Uluslararası doğal gaz fiyatları ve fiyat mekanizması nereye gidiyor?

Brent tipi ham petrol, Ocak 2014 ortalama varil başı fiyatı olan 107,4 dolardan Haziran 2014’te yaklaşık 112 dolara çıktıktan sonra düşmeye başlamış ve Şubat 2016’da 33,2 dolara inmişken, Avrupa’nın ortalama doğal gaz ithalat fiyatı Ocak 2014’teki milyon Btu başına 11.6$ ($/MMBtu) seviyesinden sürekli kan kaybederek Şubat 2016’da 5$’ın altına inmiştir.

Bildiğiniz gibi uluslararası doğal gaz piyasaları derken aslında üç bölgesel piyasadan bahsediyoruz: Amerika, Avrupa ve Asya. Bu üç piyasayı birbirine bağlayan şey ise LNG, yani sıvılaştırılmış doğal gazdır. Küresel petrol piyasalarında WTI, Brent ve Dubai tipi gibi petrollerden oluşan benchmark veya referans dediğimiz ve aralarında yüksek korelasyon olan bir fiyat mekanizması söz konusuyken, doğal gazda her bir bölge için ayrı bir fiyat mekanizması var olmuştur. LNG’de ise küresel bir benchmark fiyat mekanizması hala oluşturulamadı. Boru gazı fiyatı genelde, uzun vadeli sözleşmelerle, petrol fiyatlarına endeksli bir formülle belirleniyor.

Yine bildiğiniz gibi uluslararası gaz piyasaları genelde ikili anlaşmalar çerçevesinde yapılan uzun vadeli ve petrole endeksli kontratların hakimiyeti altında olmasına rağmen bu hakimiyet her geçen yıl azalmaktadır. Örneğin 2005 yılında petrole endeksli kontratların dünya gaz ticaretinde %80 civarında olan oranı bugün %60’ın altına düşmüştür. Aynı dönem içerisinde Avrupa piyasalarında petrole endeksli kontratların oranı %95’ten %40’lara doğru gerilemiştir. Petrol endeksli gaz fiyatları Avrupa gaz hub fiyatlarında önemli bir rol oynamaya devam ederken son zamanlarda Avrupa hub fiyatları ile spot LNG fiyatları arasında daha yakın bir ilişki yaşanmaya başlanmıştır.

LNG’NİN GAZ PİYASALARININ GLOBALLEŞMESİNDEKİ ROLÜ
Gas & Power’ın geçtiğimiz Kasım sayısında LNG piyasalarında değişen dinamikleri konu alan bir yazı yazmış ve LNG’nin gaz piyasalarının globalleşmesindeki rolüne değinmiştim. Arz fazlası nedeniyle spot LNG fiyatlarının düştüğünü, kontratların yeniden müzakere edildiğini, yeni kontratların daha kısa vadeli süreler içerdiğini ve çoğunda teslim yeri şartının kaldırıldığını, boru hattı gaz fiyatlarında bile hub endeksine doğru bir kayış olduğunu ifade etmiş, en azından 2020 yılına kadar LNG piyasalarında arz fazlası yaşanacağını söylemiştim.

Arz cephesinde küresel gaz üretimine baktığımızda kayda değer bir yenilik görmezken LNG arzı cephesinde genişlemenin hemen farkına varıyoruz. Cheniere Energy’nin Sabine Pass LNG tesisten ilk kargo Şubat sonunda Brezilya’ya doğru yola çıktı. Mart ayı başlarında Chevron’un 54 milyar dolarlık Gorgon LNG projesi devreye girdi. Bu yıl küresel LNG kapasitesi 274 milyon tonu aşacak. 2018 sonuna kadar buna 65 milyon ton daha eklenecek. Şu anda yapım aşamasında olan veya nihai yatırım kararı alınmış LNG tesisleri de dahil olmak üzere piyasada toplam 100 milyon ton civarında henüz kontratı yapılmamış LNG mevcut. Bunun içindir ki en azından önümüzdeki 5 yıl içinde LNG piyasası satıcıların değil alıcıların borusunun öttüğü bir piyasa olacak. Bu hesaplarda yer almayan İran da LNG piyasasına girerse neler olabilir bir düşünün.

