Yenilenebilirde 2020 beklentisi sürdürülebilir ve finanse edilebilir piyasa

10. Türkiye Enerji Zirvesi’nde gerçekleşen oturumda yenilenebilir enerji sektörünün önde gelen isimleri, 2020 beklentilerini açıkladı.

Moderatörlüğünü Shura Enerji Dönüşüm Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman’ın yaptığı “Yenilenebilir Enerjide 2020 Sonrası Yeni Piyasa Kurgusu: YEKA-MİNİ YEKA-YEKDEM 2.0 ve Lisanssız” başlıklı oturuma JESDER Başkanı Ali Kındap, GÜYAD Başkanı Cem Özkök, TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, GENSED Başkanı Halil Demirdağ ve GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli konuşmacı olarak katıldı.

Haberin devamı….

‘Sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik bütün yatırımlar için olmazsa olmaz iki kavram’

Moderatörlüğünü Shura Enerji Dönüşüm Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman’ın yaptığı “Yenilenebilir Enerjide 2020 Sonrası Yeni Piyasa Kurgusu: YEKA-MİNİ YEKA-YEKDEM 2.0 ve Lisanssız” başlıklı oturuma JESDER Başkanı Ali Kındap, GÜYAD Başkanı Cem Özkök, TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, GENSED Başkanı Halil Demirdağ ve GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli konuşmacı olarak katıldı.

Shura Enerji Dönüşüm Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman:

‘YEKA modelinin önemli ve en iyi uygulamalar olduğunu tespit ettik’

Yenilenebilir enerji konumuz. Küresel olarak tüm dünyada arz güvenliğinin sağlanması düşen fiyatları ile ekonomik bir enerji türü olması ve günümüzün en önemli sorunlarından karbon salınımlarına karşı karbon salımı olmayan bir enerji şekli olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’de de 2005 yılından beri yenilenebilir enerji yasasının çıktığından bugüne kadar yenilenebilir enerji konusunda çok önemli adımlar atıldı. Önemli gelişmeler gördük. Yenilenebilir enerji derken ağırlıklı olarak rüzgar, güneş, jeotermal, biokütle, biyogaz ve diğer hidrolik santralleri anlıyoruz. Daha çok rüzgar, güneş ve jeotermal enerji yoğunlaşmak istediğimiz konular. Türkiye bu enerji sistemlerini desteklemek için ön lisans ihaleleri, YEKA modeli gibi çeşitli modellerle bu Türkiye’nin aynı zamanda cari açık sorununa cevap vermek ve yerli bir enerji kaynağı olarak kullanmak üzere yenilenebilir bu güne kadar destekledi. Bizim SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi olarak yaptığımız çalışmalara göre bu modellerden YEKDEM ve ön lisans ihaleleri uluslararası karşılaştırmalarda iyi örnek olarak gösterilebilecek mekanizmalar bunu tespit ettik. YEKA ile ilgili olarak şura olarak detaylı bir çalışmamız oldu. Bu çalışmada tam 29 ülkenin bu konudaki modellerini inceledik. 18 ayrı tasarım unsuru açısından ve YEKA modelinin burada önemli ve en iyi uygulamalar olduğunu tespit ettik. Dediğim gibi Türkiye 2005’ten bu yana rüzgar enerjisinde güneş enerjisinde bu sabah bakanın konuşmasında belirtti önemli mesafe kat ettik. Lisanssız modelinde güneş enerjisinde hedeflerimizi açtık. 2023 için rüzgarda önemli mesafeler kaydettik. Fakat biliyorsunuz bu modeller en azından YEKDEM modeli 2020 yılında bitiyor. 2020 sonrası için SHURA olarak bir çalışmamız var. Konu daha güncel dolayısıyla burada Türkiye enerji zirvesi çerçevesinde bu konuyu da tartışmayı öngördük. Burada yenilenebilir enerji ile ilgili çalışan 5 tane önemli sivil toplum kuruluşunun başkanlığı bize bu konuda görüşlerini aktaracaklar. Güneş yatırımlarında birtakım sıkıntılar var. Bu arada lisanssız yatırımları küçümsememek lazım. Burada da iyileştirilmesi gereken alanlar var. Bunları da hızlı bir şekilde özellikle yaşamakta olduğumuz enerji dönüşümlerinin daha dağıtık sistemleri dönüşmesi göz önünde bulundurursak burada daha yapmamız gereken geleceğe yönelik son yıllardaki ivmeyi ileriye taşıyabilecek adımlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Finans ortamında ve finansmanın sağlanabileceği bankaların projeleri kredilendirebileceği yatırımcının sermayesini yatırabileceği şartların sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Bu bütün yatırımlar için özellikle yenilenebilir enerji yatırımları için geçerli bir beklendi. Bunlar sağlanmazsa yatırımcı parasının geleceğini göremezse bankalar bekledikleri finansman şartlarını göremezlerse hiçbir yatırımı gerçekleştiremeyiz. Şuan enerji dönüşümü merkezinin yayınladığımız bir raporu var 150 sayfalık bir rapor. Türkiye’de yenilenebilir enerji finansmanı ile ilgili olarak.

Sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik sadece güneş değil sadece yenilenebilir değil bütün yatırımlar için bütün yatırım ortamı için olmazsa olmak iki kavram.

JESDER Başkanı Ali Kındap:

‘Elimizde ciddi keşifler var’

Jeotermal ülkemizde yıllar öncesinde bazı araştırmalarla önemli potansiyelinin ortaya çıkarılan kaynak. Yenilenebilir enerji konusunda en fazla ve ilk gerçekleştirilen alan. 1960’lı ve 70’li yıllarda bu çalışmalar yapılmış bu yapılan çalışmalarla ilgili uzunca yıllar ne yazık ki yerin altında kalmış. 2005 yılına kadar bu enerji gizli kalmış. 2005 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının desteklenmesiyle ilgili ilk yasamız çıktı. Bununla beraber sektörde bir canlanma oluştu. 2007 yılında yasası çıktı. Sektör bildiğiniz gibi son yıllarda hızlı bir şekilde gelişti. Rekor sayılabilecek 250-300 w kapasitelik çalışmaları yapıldı. 1.498 MW’lık kurulu gücü geçtiğimiz 10 sene içerisinde dünya rekoru ile hayata geçirdik. Temel neden destek mekanizması oldu. Bu bizim önümüzü açtı. Şu an kurulu gücün ötesinde 1.498 MW kurulu gücü gerçekleştirdik ama batı Anadolu’da yaklaşık bu kadar daha kapasitenin keşfini yaptık ve yatırıma hazır hale getirdik. Bu desteklerin devam etmesi halinde bu kapasiteyi ülkemize kazandırabilme gücüne sahibiz. Bunun dışında birçok yan kazançları ve yatırım alanları var. Soğutma, ısıtma, kurutma, kaplıca sağlık turizmine kadar çok alanda kullanım alanı var. Türkiye’nin bir şekilde ekonomiye katkısı gerçekleşebilecek alan. Türkiye’nin geneline bu sistemi yaydığımız zaman tektonik olarak zengin ülkemizde çok fazla alanı hayata geçirebiliriz. Elimizde ciddi keşifler var. Sektörde 31 adet yatırımcı bu keşifleri yaptı bir kısmı hayata geçti bir kısmı hayata geçemedi. Jeotermalin keşfi çok uzun yıllar alıyor. Diğer kaynaklardaki ölçüm sistemleri jeotermalde çok uzun süre alıyor. Bu süre nedeniyle yatırımlarınızı istenilen sürede gerçekleştiremiyorsunuz. Jeotermalde başka bir sıkıntı keşiflerinizi adım adım gerçekleştirme sıkıntısı var. Sahip olduğunuz enerji çok kısa şekilde hayata geçiremezsiniz. Adım adım hayata geçirmeniz gerekli. Bu teşvik süresinin belli bir zamana yayılması gerektiriyor. Baktığımız zaman dünyada örneklerinde benzer modellerin bütün jeotermalde gelişmiş ülkelerinde görüyoruz. Kapasitesini etkin bir şekilde kullanan ülkelerde aynı model ve tarz var. Öncelikle bir fiyat belirleme bu fiyatı uzun süre en az 15 sene olmak üzere uygulama modeli var. 2020 sonrası aynı mekanizmanın en doğru mekanizmanın sürdürülerek diğer alanlarda entegre olarak kullanacağız.

GÜYAD Başkanı Cem Özkök:

‘Güneş ve rüzgarı kullanmamak israftır’

1.000 MW’lık YEKA’mız yürüyor. İyi gelişmeler mevcut. Ankara’da fabrika kuruluyor, iyi bir teşvik veriliyor. Yatırım olmayınca sektör yatırımcısı yurt dışına gitti. İspanya ve Afrika’da çok iyi anlaşmalar yapıldı. Bence çatı pazarında çok bir şey olmuyor. EPDK ve Bakanlıkla konuştuk. Bir fabrikanız var, 100 dönüm arsanız 20 dönüm kapalı alanınız var 20 dönüme siz güneş yapabiliyorsunuz ama 80 dönüme bir şey yapamıyorsunuz. Bunu konuştuk. Olumlu izlenimle döndük, bekliyoruz. Teknoloji tarafında da maalesef sürdürülebilirlik yok. Türkiye yurtdışında bir itibar sorunu yaşıyor ancak bu düzeliyor.

