Hayat’ın küresel ölçekte bir oyuncu olduğunu ifade eden Hayat Kimya Enerji Üretim Müdürü Serbay Tarakçı, “Yeni yatırımlarımıza yenilenebilir enerji kaynaklarını adapte ediyoruz. Önümüzdeki dönem planlarımız arasında enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payını artırmak var” diye konuştu.
Raşit Kırkağaç / İstanbul
Hayat Kimya Enerji Üretim Müdürü Serbay Tarakçı, şirket enerji yatırımları, sürdürülebilirlik hedefleri, enerji komitesi, enerji yönetim stratejilerini Green Power’a anlattı.
Hayat Kimya’nın enerji yatırımlarından bahsedebilir misiniz?
Enerji yatırımlarımızdan bahsetmeden önce size genel çerçevede Hayat’ın faaliyetlerinden kısaca bahsetmek isterim. Hızlı tüketim sektörünün global oyuncularından biri olan Hayat, dünyada herkesin yüksek kaliteli ürünlere erişme hakkı olduğu inancıyla Molfix, Molped, Bingo, Papia, Familia ve Evony gibi 16 güçlü Türk markasını, beş kıtada milyarlarca insana ulaştırıyor. Türkiye’de ise her 10 evden 9’unda en az 1 Hayat markası var. Ülkemizin yanı sıra Rusya, Cezayir, İran, Mısır, Nijerya, Pakistan ve Vietnam’da olmak üzere 8 ülkede 26 üretim tesisimiz mevcut. Fas, Bulgaristan, Kenya, Malezya ve Tayland’da da satış ve dağıtım ofislerimiz var. Küresel ölçekte bir oyuncu olduğumuz için faaliyetlerimizi geniş çaplı yürütüyoruz. Bu durum üretim hacmimizi büyütürken, enerji tüketimini de beraberinde getiriyor. Hayat içerisinde oluşturduğumuz Enerji Komitemiz ile tüm iş süreçlerinde uygulanacak şekilde enerji verimliliği konusunda ciddi bir farkındalık oluşturduk. Bu sayede proje havuzumuzdan enerji verimliliğini artırma fonksiyonu yüksek olanları seçerek uygulamaya alıyoruz.
Operasyonlarımızın sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla ihtiyacımız olan enerjinin tamamını üretmek, yani “yerinde üret, yerinde tüket” prensibini tesislerimizde uygulamak için harekete geçtik. Bunu yüksek verimli trijenerasyon tesislerimiz ve güneş enerjisi sistemimizle gerçekleştiriyoruz. Bu yıl faaliyete aldığımız yatırımlarımız arasında 14,6 MW DC kapasiteli “Mersin Fabrikası Çatı Tipi Güneş Enerjisi” sistemimiz bulunuyor. Bu yatırımımızla yılda yaklaşık 9600 ton karbon emisyonunu engellemeyi hedefliyoruz. Bu da yaklaşık 23.350 adet ağaç anlamına geliyor. Diğer taraftan 75 kW kurulu güçte, atık ısıyı değerlendirerek gerçekleştirdiğimiz elektrik üretim projemizi devreye aldık. Atık ısıdan elde ettiğimiz sıcak su sayesinde Organik Rankine Çevrimi (ORÇ) elektrik üretiyoruz.
Hayat Kimya’nın Mersin’deki üretim tesisindeki GES’in kurulum sürecinden bahsedebilir misiniz? Şirketin gelecek planları arasında yeni enerji yatırımları var mı?
Bu yatırımımızın en önemli özelliği sektörde aynı çatı altındaki en büyük kapasiteli trijenerasyon ve GES yatırımı olması. Burada light EPC modelini kullandık. Süreçlerin kurumsal ve eksiksiz yürümesi için panel ve invertör direkt alımı, montajı ve diğer kalemler için bir EPC firması ile çalıştık. Ciddi bir teknik şartname sürecinden sonra üretim tesisimizdeki kurulum ve devreye alma süreçlerini başarılı bir şekilde tamamladık. Şu anda tesisimiz, hibrit bir şekilde trijenerasyon ve GES kaynağı ile enerjisini üretiyor.
Tüm bunlara ek olarak yeni yatırımlarımıza yenilenebilir enerji kaynaklarını adapte ediyoruz. Önümüzdeki dönem planlarımız arasında enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payını artırmak var.
Karbon salımı ve enerjide sürdürülebilirlik hedefleriniz nelerdir?
