“Yatırım ve finansal sahalarda öngörülebilirliğin güçlendirilmesi şart”

Güriş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Cem Özkök, yenilenebilir enerjinin gündemine ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. Cem Özkök, 210 MW jeotermal kurulu gücümüz mevcut 140 MW jeotermal lisans başvurumuz var, hedefimiz 350 MW. Ayrıca Kosova’da 32,4 MW Kitka RES 3 ay önce devreye aldık. Kosova’da GES ile de ilgileniyoruz” dedi.

Güriş Holding 2018 yılında yaklaşık 800 MW’lık kurulu güce ulaştı. Son yatırımıyla birlikte toplam 7 adet jeotermal enerji santrali, 8 adet rüzgar enerji santrali ve 6 adet hidroelektrik santrali portföyü bulunuyor. Santrallerde bir yılda 3 milyar 159 milyon kW/s elektrik üretildiği belirtildi. Bu üretimle 1 miyon 550 bin evin elektrik ihtiyacını karşılandı.  Şirket, yenilenebilir enerji santrallerinin kurulu gücünü 2020 yılına kadar 1500 MW’a çıkartmayı hedefliyor.

Ovid RES devreye girmek için gün sayıyor

Ukrayna’da bulunan 30MW Ovid RES devreye alma çalışmaları başladı. İlk 3 türbin devreye alındı.

“Öngörülebilirliğin güçlendirilmesi şart”

Cem Özkök, “Hem yatırım sahaları hem de finansal sahalarda öngörülebilirliğin güçlendirilmesi şarttır. Bu iki unsuru birbirinden ayırarak yatırım iklimi oluşturamayız. Bu nedenle öncelikle iptal edilmiş olan YEKA’nın konjonktürel sebeplerle özellikle 2019 yılı için küçük miktarlar halinde yapılacağına dair bir açıklama ilk beklentimizdir” dedi.

Cem Özkök, “Ayrıca 2020 senesi ve sonrası için 10 yıllık bir projeksiyonu kapsayan bir takvim belirlenmeli ve bu sayede süreklilik, öngörülebilirlik sağlanmalıdır. Belirlenen takvimde her yıl çeşitli büyüklüklerde kapasite tahsisi yapılacağının ilan edilmesi ve bu şekilde piyasanın tüm paydaşlarının önünü görebilmesi ve yatırımların tabana yayılmasının sağlanması gerekir” ifadelerini kullandı.

“Gerçek fiyat oluşumunu sağlayıcı kurallar koymalıyız”

Cem Özkök, “Enerji piyasalarının sağlam temellere dayalı olarak gelişmesini istiyorsak gerçek fiyat oluşumunu sağlayıcı kurallar koymalıyız. Bu nedenle yapılan ihalelerden çıkarılması gereken dersler var. Yenilenebilir Enerji santralleri için yapılan ihale sistematiğinin tekrardan değerlendirilmesi ve ihale bağlantı kapasiteleri miktarlarıyla orantılı olarak finansal yeterlilik, deneyim gibi kıstaslar getirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“Mahsuplaşma şansının öz tüketim için yatırım yapmak isteyenlere tanınması çatı pazarını canlandıracaktır”

Cem Özkök , “Çatı projelerine gelince, bu projelerin hayata geçirilebilmesi için mahsuplaşma tartışmasız şarttır. Özellikle mahsuplaşma şansının öz tüketim için yatırım yapmak isteyenlere tanınması çatı pazarını canlandıracaktır. Aynı sayaç üzerinden üretim ve tüketim şartı getirilmesi endüstriyel öz tüketim modeli için kısıt oluşturmaktadır. Mahsuplaşmanın sadece aylık olarak ön görülmesi de diğer bir kısıttır. Bu kısıtlar kaldırılarak yönetmeliğin yayımlanması halinde çatı pazarının hızlı bir ivme yakalayacağına inanıyorum” dedi.

Cem Özkök, “Kapasite artışlarının verilmesinin önünde hukuki hiçbir engel bulunmamaktadır. Bunu iş artışı gibi düşünmek gerekir. Eğer bir ihalede aynı fiyatlar üzerinden iş artışı verilebiliyorsa, kapasite artışlarının da verilmesinde bir engel yoktur. Zira projeye konu bölge bellidir. Eğer proje sahibi şirketler içinde bulunulan finansal koşullara rağmen kapasite artışı talep ediyorsa, kapasite artışlarının bir an önce verilmesi ülkemizin faydasınadır. Zira kapasite artışına konu hem projeler hem de proje sahibi şirketler kendilerini finans kuruluşlarına ispatladıkları için bunlardan daha iyi koşullarla finansman bulup, projeleri bitirebilecek yatırımcı bulmak mümkün olamayacaktır” şeklinde konuştu.

“Finansman bulabilmek için en önemli şart alım garantisinin olması”

Cem Özkök, “Yenilenebilir Enerji yatırımlarının tüm Dünya’da olduğu gibi hala desteğe ihtiyacı olduğu açıktır. Bu desteğe ister YEKDEM dersiniz, ister başka bir ad veririsiniz. Finansman bulabilmek için en önemli şart alım garantisinin olmasıdır. Bu garanti süresinin en az 15 yıl olası gerekmektedir. Bu şekilde destekleme meblağı da düşer. Diğer taraftan ucuz finansman sağlayan kalkınma ve ihracat kredileri kullanımının önünün açılması amacıyla yerli katkı için zorunlu oran belirleme yaklaşımı yerine ilave prim ödemesi ile destekleme yapılması gerekmektedir” şeklinde ifade etti.

Cem Özkök, “Ancak YEKDEM ve benzeri destek mekanizmalarından faydalanmak istemeyen, kamulaştırma imtiyazı talep etmeyen ve ikili anlaşmalarla enerjisini satmak isteyen yatırımcılara kapasite hakkı tanınması; modelinin de piyasaya sunulması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

Cem Özkök son olarak şu sözlere yer verdi: “Tüm bunların yanı sıra; ister YEKDEM’den yararlansın ister yararlanmasın; yatırımcıların güvenini sarsıcı düzenlemelerden kaçınmalıyız. Yatırımların yapıldığı zamanda geçerli olan şartları değiştirici düzenlemeler nakit akışını negatif yönde etkileyecek sonuçlar doğurduğundan özellikle yabancı yatırımcıların hafızasına kazınıyor ve ülke risk primini yükseltiyor. Bu da kredi maliyetlerine arttırıcı etki ediyor.”

Özkök “YEKA-2 GES ihalesi sektör beklentisi paralelinde iptal edilmiştir”