Doğal gazda yeni dünya düzeni

Yıllar yılı petrolün gölgesinde kalmış ve kendi dünya pazarını oluşturamamış doğal gaz artık rüştünü ispat etti ve bağımsızlık yolunda adım adım ilerliyor. Kendini petrol fiyatlarının konforlu koruyuculuğuna alıştırmış, rahata ermiş oyuncular için tehlike çanları çalıyor, uykular kaçıyor; “bu yaştan sonra bir de bunları mı öğreneceğiz?” isteksizliğinde pasif bir defans uygulanıyor. Doğal gaz – özellikle de […]

Doğal gazda yeni dünya düzeni
Av. İrfan Coşkun
  • Yayınlanma19 Aralık 2016 13:55
Yıllar yılı petrolün gölgesinde kalmış ve kendi dünya pazarını oluşturamamış doğal gaz artık rüştünü ispat etti ve bağımsızlık yolunda adım adım ilerliyor. Kendini petrol fiyatlarının konforlu koruyuculuğuna alıştırmış, rahata ermiş oyuncular için tehlike çanları çalıyor, uykular kaçıyor; “bu yaştan sonra bir de bunları mı öğreneceğiz?” isteksizliğinde pasif bir defans uygulanıyor.
Doğal gaz – özellikle de boru hatlarıyla sevk edilen format- başlangıcından beri devletlerarası ikili ilişkilerin veya devlete ait şirketlerin yarı politik/diplomatik, yarı ticari kaygılarının konusu olduğundan fiyatlar konusunda hiçbir şeffaflık, rekabet ve mukayese imkanı söz konusu olamamıştır. Doğal gaz genelde devlet veya devletle ilintili kuruluşlar eliyle üretilmiş; yine devlet veya devletle ilintili kuruluşlar tarafından alınıp, tüketiciye ulaştırılmıştır. Dolayısıyla aradaki anlaşmaların kamuoyuna aktarılma ihtiyacı gösterilmemiş, neredeyse devlet sırrı olarak kapalı tutulmuştur.
ÇİN VE JAPONYA LNG’YE YÖNELİYOR
Gelinen noktada bir başka gerçek zuhur etmektedir: “Artık doğal gaz sadece çıkarılan, üretilen noktadan yalnızca boru hattıyla, karadan tüketim noktasına sevk edilmemekte, aynı zamanda ve gittikçe artan miktarlarda denizaşırı, okyanus ötesi tüketim merkezlerine de ulaştırılabilmektedir.” Tabii ki bu iş doğal gazın en keşif ve çok büyük tankerlerle sevk edilebilir formatı olan Sıvılaştırılmış Doğal Gaz – Liquified Natural Gas (LNG) halinde yapılabilmektedir. Yakınlarında, boru hattıyla bağlanabilecekleri bir istihsal merkezi bulunmayan ülkeler, örneğin; Japonya veya boru hattıyla tekel bir üreticiye bağlanabilse de değişik imkanları da değerlendirmek isteyen memleketler, örneğin; Çin gittikçe artan bir şekilde LNG’ye yönelmekte ve altyapılarını ona göre oluşturmaktadırlar.
LNG sayesinde artık, doğal gaz dünyanın her yerinden her yerine ulaştırılabilmektedir ve bu durumda en azından bu doğal gaz formatı için bir dünya pazarı mekaniğinin oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Dünya pazarı oluşumunun baş şartı, o piyasada anlık – spot fiyatın, sadece bir gösterge olarak bile olsa var olmasıdır. Spot fiyat gibi bir bazın bulunması, o bazdan hareketle türev işlemlerin, örneğin; option, swap, genel anlamda hedging işlemlerinin yapılabilmesini ve piyasada şeffaflık olmasını mümkün kılmaktadır.
