artık hepimizin yönetmeye alıştığımız bir hareketlilik var. Bütün bunların yanında bir de IMO 2020 gibi bir durum var. Bu belki de bütün dünyayı ilgilendiren bir durum.

Türkiye’de hem bir avantaj hem de dezavantaj olarak görebileceğimiz gelişmeler oldu. Star Rafineri artık iç piyasaya malını arz eder durumda. Ben hem sektörde çalışan bir profesyonel, hem de bir Tüpraş çalışanı olarak çok pozitif bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Bütün bunların yanında belki tüm bu sistemin içine koymak gereken İstanbul Havalimanı var. İstanbul Havalimanı müthiş bir lojistik merkezi ve Türkiye havacılık sektörünü geri dönülemez şekilde değiştirdiğini düşünüyorum. Akaryakıt anlamında da bizler için önemli bir lokasyon, 300 bin m3’lük bir terminal inşa edildi. Burası lojistik anlamında çok etkili işler yapılabilir bir alan.

Bütün belirsizlikleri yönetebiliyor olmamız lazım, keza bizim işimiz bu. Bir yandan da alt yapılarımızı kuvvetlendirmemiz lazım. Tüpraş da meseleye bu yönden bakıyor. Özellikle lojistik alanında kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir rafineri şirketiyiz ama aslında 4 rafineri alanımız var. Bu rafinerilerin de her birinden, farklı miktarlarda, farklı ürünler çıkıyor. Akaryakıt açısından düşünürsek, bu 4 rafinerinin yanında, 4 tane de teslimat noktamız var. Dolayısıyla 8 tane teslimat noktası olan kocaman bir şebekeden bahsediyoruz. Bu şebekeleri birbirleriyle koordine bir şekilde ilişkilendirmek, Tüpraş’ın operasyonlarının bir parçası. Dolayısıyla lojistik, bu belirsizlik içerisinde kontrol sağlamaya çalıştığımız ve avantaj sağlamaya çalıştığımız bir alan olarak önceliğimiz.

Tüpraş, müşteri memnuniyetinin ikmal zincirinde yavaş yavaş son kullanıcıdan yukarıya hareket edeceğini öngörüyor ve hazırlıklarını bu yönde yapıyor. Pazarlama ve müşteri ilişkilerine IT altyapımızı da devreye sokarak büyük önem veriyoruz. Kullanıcılara ve müşterilerimize her anlamda ulaşmaya gayret ediyoruz.

2020 büyük belirsizliklerin olduğu bir yıl. Ama herkesin tarifsiz olarak hazırlandığı bir yıl haline geldi. Talep havuzunun nasıl şekilleneceğine sektör olarak net bir yanıt bulamadık. Binlerce senaryo üretiyoruz. Rafineriler açısından kaba tarifler yerini koruyor.

Türkiye’nin bütüncül sistemine katkı veren tüm adımları destekliyor ve olumlu bakıyoruz. Yeni ve yenilikçi  tüm fikirlere destek veririz. Bundan sonrası için destek olmamız gereken ve sektörümüzün tek çatı altında birleştiği her şeyin arkasındayız. Belirsizlikleri yöneten şirketlerin olduğu bir sektöre sahibiz ama mücadeleyle istediğimiz noktaya eminim ulaşacağız.

‘IMO 2020 uygulaması değişime ortam yaratıyor’

