“Akkuyu bizim ilk nükleer projemizdi ama son olmayacak”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanı İbrahim Halil Dere, Mersin’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye için bir ilk olduğunu vurgulayarak, “Akkuyu bizim ilk nükleer projemizdi ama son olmayacak.” dedi. Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali projesi olan Akkuyu NGS’ye tedarikçi olabilecek firmaların temsilcileri için Rosatom ve Akkuyu NGS AŞ tarafından […]

“Akkuyu bizim ilk nükleer projemizdi ama son olmayacak”
Servet Uzun
  • Yayınlanma3 Ekim 2018 17:06

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanı İbrahim Halil Dere, Mersin’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Türkiye için bir ilk olduğunu vurgulayarak, “Akkuyu bizim ilk nükleer projemizdi ama son olmayacak.” dedi.

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali projesi olan Akkuyu NGS’ye tedarikçi olabilecek firmaların temsilcileri için Rosatom ve Akkuyu NGS AŞ tarafından kentteki bir otelde bilgilendirme semineri düzenlendi.

Dere, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, nükleer enerjinin geçmişten günümüze gelen süreçleriyle ilgili bilgi vererek, Türkiye’nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun kurucu üyelerinde birisi olduğunu hatırlattı.

Türkiye’nin Güney Kore ile yakın yıllarda bu sürece başladığını anımsatan Dere, “Onlar şu anda kendi ülkelerinde 28’nci reaktörlerini işletmeye aldılar yine anahtar teslimi olarak Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4 tane yapıyorlar. Yakın zamanda onlardan ilki devreye girecek ama biz halen Akkuyu’daki ilk santral projemizle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz.” dedi.

Dere, Akkuyu NGS’nin yapım süreçlerini anlatarak, şöyle devam etti:

“Türkiye nükleer enerji projelerini hükümetler arası anlaşmalar yoluyla gerçekleştirme kararı aldı ve buna uygun olarak 2010 yılında Rusya Federasyonu ile hükumetler arası anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya uygun olarak bir proje şirketi kuruldu. Gülnar ilçesine bağlı Akkuyu bölgesinde 4 tane basınçlı reaktörünün kurulması, işletilmesi ve işletme döneminin sonunda da sökülmesi temeline dayanan özünde yap, işlet ve sahip ol modeline dayanan bir nükleer santral projesinin hayata geçirilmesi devletler düzeyinde karara bağlanmış oldu. Akkuyu bizim ilk nükleer projemizdi ama son olmayacak. Yine Japonya ile 2013 yılında hükümetler arası bir anlaşma imzalandı. Sinop sahası için 4 üniteden oluşan nükleer santral projesi ve o da yap, işlet ve sahip ol modeline dayanan bir şekilde hayata geçirilecek.”

Akkuyu NGS’nin şu anda tek kalemde yapılan en büyük yatırım olduğunu bildiren Dere, “Maliyeti yaklaşık 20 milyar dolar olması beklenmektedir. Her ne kadar nükleer santral projeleri yüksek teknolojik ürünleri gerektirse de özünde bir termik santraldir. Ülkemizde tüm sanayicilerimizin bu santrale tedarik edebileceği bir mal veya hizmet mutlaka vardır.” diye konuştu.

Dere, tesiste kullanılacak malzemelerin Türkiye’den temin edilmesini istediklerini, sanayici ve esnafa büyük imkanlar sunduklarını aktardı.

Türkiye için nükleer enerjinin bir seçenek değil, zorunluluk olduğunun altını çizen Dere, santral inşasıyla ilgili çalışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi.

“Türkiye’nin tüm elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak”

Akkuyu NGS AŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko da aktif olarak projenin gerçekleştirilmesine başladıklarını söyledi.

Üretim için 49 yıllığına lisans aldıklarını anımsatan Dedusenko, “Bu yıl 3 Nisan’dan itibaren beton çalışmalarına başladık. Proje aktif bir şekilde ilerliyor. Bu proje çok büyük bir yatırım. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine katkısı olacak bir yatırım. 2023 yılında elektrik enerjisi vermeye başladığında Türkiye’nin tüm elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak durumda olacak. Bu sadece bizim hesaplarımız değil, aynı zamanda tecrübemiz de bunu göstermekte. Tedarikçiler için çok büyük olanaklar var.” dedi.

Tedarikte yerel teminin önemine vurgu yapan Dedusenko, şöyle devam etti:

“Bizim tecrübemiz şunu göstermektedir ki yüzde 40’ı yerel tedarikçiler daima projelerde fail olmaktadırlar ama yüzde 40 bazen daha da artmaktadır. Bunlar tedarikçilere bağlıdır. Proje inşa et, işlet olduğu için büyük Türk şirketleri de projeye katılacak. Onlarla sadece tedarik için değil, yatırım için de görüşmeler yapıyoruz. İlk seminerimiz ama bunun devamının gelmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Dedusenko, en temel ilkelerinin güvenlik olduğunu, tedarikçilere de bunu dayattıklarını ve bu taleplerin çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Seminerde, Ankara Sanayi Odası (ASO) Genel Sekreteri Yavuz Cabbar ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Genel Sekreteri Abdulkadir Dölek, birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından tedarikçiler için sunumlar gerçekleştirildi.

AA