PCS Elektronik’in iyonizerli hava arındırma cihazı solunum virüsleriyle savaşıyor

PCS Elektronik’in geliştirdiği iyonizerli hava arındırma cihazı inDOR200t2+’ın solunum virüsleri (corona virüs, influenza virüs vb.) üzerine antiviral etkisini PCS Elektronik Mühendislik ve Danışmanlık Genel Müdürü Mehmet Efe Enerji Petrol Gaz okuyucularına anlattı. 2002 yılında, tasarımı tamamen Türk mühendisleri tarafından yapılan İzo-Test markalı tahribatsız muayene (NDT) test cihazı üretimi ile faaliyete geçen, kaplama ve boya hatası […]

PCS Elektronik’in iyonizerli hava arındırma cihazı solunum virüsleriyle savaşıyor
Burak Karagöl
  • Yayınlanma31 Ocak 2024 14:27
  • Güncelleme31 Ocak 2024 14:28

PCS Elektronik’in geliştirdiği iyonizerli hava arındırma cihazı inDOR200t2+’ın solunum virüsleri (corona virüs, influenza virüs vb.) üzerine antiviral etkisini PCS Elektronik Mühendislik ve Danışmanlık Genel Müdürü Mehmet Efe Enerji Petrol Gaz okuyucularına anlattı.

2002 yılında, tasarımı tamamen Türk mühendisleri tarafından yapılan İzo-Test markalı tahribatsız muayene (NDT) test cihazı üretimi ile faaliyete geçen, kaplama ve boya hatası tespit çözümleri (Holiday Dedektör), koku giderme ve hijyen sağlama çözümleri (Ozon), envanter kimliklendirme ve takip çözümleri (RFID), ölçme, izleme ve kontrol sistemleri çözümleri (IoT Tabanlı Sistemler) alanında ürünleriyle mühendislik ve danışmanlık hizmeti veren PCS Elektronik Mühendislik ve Danışmanlık Genel Müdürü Mehmet Efe gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Mehmet Efe yapığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Atmosferin üst katmanlarında yer alan ve doğal bir kimyasal bileşik olan, Latince “koklamak”,“Tanrı’nın nefesi” anlamına gelen Ozon, 3 oksijen atomunun birleşmesi sonucu oluşan oda sıcaklığında renksiz, karakteristik kokusu olan bir gazdır (O3). İki atomlu normal atmosferik oksijenin yüksek enerjili hali olduğu için “zenginleştirilmiş oksijen’’ olarak da bilinir.

Ozon, oksidasyon gücü yüksek bir gazdır ve bilinen en kuvvetli dezenfektandır. Özellikle son yıllarda pek çok alanda yaygın bir şekilde kullanılan, hammaddesi oksijen olan ozon gazı, kullanıldığı ortamda kalıntı bırakmayan tek doğal dezenfektandır.”

‘OZON, HAVANIN TEMİZLENMESİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR GÖREV ÜSTLENMEKTEDİR’

Efe, ozon gazı ile ilgili yaptığı açıklamalarda da; “Doğada atmosferin üst katmanlarında UV ışınları sonucu, yine alt katmanlarda yıldırım sonucu meydana gelen elektrik arkının oksijeni atomlarına ayırmasıyla oluşan ozon, havanın temizlenmesinde çok önemli bir görev üstlenmektedir. Teknolojik olarak ise, elektron boşalımı yardımıyla, oksijenin yani O2 elementinin yüksek elektrik akımıyla çalışan “ozon jeneratörleri” aracılığı ile O3 gazı formuna ulaşmasıyla soluduğumuz havadan ya da saf oksijenden elde edilir.

Ozon Jeneratörleri, Corona Discharge (Korona Deşarjı) yöntemiyle ozon üreten cihazlardır. Oksijen molekülü (O2) jeneratör içinde Korona Deşarjı yöntemiyle parçalanarak Ozon molekülünü (O3) oluşturur. Ancak Ozon zayıf bir bağ yaptığından bir an önce bu bağı koparıp Oksijene dönüşmek ister. Bu sebeple üretildiği ortamdaki virüsler, mikroplar, bakteriler, kötü kokular ile karşılaşınca onlara nüfuz ederek, parçalar. Bunun sonucunda kendisi de parçalanır ve doğal hali olan oksijene dönüşür.  Bu süreç en doğal ozon üretme şekli olduğundan, geride kalıntı bırakmaz” ifadelerini kullandı.

“inDOR200t2+ İYONİZERLİ HAVA ARINDIRMA CİHAZINDAN YARARLANILDI”

Ozon gazının solunum sistemi virüsleri üzerine etkinliklerini paylaşan Mehmet Efe; “Ortam havasına uygulanan ozon gazının solunum sistemi virüsleri üzerine etkinlikleri iki ayrı çalışma ile deneysel laboratuvar koşullarında test edildi.