Akaryakıt ticareti çok önemli ve uzun bir serüven. Özellikle Türkiye’de ticaretin büyük bölümünün son kullanıcıya ürün ulaştırmak olduğu bir ortamda, bu serüven ciddi altyapı kaynaklarıyla desteklenmeli. Son dönemde devlet kurumlarımız sıkıntılarımıza daha fazla destek veriyorlar. Birçok çalışma yapıyorlar ve biz özel sektör temsilcilerine görüşlerimiz soruluyor. Bu doğrultuda regülasyonlar ve yönetmelikler çıkarılıyor. Bu bizler açısından çok sevindirici, memnuniyet verici. Yasal düzenlemeler demişken, son dönemlerde öne çıkan teknolojik düzenlemeler sayesinde ürünün ikmalinden, son kullanıcıya gidene kadarki bütün yol takip ediliyor. Her bir molekülün yolcuğu, şeffaf, anlık bir şekilde takip edilerek EPDK’ya bildirildiğinden dolayı son kullanıcıya giden ürünün daha kaliteli şekilde ulaşması sağlandığı gibi, Petrol Ofisi gibi büyük şirketlerin eşit bir platformda rekabet göstermesini sağlıyor. Petrol Ofisi’nin faaliyetleri çok geniş olduğundan dolayı çok ciddi denetlemelere tabii tutuluyoruz. Bu nedenle şeffaf bir operasyon yürütmek bizim için çok önemli ve öncelikli. Ulusal stok yükümlülüğünün kupon yönetimiyle devri çok önemli bir gelişmeydi. Petrol fiyatlarının ve kurun bu kadar yükseldiği, bu kadar fazla kanunun ve yönetmeliğin olduğu ortamda bu verimlilikleri şirketlerin yakalaması gerekiyor. Teknolojiye harcadığınız paralar ve yaptığınız yatırımlar her zaman son tüketiciye döner. Dizel yükümlülükleri sağlandı. Bu sayede ikmal sağlama imkanı olan şirketlerle, imkanı olmayan şirketler aynı platformda buluşturulabiliyor. Bu tekrar bir alt yapı optimizasyonu sağladığı gibi, kupon olsun, biodizel yükümlülüğü olsun ayrı ticaret alanları oluşturuldu. Şirket olarak atılan adımlardan memnunuz. Ticaret ne kadar gelişirse ne kadar evrimleşirse verimlilik o kadar artar. Devlet kurumlarımızdan da bu konuda bize destek vermelerini istiyoruz. Tüm dünyada majör bir değişim uygulanıyor. IMO 2020 uygulaması tüm dünyada yaşanacak değişime ortam yaratıyor. Kupon sistemi başladı ve çok verimli ancak sözleşmeler aylık olarak yapılıyor. Arzu ediyoruz ki bu günlük yapılabilsin. Biz aynı zamanda denizcilik yakıtları ticareti yapan da bir firmayız bu anlamda IMO 2020 bizim için çok önemli. 1 Ocak 2020 itibariyle kesin olarak başlayacak olan bu uygulama sayesinde, bölgesel olarak yapılan denizcilik yakıtlarında yapılan regülasyonlar tüm dünyada uygulanacak. Türkiye’nin 8 milyon ton ulusal stok yükümlülüğü var. Bunun 1.7 milyon tonunu dağıtıcı şirketler üstleniyor. Türkiye’nin lisanslı depolama kapasitesi çok önemli. Sadece sermaye değil, bir altyapı meselesi bu. Kapasitelerin daha verimli kullanımlarına yönelik optimizasyonun oluşturulması gerekiyor. Bizim piyasamızın farklı dinamikleri var,  bizim kontrolümüz olmadan yönlendiriliyor. Geçen yıl Nisan ayında yaşadığımız dengesizlikler ve Ağustos ayında yaşadığımız kurun korkunç derecede yükseldiği o süreci bir daha yaşamamayı umuyoruz. O dönemler bizler için birer tecrübeydi ve dersler çıkarak ilerlersek zararlı değil, karlı çıkarız.

‘Yatırımlarımıza nasıl şekil vereceğimizi konuşmalıyız’

Son 1 senedir hem içeride hem dışarıdan çok ciddi değişimler yaşadık. Hala da devam ediyor. Kur fiyatlarında, ham petrol ve ürün fiyatlarında değişiklikler bunlar. Makro ekonomik ve jeopolitik değişimleri de bunlara dahil etmeliyiz. Bunların hepsi bizim piyasamızı doğal olarak etkiliyor. Biz de bunlara karşı hızlı değişim gösterebilen, donanımlı arkadaşlarımızla birlikte cevap vermeye çalışıyoruz. Bundan sonraki süreçte de öyle görünüyor ki bu değişim devam edecek. Biz buna nasıl karşı koyarız, nasıl doğru tepkiler veririz, bunun arayışı içerisindeyiz. Bizim gündemimizde, özellikle iç piyasada baktığımız zaman, iç piyasadaki tüketimin değişiklik göstermesi, bunun yanı sıra dolar kurundaki hareketlilik, bunların hepsi bizi direkt etkiliyor. Bununla beraber Türkiye büyüyen bir ekonomi, oyunun kuralları her gün değişiyor, değişmek zorunda, yatırımlarımıza nasıl şekil vereceğimizi konuşmamız lazım. Bu değişkenliğe nasıl uyum sağlayacağımızı oturtmak zorundayız.

IMO 2020 ile birlikte bir kelebek etkisi olacağına inanıyoruz. Denizcilik yakıtları piyasasında, bizim istasyonlarımızda sattığımız motorinin fiyatına kadar etki edebilecek bir uygulama. Tabi bunu şöyle düşünmek lazım; 2020 bunun başlangıcı, 2021’e kadar çok volatil bir dönem olacak. Bu dönemde bundan en büyük faydayı sağlayacak olan kompleks rafineriler. Özellikle bizim bölgemizde TÜPRAŞ bunlardan biri.  Rafinaj marjlarının IMO 2020 ile birlikte ciddi anlamda yükseleceğine inanıyorum. Yaklaşık 215 milyon ton yüksek kükürtlü fuel oil kullanımı var dünyada. Yarısından fazlasını alternatif yakıtlara çevirmek zorundayız. Dolayısıyla LNG piyasasına kadar etkisi olabilecek çok büyük bir değişim. Kompleks rafineriler için geçiş dönemi.

Kupon sistemi için yetkililere teşekkür etmemiz lazım çünkü fazlasıyla hayat kurtardı. Ulusal stok yükümlülüğü yeniden düzenleniyor. Sektör olarak ciddi paramızı ulusal stok tutmaya bağlıyoruz.  Bu nedenle kupon sisteminin aylıktan günlüğe geçmesi bizler için önemli. Enerjide güzel bir dönüşüm var. 1-2 sene sonra çok daha farklı şeyler konuşuyor olabiliriz.

Lisanssız elektrikte üst sınır 5 megavata çıkarıldı