“Enerji bir uygarlık aracıdır”

Enerji sektöründe karar alıcıları, uzmanları ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı (EIF) Ankara’da başladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü yaptığı konuşmada; “Enerji bir uygarlık aracıdır. Yeterince enerjiniz yoksa yeterince enerji üretemiyorsanız, ürettiğiniz enerjiyi yeterince kullanamıyorsanız; uygarlık yarışında ön saflarda yer alamazsınız” dedi. Sibel Acar/Ankara 8-10 Kasım tarihleri […]

“Enerji bir uygarlık aracıdır”
Servet Uzun
  • Yayınlanma8 Kasım 2017 14:08
  • Güncelleme8 Kasım 2017 14:52

Enerji sektöründe karar alıcıları, uzmanları ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı (EIF) Ankara’da başladı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü yaptığı konuşmada; “Enerji bir uygarlık aracıdır. Yeterince enerjiniz yoksa yeterince enerji üretemiyorsanız, ürettiğiniz enerjiyi yeterince kullanamıyorsanız; uygarlık yarışında ön saflarda yer alamazsınız” dedi.

Sibel Acar/Ankara

8-10 Kasım tarihleri arasında 3 gün boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak kongrede, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ortaya koyduğu yerlileşme stratejisi, 10 yıl sonra enerjinin üçte ikisinin yerli kaynaklardan üretilmesi hedefi, milli enerji ve maden politikası ile petrol ve doğalgaz üzerine geliştirilen uluslararası projeler ele alınacak.

ANADOLU ATEŞİ SÜRPRİZİ

Program Anadolu Ateşi’nin renkli gösterileriyle başladı.

“ENERJİ BİR UYGARLIK ARACIDIR”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü “enerji bir uygarlık aracıdır” diyerek sözlerine başladı. Uygarlık yarışı için enerjinin önemine vurgu yapan Özlü; “Yeterince enerjiniz yoksa yeterince enerji üretemiyorsanız, ürettiğiniz enerjiyi yeterince kullanamıyorsanız; uygarlık yarışında ön saflarda yer alamazsınız. Bu nedenle, enerji yarışını, bir uygarlık yarışı olarak ele alıyoruz. Biz güçlü ve büyük Türkiye yolunda, bu yarışta geri kalmayacağız. Sürdürülebilir üretim, rekabet ve ekonomik kalkınma için; enerji yarışının içinde olmaya devam edeceğiz” dedi.

“BÜYÜMEMİZE DİNAMO ETKİSİ YAPACAK UNSUR; ENERJİ”

Özlü; “Türkiye son 15 yılda, her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadı. Türk ekonomisi her yıl ortalama yüzde 5 oranında büyüyerek, önemli bir başarıya imza attı. Atılım ve yatırım yılı ilan ettiğimiz 2017’nin ilk ve ikinci çeyreklerinde yakalanan, yüzde 5 ve 5,1 oranındaki büyüme rakamları ile Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasına girdi. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak için çıktığımız yola, hız kesmeden devam ediyoruz. Bu yolda, büyümemize dinamo etkisi yapacak en önemli unsur, hiç şüphesiz enerji yatırımlarıdır. Türkiye bugün, enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin’in ardından ikinci sırada yer almaktadır.  Bu ihtiyacın karşılanması için, enerji sektörüne son 15 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Toplam kurulu gücümüzü, iki kattan daha fazla artışla 32 bin Megawatt’tan, 80 bin Megawatt’ın üzerine çıkardık. Gelecek 10 yıl içerisinde, ilave 50 bin MW kurulu güce daha ihtiyacımız olacak. Bunun için; güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgâr enerjisinden jeotermal enerjiye, termik santrallerden nükleer enerjiye kadar, her alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz. Yatırımlarımızı planlarken; artan ihtiyaca dengeli bir şekilde cevap vereceğiz” diye konuştu.

