Aman dikkat!

Herkesin malumu, geçtiğimiz yıl Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle petrol ve LPG piyasalarında teminat uygulaması getirildi. Buna göre petrol piyasasında dağıtıcı, madeni yağ ve bayilik lisansı sahipleriyle, LPG piyasasında dağıtıcı ve otogaz bayilik lisansı sahipleri, çeşitli kategorilerde teminat verme zorunluluğunu haiz oldular. Tabi burada bir taraftan bu sektörde kurallı ve disiplinli bir şekilde uzun vadeli […]

Aman dikkat!
Emin Kaya
  • Yayınlanma1 Mayıs 2022 13:12

Herkesin malumu, geçtiğimiz yıl Vergi Usul Kanunu’nda yapılan değişiklikle petrol ve LPG piyasalarında teminat uygulaması getirildi. Buna göre petrol piyasasında dağıtıcı, madeni yağ ve bayilik lisansı sahipleriyle, LPG piyasasında dağıtıcı ve otogaz bayilik lisansı sahipleri, çeşitli kategorilerde teminat verme zorunluluğunu haiz oldular. Tabi burada bir taraftan bu sektörde kurallı ve disiplinli bir şekilde uzun vadeli faaliyette bulunmaya yeterli sermaye gücü olmayan kişi ve kurumların sektörün girişine mani olunması gibi bir amaç güdülse de asıl amaç, herhangi bir kuralsızlık durumunda kamunun ÖTV ve KDV’den doğan zararının tahsilat işleminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesiydi. Aslına bakarsanız, bu uygulama sektörün bir bölümü tarafından daha önceden de talep edilen ve desteklenen bir uygulamaydı. Ancak Kanun çıktıktan sonra, teminat miktarlarının yüksekliği tepki çekti.

Teminat miktarları gerçekten yüksek. Teminatların brüt satışlar üzerinden hesaplanıyor olması, maliyeti daha da yükseltiyor. Teminatın finansman maliyetini düşündüğümüzde, toplam maliyet bir hayli yükseliyor. Ancak teminat miktarlarının yüksek olmasının da dayandığı bir temel var. O da cezaların yüksekliği. Yani ödenmeyen bir cezayı teminat yoluyla tahsil etmek zorunda kaldığınızda, teminatın da en az cezalar kadar yüksek olması gerektiği sonucuna ulaşılıyor.

Aslında burada, yine kuralsız oyuncuları cezalandırmak için gerekli düzenlemelerin yapılması sonucu, dürüst ve kurallı oyuncuların da maliyet altına girdiği bir uygulamayla karşı karşıya kalmış oluyoruz. Maalesef, buna yönelik her düzenleme, dürüst oyunculara da maliyet olarak geri dönüyor.

Kuralsız oyuncular olmasaydı ulusal marker da olmaz, sektör ulusal marker maliyetine katlanmazdı.

Kuralsız oyuncular olmasaydı otomasyon sistemi de olmaz, sektör otomasyon maliyetine katlanmazdı.

Kuralsız oyuncular olmasaydı her pompada yazar kasa olmaz, sektör yazar kasa maliyetine katlanmazdı.

Bu liste uzar gider.

Neyse biz konumuza dönelim.

Öncelikle şunu vurgulamakta fayda var. Teminat uygulamasının muhatabı, birçoklarının sandığı gibi EPDK değil, Gelir İdaresi Başkanlığı ve vergi daireleri. Lisans sahiplerinin teminatlarını verecekleri yer de vergi daireleri, uygulamayı takip edecek olan kurum da vergi daireleri. Peki, EPDK’nın rolü ne? Vergi daireleri, teminatını vermeyen lisans sahiplerini EPDK’ya bildirecek, EPDK da o lisans sahibinin faaliyetini geçici olarak durduracak. Teminat yatırılınca vergi daireleri tekrar EPDK’ya bildirecek, EPDK da faaliyete izin verecek. Bu uygulamada EPDK’nın tek rolü bu.