JAPONYA’DA 4 NÜKLEER REAKTÖR YENİDEN DEVREDE
Talep cephesinde ise haberler kötüleşiyor. Kuzey yarım kürede bu kış mevsim normallerinin 1,7 derece üstünde geçti. Amerika’da gaz stokları bu kışı önceki senelerin ortalamasının %40 üstünde kapatacak. Geçen yıl Güney Kore son 5 yılın, Japonya ise son 4 yılın en düşük LNG ithalatını gerçekleştirdi. Ayrıca Japonya’da şu ana kadar 4 nükleer reaktör yeniden devreye girdi (ancak son 2 reaktörün devre dışı bırakılması konusunda mahkeme kararı henüz sonuçlanmadığından şu anda yalnızca ikisi faaliyette). Çin’in LNG ithalatı ilk defa azaldı. Asya’nın toplam LNG talebindeki düşüş nedeniyle Avrupa’ya yönlendirilen LNG miktarı artmaya başladı. Düşen kömür fiyatları ve elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin gittikçe hissedilen ağırlığı, Asya’da üç büyüklerin (Japonya, Çin ve Güney Kore) gaz talep artışında frene basılması gibi nedenlerle talep cephesindeki hava kötüleşmeye devam edecek gibi gözüküyor.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün de dolaylı etkisiyle gaz fiyatları aşağıya doğru inmeye devam ediyor. Henry Hub 1,7$/MMBtu ‘ya kadar düştü. Avrupa Hub gaz fiyatları 4$/MMBtu civarında dans ederken, Avrupa ve Asya LNG fiyatları arasındaki makas kapanıyor. Bu yazıyı yazdığım Mart başında LNG fiyatları 4,5$’ın altında işlem görürken LNG, Avrupa piyasasında boru gazıyla rekabet etmeye başladı.

Bu arada, çok yüksek veya çok düşük talebin, petrol paritesinin çok üstünde veya altında LNG fiyatlarına yol açabileceğine yeniden tanık oluyoruz. Hatırlarsanız 2008 yılı başlarında Japonya’nın spot LNG alım fiyatı 19$ civarında iken Henry Hub 7$, Avrupa ithalat fiyatları ise 10$ civarında seyrediyordu. Asya’da fiyatın bu kadar yükselmesinin temel nedeni gaz açığı olan Japon LNG ithalatçılarının hem birbirlerinin hem de Güney Kore’lilerin verdikleri fiyatların üstüne çıkarak ihtiyaçlarını temin yoluna gitmeleriydi. İthalatçılar arasındaki fiyat savaşı ihracatçılara yaramıştı aslında.

ÜLKEMİZDEKİ İTHALATÇILAR
Şimdilerde durum tersine döndü, ya da sokak tabiriyle “maymun gözünü açtı”. Birbirleriyle rekabet etmek yerine ithalatçılar artık ihracatçılara karşı birlik oluşturuyorlar. Mesela Japonya’nın Chubu elektrik ile Tokyo Elektrik’in kurduğu Jera adlı şirket dünyanın en büyük LNG ithalatçısı oldu. Ayrıca, Japon ve Güney Kore şirketleri alımlarını ortak yaparak fiyatları aşağı çekmeyi hedefliyor. Alıcıların birleşmesi petrol fiyatlarındaki düşüş ve küresel piyasalardaki LNG fazlası nedeniyle zaten baskı altında olan fiyatlara ekstradan bir tokat daha atarak fiyat yapısının değişmesine yardımcı olabilir. Jera’nın hedefi 2020 yılında ithal edilen LNG’nin fiyat portföyünde petrol endeksli oranı %50’ye indirmek. Ülkemizdeki ithalatçılar da kısa vadeli veya spot LNG tedarikinde böyle bir yapılanmaya neden gitmesin?

Bunun yanında uluslararası gaz piyasalarındaki fiyat mekanizmaları, LNG önderliğinde yapısal bir değişime başladı.

Orta ve kısa vadeli yeni LNG kontratlarında Avrupa hub endeksleri (NBP veya TTF) yeni bir standart haline geliyor. En azından Avrupa piyasası için. Uzun vadeli kontratlarda bile artık Hub endeksini görmek mümkün. Katar’ın Şubat ayında Pakistan ile yaptığı 15 yıllık kontrat herhalde LNG piyasalarında fiyat yapısının nasıl değiştiğini gösteren bir başka örnek. Kontrat fiyatının son üç aylık ortalama Brent fiyatının %13.37’sine sabitlendiği konusunda söylemler var. Yani geçtiğimiz 3 ayın Brent ortalaması 30$ ise Pakistan’ın LNG ithalat maliyeti 4$/MMBtu’ya gelmiş olur (Buna cüzi taşıma maliyetini de ilave etmek gerekir).

