Yerli kömür neden önemli?

Ekonomik büyüme ve toplumsal refah artışının önemli bir göstergesi olan enerji talebinin güvenli ve kesintisiz olarak karşılanabilmesi büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda bu talebin en ekonomik şekilde yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlanması gerekiyor.

Son 15 yılda hızlı ekonomik büyümesiyle birlikte toplam enerji tüketimi her geçen gün artan Türkiye, nihai enerji tüketiminde yüzde 73’e yaklaşan bir oranda dışa bağımlı durumda. Bu durum Türkiye’nin hidrokarbon kaynaklarda diğer ülkelere bağlı olmasından dolayı arz güvenliği için risk oluşturduğu gibi yüksek enerji ithalat faturası da uzun yıllardır Türk ekonomisinde önemli bir kırılganlık etkeni olan cari açığında temel nedenlerinden biri durumunda.
2014 yılı ortalarından itibaren düşüşe geçen petrol fiyatları ve bu düşüşe bağlı olarak gerileyen doğalgaz fiyatları, Türkiye’nin enerji ithalatında kısmi bir rahatlamaya neden olurken artan talep ve tekrar toparlanmaya başlayan fiyatlar uzun vadede Türkiye ekonomisinin makroekonomik göstergeleri üzerinde olumsuz etki riskini barındırıyor.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını ortadan kaldırarak enerji tüketiminde yerli ve yenilenebilir kaynaklardan en yüksek düzeyde yararlanmayı geride kalan iki yılda en önemli politika önceliği haline getiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yenilenebilir kaynaklar gibi yerli kömürde de önemli adımlar atmaya devam ediyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin linyit rezervlerinde 2005-2015 yılları arasında yaklaşık 7,38 milyar ton rezerv artışı sağlandı. 2005 yılında 8,3 milyar ton olan linyit rezervleri 2015 yılı sonu itibariyle 15 Milyar tonu aştı.

Türkiye’deki yerli linyitlerin düşük kalorili olması ve farklı yapısı elektrik üretiminde yerli kömüre özel yeni kazan ve düşük salınımlı üretim teknolojilerini gerektirirken, işin madencilik tarafında ise eski tekniklerle yapılan verimsiz ve güvenlik standartlarının yetersiz olduğu madenciliğin terk edilmesini zorunlu kılıyor.

AKILLI KÖMÜR STRATEJİSİ

Madencilik ve yerli kömürden elektrik üretimini bütüncül ve bilimsel bir bakış açısıyla değerlendiren Enerji Bakanlığı, “Akıllı Kömür Stratejisi”ni hazırlayarak yerli kömürden en ekonomik, çevreci ve güvenilir şekilde yararlanılabilmesi için çok önemli bir adım attı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Berat Albayrak tarafından 2. Yerli Kömür Eylem Planı Çalıştayı’nda tanıtılan stratejinin ana hatları ve hedeflerine yakından bakalım.

Üç Temel yaklaşım üzerine inşa edilen “Akıllı Kömür Stratejisi”nin en önemli unsurunu “insan odaklılık” oluşturuyor. İnsana öncelik veren bu yaklaşım, kömür madenciliği gibi oldukça zor ve riskli bir sektör açısından oldukça büyük önem arz eden insan kaynağını merkeze koyarak eğitimden üretime, teknolojiden güvenliğe kadar insan kaynağını her adımda en önemli öncelik olarak konumlandırıyor.

Stratejinin temelindeki ikinci yaklaşım ise “bilim odaklılık”. Kömür madenciliğinin tüm süreçlerinden yeni teknolojilerden mümkün olan en yüksek seviyede yararlanarak en yüksek güvenlik standartlarının yakalanması ve üretimde en yüksek verimliliğin sağlanması amaçlanıyor. Üçüncü yaklaşım ise kömür madenciliğinin tüm süreçlerinde “şeffaf ve açık yönetim” ilkelerinin uygulanması ve böylece başta maden güvenliği olmak üzere tüm süreçlerin şeffaf şekilde yönetilmesi.

6 ÖNEMLİ HEDEF

“Akıllı Kömür Stratejisi”nin en önemli hedeflerinden ilki Milli Enerji ve Maden Politikasının temelini de oluşturan güçlü ekonominin tesis edilebilmesi için enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak. Bu amaca ulaşabilmek için güvenli madenciliğin tesis edilmesi ise ikinci hedef.

Kömürden daha fazla yararlanılabilmesinin önemli unsurlarından birisini oluşturan istihdamın arttırılması ise yeni stratejinin üçüncü hedefi. İstihdamla birlikte yeni üretim teknolojilerinin kullanılması, yani tam mekanizasyonun sağlanarak üretimin arttırılması ise dördüncü hedef. Madencilik gibi Türkiye açısından oldukça önemli bir sektörün kazalar ve iş güvenliği sorunları ile zedelenen itibarının artırılması ile sektörün güçlendirilmesi de diğer hedefleri oluşturuyor.

