‘Türkiye hub olma konusunda konumunu somutlaştırıyor’

13. Türkiye Enerji Zirvesi’ne katılan Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso Avrupa enerji arz güvenliği ve Türkiye’nin rolü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. nkara’da düzenlenen 13. Türkiye Enerji Zirvesi’nde konuşan Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso, enerji arzı güvenliği ve enerji dönüşümü üzerine konuşurken, Türkiye-Avrupa Birliği […]

‘Türkiye hub olma konusunda konumunu somutlaştırıyor’
Eylül Şahin
  • Yayınlanma23 Aralık 2023 14:09
  • Güncelleme23 Aralık 2023 14:10

13. Türkiye Enerji Zirvesi’ne katılan Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso Avrupa enerji arz güvenliği ve Türkiye’nin rolü ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

nkara’da düzenlenen 13. Türkiye Enerji Zirvesi’nde konuşan Avrupa Komisyonu Eski Başkanı ve Portekiz Eski Başbakanı Jose Manuel Barroso, enerji arzı güvenliği ve enerji dönüşümü üzerine konuşurken, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin gelişimine ve ilerideki potansiyellerine de değindi. Barroso, yeni yol haritasıyla ilişkilerin daha iyi bir noktaya gelmesini umduğunu belirtti. Barroso, “Türkiye NATO’nun çok kıymetli bir üyesi ve takdir edersiniz ki Avrupa için NATO hiç bu kadar önemli olmamıştı. Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri arasında ilerleme olacağını düşündüğüm ve bunu beklediğim en önemli konulardan birisi de enerji. Türkiye coğrafi konum olarak çok önemli bir ülke ama enerji için fiziksel bir hub olması açısından etrafı zorluklarla çevrili. Fakat Türkiye hub olma konusunda konumunu somutlaştırıyor” dedi.

Enerji ve tedarik güvenliğinin sadece AB ile ilgili değil aynı zamanda bölgeyi de içine alan bir konu olduğunun altını çizen Barroso, “Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri, bir Türk akademisyenin dediği gibi, aslında bir nevi hayal, bir nevi de hayal kırıklığının karışımı gibi bir şey olmuştur. Aslında bu konferansın zamanlaması çok iyi çünkü yarın Avrupa Komisyonu, AB ve Türkiye ilişkileri konusunda umuyoruz ki bir yol haritası onaylayacak. Tabi Avrupa Komisyonu’ndaki bu oylamanın Bakanlar Konseyine gitmesi gerekiyor. Beklentim doğrultusunda bu yol haritası onaylandıktan sonra, Avrupa Birliğiyle Türkiye arasındaki ilişkiler daha iyi bir yere gidecektir. Buna ihtiyacımız var çünkü farklılıklarımız olmasına rağmen belirli zorluklarda hepimiz hemfikiriz. AB ile Türkiye’nin çok önemli ilişkileri var. Türkiye ticaret anlamında Avrupa Birliğinin yedinci ortağı ve Avrupa Birliği de çok uzun süredir Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım konusundaki çok önemli bir bölgesi. Bu anlamda Türkiye NATO’nun çok kıymetli bir üyesi ve takdir edersiniz ki Avrupa için NATO hiç bu kadar önemli olmamıştı. Biliyorsunuz NATO’nun pek çok ülkesi AB üyesi ve AB üyelerinin çoğu da NATO üyesi. İçinde bulunduğumuz jeopolitik durum, şimdi çok daha önemli bir hale geldi. Durumun karmaşıklığı söz konusu olduğunda, bir araya gelmesi NATO üyelerinin, çok daha önemli. Ayrıca küresel anlamda konuştuğumuzda, ekonomik ilişkiler, ticaret ve yatırım ilişkileri kesinlikle ekonomik güvenlik kavramıyla bütünleşik olarak ele alınıyor. Ekonomik değerlendirmelerde jeopolitik riskler şu anda daha güçlü bir rol oynuyor. Sadece hükümetler tarafından alınan kararlarda değil, aynı zamanda şirketler tarafından alınan kararlarda da bu görülüyor. Birkaç yıl kadar önce kişiler finansal risklerden, piyasa risklerinden, operasyonel risklerden bahsediyordu veya firmalarının prestijinden bahsediyordu. Ama şu an jeopolitik risk bir numaraya yerleşmiş durumda. Sadece risk yönetimi anlamında değil, aynı zamanda bütün başkanlar, bütün CEO’lar ileriye dönük plan yaptıklarında bunu dikkate alıyorlar. Peki neden bu kadar önemli? Çünkü karar için belirleyiciler. Mümkün olduğu kadar istikrarlı bir çerçeve çizilmeye çalışılıyor. Ekonomi, ticaret ve yatırım ilişkilerinin yanı sıra diplomatik ilişkilerde ve ayrıca enerjinin siyasi kısmında da bunun olması gerekiyor” diye konuştu.