Uzun vadeli LNG kontratlarında bile revizyona gidildiğini görüyoruz. Geçtiğimiz Aralık ayında Hintli Petronet ve bu Mart başında Çin ulusal petrol şirketi CNPC’nin Katar’la yaptığı kontrat revizyonu bunun örneği. Dahası, önümüzdeki yıllarda daha yaratıcı ve daha esnek LNG kontratları yapılacağını hep beraber göreceğiz.

LNG piyasalarının şu andaki handikabı global bir ticaret hub’ının olmayışı. Singapur’un geçen sene sonuna doğru global LNG ticaret hub’ı olma arzusuyla ortaya sürdüğü Asya spot LNG endeksine (SLInG) 25 Ocak’ta türev kontratlarını da dahil etmesi ve buna paralel olarak Japonya’nın girişimleri bakalım Asya’da bir LNG benchmark fiyatı oluşmasına yol açacak mı?

FİYATLAR YUKARIYA DOĞRU HAREKET EDECEK
Hâlihazırda Asya piyasasında petrole endeksli kontrat yapısı baskındır. Spot LNG kargoların Asya’nın toplam LNG ithalatı içindeki payı %5 civarında. Bu yapının önümüzdeki 5 yıl içinde radikal bir şekilde değişmesini bekleyemeyiz. Fakat 2020 yılına kadar Asya spot LNG fiyatları ile petrole endeksli LNG fiyatları arasındaki bağ gittikçe gevşeyebilir. Eğer o zamana kadar Asya LNG fiyatlarının petrole endeksli yapısı kırılmaz ise arz-talep arasındaki açığın gitgide kapanması yüzünden spot LNG ile petrole endeksli LNG fiyatları tekrar yakınlaşmaya başlayacak ve fiyatlar yukarıya doğru hareket edecek.

Uluslararası gaz fiyatlarının geleceğini global ve bölgesel arz-talep dengesi haricinde, Avrupa’nın ileriki yıllardaki gaz ithalat miktarı ve yapısı, kaya gazı üretiminin nasıl gelişim göstereceği, LNG piyasalarındaki dinamikler ve Rusya’nın nasıl bir rekabet politikası izleyeceği belirleyecektir desek pek de yanılmış olmayız.

Geçen sene %15 artış gösteren Avrupa LNG ithalatının Avrupa Birliği Komisyonu’nun Şubat ortasında açıkladığı LNG stratejisinin de etkisiyle gittikçe büyümesi bekleniyor. Avrupalı tüketicilerin kömürden gaza dönmeleri için gaz fiyatlarının biraz daha düşmesi veya yükselmemesi arzu ediliyor. Bu yüzden LNG’ye büyük rol biçiliyor.

Kuzeybatı Avrupa ve Asya arasında swing LNG supplier rolünü oynayan Katar (Katar’dan her iki piyasaya taşıma maliyetleri arasında pek fark yok) Asya’da düşen talep nedeniyle LNG kargolarını yavaş yavaş Avrupa’ya yönlendirmeye başladı. Böylece LNG Gazprom’u rekabet etmeye zorlamaya başladı.

GAZPROM
Daha bir kaç yıl öncesine kadar Amerikan LNG’nin devreye girmesiyle Asya LNG fiyatlarının petrol endeksli yapısının darmadağın olacağı bekleniyordu. Bugün durum çok daha farklı. Benzer şekilde, Amerikan LNG’nin Avrupa piyasasına girmesiyle Avrupa gaz fiyat dinamiklerinde çok şeyin değişeceği bekleniyordu. Yakında Avrupa piyasasına girecek olan Amerikan LNG’nin bugünkü şartlarda kar edip etmeyeceği tartışılsa da Rus gaz fiyatlarına bir baskı oluşturacağı aşikar. Önemli olan Rusya’nın nasıl tepki vereceği.