Ozon üretimi amacıyla inDOR200t2+ iyonizerli hava arındırma cihazından yararlanıldı ve özel olarak tasarlanan deneme kabinine monte edilerek kullanıldı.

İlk antiviral etkinlik denemesinde virüs materyali olarak COVID-19 etkeniyle aynı cins içerisinde yer alan bir corona virüs suşu (Betacoronavirus, Bovine coronavirüs, BCoV-Mebus) kullanıldı.

İkinci antiviral etkinlik denemesinde ise virüs materyali olarak solunum sistemi enfeksiyonlarının en çok bilinen etkenlerinden biri olan influenza virüs suşu (Influenzavirus H1N1) kullanıldı.

Virüslerin ozon ile muamele edilmesi işlemi özel tasarım deneme kabini içinde ve uygulanan ozonun 12 saatlik ortalaması 100ppb’yi geçmeyecek konsantrasyonda yapıldı. Ozon üretim miktarları ve ortamdaki ozon konsantrasyonları cihazın (inDOR200t2+) özel yazılımı ile kontrol edildi. Çalışmada, 30 dakika, 1, 2, 4, 8, 12 ve 24 saat süresince ozon uygulaması yapılarak test virüslerinin enfeksiyon oluşturma gücündeki (titre, TCID50) azalışlar değerlendirildi.

Elde edilen verilere göre; inDOR200t2+ cihazı ile üretilen ozon miktarının insan sağlığı açısından kritik eşik olarak önerilen 100ppb seviyesinin altında tutularak başarılı bir şekilde kontrol edilebildiği görüldü.  

Deney sonucunda corona virüsün enfeksiyon oluşturma gücünün 30 dk’da yüzde 74.8; 1 saate %90.45 ve 24 saatte %99.43 düzeyinde azaldığı belirlendi.

Benzer şekilde influenza (grip) virüsünün enfeksiyon oluşturma gücünün 30. dk’dan itibaren azalmaya başladığı ve 12. saatte ortamda enfektif virüs kalmadığı (yüzde 100 inaktivasyon) belirlendi” dedi.

‘inDOR200t2+’IN ORTAK ALANLARDA YAYGIN KULLANIMI PANDEMİ SÜRECİNDEN İTİBAREN DAHA DA ÖN PLANA ÇIKMIŞTIR’

Mehmet Efe; “Enfeksiyöz hastalıkların bulaşmasının engellenmesindeki önemli kriterlerden birisi havada ve çevresel ortamda bulunan hastalık etkenlerinin bertaraf edilmesidir. Özellikle solunum sistemi hastalıklarının bulaştırılmasında solunum havasının rolü son derece önemlidir. Bu tür bulaşların önlenmesinde önerilen birçok dezenfeksiyon yöntemi bulunmakla birlikte; etkinlik, performans, etki spektrumu, uygulama zorluğu, çevresel etkiler, ekipman üzerine doğurduğu istenmeyen etkiler, uygulayıcıya ilişkin kısıtlar ve maliyet gibi belirleyici faktörlere bağımlılık gösterir. Ozon uygulamalarıyla dezenfeksiyon yaklaşımı COVID-19 pandemi sürecinden itibaren daha da ön plana çıkmıştır. Ozon (O3), oldukça kararsız bir gaz olup normal atmosferik koşullarda çok kısa sürede bozularak zararsız yapılara (H2O, O2) dönüşmektedir. Özellikle kalıntı bırakmaması, kontrollü şartlarda kullanıldığında çevreye ve canlılara istenmeyen etkilerinin olmaması gibi önemli avantajları bulunmaktadır” şeklinde ifade etti.

Mehmet Efe son olarak; “Bu çalışmada elde edilen veriler inDOR200t2+ cihazının kapalı ortamlarda virüs kontaminasyonunun bertaraf edilmesi ve bulaştırıcılığa neden olan enfeksiyöz yükün azaltılması amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir.

Bu amaçla insan kullanımına açık alanlarda (Tuvaletler, Bekleme salonları, Personel soyunma odaları vb.) düşük dozda sürekli kullanımının uygun olacağı değerlendirilmiştir” açıklamasını yaptı.

Efe ayrıca, “ inDOR 200t2+’nin SHELL PETROL A.Ş. Akaryakıt istasyonları tuvaletlerinde kullanımının zorunlu olduğunu ve SHELL Genel Müdürlük binasındaki tüm Bay/Bayan tuvaletlerinde de 2019’dan beri kullanılmakta” olduğunu belirtti.