LNG için bir dünya pazarı – piyasası oluşturma gayretlerinde geçen yılın sonlarında çok önemli bir adım atıldı: Singapur bir nevi spot fiyat endeksi olarak dizayn edilmiş olan SLING’ı lanse etti. (Lütfen bunu meşhur Singapore Sling ile karıştırmayalım) SLING özellikle Asya ülkelerinde (konumu gereği özellikle de Güney Doğu Asya ve Avustralya arasında tecelli etmesi beklenir) geçerli olacak bir gösterge niteliğinde. Ocak 2016’da ise Singapur SLING üzerinden ilk türev işlemini de gerçekleştirdi ve SLING bazlı orta vadeli bir kağıt üstü alım-satımı gerçekleştirdi. Şu anda LNG’de spot ticaret toplam iş hacminin sadece yüzde 5’ini kapsamakta olsa da gittikçe artması öngörülmekte.
DOĞAL GAZ İÇİN BAĞIMSIZ BİR DÜNYA PİYASASI OLUŞACAK
Uluslararası doğal gaz ticaretinin çok büyük bir bölümü sadece iki taraflı, uzun dönemli kontratlar üzerinden gerçekleşmektedir. Bu tür kontratlar, ürün ne formatta olursa olsun, ister boru hattı gazı, ister LNG; neredeyse tamamen petrol fiyatını baz almakta ve sır gibi saklanan formüllerle çalışmaktadır. Tabii ki doğal gaz ve petrol arasında en azından birbirinin ikamesi olmaları hasebi ile bir ilişki vardır ama doğal gaz fiyatlarının petrol fiyatlarının gölgesinde, sultasında olması tamamen 1960’larda yapılan tercihlerden neşet etmiştir.  O yıllarda özellikle Avrupa’daki doğal gaz üreticileri, açmakta oldukları kuyulara ve döşedikleri boru hatlarına yaptıkları yatırımlar konusunda uzun vadeli değerlendirme yapabilmek ve önlerini görebilmek amacıyla hesaplarında kullandıkları satış fiyatlarını petrol fiyatlarına çapalamışlar ve böylelikle kendiliğinden kabul edilen bir durum ortaya çıkmıştır. Yoksa bunun arkasında ince düşünülmüş, stratejik mülahazaların rol oynadığı, dünya değiştirici bir durum yok. Petrol fiyatlarına endekslendiği ve genellikle de politik esinlenmelerden de etki alındığı için doğal gaz için bir dünya piyasası ve finansla enstrümanları tam oluşamamıştır ama bu durum artık değişmeye tabidir ve er geç doğal gaz için de bağımsız bir dünya piyasası oluşacaktır. SLING gibi girişimler bu olguyu hızlandıracak ve temeli oluşturacaktır.
Enerji uzmanları doğal gazın fiyatlandırma mekanizmasının değişmesiyle yeni bir dünya piyasası ve düzeni oluşacağında hemfikirdirler. Amerika, Asya ve Avrupa’da oluşmakta olan “hub”lar bu piyasanın merkezleri olma yolunda yarışmaktadırlar. İşte Singapur’un, çok doğru bir strarejiyle acilen kendini bu hub’lardan biri yapma konusundaki çabaları da bir nevi “kaz gelecek terden tavuğun esirgenmemesi” olarak düşünülebilir.
Bağımsız bir dünya piyasasının oluşmasıyla doğal gaz pazarında siklet merkezinin üreticilerden alıcılara doğru geçmesi kaçınılmazdır. Üretici ülkeler dah şimdiden bu serbest pazara olanca engeli çıkartmaktalar. Bütün korkuları, gücün alıcılara geçmesiyle doğal gaz fiyatlarının düşmesi. Hala daha modası geçmiş “ ama yaptığımız yatırımların risklerini bertaraf etmek içi, petrol fiyatlarına endekslenmiş uzun vadeli, “al ya da öde – take or pay” anlaşmalara ihtiyacımız var, yoksa yatırım yapmayız” tehditlerine başvurmaktalar. Sadece belirli kaynaklara bağlanmış olmanın ve “take or pay” kontratların ceremesini çok çekmiş bir ülke olarak, ne murad ettiklerini çok iyi anlıyoruz…
 
LNG TİCARETİ SON 10 YILDA KENDİNİ 3’E KATLADI
Son 10 yılda dünya LNG ticareti kendini neredeyse 3’e katlamış ve dünyanın global bazda ticareti yapılan ürünleri arasında ikinci sırayı zorlamaya başlamıştır. Halen birinci ürün, tabii ki petrol, ikinci ise demir cevheridir. Yine de LNG’nin çok kısa bir zamanda yukarı sıralara gelmiş olması önemini çok iyi göstermektedir. Doğal gazın global enerji sahnesindeki payı yüzde 20’nin üzerine çıkmış, toplam dünya elektrik üretiminin yüzde 22’si doğal gazdan elde edilir olmuştur (ülkemizde de yüzde 50’lerden yüzde 40’lara doğru bir normalleşme yaşanmaktadır). Dünya elektriğinin sadece yüzde 5’i petrol kullanılarak elde edilmektedir. Doğal gazın elektrik üretimindeki ağırlığından dolayı bazı çevreler, doğal gaz fiyatlarının petrole değil, kömüre bağlantılı olması gerektiğini savunmaktadırlar.
