temiz enerji

“Avrupa Yeşil Anlaşması’yla ihracatta avantajlı konuma gelebilir”

Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği Başkanı Kerem Alkin, “Avrupa Yeşil Anlaşması, Türkiye’nin düşük karbon ayak izli üretimini avantajlı konuma getirebilir.” dedi.

Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılması adına ülkelerin yeni stratejiler geliştirdiğini belirterek, “Avrupa Yeşil Anlaşması (European Green Deal), Türkiye’nin düşük karbon ayak izli üretimini avantajlı konuma getirebilir. Bu durum, Türkiye’nin AB ülkelerine daha kolay ihracat yapmasına yardımcı olurken, ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlayabilir.” dedi.

Alkin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu anlaşmayla, AB’nin 2050 yılına kadar iklim açısından karbon nötr bir Avrupa olma ve 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 yılına kıyasla en az yüzde 50 azaltmayı hedeflediğini anlattı.

Avrupa Yeşil Anlaşması’nın (AYA) karbon ayak izine göre karbon sınır vergisi uygulanmasını da içeren maddesinin Avrupa’ya ihracat yapan Türkiye’yi ilgilendirdiğini ifade eden Alkin, “Ülkemizdeki karbon ayak izi her sektörde üretimin yoğun yapıldığı Hindistan ve Çin gibi ülkelere göre düşük, ayrıca yenilenebilir enerji çalışmalarının her geçen gün artması üretimde kullanılan enerjinin temiz kaynaklardan sağlanmasına yardımcı oluyor, bu durum da ülkemiz için başka bir avantaj oluyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Alkin, enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılması için Avrupa’nın tek başına hareket etmesinin yeterli olamayacağını, bu alanda ciddi ve kararlı iş birliklerinin olması gerektiğini ifade etti.

Bu nedenle söz konusu anlaşma kapsamında, AB’nin komşu ve partner ülkelerle diyaloğunu, uzmanlığını ve finansal desteğini paylaşmayı amaçladığına işaret eden Alkin, şöyle konuştu:

“AB, uluslararası rekabette dezavantajlı duruma düşmemeyi ve karbon emisyonunu önlemeyi amaçlıyor. Ayrıca, AB dış ticaret, uluslararası yatırım ve finansman politikalarında büyük değişiklikler öngörüyor. Bundan böyle başka ülkelerle yapacağı serbest ticaret anlaşması gibi liberalleşmeye yönelik anlaşmalar için AB’ye aday ve partner ülkelerin Paris Anlaşması’nı ‘onaylama ve etkin bir şekilde uygulaması’ ön şartını getiriyor. Paris Anlaşması’nı şimdiye kadar onaylamayan tek partner ülke Türkiye ve anlaşmadan çıkan ülke ABD’dir.”

AYA, TÜRKİYE’YE AVANTAJ GELİYOR

Alkin, AYA ile tüm dünyayı etkileyen kararların alındığını, bu noktada Türkiye’nin desteğinin önemli olduğunun altını çizdi.

Anlaşmada yer alan enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yasalarının, Türkiye’nin enerji politikasına uygun olduğunu dile getiren Alkin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Enerji sistemlerinin karbonsuzlaştırılması adına ülkeler yeni stratejiler belirliyor. AYA, Türkiye’nin düşük karbon ayak izli üretimini avantajlı konuma getirebilir. Bu durum, Türkiye’nin AB ülkelerine daha kolay ihracat yapmasına yardımcı olurken, ülke ekonomisinin gelişimine katkı sağlayabilir. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği ortaklığı mevcut ancak gündemde bu ortaklığın güncellenmesi bulunuyor. Dolayısıyla, güncelleme müzakereleri yapılırken Türkiye için bu şartların uygulanmasının söz konusu olup olmayacağı net olmamakla beraber, böyle bir duruma hazırlıklı olmak gerekir.”

AB’nin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlaması için 11 Aralık 2019’da imzalanan AYA ile Avrupa’da döngüsel ekonominin geliştirilmesi, temiz kaynakların etkili ve verimli kullanılması amaçlanırken, kirliliğin azaltılması ve biyo çeşitliliğin artırılması hedefleniyor.

AYA’nın uygulanmasıyla 2050 yılına kadar AB’nin karbonsuzlaştırılmasına yönelik çalışmaların hızlandırılması, gerekli politikaların düzenlenmesi, kanuni zorunlulukların yeniden yapılandırması ve yatırım ortamlarının iyileştirilip geliştirilmesi amaçlanıyor.

AA