Şimdi, bu noktada yazımızın başlığına gelelim. Aman dikkat diyoruz. Çünkü 2 Eylül 2021’den önce faaliyette bulunan lisans sahiplerine teminatlarını vermeleri için 31 Mayıs 2022’ye kadar süre verilmişti. Ancak bu sürenin bitimine bir ay kala, henüz teminatını yatırmayan çok sayıda bayinin olduğu bilgisi geliyor. Tekrar söylüyorum, teminatı vermemenin sonucu, özel usulsüzlük cezası ama asıl ceza faaliyet gösterememek. Yani ‘kapanmak’… Biliyorum bu ekonomik koşullar altında hele de Anadolu’daki bir bayi için bu teminatları vermek büyük külfet, ancak şu an için bunu yapmanın dışında bir çözüm yok. Sektörün sivil toplum örgütlerinin konuyla ilgili girişimleri devam ediyor. Ancak görünen o ki, 31 Mayıs itibariyle teminatlarını vermeyenler, 1 Haziran itibariyle faaliyetlerine ara vermek zorunda kalacaklar. Bunu, yeni açılan ve bir ay içinde teminatını yatırmadığı için faaliyetlerine ara vermek zorunda kalan istasyonlardan çok net görüyoruz. Şimdi birkaç madde halinde teminat konusunu inceleyelim…

Teminatlar ne zaman verilecek?

Teminat kapsamına giren lisans sahipleri, 2 Eylül 2021’den önce faaliyette bulunuyorlarsa 31 Mayıs 2022’ye kadar teminatlarını vermek zorundalar. 2 Eylül 2021’den sonra lisans alanlar ise, lisans tarihlerinden en geç bir ay sonra teminatlarını vermek zorundalar.

Kimler ne kadar teminat ödeyecek?

  1. Petrol piyasasında 2 Eylül 2021’den önce faaliyeti devam edenler, 130 milyon TL’yi geçmemek üzere bir önceki hesap dönemine ait brüt satışlar toplamının yüzde 1’i kadar.
  2. Petrol piyasasında 2 Eylül 2021’den sonra lisans alan her dağıtıcı, lisans tarihinden itibaren bir ay içinde: 2022 yılı için 26 milyon TL.
  3. Petrol piyasasında 2 Eylül 2021’den sonra madeni yağ ve bayilik lisansı alanlar: 2022 yılı için 1 milyon 300 bin TL.
  4. LPG piyasasında 2 Eylül 2021’den sonra lisans alan her dağıtıcı (sadece LPG dağıtıcı lisansı varsa), lisans tarihinden itibaren bir ay içinde: 2022 yılı için 6,5 milyon TL.
  5. LPG piyasasında 2 Eylül 2021’den sonra lisans alan her müstakil otogaz bayisi: 2022 yılı için 650 bin TL.
  6. LPG piyasasında 2 Eylül 2021’den önce faaliyeti devam eden her dağıtıcı ve müstakil otogaz bayisinin bir önceki hesap dönemine ait brüt satışlar toplamının yüzde 0,5’i kadar.

Uyumu mükellef istisnası nedir?

2 Eylül 2021’den önce faaliyette bulunan lisans sahiplerinden, Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ‘uyumlu mükellef’ kapsamına girenler, tüm bu teminatların beşte birini verecekler. Peki, ‘uyumlu mükellef’ istisnasından yararlanmak için gerekli şartlar neler:

· Son üç yılın vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması.

· Vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması.

· İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla, ondan önceki son iki yılın vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergilerin ödenmiş olması, ayrıca vergi aslı (vergi cezaları ile fer’i alacaklar dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması.

Neler teminat olarak verilebilir?

· Para,

· Bankalar tarafından verilen teminat mektupları,

· Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler,

· Gayrimenkuller (Gayrimenkullerin teminat olarak kabul edilebilmesi için, bunlar üzerinde herhangi bir şerh, haciz, ipotek, intifa hakkı, şufa hakkı, irtifak hakkı, vefa hakları bulunmaması şartı aranıyor.)