
18. IICEC Konferansı “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” temasıyla düzenlendi. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın onur konuğu olduğu konferansın ev sahipliğini IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol yaptı. Birol; “2,5 yıl aradan sonra şu anda yenilenebilir enerji yatırımları 2,7 kat arttı. Dünyada elektrik çağı başladı” dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen, “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” temalı 18. IICEC Konferansı 11 Nisan’da gerçekleştirildi. Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol ev sahipliğinde düzenlenen konferansın onur konuğu T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar oldu.
Konferansta ‘IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporu’nun lansman sunumunu gerçekleştiren IICEC Direktörü Bora Şekip Güray, Green Power’ın raporla ve sektör öngörüleriyle ilgili sorularını yanıtladı. Güray: “Rakamlara baktığımızda Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde son 3-5 yıl içerisinde genel enerji ve elektrik taleplerinde en yüksek büyüme hızlarını kaydettiğini görüyoruz” dedi.
“ELEKTRİKTE ARZ GÜVENLİĞİ İÇİN NÜKLEER ÖNEMLİ”
IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol dünya enerji sektöründe son dönemde öne çıkan gelişmeleri ve yönelimleri değerlendirdi. Enerjide dönüşümün kuvvetle sürdüğünü aktaran Dr. Birol, bu dönüşümün esas nedeninin ekonomi ve sanayi politikaları ile rekabetçilik olduğunu belirtti. Dünyada kurulan yeni elektrik santrallerinin yüzde 85’inin yenilenebilire dayalı olduğunu, satılan her dört araçtan birinin elektrikli araç olduğunu, batarya kurulumlarının da hızla büyüdüğünü paylaşan Dr. Birol, “COP 28’de yenilenebilir enerji yatırımlarının mevcut kapasitenin 3 katı, verimlilik hızının da 2 katı artmasını önermiştik. 2,5 yıl aradan sonra şu anda yenilebilir enerji yatırımları 2,7 kat arttı. Ama dünya enerji verimliliği konusunda sınıfta kaldı. Bu alanda sadece yüzde 1 gibi düşük bir artış oldu” dedi. Dünyada elektrik çağının başladığına işaret eden Birol, “Yapay zekâ, elektrikli araçlar, klimalar, elektrik talebini tetikliyor. Bu üçlü, elektrik talebini 5 yıl içinde ABD ve Avrupa’nın toplam üretiminin toplamı kadar büyütecek. Dünyada muazzam bir şekilde nükleere geçiş var. 2025’te nükleer tarihi bir zirve yapacak. Türkiye’nin de birden fazla nükleer santrale ihtiyacı var. Elektrikte arz güvenliği için nükleer önemli. Küçük Modüler Reaktör teknolojilerinde önemli ilerlemeler var” ifadelerini kullandı.
“KRİTİK MİNERALLERE HÜCUM”
Panelde kritik mineraller ve tedarik zincirlerinin artan önemine de özel vurgu yapıldı. Dr. Fatih Birol, bakır ve diğer pek çok madenin elektrikli araçlar, şebekeler, bataryalar için kritik olduğunu ve önemli yatırım ihtiyacı olduğunu belirtirken, Alparslan Bayraktar da kritik madenler konusunda Türkiye’nin envanterini yayımladıklarını, içinden geçilmekte olan kritik minerallere hücum döneminin jeopolitik konularla da yakından ilişkili olduğunun altını çizdi.
“AVRUPA’DA İLK BEŞ İÇİNDE YER ALIYORUZ”
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasında, ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanmasında kilit rol üstlenen enerji sektöründe son dönemde, önemli gelişmelere tanıklık edildiğine dikkat çekti. Sabancı, “Enerji güvenliğinde, enerji ticaretinde ve rekabetçilikte ve enerjinin sürdürülebilir gelişimdeki kritik rolünde, önemli gelişmeler var. Ülkemiz, enerji stratejileri, artan yatırımlar, gelişen enerji alt yapıları ve piyasalarıyla, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden biri konumuna ulaştı. Elektrik ve doğal gaz tüketimleri, alt yapıları, yenilenebilir enerji kurulu gücü gibi birçok parametreye baktığımızda, Avrupa’da ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Kişi başına enerji tüketimimiz halen OECD ortalamasının yarısı seviyesinde. Fakat genç nüfus, şehirleşme, sanayileşme, artan mobilite ihtiyaçları gibi faktörler, talepte büyüme için güçlü bir zemin oluşturuyor. Son dönemde enerjide kamu ve özel sektör tarafından; enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, enerjide bağımsızlığın artırılması ve net-sıfır emisyon hedefleri konularında önemli adımlar atılıyor. Enerji arz güvenliği ve rekabetçilik; ülkemizin ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinde, en kritik destekçilerinden olmaya devam edecek” dedi.