Karbon salımı konusunda ulusal emisyon ticaret sistemi ve sınırda karbon ticaret mekanizmasını çok yakından gözlemliyoruz. Doğrulama şirketleri tarafından karbon yükümüz hesaplanıyor ve doğrulanıyor. Ayrıca saatlik, aylık ve yıllık olmak üzere karbon yükümüz, anlık olarak dijital ortamda takip ediliyor. Hedeflerimiz arasında en doğru ulusal emisyon ticaret sisteminin kurulmasını sağlamak ve karbon yükümüzü çeşitli metotlar ile azaltmak var. Tabii buna bağlı olarak da yenilenebilir enerji üretim oranımızı artırmayı hedefliyoruz.
Enerjiyi üretmek kadar onu yönetmek de önemli. Bu konuda dijitalleşme önemli bir noktaya geldi. Dijitalleşmeyle elde edilen avantajlar nelerdir?
Enerjide dijital olgunluk konusu üzerinde uzun zamandır hassasiyetle çalışıyoruz. Enerji, maliyeti yüksek ve verdiğiniz kararların anlık olarak analiz edebilmesine ihtiyaç duyulan bir sektör. Hayat içerisinde kullandığımız enerji yazılımımız sayesinde anlık olarak Enerji OEE, verim ve maliyet analizlerini takip edebiliyoruz. Bunun yanı sıra operatörlerimiz de bu ekranları takip ederek yaptıkları manevraların verimliğe ve maliyete olan etkisini görüp karar verebiliyor. Faz 1 olarak adlandırdığımız izleme ve karar verme aşaması olan bu kısmı başarıyla tamamladık.
Şu an ise Faz 2 olarak adlandırdığımız yapay zekâ ile enerji tesisi yönetimi kapsamında çalışmalarımız devam ediyor. Modelleme kısmıyla tesisin ihtiyacı olan enerjinin en verimli ve en düşük maliyetle karşılanmasına yapay zekanın karar vereceği bir yazılım üzerinde çalışıyoruz. Dijitalleşmenin en önemli avantajları, çok hassas takip ve geçmişe dönük analiz imkânı ile kayıp, kaçak ve enerji verimsizliğinin önüne geçebilmek. Böylece enerjinin en verimli ve en doğru şekilde üretilmesi mümkün oluyor.
Yerinde üretim ve tüketimle enerjide mahsuplaşma ne gibi yararlar sağladı? Enerji yönetimindeki stratejileriniz nelerdir?
Yerinde üretim ve tüketimin en büyük faydası yüksek verimli üretim modeli ve enerji iletim dağıtımındaki kayıp kaçakların engellenmesi. Oldukça hassas üretim süreçlerimiz olduğundan kaliteli elektrik enerjisi ihtiyacına “yerinde üretip yerinde tüketerek” çözüm bulduk. Böylece çok ciddi süreç kayıplarını engelledik ve arıza kaynaklı yedek parça kullanımını azalttık. Mahsuplaşma modelinin avantajı ise aylık veya saatlik üretilen enerjinin tüketimi ve ülkemiz yararına değerlendirilmesinde yatırımcıya bir esneklik sağlaması oldu. Özetle yenilenebilir enerji ile üretimde fazla enerjinin değerlendirilmesi, yatırımı yapan sanayicinin de mahsuplaşma metoduyla kendi ihtiyacını karşılayabilmesine olanak sağladı.
Enerji yönetiminde stratejimiz; dijital olgunluk ile anlık enerji kararlarını iyi analiz edebilmek, yapay zekâ entegrasyonuyla en doğru ve en verimli çalışma modelini yakalayabilmek, yenilenebilirlik oranını artırarak karbon yükünü hafifletmek. Aynı zamanda enerji üretimindeki kaynak çeşitliliğimizle en doğru kaynaktan en verimli, sürdürülebilir ve düşük maliyetli enerji ile ihtiyacımızı karşılayabilmek de stratejimizin bir parçası.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Yeni yapılacak kamu binalarına “yeşil sertifika” zorunluluğu getiriliyor23 Kasım 202417:10 Pomega’dan 2 GWh ek kapasite için 180 milyon dolarlık yatırım planı23 Kasım 202409:10 LPG piyasası lisans başvurularında “EPDK Başvuru Sistemi” değişikliği23 Kasım 202408:47 Enerji bakanları, bölgesel işbirliğinin önemini vurguladı22 Kasım 202418:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202417:54