Dünyanın yüzde 91’i temiz hava soluyamıyor

Kullandığımız sentetik mobilya, döşeme, aseton, saç spreyi bile hava kirliliğine yol açıyor. Dünya nüfusunun yüzde 91’i temiz hava soluyamıyor. Hava kirliliği kaynaklı ölüm oranlarının yılda 7 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Hava kirliliği dünyada her dokuz ölümden birine neden oluyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün ana teması, bu kötü gidişata dur demek için hava kirliliği olarak kabul edildi. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği de ‘Hava Kirliliğini Yen’ sloganıyla hayata geçirilmesi gereken önlemleri sıraladı.

Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün teması ‘Hava Kirliliği’ olarak belirlendi. Hava kirliliğinin oluşmasında hepimizin suçlu olduğunu vurgulayan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, ‘Hava Kirliliğini Yen’ sloganıyla herkesin atması gereken adımlara dikkat çekti.

Kirli hava her yıl 7 milyon kişinin ölümüne neden oluyor

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan son raporda yer alan şu bilgileri paylaştı: “2016 yılında dünya nüfusunun yüzde 91’i temiz hava soluyamadı. Şehir nüfusunun yarısından fazlası güvenlik standart değerlerinin en az 2,5 katı dış ortam hava kirliliğinden etkileniyor. Dünyadaki hava kirliliği, her dokuz ölümden birine neden oluyor. 2016 yılında iç ve dış ortamdaki kirli hava yaklaşık 7 milyon ölüme neden oldu. İç ortam hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl 700 çocuk hayatını kaybediyor.”

Güzelleşirken bile havayı kirletiyoruz

Hava kirliliğinin hem doğal hem de insan kaynaklı oluşabileceğini belirten Prof. Dr. Karaosmanoğlu, havaya en büyük zararı ise insanların verdiğini vurguladı. Tarımda, endüstride, ulaşımda, atık yönetiminde; evimizde ısınırken, pişirirken ve güzelleşirken bile kullandığımız ürünler ile havamızı kirlettiğimizi açıklayan Prof. Dr. Karaosmanoğlu, bunun sonucu olarak zararlı solunabilir maddelerin tehditi ile yaşadığımızı belirtti. SÜT-D Başkanı, iç ve dış ortam hava kirliğinin sağlığımız ve yaşam kalitemiz için mühim olduğunu söyleyerek temiz hava solumazsak direncimizin düşerek yorulacağımıza bunun yanı sıra çok ciddi solunum, göz, kalp, kanser hastalıklarına maruz kalacağımıza ve bu nedenle hepimizin çözümün parçası olması gerektiğine dikkat çekti.

Hava kirliliğiyle mücadelede 9 öneri

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, SÜT-D olarak belirledikleri ‘Hava Kirliliğini Yen’ sloganı doğrultusunda şu tavsiyelerde bulundu;

1. Isınırken ve pişirirken kullandığımız yakıtları ve yakma sistemlerini seçerken özen göstermeliyiz. Bacalarımızı temiz tutmalıyız. Yaşadığımız ve çalıştığımız iç ortamlarda teknik olarak uygun olmayan koşullarda yakma ile ısınma – pişirme yapılıyorsa karbonmonoksit, azot dioksit, hidrokarbon ve partikül kirliliği oluşur.

2. Evimizdeki kombi ve klimaların düzenli bakımını yaptırmalıyız.

3. Binalarımızda uygun yalıtımla daha az yakıt harcayarak ve daha az sera gazı salımı yaparak kışın ısınmak, yazın ise serinlemek mümkün. Başta yalıtım olmak üzere yapı malzemelerimizi sağlıklı ortama uygun seçmeliyiz.

4. Kullandığımız sentetik mobilya, döşeme, boya ile böcek ilacı, aseton, deodorant, saç spreyi gibi birçok ürünün içinde yer alan uçucu organik bileşikler, oda havamızı kirleterek; koku, nem, bayat hava ve hatta havasızlığa yol açarak hane halkı sağlığını tehdit eder. Kullandığımız ürünlerin içeriklerine ve niteliklerine dikkat ederek satın almalıyız.

5. Şehirleşme planlarımızda öncelik; kentlerimizin nefes alması ve hava sirkülasyonu olmalı. İnşaatlar havamızı hapsetmemelidir.

6. Sanayi kuruluşları ve termik santral bacalarından çıkan kirli gazlar hava kirliliğinin en büyük nedenleri arasında yer alıyor. Tesisler mevcut en iyi teknolojiye göre baca gazlarını temizlemeli ve kirletici yaymamalıdır.

7. Ulaşımın sebep olduğu egzoz gazı, hava kirliliğine yol açıyor. Taşıtlarımıza iyi bakmalı, daha az yakıt tüketen ekolojik sürücüler olmak için kendimizi geliştirmeliyiz. Mümkün olan her durumda yürüyüş, bisiklet, toplu taşıma araçlarını tercih ederek hem cüzdanımıza hem de hava kirliliğine verdiğimiz zararı hafifletmeliyiz.

8. Yeşil alanlarımızı artırmalı ve yeşilin her tonuna nefesimiz, soluğumuz için sahip çıkmalıyız.

9. Yangınlar da hava kirliliğinin oluşmasında çok büyük bir etken. Bu nedenle yaz aylarına girdiğimiz bu günlerde orman alanlarımızda çok dikkatli olarak yeşili, havayı ve sağlığımızı korumalıyız.

Kırklareli’nde Çeşmekolu 2 kuyusunda ilk sondaj başladı