“IICEC, TÜRKİYE’DE ÖNCÜ BİR MODEL VE MERKEZDİR”
IICEC’in 2020 yılından bu yana sektörde öncü olan “enerji görünümü” çalışmalarına değinen Güler Sabancı, “IICEC, son dönemde enerji politikalarında önemli adımların atıldığı, Türkiye’nin yüksek potansiyel ve kritik fırsatlara sahip olduğu enerji verimliliği alanında, ‘Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü’ çalışmasını, yine Türkiye’de bir ilk olarak kamu, özel sektör ve akademi paydaşları ile katılımcı bir anlayış ile gerçekleştirdi. Bilime dayalı yaklaşımlardan ve iş dünyası iş birliklerinden değer yaratılması, günümüz dünyasının en kritik başarı faktörlerinden birisi durumundadır. IICEC, bu perspektifte, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir. Alanında lider olan, sektörlerine değer katan kuruluşları bir araya getiren IICEC, ortak akıl ve iş birlikleri yoluyla daha sürdürülebilir bir enerji geleceğini desteklemektedir” ifadelerinde bulundu.
‘DOĞAL GAZ FİYATLARINDA YUMUŞAK BİR DÖNEM GÖRECEĞİZ’
IEA olarak ülkelerin enerji politikalarını her beş yılda bir inceleyerek öneriler sunduklarını anlatan Birol şöyle konuştu: “Enerjide arz güvenliği son derece önemli. Son gelişmeler ile birlikte dünya arz güvenliği açısından tehlikeli bir dönem geçiriyor. Enerji güvenliği herkesin sorunu. Türkiye bu konuda önemli adımlar attı. Yenilenebilir enerjide çok önemli gelişmeler oldu. Önümüzdeki yıllarda Fosil yakıt fiyatlarının nasıl gelişeceği son derece önemli. Petrol talep artışı yavaşlıyor ve doğal gaz piyasası alıcılar lehine gelişiyor. Burada Türkiye için güzel bir haber var. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yumuşak bir dönem göreceğiz.
Hem petrol hem doğal gazda fiyatlarda bir zayıflama bekleyebiliriz. Bu da Türkiye için cari açığının önemli bir kalemi olan enerji ithalatının azaltılması bakımından olumlu bir gelişme olacaktır.” Dr. Birol yapay zekanın trilyon dolarlık bir endüstri haline geldiğini, yapay zeka ve enerji ilişkisi üzerine IEA tarafından yeni bir çalışma yayımlandığını da belirterek, yapay zekanın şebeke yönetimi için yeni fırsatlar getirmesinin beklendiğini belirtti. Dr. Birol ayrıca, dünyada politik rüzgarın iklim değişikliği mücadelenin aleyhine estiğini ancak iklim risklerin daha fazla hissedildiğini, bunun da esasında önemli bir çelişki olduğunu vurguladı.
IICEC TÜRKİYE ENERJİ VERİMLİLİĞİ GÖRÜNÜMÜ RAPORUNDA KRİTİK TESPİTLER VE ÖNERİLER
Enerji sektörüne derinlikli bir perspektif sunan çalışmalar gerçekleştiren IICEC Direktörü Bora Şekip Güray, konferansta ‘IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporu’nun lansman sunumunu gerçekleştirdi. Sektörde öncü, analitik ve uzun vadeli bir perspektifle, modelleme ve senaryo analizleriyle gerçekleştirilen çalışmada, enerjide verimli büyüme perspektifinin somut enerji, ekonomi ve iklim katkıları sunuldu. Çalışmanın bulgularına göre, Verimli Büyüme Senaryosu, Türkiye’nin enerji güvenliği, enerji bağımsızlığı ve net-sıfır emisyon hedeflerinin tümünü maliyet-etkin şekilde sağlayabiliyor. Verimli Büyüme Senaryosunda enerji ithalatında ve emisyonlarda tasarruflar yoluyla 2053 yılına kadar olan dönemde yıllık ortalama 58 milyar dolar ekonomik kazanım sağlanırken, yıllık ortalama fayda-maliyet çarpanı 4,5 olarak gerçekleşiyor. Verimli Büyüme Senaryosu, Baz Senaryoya göre yıllık ortalama 4 milyar dolar daha fazla yatırım ile yıllık ortalama 28 milyar dolar ek ekonomik katkı sağlıyor. Verimli Büyüme Senaryosunda 2053 yılına kadar enerji sektörünün karbon yoğunluğu yüzde 70 oranında düşerken, birincil enerji arzında ithalat oranı mevcut yaklaşık üçte-iki seviyesinden yerli üretimde artışın da katkısıyla yüzde onlara kadar düşüş gösteriyor.
