ABD jeotermalinde ‘temkinli’ büyüme

Kaliforniya eyaletinde devreye giren 1 milyar dolar değerindeki ‘dünyanın en büyük’ olma ünvanını taşıyan jeotermal santraliyle ABD, jeotermaldeki iddiasını sürdürse de henüz küresel büyüme rakamlarının gerisinde.

ABD jeotermalinde ‘temkinli’ büyüme
SONER OKUR
  • Yayınlanma13 Mayıs 2024 14:34

ABD Enerji Bakanlığı’nın (DOE) yayımladığı bir rapora göre, dünya yüzeyinin altındaki ısıdan üretilen jeotermal enerji, 2050 yılına kadar ABD’de 27 katına kadar artabilir ve fosil yakıt enerjisine alternatif sağlamada önemli bir rol oynayabilir. Mevcut kapasitesi 3 bin 700 MW olan Amerikan jeotermal enerjisinin yeni sahaların açılmasıyla 100 bin MW’lara, depolama kabiliyetinin ilerlemesiyle birlikte de 300 bin MW’a kadar çıkabileceği ön görülüyor ki bu, Başkan Joe Biden liderliğindeki ABD Hükümeti’nin belirlediği yeşil enerji hedeflerine ulaşmak için 2050’ye kadar ihtiyaç duyulacak 700 bin ila 900 bin MW’lık temiz enerjinin üçte birinin jeotermalden karşılanabilmesi demek.

Deniz Yaşayan / İstanbul 

DOE’nin raporunda “Jeotermal enerjinin muazzam potansiyeli, güçlü kamu-özel sektör ortaklıklarıyla birlikte daha temiz, daha güvenilir bu teknolojinin tüm ülke çapında genişletebileceğini ortaya koyuyor” vurgusu yapılırken ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm da “ABD, güneşin gücünden ayaklarımızın altındaki ısıya kadar uzanan yeni nesil enerji sektörlerinde geleceğe liderlik edebilir” diyor.

“ELEKTRİĞİN YÜZDE 0,4’ÜNÜ OLUŞTURUYOR”

ABD’de 1960’larda üretimine başlanan, 80-90 arasında devlet planlaması ve vergi teşvikleriyle patlama yapan ve Kamu Hizmetleri Düzenleme Politikaları Yasası’nın sona ermesiyle gittikçe yavaş ve düzensiz bir gelişim ivmesine kayan jeotermal enerji sektörü, üretilen elektriğin şu an için henüz yüzde 0,4’ünü oluşturuyor.

Bununla birlikte son olarak Kaliforniya eyaletinin Los Angeles kentinde yer alan ve 900 MW güçle dünyanın en büyük jeotermal enerji santrali ünvanını alan 1 milyar dolar değerindeki jeotermal santraliyle ABD, bu sektördeki iddiasını sürdürüyor. Söz konusu santral, yaklaşık 675 bin haneye yetecek 900 MW’lık bir elektrik üretiyor.

30 YILDA ORTALAMA YÜZDE 1,4 ARTIŞ

Bu projeyle birlikte yedi eyalette kurulu 32 sahada bulunan 93 jeotermal santralinden gelen enerjisiyle ABD, dünya kurulu gücünün yüzde 23’ünü oluşturuyor. Bu kapasitenin çoğunu batı eyaletleri ve bilhassa Kaliforniya (2,6 GWe; yüzde 72) ile Nevada (0,8 GWe; yüzde 22) oluşturuyor. Fakat tüm bu gelişmelere rağmen son 30 yılda jeotermal elektrik kapasitesi yıllık ortalama yüzde 1,4 oranında büyümüş, aynı dönemdeki yüzde 3,6 olan küresel ortalamanın altında kalmış durumda.

2016-21 yılları arasında ABD’deki sektörün net büyümesi büyük ölçüde sabit kalsa da toplam 186 MW kapasiteli yedi santralin bu süre zarfında devreye alındığını, bununla birlikte 103 MW’lık üretimin de durdurulduğunu belirtmek gerekiyor. Tüm bu verilere bakıldığında daha çok kısmi ve temkinli bir büyümeden söz edilebilir. Bunun da yatırımcılar açısından “makul” sebepleri var. Jeotermal enerjinin başta gelen handikapı güneş ve rüzgar enerjisine göre zor ve maliyetli kurulumu. Bununla birlikte jeotermal santraller, güneş ve rüzgar enerjisi santrallerine göre daha uzun ömürlü olmasıyla öne çıkıyor. Mevcut enerji satın alım anlaşmaları, jeotermali MW/ saat başına 70 ila 100 dolar arasında fiyatlandırıyor, ancak DOE’ye göre sondaj teknolojisi ve kaynak araştırmalarındaki ilerlemelerle bu fiyat 2030’lara kadar 60 ila 70 dolar bandına düşebilir. Nitekim Utah eyaletindeki Forge tesislerinde sondaj hızını üç yıl içinde yüzde 500’ün üzerinde artırabilen ve maliyetleri kuyu başına 13 milyon dolardan 5 milyon dolara düşürebilen bir test başarıyla gerçekleştirildi.

Bu tür gelişmelerin artmasıyla jeotermalin yaygınlaşması muhtemel ancak jeotermal enerji, tıpkı güneş ve rüzgar enerjisi gibi coğrafyayla sınırlı bir kaynak olduğundan bu gelişim ülkedeki yer altı ısısına erişimin kolay olduğu batı ve güneyinde, özellikle de Kaliforniya, Nevada, Pensilvanya, Virginia, Arkansas, Mississippi, Louisiana ve Teksas’ta gözlenecektir.

KÜRESELDE İLK 10 ÜLKE

ThinkGeoEnergy, jeotermal enerjinin 2023 raporunu açıkladı. Rapora göre, 2023 sonunda küresel jeotermal enerji kapasitesi 208 MW’lık bir artışla 16 bin 355 MW olarak gerçekleşti. Büyümenin yavaş da olsa sürdüğüne dikkat çekilen raporda 2024 için daha yüksek bir büyüme oranının beklendiği belirtildi.

2023 sonu itibarıyla ilk 10 ülke ve jeotermal enerji hacimleri:
1. ABD: 3 bin 900 MW
2. Endonezya: 2 bin 418 MW
3. Filipinler: Bin 952 MW
4. Türkiye: Bin 691 MW
5. Yeni Zelanda: Bin 42 MW
6. Kenya: 985 MW
7. Meksika: 976 MW
8. İtalya: 916 MW
9. İzlanda: 754 MW
10. Japonya: 576 MW

Bu 10 ülke küresel toplamın yüzde 93’üne yakınını temsil etmektedir.

2024 yılında kurulu güç kapasitesinin Kenya, Endonezya, Filipinler ve Yeni Zelanda’da devreye girecek yeni santrallerle artması da bekleniyor.