Bu ay başından beri Avrupa gaz piyasalarında “aksilikler geldi mi peş peşe gelir derler“ sözüne tanıklık ediyoruz. Her şey bu ay başında Batı Avrupa’da Aralık ayının normalden çok daha soğuk olacağı yolundaki tahminlerin haber terminallerine düşmesiyle başladı. Hatta İngiltere için son 7 yılın en soğuk Aralık ayı olacağı tahmin ediliyordu. Kuzey Denizi’ndeki petrol üretiminin %40’ını […]
Bu ay başından beri Avrupa gaz piyasalarında “aksilikler geldi mi peş peşe gelir derler“ sözüne tanıklık ediyoruz.
Her şey bu ay başında Batı Avrupa’da Aralık ayının normalden çok daha soğuk olacağı yolundaki tahminlerin haber terminallerine düşmesiyle başladı. Hatta İngiltere için son 7 yılın en soğuk Aralık ayı olacağı tahmin ediliyordu.
Kuzey Denizi’ndeki petrol üretiminin %40’ını taşıyan Forties boru hattının acil onarım ihtiyacı nedeniyle kapatılması sonucu İngiltere’nin en önemli doğal gaz sahaları olan Elgin-Franklin, Britannia ve Shearwater’dakiler dahil 80 platformda üretim seviyesi neredeyse durma noktasına geldi. Tesadüf bu ya, North Morecambe sahası da bu arada bakım faaliyetleri nedeniyle devre dışıydı. Centrica’nın İlgiltere’nin en büyük doğal gaz depolama tesisini emekliye ayıracağı yolundaki haberler de endişelere tavan yaptırmıştı.
Akabinde Norveç’ten kotu haber geldi. Norveç’in en büyük doğal gaz sahası olan Troll sahasındaki Troll A platformunda bir elektrik arızası nedeniyle üretim kesildi. Arıza bir günde giderildi ama gaz sızıntısı gözlemleme sistemindeki alarm nedeniyle tüm sahada üretim miktarı ciddi oranda azaltıldı.
Derken kompresör istasyonundaki bir problem nedeniyle Hollanda ile İngiltere arasında gaz akışını sağlayan BBL boru hattı bir süreliğine kesintiye uğradı.
“Ne olursa olsun gülümse çünkü yarın bugünden kötü olabilir” diye bir söz vardır. Aynen öyle oldu. 12 Aralık’ta Avusturya Baumgarten gaz hub’ındaki kompresör istasyonunda bir kişinin ölümü ve 21 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlama meydana geldi. Patlama sonrası Rusya’dan İtalya ve çevre ülkelere gaz akışı kesilmiş oldu. İtalya hemen acil durum ilan etti.
Gerçi İtalya’daki durumu hemen Baumgarten yoluyla gelen gazın kesilmesine bağlamak hata olur. Çünkü İtalya’da bir hafta öncesinden başlayan ve aşırı soğukların neden olduğu bir talep artışı söz konusuydu. Cezayir’de hava şartları mevsim normallerinin 3-5 derece aşağısında olduğundan iç talep artmıştı. Dolayısıyla Cezayir’den gelen gaz miktarında önemli bir artış beklenmiyordu. Rusya’dan gelen gaz akışının arttırılması yanında doğal gaz depolarından gaz çekilmesi için ilk alarm seviyesine geçilmişti. Derken, Baumgarten’daki onarım beklenenden çok daha kısa sürdü ve İtalya’ya gaz akışı 24 saatten kısa bir sürede tekrar başladı.
Petrol ve gaz fiyatlarında fırlama ve volatilite kaçınılmazdı tabii ki. Brent petrol fiyatının hemen fırlaması bir yana, Avrupa’nın en büyük gaz piyasası olan İngiltere’de gaz fiyatları %25 artarak 2013 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. İtalya’da gaz fiyatları geçici süreyle de bulutlarda gezindi.
Beklenenin tersine, 12 saat gibi bir sürede Avusturyalılar sistemi tekrar devreye sokmayı başardı. Sonra da gaz piyasalarında hayat normale ve insanlar da tekrar yılbaşı planlarının döndü.
Şu var ki bu olaylar zinciri Avrupa doğal gaz arz güvenliği konusunu yine gündemin önemli konuları içine sıkıştırdı. Yetkililer, sektörün önemli isimleri, uzmanlar ve deneyimli çaylakların beyanları yine havada uçuşmaya başladı.
İtalya Sanayi Bakanı, eğer TANAP-TAP projesi bitmiş olsaydı acil durum ilan etmek zorunda kalmazdık dedi. Çevreciler gaza olan bağımlılığın azaltılmasına vurgu yaptılar. Tesadüf bu ya, Baumgarten’daki patlamanın olduğu 12 Aralık’ta Avrupa Yatırım Bankası, TAP projesi için verilmesi planlanan 1,5 milyar Euro borç kararını önümüzdeki seneye ertelediğini açıkladı.
