‘Rüzgar bakımından en verimli bölgeler bu ihaleye kaldı’

RES yarışmalarında 462,90 MW kapasite alarak yarışmalarda en büyük kapasiteyi alan yatırımcı olan Polat Enerji adına Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, Green Power’ın sorularını yanıtladı.

Rüzgar kapasite tahsis yarışmalarında Polat Enerji hazirandaki yarışmalara göre çok daha agresif ve kararlı bir strateji izledi. Bu değişimin nedenleri neler?

Şirketimiz yaklaşık 6 yıldan beri Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde birçok proje geliştirdi. Bu projeleri geliştirirken de önlisans başvurusu için aranan minimum şartları yerine getirmenin ötesinde çok daha kapsamlı çalışmalar yaptık. Dolayısıyla gerek rüzgar ölçümleri, gerek topografik incelemeler, gerekse idari/izin konuları açısından ciddi şekilde emek sarfedilmiş güzel projeler vardı elimizde. Türkiye’nin rüzgar açısından en verimli bölgeleri de bu ihaleye kaldı.

Ayrıca Enerji Bakanlığı’nın rüzgar enerjisi için verdiği mesajları dikkate aldığımızda, geçtiğimiz hafta yapılan bölgesel önlisans ihalelerinin bir daha tekrarlanmayacağı ve bundan sonra rüzgar enerjisinde kapasite tahsisinin sadece YEKA ihaleleri yoluyla yapılacağı mesajını aldık. Tahminimizce yarışmalar, ön lisans süreçleri, ölçüm ve finansman süreçleri göz önüne alındığında en az 4-5 yıl sürecek bu geçiş döneminde boşta kalmamak ve yetişmiş insan kaynağımızı korumak için muhtemel finansman güçlüklerine rağmen kar amacı gütmeden bu adımı atmayı uygun gördük.

‘YEKA İHALELERİNDE MÜTHİŞ BİR REKABET OLACAĞINA EMİNİZ’

Geçen ihalenin de altında gelen eksi fiyatlar bu projeleri nasıl feasible yapıyor? Eksi fiyatlarla ilgili değerlendirmeleriniz neler?

Eksi fiyat herhangi bir alım garantisi olmadan, piyasada oluşacak TL bazlı fiyatları kabul edip üzerine de dolar üzerinden sabit ödeme yapmayı taahhüt etmek demek. Bu durum, özellikle projelerin finanse edilebilirliği açısından ciddi bir risk çünkü 14-15 yıllık bir işletme dönemi için Euro ve USD kurlarını, elektrik fiyatlarını, faizleri, enflasyonu tahmin etmek ve bunun ötesinde tahminlerinizi bankalara kabul ettirmeniz gerekiyor. Biliyorsunuz ki bu tür büyük projeler sadece şirket öz kaynakları ile finanse edilemez ve proje finansmanına ihtiyaç duyar; proje finansmanları da bir yere kadar şirket bilançoları ile mümkün, bunun ötesinde projenin kendi iç karlılığını bankaya ispat edip projenin kendi kendini garanti etmesini sağlamak lazım. Bu da ancak öngörülebilir bir elektrik satış fiyatı ile mümkün. Yarışma bu zorlukları beraberinde getiriyor. Dolayısıyla ya bu riski alacaktık ya da oyundan çekilecektik. Türkiye’de ciddi büyüme hedefleri olan ve iyi yetişmiş büyük bir ekibi barındıran bir şirket olarak bu riski aldık. Eğer almasaydık YEKA ihaleleri dışında büyüme alternatifimiz kalmıyordu; ki YEKA ihalelerinde de müthiş bir rekabet olacağına eminiz.

2009 yılından beri dünyada rüzgar teknolojisi ucuzluyor. Önümüzdeki senelerde ekipman fiyatlarının biraz daha aşağıya inmesini bekliyoruz. Ayrıca elektrik depolama gibi teknolojik ilerlemelerin de katkısıyla ve şirketimizin teknik ve finansal gücünü de kullanarak bu projeleri süratle gerçekleştireceğimize eminiz.

‘TÜRKİYE’YE İNANCIMIZ VE GÜVENCİMİZ TAM’

Polat Enerji’nin ve yabancı ortaklarının Türkiye’ye ve Türkiye’de rüzgar yatırımlarına bakışı nasıl? Yeni yatırım stratejileriniz neler?

Bildiğiniz gibi ortaklarımız Avrupa’nın en büyük yenilenebilir enerji şirketlerinden birisi olan EDF Energies Nouvelles ve Kanada’nın en büyük kamu emeklilik fonu olan PSP Investments. Ortaklarımız ile beraber şimdiye kadar Türkiye’de rüzgar enerji sektörüne 1,1 milyar Euro’nun üzerinde yatırım yaptık ve iştiraklerimizle beraber devreye aldığımız 665 MW kurulu güç ile Türkiye’nin en büyük rüzgar santrali yatırımcısı konumuna geldik.

