Dönüştüren Kadınlar Derneği Başkanı ve DG Doğru Geri Kazanım CEO’su Nagihan Çakır Yılmaz Enerji Petrol Gaz Gazetesi muhabiri Beyza Erdoğan’ın sorularını yanıtladı. Biyodizel yakıtların önemine değinen Yılmaz, “Ülkemiz biyodizel yakıt açısından önemli bir potansiyele sahip” dedi.
Beyza Erdoğan / İstanbul
Çevre dostu olan biyodizelin, tarım ülkesi olan ülkemizde potansiyelinin değerlendirilmesi için de son yıllarda büyük özveri gösteriliyor. Ev ve iş yerlerinde biriktirilen bitkisel atıklar farkındalığın artmasıyla yakıt olarak araçlarımızda kullanılmaya başlandı. Dönüştüren Kadınlar Derneği Başkanı ve DG Doğru Geri Kazanım CEO’su Nagihan Çakır biyodizelin geri dönüşümü ve Türkiye’deki yolculuğu hakkında gazetemize konuştu.
Dönüştüren Kadınlar Derneği Başkanı ve
DG Doğru Geri Kazanım CEO’su Nagihan Çakır Yılmaz
Biyodizelin alternatif yakıtlar içindeki konumu ve önemi nedir?
Çevresel ve ekonomik avantajları nedeniyle alternatif yakıtlar içinde önemli bir yere sahip olan biyodizel, yenilenebilir kaynak olan bitkisel yağlar, hayvansal yağlar ve kullanılmış yemeklik yağlar gibi biyolojik yağlardan üretilir. Fosil yakıtlara kıyasla biyodizel, daha az sera gazı emisyonuna neden olur. Biyodizel, bitkisel yağlardan ve diğer biyolojik kaynaklardan elde edilebildiği için fosil yakıtlar gibi sınırlı kaynaklara bağlı değildir ki bu da enerji arz güvenliği açısından önemlidir. Biyodizel, yerel kaynaklardan elde edilebildiği için ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak ülkelerin enerji güvenliğine katkı sağlar. Doğada biyolojik olarak kolayca parçalanabildiğinden, çevreye dökülmesi durumunda fosil yakıtlara kıyasla daha az zararlıdır. Dizel motorlarda büyük bir modifikasyon yapmadan kullanılabildiği için de mevcut dizel araçlar biyodizele kolayca geçiş yapabilir. Nihayetinde; biyodizel, çevresel sürdürülebilirliği ve enerji bağımsızlığını teşvik eden, giderek daha fazla kabul gören bir alternatif yakıt.
Biyodizel yakıtların hammaddesi verimi nasıl etkiliyor?
Biyodizel yakıtlarının hammaddesi, biyodizel üretiminin verimliliği ve çevresel etkileri üzerinde önemli bir rol oynar. Hammaddenin kalitesi, biyodizelin enerji yoğunluğunu ve maliyet etkinliğini doğrudan etkiler. Hammaddenin içerdiği yağ miktarı, biyodizel üretim verimliliğinde önemli bir unsur. Bitkisel yağlar ve hayvansal yağlar yüksek yağ içerikleri sayesinde biyodizel üretiminde verimli hammadde olarak öne çıkar. Soya fasulyesi ve kanola yağı gibi yaygın olarak yetiştirilen bitkilerden elde edilen yağlar, yüksek miktarlarda üretilebildiği için biyodizel üretiminde tercih edilir. Kullanılmış yemeklik yağlar ve hayvansal atık yağlar, sürdürülebilir bir biyodizel kaynağı olarak öne çıktığından hem maliyet açısından avantajlıdır hem de çevresel olarak daha az etkiye sahiptir. Hammaddenin saflığı, biyodizel üretiminde kullanılan kimyasal süreçlerin verimliliğini etkiler. Hammaddenin çevresel etkisi ve sürdürülebilirliği, biyodizelin sürdürülebilirliği açısından önemli bir faktör. Biyodizelin hammaddesi, üretim verimini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Yüksek yağ içeriğine sahip bitkiler, verimli biyodizel üretimi sağlasa da maliyet, çevresel sürdürülebilirlik ve erişilebilirlik de dikkate alınmalı.