Güney gaz koridoru savunucuları, güzergah ve kaynak çeşitliliği çerçevesinde TANAP-TAP projesinin yukarıda bahsettiğim olaylar göz önüne alındığında Avrupa gaz arz güvenliği açısından ne kadar önemli olacağını dile getirdiler. Benzer şekilde Polonya ve yandaşları, Norveç-Polonya boru hattı ve LNG kapasite artırımı projeleriyle Norveç ve özellikle Amerikan gazını taa Ukrayna’ya kadar götürebileceğinin reklamını daha aktif olarak yapmaya başladı. Diğer taraftan Rusya ve Rus şirketler tarafından finanse edilen “bağımsız” “uzman” raporlar, Kuzey Akım-2 ve Türk Akımı-2 projeleriyle ucuz Rus gazının Avrupa pazarlarına farklı rotalardan gelen hatlarla ulaştırma esnekliğinin sağlanacağını ön plana çıkarmaya başladı. Yani onlara göre Rus gazı Avrupa gaz arz güvenliğinin teminatıydı. Gazprom Export yaptığı bir açıklamada “Baumgarten yoluyla gazı kesilen müşterilerimizin ihtiyacını öteki rotaları kullanarak karşılayacağız” diyerek de bir ara gazı vermiş oldu zaten.
Yahu ne alaka demek kimsenin aklına mı yoksa işine mi gelmiyor?
Yukarıda bahsettiğim kazalar, aksilikler ve tesadüfler silsilesi nedeniyle bir gün civarında sürecek kesintiler nedeniyle meydana gelecek arz açığını bu boru hatlarıyla kapamak nasıl mümkün olur? Ben bile laz aklımla gazın çıkarıldığı noktadan en azından nihai tüketicilere dağıtım noktasına ulaşana kadar borular içindeki yüzlerce hatta binlerce kilometre seyahatinin şip şak olmayacağını biliyorum. Mesela Cezayir’in Hassi R’Mel doğal gaz sahasından Milano’ya boru hatlarında seyahat 19 saat sürüyor. Şah Deniz sahasından çıkan gazın İtalya sınırına kaç saatte gideceğini bilmiyorum ama bana söylerseniz çok sevinirim. Eğer arz sıkıntısı bir kaç gün sürerse ve mevcut hatlarınızda kapasite sorunu yoksa ve de ilave gaz vermeye karşı taraf müsaitse tabii ki boru hatları ilk başvurulacak kapı olabilir.
Peki acil sorun LNG ile çözülebilir mi? Eğer LNG terminaliniz varsa ve yakında bir yerde LNG kargosu bulabilirseniz ne ala. Bir Q-max LNG tankeri saatte 0.7 km yol aldığından gazın kaç saatte yeniden gazlaştırma tesisine varacağı ve vardıktan sonra gazın ne kadar sürede dağıtım noktalarına iletilebileceği, tankerin nerden geleceğine ve tesisin verimliliğine bağlıdır. Nihayetinde çözüm olabilir. Hemen LNG piyasasına başvurularak açığın LNG yoluyla karşılanması ilk bakışta en iyi çare olarak görülebilir. Ancak bu durumun Asya piyasasıyla rekabet anlamına gelebileceğini ve faturasının çok kalın olabileceğini de göz ardı etmemek gerekir.
İtalya’da gaz krizi tüketiciler mağdur edilmeden giderildi. Resmi makamların belirttiğine göre kimse gazsız kalmadı. Sorunun giderilmesinde doğal gaz depolama tesisleri önemli bir rol oynadı. Şunu da anti parantez belirtmekte fayda var: Ukrayna ve Almanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük doğal gaz depolama kapasitesi İtalya’dadır. İngiltere’de ise yer altı gaz depolarının yanında Dragon, Isle of Grain ve South Hook terminallerindeki LNG tankları gaz açığının derinleşmesine mani oldu.
Avrupa’nın aldığı dersler şunlar oldu ya da olması gerekir: verimli gaz boru hatları ağı, etkin bir gaz altyapısı, LNG dahil bir çok tedarikçiden ve farklı güzergahlardan gaz ithal edebilme olanağı, şeffaf ve işleyen bir piyasa yapısı, kısa frekanslı verinin mevcudiyeti ve bu veriye erişim, karar vermede çabukluk, ülke enerji sisteminin ithalat bağımlısı olunan bir kaynağa mahkum olmaması, yerli gaz üretimi.
Bizim de alacağımız dersler vardır elbette. Çok değerli bir büyüğümün dediği gibi “gaz boruda durduğu gibi durmaz”. Her ihtimale hazırlıklı olmak gerekir. Bu da düşünmeyi gerektirir.
Düşündüğünüz tüm iyi dileklerinizin yeni yılda gerçekleşmesi dileğiyle, kalın sağlıcakla.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Enerji bakanları, bölgesel işbirliğinin önemini vurguladı22 Kasım 202418:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202417:54 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202416:49 Bakan Bayraktar, İEF kapsamında önemli temaslarda bulundu22 Kasım 202414:07 “65’ten fazla şehirdeki ağımızla büyümeye devam ediyoruz”22 Kasım 202413:57