BAKAN ÖZLÜ YATIRIMLARI ÖZETLEDİ

Türkiye’nin mevcut iletim altyapısının yenilenmesi ve kapasite artışı için yapılacak yatırımları özetleyen Bakan Özlü konuyla ilgili şunları ifade etti: “2016-2020 yılları arasını kapsayan dönemde, özel sektör aracılığıyla 18 milyar, TEİAŞ aracılığıyla 12 milyar, toplamda 30 milyar TL’lik yatırımı hayata geçireceğiz. Böylece, elektrik iletim altyapısındaki rehabilitasyon, iyileştirme ve yenilemeler; önümüzdeki 5 yıl içerisinde, yüzde 70-80’lere çıkacak. Elektriğin, yerinde üretilmesi ile, yatırım ve taşıma maliyetlerinin azaltılması için gerekli adımları hızla atmaya devam ediyoruz. Özellikle, elektrik tüketiminin, sanayinin ve ticaret merkezlerinin yoğun olduğu Marmara ve Ege Bölgesi’nde, enerji kaynakları çoğunlukla bu bölgenin dışından karşılanmaktadır. Gerek bölgenin elektrik arz güvenliğinin teminat altına alınması, gerekse iletim ve taşımadan kaynaklı maliyetlerin azaltılması için, bölgede yoğun bir çalışma devam etmektedir. Diğer yandan; uygun maliyetli ve kesintisiz doğal gaz temininde, son dönemde önemli mesafeler kat ettik. Doğal gaz arz güvenliğimizin, mevsimsel ve jeopolitik risklerden arındırılması için gereken adımları süratle hayata geçiriyoruz. Silivri ve Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesislerinin, mevcut 4 milyar metreküp olan depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023’te tamamlanacak ilave yatırımlarla, 10 milyar metreküpe çıkarılacak. Amacımız, yıllık doğal gaz tüketiminin en az yüzde 20’sini depolayabilecek kapasiteye sahip, gelişmiş bir doğal gaz depolama altyapısına sahip olmaktır.”

“ENERJİ POLİTİKALARINDA YENİ BİR SÜREÇTEYİZ”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Türkiye’nin enerji politikalarında, enerji sanayisi ve Ar-Ge odaklı bir politika stratejisi döneminde olduğunu ifade etti.

Dönmez; “Milli Enerji ve Maden politikamız ile birlikte enerji politikamız salt kaynaklara odaklı bir politika olmaktan çok bir kalkınma politikasına dönüşmüştür. Dünya klasmanında bir altyapı, dünyanın en başarılı şirketleri ile ortak yerlileştirilmiş Ar-Ge ve maksimum istihdam, yeni enerji politikamızın temel ayaklarıdır. Bu kalkınma politikasında en çok önem verdiğimiz konulardan biri, kısa ve uzun dönem enerji arz güvenliğine sadece kaynaklar, petrol, doğalgaz, kömür, yenilenebilir, olarak bakmayarak kendi insanımızın zekasını, çalışkanlığını ve yenilikçiliğini de bir arz güvenliği ve kalkınma aracı olarak kullanmak olacaktır” şeklinde ifade etti.

“YENİLENEBİLİR KAYNAKLARA MAKUL FİYATLARLA ERİŞİM TEMEL BİR HAK”

Yerli kaynaklar vurgusunu bir kez daha yineleyen Dönmez; “Bizim için yerli kaynaklarımız çok önemli. Kömürümüzün oranını arttıracağız. Kömür bir kalkınma projesidir. Yenilenebilir kaynaklarımız da çok önemli. Biz yenilenebilir kaynaklara makul fiyatlarla erişimin temel bir hak olduğunu düşünüyoruz. Peki bu erişimi nasıl sağlamalıyız? Yenilenebilir enerjide bu kaynaklardan faydalanmayı, geliştirmeyi nihai tüketiciye kadar indirebilmeliyiz. Apartmanda yaşayan bir insan için bile bir güneş paneli ile kendi elektriğini üretmek, çanak anten bağlattırmak kadar kolay olmalı. Eğer burada bir gelir olacaksa, bunu toplulaştıran proje geliştiricilerine değil, nihai tüketicimize aktaracak bir yapıyı kuracağız. Güneş bir rant aracı değil, bir sosyal refah aracı olacak, tüketiciler de tüketimlerine göre kendi faturalarını düşürebilecekler” dedi.