Çalışmada enerji verimliliğinde son dönemde güçlenen politika odağına ve hedeflere vurgu yapılırken, enerjide verimli ve katma değeri yüksek büyümenin sürdürülebilirliği için 11 somut öneri sunuluyor. Bora Şekip Güray, Türkiye’nin bir taraftan güçlü talep dinamikleri, diğer yandan da talep sektörlerinde yüksek enerji verimliliği potansiyeliyle, enerjide verimli ve rekabetçi büyüme yoluyla küresel ölçekte örnek bir konuma ulaşabileceğini ifade etti. Güray, son dönemde atılan önemli adımların önemli baz oluşturduğunu, bu yöndeki gelişmelerin Türkiye’nin enerji güvenliğinin yanı sıra enerjide merkez ülke ve net ihracatçı olma vizyonunu da güçlü şekilde destekleyeceğini belirtti.
Enerji sektörüne derinlikli bir perspektif sunan çalışmalar gerçekleştiren IICEC Direktörü Bora Şekip Güray konferansa ve IICEC Türkiye Enerji Görünümü raporuna ilişkin gazetemize özel sorularımızı yanıtladı.
IICEC Türkiye Enerji Görünümü raporunda yakın gelecek ve uzun vadede enerji verimliliği potansiyelinde neleri öngörüyorsunuz?
IICEC Direktörü Bora Şekip Güray
Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü çalışmamızda, enerji tüketicisi tüm sektörlere, enerji talebini belirleyen faktörler, yakıt ve teknoloji seçenekleri çerçevesinde detaylı olarak baktık. Türkiye’nin toplam nihai enerji talebinin yaklaşık dörtte üçünün beş kullanım alanından geldiğini tespit ettik. Bunlar tüketimde paylarına göre sırasıyla binalarda ısıtma ve soğutma, karayolunda yolcu taşımacılığı, enerji-yoğun sanayi süreçleri, karayolunda yük taşımacılığı ve binalarda aydınlatma ve elektrikli ev aletlerinin tüketimi. Toplam enerji tüketiminin beşte biri binaları ısıtmak ve soğutmak için gerçekleşiyor. Burada yüksek verimlilik potansiyeli var. Özellikle konut binaların büyük bölümü eski ve ısı yalıtım performansları düşük. Bu stokun yenilenmesi önemli verim kazanımları getirebilecektir. Ayrıca yeni binalarda verimlilik standartlarının güncellenerek iyileştirilmiş olması da potansiyelin değerlendirilmesi yönünde önemli bir fırsat. Örneğin ulaştırmada da çok yönlü verim potansiyelimiz ve fırsatlarımız var. Bunların içerisinde özellikle elektrikli mobilite, araç filosunun gençleşmesini sağlayacak piyasa düzenlemeleri ve karayolundan denizyollarına ve demiryollarına geçişi sağlayacak altyapı seçenekleri öne çıkıyor. Sanayide elektrik motorlarının verimlilere dönüşümü, ısıl süreçlerde iyileştirmeler, atık ısı geri kazanımı, genel aydınlatmada LED dönüşümü, verimli tarımsal sulama gibi kritik potansiyel noktaları var. Esasında Türkiye’nin enerjide talep büyümesini daha verimli şekilde gerçekleştirmek üzere tüm tüketim alanlarında ve sektörlerde güçlü bir potansiyeli olduğunu tespit etmiş olduk.
Çalışmada sunduğumuz Verimli Büyüme Senaryosunda birincil enerji arzında 2053 yılına kadar Baz Senaryoya kıyasla kümülatif yüzde 12 tasarruf sağlanabiliyor. Bu değer, Türkiye’nin mevcut birincil enerji arzı ile beş yıllık tüketimine karşılık geliyor. Verimli Büyüme Senaryosunda elektrifikasyonun ve yenilenebilir ısı uygulamalarının daha hızlı gelişmesi bütüncül enerji sisteminde önemli verim kazanımları getiriyor. Nihai enerji talebinde elektrik ve yenilenebilir enerjinin mevcut durumda yaklaşık yüzde 30 olan toplam payı yüzde 70’lere ulaşıyor. Birincil enerji arzında ithal fosil yakıt ağırlığı mevcut üçte-iki seviyesinden yüzde 10’lara kadar düşebiliyor. Elbette bu önemli gelişimde yerli petrol, doğal gaz ve yenilenebilir üretimlerinde hedeflenen artışların önemli etkisi olacak.