Ne demek istediğimi basit hesaplamalarla biraz açayım. Amerikan Enerji İnformasyon Dairesi, bugünlerde 2$’ın altında olan Henry Hub spot gaz fiyatının 2016 yılı ortalamasının 2.64$/MMBtu olacağını tahmin ediyor. Shell tarafından alınan BG’nin Cheniere’e vereceği sabit sıvılaştırma kapasitesi bedeli 2.25$. Buna doğal gaz için vereceği bedeli, yani Henry Hub * 115%’yi eklersek 5.3$ rakamına ulaşırız. Daha gemi Luizyana’yı terk etmedenki bu fiyat şu anda UK NBP veya Hollanda TTF hub fiyatının üstünde. Üstüne üstelik bu fiyata en iyimser ihtimalle Kuzey Avrupa’ya ulaşım maliyeti için 0.5$ daha eklememiz gerekir. BG (Shell) haricindeki firmaların ödeyeceği sabit sıvılaştırma bedelinin daha yüksek olduğunu dikkate alırsanız Amerikan LNG’nin hangi fiyat seviyelerinde Avrupa piyasalarına girebileceği konusunda daha iyi malumatımız olur. Bu rakamlar sadece maliyetler. Ortada henüz kar yok. Henry Hub gaz fiyatını 2$ alırsanız kargo fiyatı 5$’ın altına iner.

Dolayısıyla Gazprom, Amerikan gazının Avrupa’ya girip girmemesine, eğer girerse bunun hangi miktarda sınırlı tutabileceğine dair hesaplamaları rahatça yapabilir. Bu açıdan bakıldığında uluslararası piyasalarda gaz fiyatlarının düşük olması Gazprom için bir anlamda iyi haberdir. Gazprom’un Almanya’ya gaz ihracat maliyetinin 3.5-4$ olduğu iddiaları eğer dikkate alınırsa Gazprom bir anlamda US LNG ihracat kapasite kullanım oranını bile etkileyebilir.

DOĞAL GAZ FİYATLARI
Sizce gaz üretim ve taşıma maliyeti düşük olan Rusya, Amerikan LNG dahil diğer alternatiflerin Avrupa piyasasına girmesine göz yumup, sahip olduğu %30 pazar payını azaltmaya razı olur mu? Olmaz ise potansiyel alternatifler ile fiyat savaşına girer mi? Girerse en fazla kim kaybeder? Biraz ipucu vereyim. Petrol fiyatları düşük kaldığı sürece Rusya, petrole endeksli fiyatların kendisine sağladığı avantaj nedeniyle rakiplerine baskı yapabilecektir. Kısa vadede onları Avrupa pazarından uzaklaştırıp uzun vadede ise yeni yatırımları engellemeye çalışacaktır.

Doğal gaz fiyatlarının uzun vadede görünümü konusunda şunları not düşebiliriz: Petrol fiyatları uzun süre bu düşük seviyelerde kalmayacaktır. Değişmeye devam eden gaz piyasaları yapısı ve fiyat dinamikleri nedeniyle bir süre sonra gaz ve petrol fiyatları nihayet beraberliklerini bitirip her ikisi de kendi yollarına gidebilir.

Kısa ve orta vade de ise, petrole endeksli gaz fiyatları genel olarak ham petrol veya petrol ürün fiyatlarındaki değişimi 6-9 ay arası gecikmeyle yansıttığı için bir şekilde petrole endeksli doğal gaz fiyatlarının düşük kalması gerekir. Eğer petrol fiyatlarında ciddi bir yükselme olmazsa tabii ki. Talep cephesinde kötümser hava devam ederken dünya LNG kapasitesine yeni miktarlar eklendikçe LNG arz fazlası önümüzdeki 5-6 yılda büyümeye devam edecektir. Dolayısıyla LNG fiyatları bu süre zarfında düşük seviyelerde seyredebilir. Bu arada Güney Amerika’daki gelişmeleri daha yakından takip etmek gerekir. Bakalım LNG piyasalarında ve Avrupa Hub’larında pusula gibi izlenen Henry Hub gaz fiyatı beklendiği gibi yükselişe geçip bu seneyi 2,8$ civarında, önümüzdeki seneyi de 3$’ın üzerinde kapatacak mı?

Yazıyı bitirmeden önce bir konuya daha değinmek istiyorum. Gittikçe canlanacağından, spot LNG ticareti konusunda faaliyet gösteren yeni şirketlerin mantar gibi çoğalacağını göreceğiz. Umarız bunlar arasında Türk şirketleri de yer alır. Ayrıca, bakarsınız bu arada Türkiye’de enerji piyasası beklenenden daha hızlı serbestleşir ve spot LNG ithalatının artmasıyla hem fiyatlar aşağıya çekilir, hem tedarikçi yelpazesi genişler, hem de LNG ithalat kapasitesinin artırılmasına ön ayak olunarak gaz ticaret hub’ı olma yolunda bir adım daha atılır.

Yine uzun bir yazı oldu maalesef. Daha fazla zaman ayırabildiğimde karşınıza daha kısa bir yazıyla çıkma dileğiyle.