Biyodizelin geleceğin yakıtı olarak adlandırılmasının sebebi nedir?
Çevresel sürdürülebilirliği, enerji güvenliğine katkıları ve fosil yakıtların tükenmesine karşı alternatif çözüm sunması nedeniyle biyodizel, “geleceğin yakıtı” olarak adlandırılıyor. Fosil yakıtlar sınırlı ve tükenebilir olmasına karşılık biyodizel, yenilenebilir tarımsal ve biyolojik kaynaklardan üretilir. Bitkisel yağlar, hayvansal yağlar ve atık yağlardan elde edilmesi, biyodizeli gelecekte sürdürülebilir bir yakıt çözümü haline getirir. Bitkiler, fotosentez sırasında atmosfere salınan karbondioksiti emer ve bu döngü sayesinde biyodizel karbon nötr kabul edilir. Bu da küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadelede biyodizeli önemli bir alternatif yapmakta. Yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretilebildiği için enerji güvenliğini artırır, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak ülkelerin dışa bağımlılığını düşürür ve enerji arzında istikrar sağlar. Dizel yakıtlara kıyasla daha temiz yanar ve daha düşük kükürt dioksit, karbon monoksit ve partikül madde emisyonu ürettiği için özellikle hava kirliliği ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasında önemli rolü var. Kullanılmış yemeklik yağların biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılması atık yönetimine katkı sağlayarak çevre kirliliğini azalttığından, ekonomik açıdan katkı sağlar. Bütün bunlar göz önüne alındığında; biyodizel, çevre dostu ve sürdürülebilir yapısıyla geleceğin yakıtı olarak öne çıkarak hem enerji bağımsızlığı hem de çevresel yararları nedeniyle önemli bir alternatif yakıt kaynağı olarak değerlendirilmekte.
Fosil yakıtların alternatifi biyodizel yakıtlarsa, biyodizelin bir alternatifi var mı?
Aslında bu soruyu şu şekilde cevaplamak uygun olacak. Her fosil yakıtın bir alternatif yakıtı var. Biyodizel motorine alternatif bir yakıt. Yine bu alternatif yakıtların başında mısır, şeker kamışı, buğday gibi nişastalı bitkilerden elde edilen biyoetanol geliyor. Tarımsal atıklardan üretilebilen biyoetanolun karbon emisyonlarını azaltma potansiyeli var. Bir diğeri tamamen elektrikle çalışan araçlar. Fosil yakıtlara ve biyodizele en güçlü alternatifl erden olan elektrikli araçların, sıfır egzoz emisyonu, düşük işletme maliyetleri ve karbon ayak izinin yenilenebilir enerji kullanımıyla daha da düşmesi avantajları olarak görülmekte. Karbondioksit ve su gibi bileşiklerden, yenilenebilir enerjiyle kimyasal süreçler kullanılarak üretilen sentetik yakıtlar da başka bir alternatif yakıt. Üretiminde kullanılan karbondioksit atmosferden çekildiğinden karbon nötr olabilir. Organik atıkların fermantasyonu ile üretilen biyogaz da ısıtma ve elektrik üretiminde kullanılabileceği gibi araç yakıtı olarak da kullanılabileceği için alternatif bir yakıt olarak değerlendirilebilir. Diğer alternatif yakıtlar olan ve doğal gazın sıkıştırılması veya sıvılaştırılmasıyla elde edilen likit doğalgaz (LNG) ve sıkıştırılmış doğalgaz (CNG) araçlarda ve sanayide kullanılabilir. Bu yakıtlar fosil yakıtlara nazaran daha düşük karbon emisyonu ve hava kirliliği yaratmaktadır. Tarımsal atıklar, odun yongaları ve çöp gibi kaynaklardan üretilen ikinci nesil biyoyakıtlar hem biyodizel hem de biyoetanol üretiminde kullanılabiliyor.
Biyodizel yakıt açısından Türkiye’nin potansiyeli nasıl? Biyodizelin yaygınlaşması için neler yapılabilir?
