Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği yenilikler (2)

Geçen sayıda Sınai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği yenilikleri ‘başvurunun reddedilmesi’ ‘markanın iptali’ ‘koruma süresi’ ve ‘marka hakkına tecavüz’ başlıkları altında incelemiştik. Yazımın ikinci kapsamında ise diğer önemli başlıklara değineceğim.

GARANTİ MARKASI

Marka sahibinin kontrolü altında birçok işletme tarafından o işletmelerin ortak özelliklerini, üretim usullerini, coğrafi menşelerini ve kalitesini garanti etmeye yarayan işaret, garanti markası olacak. Garanti markası, marka sahibinin veya marka sahibine iktisaden bağlı olan işletmenin mal veya hizmetlerinde kullanılamayacak. Kanunda, “ortak marka”, üretim veya ticaret ya da hizmet işletmelerinden oluşan bir grup tarafından kullanılan işaret olarak adlandırılıyor. Ortak marka, gruptaki işletmelerin mal veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayacak.

KORUMA KAPSAMINDAKİ ÜRÜNLER

Kanunda, coğrafi işaret hakkı, geleneksel ürün adı hakkı ile birlikte düzenleniyor. Bu kapsamda, geleneksel ürün adının tescil yoluyla korunmasına ilişkin düzenleme getiriliyor. Tasarım başvurularının bültende yayımlanma süresini 6 aydan 3 aya düşürülecek. Türk Patent ve Marka Kurumu kararlarına itiraz edilebilecek. Coğrafi işaretli ürünlerin denetimine ilişkin rapor sunma 10 yıldan 1 yıla indirilecek. Doğal ve beşeri unsurların bir araya gelmesi sonucu gıda, tarım, maden, el sanatları ürünleri ve sanayi ürünlerinden kanundaki şartlara uygun olanlar, tescil edilmesi şartıyla, coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı korumasından yararlanacak. Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından kökenin bulunduğu yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren işaret, coğrafi işaret olarak adlandırılacak. Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya istisnai durumlarda ülkeden kaynaklanan, tüm veya esas özelliklerini bu coğrafi alana özgü doğal ve beşeri unsurlardan alan, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerin tümü bu coğrafi alanın sınırları içinde gerçekleşen ürünleri tanımlayan adlar menşe adı olacak. Coğrafi sınırları belirlenmiş bir yöre, bölge veya ülkeden kaynaklanan, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri bakımından bu coğrafi alan ile özdeşleşen, üretimi, işlenmesi ve diğer işlemlerinden en az biri belirlenmiş coğrafi alanın sınırları içinde yapılan ürünleri tanımlayan adlar mahreç işareti sayılacak. Coğrafi bir yer adı içermese dahi şartları taşıyan bir ürünü belirtmek için geleneksel olarak kullanılan, günlük dilde yerleşmiş ve coğrafi bir yer adı içermeyen adlar da menşe adı veya mahreç işareti olabilecek. Menşe adı veya mahreç işareti kapsamına girmeyen, ilgili piyasada bir ürünü tarif etmek için geleneksel olarak en az 30 yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanan adlar, geleneksel üretim veya işleme yöntemi yahut geleneksel bileşimden kaynaklanması veya geleneksel hammadde veya malzemeden üretilmiş olması halinde, geleneksel ürün adı olarak tanımlanacak.

HAYVAN IRKLARI, BİTKİ TÜR VE ÇEŞİTLERİ COĞRAFİ İŞARET OLAMAYACAK

Meşe adı, mahreç işareti ve geleneksek ürün kapsamına girmeyen adlar, ürünlerin öz adı olmuş adlar, ürünün gerçek kaynağı konusunda halkı yanıltabilecek olan bitki tür ve çeşitleri, hayvan ırkları veya benzeri adlar, kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı adlar, şartları taşıyan kişiler tarafından başvurusu yapılmasına rağmen kendi ülkesinde korunmayan, koruması sona eren veya kullanılmayan adlar, tescilli veya başvurusu yapılmış bir coğrafi işaret ile tamamen veya kısmen eş sesli olan ve tüketiciyi yanıltabilecek adlar coğrafi işaret olarak tescil edilemeyecek.

Üretici grupları, ürün veya ürünün kaynaklandığı coğrafi alanla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, ürünle ilgili olarak kamu yararına çalışan veya üyelerinin ekonomik çıkarlarını korumaya yetkili dernekler, vakıflar ve kooperatifler, ürünün tek bir üreticisi varsa, bu durumu ispat etmesi şartıyla ilgili üretici, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı tescil başvurusunda bulunabilecek. Yabancı ülke kaynaklı coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı başvurusu Türkiye’de korunan coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı ile aynı ise inceleme, bölgesel ve geleneksel kullanım ile benzer adların tüketici tarafından birbiriyle karıştırılması riski göz önüne alınarak yapılacak. TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşan Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı’na göre, tescil edilen coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının kullanım hakkına sahip kişiler, bunları, amblem ile birlikte ürün veya ambalajı üzerinde kullanacak.

Buna göre, bültende yayımlandığı tarihten itibaren 3 ay içinde itiraz yapılmamış, yapılan itirazlar nihai olarak reddedilmiş veya itirazların değerlendirilmesi sonucunda değişikliğe uğramış başvuru, bildirim tarihinden itibaren 2 ay içinde tescil edilecek. Tescil edilen coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının, tescile konu özelliklerinde değişiklik olması halinde değişiklik talebi, ücretinin ödenmesi şartıyla menfaati bulunanlar tarafından yapılabilecek. Tescilli coğrafi işaretler ve geleneksel ürün adları, sicilde belirtilen şartlara uygun olan ürünlerin üretimi veya pazarlamasında faaliyet gösterenler tarafından kullanılacak. Bu kişiler, tescil ettirene, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adına yönelik üretim ve pazarlama faaliyeti gösterdiklerine dair bildirimde bulunacak. Tescil edilmiş coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının kullanım hakkına sahip olan kişiler, bunları, amblem ile birlikte ürün veya ambalajı üzerinde kullanacak. Coğrafi işaretler bakımından amblemin kullanılması zorunlu olacak. Tescilli bir markanın sahip olduğu itibar, ün ve kullanım süresi de göz önünde bulundurularak bu marka ile aynı veya benzer olması sebebiyle markanın varlığına zarar verici veya gerçek kaynağı konusunda yanıltıcı olacak nitelikteki adların coğrafi işaret veya geleneksel ürün adı olarak tesciline, önceki tarihli hak sahibinin itirazı üzerine izin verilmeyecek.

Coğrafi işaretin veya geleneksel ürün adının hükümsüzlüğü, menfaati olanlarca mahkemeden istenebilecek. Düzenlemede öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk ve ceza mahkemeleri olacak. Türk Patent ve Marka Kurumunun aldığı kararlara karşı açılacak davalarda ve kurum kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olacak. Sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, Borçlar Kanunu’nun zaman aşımına ilişkin hükümleri uygulanacak.