MEKANİZASYON İLE ÜRETİM ARTIŞI SAĞLANACAK

Sondaj ve arama faaliyetlerinden başlayarak üretimin tüm evrelerinde yarı ve tam mekanizasyonun sağlanarak üretimin arttırılması ve kömür üretiminin gelişmiş ülkelerdeki uluslararası standartlara yükseltilmesi yeni stratejinin önemli mihenk taşlarından birisi.

Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi yer altı kömür madenciliği yapılan Amerika Birleşik Devletleri ve Avusturalya gibi gelişmiş ülkelerde, yer altında çalışan kişi başına ortalama 11 ton/yevmiye olan üretimin Türkiye’de 1,5 ton/yevmiye olduğu dikkate alındığında tam mekanizasyonun neden ve ne kadar önemli olduğu bir kere daha görülüyor.

YENİ GÜVENLİK YAKLAŞIMI

Kömür madenciliğinin en önemli sorunu olan ve Türkiye’deki kömür algısını etkileyen maden ve madenci güvenliğinin dünya standartlarının da üstünde sağlanabilmesi için çok katmanlı bir güvenlik yaklaşımının tesis edilmesi stratejinin en önemli amaçlarından.

Güvenli madencilik kültürünün oluşturulması hedefinin ise 5 sacayağı üzerine inşa edilmesi amaçlanmış.

• Yeni denetim modeli

• Risk analizi ve yönetimi

• Eğitim

• Güvenlikte yeni teknolojiler

•Sürekli gözden geçirme ve iyileştirme

 

TÜRKİYE’NİN GEÇİŞ YAKITI KÖMÜR

“Akıllı Kömür Stratejisi”ne ana hatlarıyla baktıktan sonra yazının başlığında sorduğumuz soruya tekrar gelelim. Yerli kömürün enerji dışa bağımlılık ve enerji ithalatının azaltılmasından, yurtiçi istihdamın artırılması ve teknoloji üretimine kadar bir çok açıdan oldukça büyük önemi var.

Türkiye’nin yerli linyit kaynaklarını elektrik üretiminde daha fazla kullanmak istemesi; Avrupa ve dünya kömürden uzaklaşıyor eleştirilerinin sıkça yapılmasına neden olsa da bu konuya ve elektrik üretimine ideolojik ya da günümüz gerçeklerinden uzak optimist olarak yaklaşmak sağlıklı bir değerlendirme yapılmasına imkan vermeyecektir.
Uzun dönemde yenilenebilir enerjide düşen maliyetler ve artan verimlilik ile enerji depolama tam anlamıyla bir oyun değiştirici olacak. Bununla birlikte yenilenebilir kaynakların sürekli ve kesintisiz üretim sağlayamaması ve bu sorunun çözümü olacak şebeke ölçeğinde elektrik depolamanın henüz istenilen seviyede olmaması Türkiye gibi elektrik ihtiyacı her geçen yıl artan ve dışa bağımlı ülkelerin kömür gibi yerli kaynaklarını devreye almasını ve baz yük ihtiyacını karşılamasını zorunlu kılıyor.

Türkiye başta YEKA’lar ile yenilenebilir kaynaklardan en yüksek düzeyde faydalanabilmek amacıyla başarılı bir stratejiyi aşama aşama ilerletmeye devam ederken elektrik depolama konusunda da hiç şüphesiz global trendlerin gerisinde kalmadan hem teknoloji geliştirme hem de üretim konusunda YEKA benzeri modeller ve teşvikler ile önümüzdeki dönemlerde önemli adımları atacaktır.

Bugünkü klasik talep faktörleri ile artan elektrik tüketiminin 2030 sonrası elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte çok daha fazla artacağı, bunun ise hem kurulu gücün hem de sistemin baz yük ihtiyacını büyük oranda arttıracağı değerlendiriliyor.

Türkiye batarya teknolojilerinin daha da gelişmesi ve maliyetlerin gerilemesi ile önümüzdeki 10 yıllarda yenilenebilir enerjiden ve elektrik depolamadan en yüksek seviyede yararlanmayı politika öncelikleri arasına alacaktır. Bugün Türkiye enerji piyasaları ve ülke ekonomisinin gerçekleri Türkiye’nin tüm sektörlerde olduğu gibi enerji sektöründe de yerli kaynaklarından en yüksek ve en hızlı şekilde en düşük maliyetle yararlanmasını zorunlu kılmaktadır.
Doğal gaz, son yıllarda özellikle IEA’nın çalışmaları ile geçiş yakıtı olarak öne çıkarılmaya çalışılsa da, yenilenebilir ve elektrik depolama çağına geçişte Türkiye’nin en önemli ara dönem geçiş yakıtı, yeni çevreci santral teknolojilerinin uygulandığı ve karbon salınımının en düşük seviyeye çekildiği yerli kömür olacaktır.