Şirketimizin, tüm hissedarlarıyla beraber Türkiye’ye inancı ve güveni tamdır. Hedefimiz önümüzdeki 5 yılda kurulu gücümüzü en az 1500 MW’a çıkartabilmek. Enerji Bakanlığımızın yenilenebilir enerjiye yönelik bu yeni stratejileri de yabancı ortaklarımızın gelişmiş ülkelerden alışık olduğu güvenilir ve sürdürülebilir stratejiler ve Türkiye’deki yatırımların hızını istenilen düzeye çekeceğinden çok eminler.

‘YEKA İHALELERİNDE MUTLAKA YER ALACAĞIZ’

Rüzgarda gelecek YEKA projelerinde yer almayı düşünüyor musunuz?

Evet, YEKA ihalelerinde mutlaka yer alacağız. YEKA ihalelerinin Türkiye’de rüzgar kurulu gücünü hızlı ve ekonomik bir şekilde tesis edecek önemli bir proje olduğunu düşünüyoruz. Sayın Bakanımızın geçmişteki yenilenebilir sektör tecrübesinin bizim gibi büyük yatırımcıları sürdürülebilir ve ülkemize maksimum fayda sağlayan bir rekabet ortamında yarıştırarak yerli kaynaklarımızı süratle devreye aldırmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve bu stratejinin önemli bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz.

“600 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPACAĞIZ”

Rüzgarda bu hafta alınan sahalardaki projelerin toplam büyüklüğü ve yaklaşık yatırım maliyeti ne kadar olacak?  Bu projelere ek olarak başka sahalardaki projelerde satın alımlarınız olabilir mi?

Bu haftaki ihalelerde 7 farklı sahada toplam 462,9 MW’lık kapasite için önlisans almaya hak kazandık. Bu projeler için yaklaşık 600 milyon dolar yatırım yapacağız. Proje satın almalarına gelince, piyasada satışa çıkmış projelerin hemen hemen tamamını inceledik. Bu projelerin pek çoğunda ya rüzgar verimliliği ya da idari izinler açısından büyük sıkıntılar var. Pek çok açıdan ciddi riskler barındıran bu projeler için lisans sahipleri de oldukça yüksek tutarlar istiyor. Zaten bu ihalelerde bu kadar agresif davranmamızın nedenlerinden bir tanesi de bu. Kendi geliştirdiğimiz ve güvendiğimiz projelerle ilerlemenin çok daha kolay olacağı sonucuna vardık. Yine de iyi projeler bulduğumuz takdirde satın almaya açığız. Hatta şu anda toplam yatırım tutarı 350 milyon USD’nin üzerinde birkaç proje için satın alma sürecimiz sonuçlanmak üzere.

“SEKTÖRÜN GELECEĞİ YEKA YARIŞMALARINDA”

Son ihalelerin genel değerlendirmesi size göre nasıl? Türkiye’de rüzgarda gelecek yıllarda nasıl bir piyasa öngörüyorsunuz?

2017 yılında toplamda 3 bin MW kapasite daha önlisans almaya hak kazandı. Tekliflere baktığımızda bu kapasitenin büyük bir kısmının herhangi bir alım garantisi istemediğini görüyoruz. Enerjide dışa bağımlı ülkemiz için gerçekten önemli bir adım. Ancak burada önemli olan bu kapasitenin ne kadarının yatırıma dönüşeceğidir. Bu da kapasiteyi kazanan firmaların gerçekte yatırım yapmaya ne kadar istekli olduklarına, projeyi nasıl geliştirdiklerine, fizibilitelerini ne detayda yaptıklarına ve teknik ve finansal yeterliliklerine bağlı. 2011 yılında verilen lisansların gerçekleşme oranlarına baktığımızda yüzde 25 civarında oldukça düşük bir oran görüyoruz ki bu projeler için bir alım garantisinin de olduğunu unutmayalım.

Bu nedenle Enerji Bakanlığı’nın açıkladığı YEKA ihaleleri Türkiye’de rüzgar kurulu gücünü hızlı bir şekilde artırmak ve bir taraftan da yerli imalatı teşvik etmek için çok önemli bir adım. Sayın Bakanımız da bundan sonra gerek güneş gerekse rüzgar enerjisinde YEKA ihaleleri ile ilerleneceği mesajını veriyor. Biz de sektörün geleceğini YEKA yarışmalarında görüyoruz. Bu sayede teknik ve finansal açıdan kuvvetli firmalar ülkemize büyük kapasiteleri süratle kazandıracaklardır.

“EN BÜYÜK RES YATIRIMCISIYIZ”

Şu anda halihazırda rüzgarda kurulu gücünüz ne kadar? Devam eden projeleriniz var mı?

Türkiye’de iştiraklerimizle beraber devreye aldığımız 665 MW kurulu güç ile Türkiye’nin en büyük rüzgar santrali yatırımcısı konumuna geldik. Geçen ay itibarıyla tüm santrallerimiz işletmeye girmiş durumda. Bundan sonrasında yeni aldığımız projelerin geliştirmesi ve yatırımıyla uğraşacağız. Ayrıca yapılacak YEKA ihalelerinde de mutlaka yer almak ve kapasitemizi daha da artırmak istiyoruz.