“VATANDAŞLARIMIZ İÇİN HER TÜRLÜ ÖNLEMİ ALDIK”

Kış dönemi hazırlıkları ile ilgili Dönmez şöyle konuştu: “Türkiye’de en soğuk dönemin yaşandığı Ocak ortası-Şubat ortası arasında vatandaşlarımız için her türlü önlemi aldık. Kontrol edebileceğimiz kesimde, sebepler dairesinde tüm tedbirleri aldık. Kontrol edemeyeceğimiz noktada da Acil Durum ve Kriz Yönetim Merkezimizi kurarak çalışmalara başladık. Artık iklim değişikliği kaynaklı uç doğa olaylarına daha hazırlıklı olmak durumundayız. Uç doğa olayları gelişmiş ülkelerde de yaşanıyor ve yaşandığında haftalarca elektrik verilemeyen yerler oluyor, ABD’de olduğu gibi. Ülkemizde bu konuda da hazırlıklarımız, yedekli altyapı yatırımlarımız ve senaryolarımız hazır. Yazın İstanbul dahil bir çok bölgede dolu ve ani sellerde bile elektrik arzını kesintisiz başardık. Tüm saha ekiplerimizi tebrik ediyorum. Bizim sokağa çıkmaya korktuğumuz havalarda onlar bazen direklerin tepesinde bazen suların içinde kahramanca hizmet veriyorlar. Bazen üstleri kirli olduğu için kirlenmesin diye otobüs koltuklarına bile oturmuyorlar”

“ENERJİ GELECEK DEMEKTİR”

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz bu tarz organizasyonların önemine değindiği konuşmasında; “Bir hafta içerisinde 3. kez uluslararası niteliği olan bir enerji etkinliğine katılıyorum. Bu toplantılar hem yerli- yabancı yüzlerce yatırımcı, iş adamı ve sektör temsilcisinin buluşmasını sağlıyor. Hem de bizlere sektörümüzün dinamizmini ve gelişimini gösteriyor. Türkiye’nin enerjide bir çekim merkezi, bir cazibe merkezi olması da bu etkinliklere gösterilen ilgide en büyük etken. Evet, enerji gelecek demektir. Ve enerjinin geleceği için de Türkiye’nin anahtar ülke olduğu bugün sanırım hepimizin hem fikir olduğu bir gerçek. Çünkü enerji piyasamız OECD ülkeleri içinde en hızlı büyüyen piyasa. Piyasamız Avrupa Birliği’nin iki buçuk katı hızla büyüyor ve enerji sektörümüzün önümüzdeki dönemde büyümeye devam etmesi için de gerekli motivasyon fazlasıyla bulunuyor. Buna ek olarak ülkemiz enerji sektörü giderek daha rekabetçi bir yapı kazanıyor” dedi.

“GÜÇLÜ BİR YATIRIM PORTFÖYÜNÜN SAĞLANMASI GEREKMEKTEDİR”

Bu yapıda özel sektörün gerek yatırım öncesi gerek yatırım sonrası süreçlerine yönelik doğru karar verebilmelerinin öneminin de arttığını ifade eden Yılmaz; “Özel sektörümüz yatırım aşamasında belirlediğimiz kriterlere uymanın yanında yatırım sonrası süreç için de doğru bir risk yönetimi yapmak zorundadır. Bunun için de daha nitelikli ve daha iyi yetişmiş insan gücü istihdamı ile karar süreçlerinde operasyonel ve finansal esneklikler sağlayacak, güçlü bir yatırım portföyünün sağlanması gerekmektedir. Ben bu platformda yapılacak tartışmalarda bu konularda da değerli fikirlerin ortaya çıkacağına inanıyorum” diye konuştu.

 “ENERJİ BU DÜNYANIN VAZGEÇİLMEZ PARÇASIDIR”

EIF Yürütme Kurulu Başkanı Çiğdem Dilek ise düzenlenen etkinliğin artık sınırları aştığını ifade etti. Dilek; “EIF 10 yılda sadece toplantı olmaktan çıkmış uluslararası şova da dönüşmüştür.  Enerji bu dünyanın vazgeçilmez parçasıdır. Ülkelerin temel prensiplerinden biri enerjidir. Çağımızda bu alana sahip olmak isteyen ülkelerin mücadelesine şahit oluyoruz. Gelinen aşamada küresel savaşlar enerji yüzünden çıkıyor. Tam da bu noktada bugün burada bulunmamızın önemi ortaya çıkıyor. Onca savaşa neden olan enerji küresel barışa nasıl enstrüman olacak bugün burada bunun için toplandık” dedi.

Program düzenlenen plaket töreninin ardından sona erdi.