“ÇİNLİLERİN VE ARAPLARIN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”

Çinlilerin ve Arapların Türkiye’ye ihtiyacı var. Güneş ve rüzgarı kullanmamak israftır. Yurtdışına çok döviz ödememek için daha çok kullanmalıyız.

GENSED Başkanı Halil Demirdağ:

‘Doğrularımızı hep beraber bulup onlara konsantre olup devam etmemiz lazım’

Ülkemizde başarılı olmuş iş modellerine çok kolay müdahale etmek gibi bir alışkanlığımız oluyor. Yapılan başarıları bazen tesadüf olarak değerlendirebilir ya da örnek alabiliriz. Lisanssız olarak 5.500 MW’lık kapasiteye ulaştık. Lisanslı bir şekilde 600 MW gibi bir rakam söz konusu. Cumhurbaşkanımızın kararı ile 5 MW’a çıkarttı. Çok ciddi bir yatırım. Avrupa’da a klas unvanı almak için 2 milyon ile 5 milyon arasında değişiyor. Lisanssızın 5’er 10’ar MW olarak yapıldığını düşündüğümüz zaman bir şekilde o günkü bakanlığın yapın dediğin günlerde gelen bir sistem var. Bundan sonra lisanssız ve cephe olarak devam edilecek olarak denildi. Cephe konusu sıkıntılı bir konu. İnce film teknolojileri ile kullanılabilir ama çatıya geldiğimiz zaman statik olarak çok uygun mu değil mi tartışmaları şirket kiracı mı değil mi gibi birçok sıkıntıyla uğraşılıyor. Piyasada bir canlanma bekleniyordu ancak bu canlanma olmadı. Biz tarım vasfını kaybetmiş alanlara güneş panelleri kurmak istiyoruz. Tarım bakanlığı itiraz etmiş. Biz ülkeye katkısı olacağını düşünüyoruz. Para işin ana lokomotifi. Parayı verenler YEKDEM olmazsa bu sisteme güvenemeyiz diyorlar. YEKDEM’i tartışmayı ben çok doğru bulmuyorum ve istemiyorum. Fiyat belirlenmesi tabi ki bakanlığımız biliyor. Piyasa şartlarına ve ülkemiz şartlarına uygun bir fiyat politikası gidecektir. Bizim ve arkadaşlarımızın istediği kararların daha zamana yayılmasıdır. Ben 5 sene önce İTÜ’de ofisimiz var. Orada stajyer olarak başlayan bir arkadaşı yurt dışına gönderebiliyorum. Türkiye’de güneş üzerinde bir sektör oluşturduk. Başkanımın dediği gibi yurtdışında projelere gidip söz sahibi olabiliyoruz. Hepimizin artıları ve eksileri oldu. Bundan sonra doğrularımızı hep beraber bulup onlara konsantre olup devam etmemiz lazım. Lisanssız sahaya yayıldı denildi bu çok güzel. 600 milyon dolarlık doğal gaz ithalatını engelledik. Bunu daha yukarılara çıkartabilmemiz için yaptıklarımızı doğru devam ettirmemiz lazım. İlk başladığımızda çok para kazanıyorsunuz gibi bir mantık vardı. Geri ödemesi çok uzun olan bir projeydi. Güneş sektörü sektörümüze uzun vadeli yatırımlar yaparak ciddi imkanlar sunuyor.

GÜNDER Başkanı Kutay Kaleli:

‘Bizim için 2 tane önemli kaynak var: Sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik’

