enerji

Yeni dönemde enerji ticareti

Aslına bakılırsa yıllardır konuşulan konuların başında enerjide hem tüketimin hem de üretimin form değiştirmesi ve dolayısı ile ticaretin konusunun ve yapılma biçiminin de değişmesi geliyor. Ancak bu konuların popülerliği yaşadığımız pandemi süreci etkisiyle daha da artmış durumda.

Her ne kadar hızla sosyal hayatlarımıza geri dönüyor gibi gözüksek de aslında pandemi gerçeği 3 ay öncesinden çok da farklı olmayan bir süreçte ancak biraz daha geri planda hızla devam ediyor. Değişen şey bu “kapanma” döneminin sürdürülebilir olmaması sebebiyle ekonominin mümkün olduğunca açılmaya çalışılmasından başka bir şey değil.

Özellikle batı dünyası ve Türkiye’nin “tatil” ayı Ağustos sonundan itibaren verilerin durumunu daha net gözlemliyor olacağız; hem ekonomik olarak hem de sağlık verileri anlamında.

Ancak her durumda baktığımızda bazı yeni normaller hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. Belli bir süre sonra aşı ya da tedavi ortaya çıksa dahi, bundan emin olana kadar bu yeni normallerin bazıları hayatımızda kalmaya devam edecek. Örneğin maske takmak, dezenfektan kullanmak gibi alışkanlıkların tamamen yok olması zaman alacaktır.

Tüketim alışkanlıkları açısından da durum benzer olabilir. Yani insanlar bu dönemin etkisi ile bazı alışkanlıklarını tüketimden yana değiştirirken, seyahat, eğlence gibi harcamalarında durum aynı şekilde olmayabilir. Bu nedenle enerji piyasalarında da durum buna uygun olacaktır.

Elbette geleneksel ticaret tarafında petrol piyasasının ticaret şeklinde hızlı değişimler olması beklenmiyor ancak özellikle elektrik ve doğal gaz gibi taşıması daha kritik emtia konusunda farklı modeller gelişecektir. Öncelikler fiyatları her piyasa basında arz ve talebe göre belirlenebileceği modellere doğru bir gidişat kaçınılmaz olarak gelişecek. Uzun vadede bu modelin hem alıcıların hem de satıcıların faydasına olacağı kuşkusuz zira bunun dışında sürdürülebilir bir model sağlamak olanak dışı gözüküyor.

Diğer taraftan ticaretin daha fazla organize piyasalarda yapılması gibi bir eğilim de oluşacak gibi bir öngörü var. Bu hem toplam manipülasyonların önünü kapatması açısından önemli, hem de regülatörler açısından riskin izlenebilmesi; özellikle finansal tarafta kontrolsüz büyümenin ya da hareketlerin izlenmesi bakımından önemli.

Tüm bunların yanında, gerek solar gerekse depolama teknolojilerinde temel gelişim sayesinde bu kavramlar da enerji piyasasının önemli birer paydaşı haline geliyor. Özellikle bu teknolojiler ve hatta elektrikli araçların ekonomik olarak mantıklı maliyet/fayda noktasına gelmesi ile tüketici birçok başka açıdan doğrudan enerji piyasası oyuncusu haline biri.

Unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri ise elbette verimlilik ve tüketicilerin esnekliklerinin piyasaya kazandırılmasıdır. Bu bakımdan Türkiye bir parça geride kalmış gözüküyor ancak Talep Tarafı Katılımı (Demand Response Management) en önemli konulardan gözüküyor.

Tüm bu bahsi geçen modellerin optimum çalışma düzeninde var olmasını sağlayan pazar yapıları daha sağlıklı ve verimli olurken, başaramayan pazarlar maliyet ve benzeri birçok dezavantaj ile yaşamak zorunda kalacaklar. Bu bakımdan bunlara ait ön hazırlıkları ve altyapıları hazırlamak hem Türkiye hem de KKTC için çok önemli stratejik konulardır.