Çalışmada ithalat ve emisyon maliyetlerinden tasarruflara ilişkin analizlerimizde Verimli Büyüme Senaryosunda kümülatif 2.1 trilyon dolar ekonomik fayda sağlanacağını gördük. Bu, yıllık ortalama 58 milyar dolar fayda anlamına geliyor. Bunu sağlamak üzere gereken yatırım tutarını ise yıllık 13 milyar dolar olarak hesapladık. Fayda-maliyet çarpanı 4,5 olarak gerçekleşiyor. Enerjide verimli büyüme, enerji güvenliğini ve enerjide bağımsızlık hedeflerini maliyet-etkin şekilde destekliyor. Ayrıca, emisyonlar da 2040 yılından önce tepe noktasına ulaşmış oluyor. Buna ek olarak, Türkiye’nin enerjiyi daha verimli kullanması, sanayinin sürdürülebilir rekabetçiliği, katma değerli iş modelleri ve enerjide merkez ülke olma vizyonu için de önemli açılımlar sunacaktır.
Raporda Türkiye’nin enerji verimliliği ile ilgili neler öneriliyor?
Raporda Türkiye’nin enerji verimliliğinde son dönemde öne çıkan gelişmeleri ve hedefleri değerlendirdik. Bu konuda son dönemde önemli adımlar atılıyor. Enerji verimliliği potansiyelini, enerji yoğunluğu azaltım performansını, hedeflerimizi ve dünyadaki iyi uygulama örneklerini de dikkate alarak 11 gelişim alanı ve öneri belirledik. Bu önerilerimiz yol haritalarından yatırım ve finansmana, elektrifikasyon, dijitalleşme ve yapay zekadan ısı taleplerinin verimli yönetimine kadar değer zincirinin tüm bileşenlerini içeriyor. Enerji verimliliğinde farkındalığın ve rasyonel tüketim bilincinin, yatırımların ve yenilikçi iş modellerinin, daha verimli teknolojilerin yaygınlaşmasıyla, Türkiye’nin gelişen bir enerji ekonomisi olarak enerjinin verimli tüketiminde küresel ölçekte örnek bir konuma ulaşabileceğini değerlendiriyoruz. Burada çok yönlü enerji, ekonomi ve iklim fırsatları var. Bunların başında da enerji ithalatının ve cari açığın azaltılması, aynı zamanda da enerji maliyetlerinin öngörülebilirliğinin güçlendirilmesi geliyor.
Enerji arz güvenliğinde Türkiye’nin konumu ve vizyonu nedir?
Enerji arz güvenliği, Türkiye’nin enerji politikalarının üç temel sütunundan birisini oluşturuyor. Türkiye dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden birisine sahip ve kişi başına enerji tüketimi halen OECD ortalamasının veya gelişmiş Avrupa ekonomilerinin yaklaşık yarısı seviyesinde. Medyan yaşımız 34. Kentsel nüfusta artış enerjiye olan talebi büyütüyor. Mobilite talepleri artıyor. Kişi başına otomobil sahipliğinde halen AB ortalamasının yarısının altında olduğumuzu not etmekte yarar var. Bunlar ve diğer pek çok yapısal faktör, enerji talep artışını destekliyor. Rakamlara baktığımızda da Türkiye’nin OECD ülkeleri içerisinde son 3-5 yıl içerisinde genel enerji ve elektrik taleplerinde en yüksek büyüme hızlarını kaydettiğini görüyoruz. Dolayısıyla enerjiye güvenli ve sürekli koşullarda erişimin sağlanması en temel öncelik olmaya devam edecektir.