“TÜRKİYE VE AB İLİŞKİLERİNDE EN ÖNEMLİ KONU ENERJİ”

Konuşmasının devamında Türkiye ve AB ilişkilerine değinen Barroso, Gümrük Birliği’nin modernizasyonu ve enerji konularının önemli olduğunu vurguladı. Barroso konuşmasına şöyle devam etti, “Tabi ki ben Avrupa Komisyonunun ne karar alacağını bilemem. Fakat beklenti olarak baktığımızda Avrupa Komisyonu’nun yol haritası kesinlikle siyasi ilişkiler, ikili ilişkiler, müzakereler, göç konuları, Türkiye Ukrayna ilişkileri, kişiler arası ilişkiler, Türkiye’nin AB programlarına ve projelerine katılımı konularını içerecektir. Aynı zamanda bir bölümden de ekonomik ilişkileri gölgeleyen konular varsa bunlar üzerinde durulacak. Ayrıca Gümrük Birliği’nin modernizasyonu da söz konusu olacak. Bu konu da aslında çok hassas bir konu ve Rusya’ya karşı Avrupa Birliğinin kısıtlayıcı bazı tedbirleri de olacak elbette. Tabi ki Rusya’nın durumu önümüzdeki yakın gelecekte daha iyi bir hale gelmeyeceği gibi, Rusya’ya uygulanan yaptırımların da kapsamı genişletilecek. Genel anlamda Avrupa Komisyonu dokümanının olumlu bir belge olduğunu ve beraberinde kesinlikle Türkiye ile yapıcı bir taahhüde girecek bir belge mahiyeti taşıyacağını düşünüyorum. Türkiye ile bu yapıcı ilişkilere katkıda bulunacak. Mesela üst düzey diyaloglar söz konusu olabilir. 2019’da hatırlayacaksınız enerji konusunda üst düzey bir diyalog söz konusu olmuştu. Bu anlamda AB ve Türkiye ticaret konusunda üst düzey bir diyalog geliştirecektir ve elbette Gümrük Birliği’nin modernizasyonunu da görüşeceklerdir. Bu saydığım konular Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri arasında ilerleme olacağını düşündüğüm, beklediğim noktalar. Elbette en önemlisi de enerji.”

Türkiye ile AB arasında tedarik güvenliği ve temiz enerji geçişine ilişkin konuların uzun yıllardır konuşulduğunu ifade eden Barroso, “2015 yılında üst düzey diyalog oluşturulmuştu ama 2019’a ertelenmişti. Biliyorsunuz Türkiye, Ulusal Enerji Planı’nı onayladı. Bu plana hidrojen teknolojisi de dahil. Geçişin sağlanması için bu noktada açık ve samimi bir diyalog oluşturulması önemli. Aynı zamanda Türkiye’yi bir enerji ticaret hub’ı nasıl yapabiliriz, buna bakmamız gerekiyor. Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Moldova ile daha derin ilişkiler kurmamız lazım. Bu anlamda burada karşımıza çıkan zorlukları da görüşmemiz gerekiyor. Azerbaycan gazının Trans Adriyatik’ten İtalya’ya geçmesinde ve Avrupa Birliğine taşınmasında Türkiye önemli bir rol oynarken, aynı zamanda hub olma konusunda konumunu somutlaştırıyor.Azerbaycan da çok önemli bir tedarikçi haline geliyor. Fiziksel anlamda AB için Türkiye’nin hub olması konusunda zaten çok fazla olasılık yok. Türkmenistan hala bloke durumda ve burada Azerbaycan iyi gitmekte. Bence buradaki tek olasılık Azerbaycan’daki üretimi mümkün olduğu kadar artırıp Türkiye üzerinden gazı Avrupa’ya vermektir. Türkmenistan’da yine aynı sorunlar gündeme geliyor. Bence burada sıkıntı Hazar Denizi. İran ve Rusya Avrupa Birliği’ne erişmek için bu yoldan mücadele veriyorlar. Bunula birlikte Doğu Akdeniz’de ciddi gaz rezervleri var ve bu bölgedeki gerilim bazı durumlarda olduğu gibi kalırken bazı durumlarda da yükseliyor” dedi.