Tüm göstergeler LNG fiyatlarının başını aşağıya eğmesi gerektiğini işaret etmekteler: Gelecek 3 yılda LNG arzının yüzde 30 mertebesinde artması beklenmektedir. Bu artışla yaklaşık bir yüzde 10’luk kapasite fazlası söz konusu olacaktır. Bu kapasite artışının ana kaynağı Avustralya’dır ve bu gidişle birkaç yıla kadar LNG üretiminin dünya birinciliğini Katar’dan alacaktır. LNG talebi özellikle Doğu Asya’da büyük bir artış göstermektedir ve bu ülkeler altyapılarını stratejik oynayabilecek şekilde düzenlemişlerdir. Yeni oluşan Dünya LNG pazarında artık alıcılar güçlenmekte ve üreticiler zor durumlara girmektedirler. Bunun bir örneği geçen yılın ikinci yarısında yaşandı.
Çin, Japonya ve Güney Kore Dünya LNG tüketiminin tam yarısını temsil etmektedirler. 2015’in ikinci yarısında bu ülkeler LNG alımlarında fiyat değişkenliğinden dolayı (düşen petrol fiyatlarına endeksli LNG fiyatları da düştü) frene bastılar ve sonuç olarak LNG’nin miktar olarak henüz az da olsa spot alım fiyatları, uzun vadeli kontratların formül fiyatlarının çok altına geriledi. Bunun üzerine alıcılar kontrat fiyatlarında indirime gidilmesini talep ettiler ve özellikle Katar’ın uygulamakta olduğu fiyatlarda ciddi indirimler elde ettiler. Hatta bazı alıcıların fiyatları yüzde 50 mertebesinde aşağıya çektikleri söylentileri yayıldı.
 
FARKLI DOĞAL GAZ FİYATLARI BİRBİRİNE YAKLAŞTI
Bahsi geçen fiyat düşmeleri, dünyanın değişik yerlerindeki doğal gaz fiyatlarını birbirine yaklaştırdı ve böylece daha adil bir rekabet ortamı hasıl oldu. Dünyada en ucuz doğal gaz fiyatı ABDmenşeli: Henry Hub fiyatı dünya doğal gaz fiyatının tabanı niteliğinde. Doğu Asya ise doğal gaz fiyatını en yükseğe mal olduğu bölge… Bundan birkaç yıl önce Henry Hub fiyatı, gaz artı sıvılaştırma artı nakliye olarak bir milyon Britanik Termal Birimi (British Termal Unit) (MBTU) başına 5 Dolar idi. Hal böyleyken Doğu Asya’da fiyat 19 dolar/MBTU mertebesindeydi.  Şimdi ise Henry Hub fiyatı 4 dolar/MBTU civarında, Asya ve Avrupa’da ise 2-3 Dolar daha yüksek.
Görünen odur ki; LNG formatı doğal gaz dünya fiyatlarının taşıyıcısı olacak ve LNG ile çalışmayı becerebilen ülkeler karlı çıkacak.
Sonsöz: Enerji işlerinde uzun vadeli ve bilgili yaklaşımlar içinde olunmazsa üreticilerin oyuncağı olunur.