Enerji arz güvenliğine, arzı oluşturan kaynaklar ve arzda kullanılan altyapılar olarak iki başlıkta bakmakta fayda var. Ülkemizin birincil enerji arzında fosil kaynakların payı yaklaşık yüzde 80 ve ithal fosil kaynakların payı yaklaşık üçte-iki. Bu resmi değiştirecek adımlar ise yerli hidrokarbon üretimleri ve yenilenebilir enerji kullanımında artış. Rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde güçlü büyümenin sağlanması enerjide bağımsızlığı destekleyecek. Fakat elektrik arz güvenliğine farklı bir perspektiften bakma ihtiyacı da bununla bağlantılı olarak şekillenecek. Talep yönetiminin, enerjinin depolanmasının, akıllı şebekelerin önemi artacak. Elektrik ve doğal gaz altyapılarında büyüme devam ediyor. Şebekelerin talepteki büyümeye ve arz ve talepteki yeni dinamiklere uygun şekilde geliştirilmeye devam edilmesi gerekiyor. Bir diğer kritik öncelik ise, ithal kaynaklarda çeşitlendirme. Burada da farklı coğrafyalardan tedarik yönünde girişimler olduğunu görüyoruz. Türkiye aynı zamanda Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliğinde de önemli rol oynuyor. Elektrifikasyon ve yenilenebilir enerji gelişimi, Türkiye’nin bölgesel arz güvenliğindeki rolünü daha fazla artırabilir. Zira Avrupa’da da elektrifikasyon güçlü bir trend ve bölgesel elektrik talebi hızlı artmaya devam edecek gibi görünüyor.
11 IICEC ÖNERİSİ
1. Güçlü talep dinamikleri içerisinde, enerji güvenliği, enerji bağımsızlığı ve enerji dönüşümü hedeflerinin, enerji verimliliği politikaları, stratejileri ve yol haritaları ile desteklenmeye devam edilmesi,
2. Enerji verimliliği bilincinin ve farkındalığının artırılması, enerjinin verimli kullanımını özendirecek davranış değişikliklerinin sağlanması, sosyal boyutu ve enerjiye adil erişimi de gözeterek verimli ve rekabetçi enerji piyasaları gelişiminin sürdürülmesi,
3. Yatırım büyüklüğünü ve çeşitliliğini artıracak yenilikçi finansman mekanizmaları ve iş modelleri ekseninde paydaşlar arasında iş birliklerinin geliştirilmesi,
4. Ölçme ve izleme sistemlerinin yaygınlaştırılması, veri analitiği, dijitalleşme ve yapay zeka fırsatlarıyla enerji verimliliği kazanımlarının değerlendirilmesi,
5. Binalara yönelik kapsamlı bir envanter hazırlanarak, eski konutlar başta olmak üzere enerji performansının güçlendirilmesine yönelik dönüşüm programının ve yol haritasının hayata geçirilmesi,
6. Yolcu ve yük taşımacılığında, elektrikli mobilite, taşıt filosunun gençleştirilmesi, modlar arası geçişler, mikro mobilite ve bütünleşik ulaşım perspektifleriyle çok yönlü yakıt ve enerji verimliliği fırsatlarının değerlendirilmesi,
7. Sanayide enerji verimliliği performansını, rekabetçiliği, katma değeri güçlendiren desteklerin sürdürülmesi, kıyaslama çalışmalarının, iyi uygulamaların, verimli teknolojilerin, sektörler genelinde yaygınlaştırılması,
8. Temiz elektrifikasyonun, jeotermal ve güneşten yenilenebilir ısı enerjisinin yaygınlaşması yoluyla fosil yakıt ikamesi, teknik enerji verimi ve karbon faydalarının hızla değerlendirilmesi,
9. Isıtma ve soğutma taleplerinin daha verimli yönetilebilmesi için etkin bir ısı piyasasının oluşturulması, özellikle yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı bölgesel ısıtma ve soğutma, atık ısı ve ısı pompası uygulamalarına işlerlik kazandırılması,
10. Ulaşım ve şehircilik altyapılarına, sanayide teknoloji-yoğun ve yüksek katma-değerli yapısal dönüşüme, sürdürülebilir tarım ve gıda tedarikine ilişkin uzun vadeli planlamalarda enerji ve kaynak verimliliği potansiyellerinin değerlendirilmesi,
11. Enerji verimliğini merkeze alan politika ve stratejilerin sürdürülmesiyle küresel ölçekte örnek bir liderlik konumuna erişilmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Petroleum Istanbul 2025’te ‘Akademi Alanı’ Uluslararası Boyut Kazanıyor21 Nisan 202514:13 TORA, Beko yazarkasalı UTTS sistemleriyle 3300 istasyonda montaj gerçekleştirdi21 Nisan 202513:59 OEDAŞ’ın Can Dostlar projesine uluslararası ödül21 Nisan 202513:36 TSKB “Düşük Karbon Kahramanı” ödülünün sahibi oldu21 Nisan 202513:34 SEDAŞ, Gebze D-100 Karayolu’ndaki aydınlatmaları yeniledi21 Nisan 202513:31