Ülkemizin tarımsal üretimi, biyoyakıt üretimi için gerekli hammaddelerin sağlanmasına elverişli olduğundan, biyodizel yakıt açısından önemli bir potansiyele sahip. Yağ bitkileri tarımının yaygın olduğu ülkemizde örneğin ayçiçeği, kanola ve soya fasulyesi gibi bitkisel yağların biyodizel hammaddesi olarak kullanılması mümkün. Ayrıca ülkemizde büyük miktarda kullanılmış yemeklik yağın bulunması, bu atık yağların biyodizel üretiminde değerlendirilmesini mümkün kılmakta. Hayvancılık sektörü de biyodizel üretimi için potansiyel bir hammadde kaynağı. Ülkemizde, vergi indirimleri, hibe programları, düşük faizli krediler gibi teşviklerle biyodizel üreticilerinin maliyetleri azaltılarak sektör cazip hale getirilebilir. Kullanılmış yağların toplanmasını teşvik eden düzenlemeler de getirilebilir. Biyodizel üretimi ve kullanımı için kamu sektörü ile özel sektör arasında iş birliği sağlanarak, özel sektörün biyodizel üretimi ve kullanımına yatırım yapması desteklenebilir. Kullanılmış yağların toplanması ve biyodizel üretimi için yerel yönetimlerle iş birliği yapılarak hane halkını teşvik edecek programlar geliştirilebilir. Ülkemizde biyodizel üretim tesislerinin sayısı artırılabilir veya mevcut tesislerin kapasitesi yükseltilebilir. Biyodizel üretiminde yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve verimliliğin artırılması için Ar-Ge yatırımları yapılabilir. Biyodizelin üretim maliyetini azaltacak ve çevresel faydalarını artıracak yeni yöntemler geliştirilmek için üniversiteler, araştırma kurumları ve özel sektör arasında iş birliğine gidilebilir. Ciddi bir potansiyele sahip ülkemizde, bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi için yasal düzenlemeler, teşvikler, altyapı geliştirme ve Ar-Ge çalışmaları gibi alanlarda adımlar atılması önemlidir.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Biyodizel, çevresel ve ekonomik faydalarıyla geleceğin sürdürülebilir enerji kaynakları arasında önemli bir yere sahip olabilir. Biyodizel, çevre dostu bir enerji kaynağı olmanın yanı sıra ülkemizin enerji bağımsızlığına katkı sağlayabilecek yerli ve yenilenebilir bir alternatif oluşturacaktır. Bu da dışa bağımlılığı azaltarak, enerji güvenliği açısından önemli bir avantaj sağlayabilir. Ayrıca, biyodizel üretimi ve kullanımı, Türkiye’de tarım ve sanayi sektörleri için yeni iş olanakları yaratabilir. Tarımsal atıkların ve kullanılmış yağların değerlendirilmesiyle atık yönetimi sorunlarına çözüm getirirken, çiftçiler için ek gelir kaynağı oluşturabilir.
Bununla birlikte, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin biyodizel sektörüne yapacağı yatırımlar, ülkenin karbon ayak izini azaltarak uluslararası iklim hedeflerine ulaşmasına da katkı sağlayacak. Bu nedenle biyodizelin sadece enerji sektörü değil, aynı zamanda çevre, ekonomi ve toplumsal fayda açısından stratejik bir rol oynadığı dikkate alınmalı. Gelecekte daha yeşil bir ekonomi ve sürdürülebilir bir enerji dönüşümü için biyodizelin yaygınlaşmasına yönelik adımların hızlandırılması kritik öneme sahip olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP29 Dünya Liderleri İklim Zirvesi’nde konuştu12 Kasım 202416:07 Adana’daki iki maden sahası için ihale düzenlenecek12 Kasım 202409:14 Yeni yapılacak kamu binalarına “yeşil sertifika” zorunluluğu getiriliyor23 Kasım 202417:10 Pomega’dan 2 GWh ek kapasite için 180 milyon dolarlık yatırım planı23 Kasım 202409:10 LPG piyasası lisans başvurularında “EPDK Başvuru Sistemi” değişikliği23 Kasım 202408:47 Enerji bakanları, bölgesel işbirliğinin önemini vurguladı22 Kasım 202418:18 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Energy Forum’da konuştu22 Kasım 202417:54