“TÜRKİYE VE AB ARASINDAKİ DİYALOG ENERJİ GEÇİŞİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”

Türkiye’nin konum olarak çok önemli bir bölgede olduğunu ve aynı zamanda etrafının da zorluklarla çevrili olduğunu söyleyen Barroso konuşmasına şöyle devam etti, “Avrupa Birliği’nin enerji politikasıyla ilgili burada temel bir çatışma var. AB, enerji dönüşümüne çok taahhüt verdi. Yeşil anlaşma gereği 2050’de sıfır karbona ulaşmak için sera gazında yüzde 55 oranında karbonsuzlaşma gerekiyor. Bu oldukça iddialı bir hedef. Hub dediğimizde bu bölgede ileriye dönük plan yapmalıyız. Biliyorsunuz boru hatlarının döşenmesi çok zaman alıyor ve milyarlarca dolar ve euro tutuyor. En azından 15 ila 20 yıl bir kullanım ömrü olması gerekiyor ki maliyet masrafı, yatırım masrafı çıksın ve kâr getirmeye başlasın. Uzun vadede gaz sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu olmalı. Avrupa Birliği olarak tedarik güvenliği, sürdürülebilirlik ve ulaşılabilirlik hedeflerini kombine etmeye çalışıyoruz. Sadece çevresel açıdan değil aynı zamanda tedarik güvenliği açısından da yenilenebilir kaynaklar diğer enerji kaynaklarına göre daha güvenli. Peki, zor olan ne? Zor olan geçiş, çünkü bunun belirli bir maliyeti var. Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler bu alanda daha fazla ilerleme getirecektir.”

“TÜRKİYE VE AB ‘BARIŞ İÇİN ENERJİ’ HEDEFİNDE ÇALIŞACAKTIR”

Zirve ile ilgili ‘Barış İçin Enerji’ temasının çok güzel bir hedef olduğunu dile getiren Barroso, “Avrupa topluluğu 1950’lerde kurulduğunda, ilk olarak Avrupa kömür ve çelik topluluğu olarak kurulmuştu. Kömür en önemli enerji kaynaklarından bir tanesi ve Avrupa topluluğunun o zamanlarda kurulmasının amacı, bunların bir araya getirilmesi ve bu şekilde bir birlik olunması ve savaşların sona ermesiydi. Bu birlik üyeler adına barışı tesis edebilmek adına çok da başarılı oldu. Fakat diğer ülkelerde durum aynı değil. Şu an bölgemize baktığımız zaman Rusya’nın Ukrayna’ya karşı agresif tavrı ve maalesef bugün İsrail, Gazze ve genelde Filistinliler için Ortadoğu’da da durum hiç hoş değil. Bu durumlar biraz daha devam edecek gibi görünüyor maalesef ve her iki çatışma için de ben yakın gelecekte bir çözüm göremiyorum. Enerji anlamında neler yapabiliriz? Bu da bu taahhüdü vermemizi daha da önemli kılıyor. Biliyorsunuz silahlanma devam ediyor ama en azından sürdürülebilirlik ve tedarik güvenliği katkısını barış için sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Bence Avrupa Birliği ve Türkiye bu hedef doğrultusunda çalışacaktır” dedi.