Herkesin ortak takdiridir YEKDEM versiyon 1’in herkes başarılı olduğunu düşünüyor. Bizim açımızdan baktığımızda 5.500 MW’lık güç getirdi. Küçük yatırımcının eline geçebilecek bir sektör haline geldi. YEKDEM versiyon iki ile nasıl bir beklenti içindeyiz bunu anlatmak istiyorum. Versiyon birin başarısı doğru fiyatı doğru teknikle sunmasıydı. Ben güneşci olarak başlamadım. 2005 yılında başladığımda hidroelektrik santraller vardı. Nasıl bu HES’ler bu kadar yapıldı diye soruluyor. Biz fizibilite raporlarımızı 10 dolar sent hesaplıyorduk. Bu şekilde finansa ediliyordu. Bu gün geldiğimiz noktalarda 7.3 dolar senti öpüp başına koyuyorlar. Şimdi bize göre YEKDEM versiyon 2’nin buna göre belirlenmesi lazım. Bu fiyat hiçbir zaman sıfıra inmeyecek. Bu fiyat düşüşüne endeksli olarak YEKDEM’in gelecekte doğru süre doğru kur ve bunlarla beraberde kaynak bazlı olarak değerlendirilmesi lazım bunları sağlamazsak gelecekte çalışmayan mekanizmayla karşı karşıya kalabiliriz. Bu kurgulanmazsa yenilenebilir enerji santrallerinin yapımına ilişkin sıkıntı yaşanabilir. YEKA 2 ihale yapımı sırasında biz bir toplantıya çağrıldık. Dedik ki bunları 10 MW’lık yapın kim kaç tane istiyorsa yapsın dedik. Bu YEKA-mini şekline evrildi. Doğru bir yaklaşım. Ciddi bir rekabet ortamı yaratıyor. Birçok kişi bu yatırıma dahil olabiliyor. Dağıtık olarak yapılması önemli. Trafo merkezleri belirlenmiş durumda. Bu senenin son çeyreğinde bekliyorduk ancak 2020’nin ilk çeyreğine atılmış, umarım tamamlanır ne kadar erken o kadar iyi. Bizim iyi 2 tane önemli kaynak var: sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik. Çalışan YEKDEM mekanizmalarının olabildiğinde bozulmadan piyasa içinde var edilebilmesidir. Doğru kaynağı doğru süre ile verilmesidir. Lisanslandırma ihalelerinin her yıl önümüzdeki 5 yıllık süreçte hangi merkezde ihale edileceğinin ne şartlarda ihale edileceğinin sürekli bildirilmesi lazım. Bu sayede yatırımcı ona göre hareket edebilir. Sürdürülebilir bir şekilde hangi yıl ne kadar ihale yapılacak bunların bildirilebilmesi lazım. Hedeflerimizin çok çok üzerlerine çıkabiliriz bu sayede. Şuradaki raporda Türkiye elektrik şebekesine 25.000 MW ilave güneş ve 25.000 MW rüzgar enerjisini sisteme bağlamak mümkün.

TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım:

‘Piyasanın bir şekilde öngörülebilir olması, finanse edilebilir olması, katma değer katması lazım’

Deniz seviyesinde kapalı salon içerisinde ses sistemini bile çalıştıramadığımız bir yerde 1.500 metre yükseklikte rüzgar türbini dikmeye çalışıyoruz. Güneşte zor. Yaptığımız iş zor. Son 10 sene içerisinde 7.600 MW kurulu güç yaptık. 183 adet proje 3 bin 500 adet tribün diktik her yerine. Tribünlerin dikilişi başlı başına bir hikaye. Biz son 10 sene içerisinde sektör olarak yaptığımız şeyden gurur duyuyoruz. İnanılmaz bir iş başardık. Bakan bey söyledi önce yerli önce yenilenebilir dedi. Biz önce rüzgar diyoruz biz. Ben başkanlarla beraber istişare halindeyiz. Biz kar gözeten kurumlar gibi 6 aylık 1 senelik projeksiyona değil yeniliğin her alanında önümüzdeki 5 sene ne olacak diye düşünmek zorunda olan ve memleket çıkarını ön plana çıkaran insanlar olarak buradayız. Biz sürekli bu konuyu düşünüyoruz. Rüzgar özelinde Türkiye’de ilk yarı oynandı son derece başarılı bir ilk yarı oynadık. Rakama ulaşmak çok kolay anlatılıyor. Esas mevzu rakama ulaşmak değil. Rüzgarda bir ekosistemi sıfır noktasında bu noktaya getirmek esas mevzu. On binlerce insan bir harmoni içerisinde çalışıp sonuç üretebiliyor. Biz ülke olarak bunu başardık. Bunun üzerine muhakkak ikinci yarıyı oynamamız lazım. Arz fazlası varken bunu daha da artıralım anlamında değil. Büyümeye olan inancımızı korumamız lazım. Bu kadar nüfusu başka türlü beslememiz mümkün değil. Türkiye’nin büyüdüğü bir projeksiyonda elektrik enerjisine ihtiyaç artacak bu ihtiyacın mümkün mertebe yenilenebilir enerjiden sağlanması lazım. Sadece çevreye duyarlı sadece duyarlı değil aynı zamanda ekonomik. Rüzgar ekonomik olarak rekabetçi olduğunu ispatladı. Önümüzdeki dönemde kurulu güçlerde yenilenebilir alanlara yönelmemiz gerektiğini bize söylüyor. İkinci yarıyı sağlıklı bir şekilde oynayabilmek için 3 şey yapmak lazım. Piyasanın bir şekilde öngörülebilir olması, finanse edilebilir olması katma değer katması lazım. YEKDEM mekanizması olmazsa olmaz. Dolayısıyla ben bakanlığın vizyonunu kabul ediyorum.