Rezerv kadar pazar

Dünyada kanıtlanmış bor rezervi yaklaşık 4,5 milyar ton civarında olup, ülkemiz 3,3 milyar ton bor rezervi ile dünya bor rezervlerinin yüzde 73’lük ezici bir payına sahip. Dünya bor pazar liderliğini sürdürülebilir yatırımlar ile güçlendiren Türkiye, “rezerv kadar pazar” mottosu ile 2018 yılında 2,45 milyon ton bor ürünleri satışı yapmıştır. Bu satışların yaklaşık yüzde 97’si ihracat olmak üzere, ilk defa yıllık 1 milyar doların üzerinde gelir elde ederek dünya küresel pazarın yüzde 59’una sahip olmuştur.

Ülkemizdeki enerji kuruluşlarının önde gelenlerinden biri olmayı hak eden Eti Maden şirketi, portföyünde olan 17 adet farklı bor ürününü çeşitlendirmesi ile bor pazarında talep edilen tüm ürünleri eksiksiz olarak ülkemizde üretebilmektedir. Ayrıca, Uzakdoğu ve Asya başta olmak üzere küresel pazarda, cam, tarım, seramik, deterjan ve diğer sektörlerde 100’den fazla ülkede geniş satış alanına sahiptir.

Bor karbür gibi ürünlerin üretimlerine yönelik somut adımlar atıldı

Eti Maden şirketi tarafından, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın, milli enerji ve maden politikası ışığında özellikle savunma sanayi için kritik öneme sahip ileri teknoloji bir ürün olan bor karbür gibi ürünlerin üretimlerine yönelik oldukça somut adımlar atıldı.

Yapılan bu stratejik dönüşümle hammadde olan kolemanitteki katma değer, borik asit gibi rafine ürünlerde 3 katına, bor karbür gibi ürünlerde 150 katına, bu ürünlerin kullanıldığı zırh yapımı ve nükleer gibi sektörlerde ise bin katına kadar çıkarılabilmektedir.

Bor, nihai kullanım alanı olan sektörlerde çoğunlukla rafine bor ürünleri şeklinde tüketilmektedir.

Günümüzde, endüstriyel alanda bor, yüzde 0.01 ile yüzde 20 oranları arasında nihai ürünlerin bünyesine girmektedir. Sanayide ise tüketilen bor ürünlerinin yüzde 80’i cam (izolasyon tipi cam elyafı, tekstil tipi cam elyafı, borosilikat cam) tarım, seramik-frit ve deterjan-temizlik sektörlerinde yoğunlaşmıştır.

Bor ürünleri tüketiminin yüzde 47’si cam elyafı, cam yünü ve borosilikat camlar gibi alt dalları olan cam sektörü, yüzde 16’sı tarım, yüzde 15’i seramik, yüzde 2’si deterjan-temizlik ve yüzde 20’si diğer sektörlerde gerçekleşmiştir.

Savunma sanayinde bor karbür, bor nitrür, titanyum diborür, çinko borat, sodyum bor hidrür ve elementel bor gibi ürünlerin kullanıldığı bilinmektedir. Savunma sanayinin önemli girdilerinden biri de bor karbür ve bor nitrür gibi ileri teknoloji bor içerikli malzemelerdir. Özellikle bor karbür, yüksek sertlik,  mukavemet/yoğunluk oranının çok önemli olduğu askeri amaçlı uygulamalarda zırh malzemelerinde, aşınmaya dayanıklı makine parçalarının üretiminde ve nükleer uygulamalarda kullanılmaktadır.

Ar-Ge faaliyetlerine devam ediliyor

Ayrıca, Eti Maden şirketi tarafından borun kullanım alanlarını genişletmek için her alanda Ar-Ge faaliyetlerine devam edilmektedir. Bor, leke çıkarma işlemini kolaylaştırma ve ağartma, enzimleri stabilize etme, suyu yumuşatma ve yüzey aktif olarak kullanılan malzemelerin performansını artırmak gibi özelliklere sahiptir. Doğal bor mineralinin bu özelliklerinden faydalanılarak, petrol türevi ve fosfat gibi zararlı maddeleri içermeyen, insan sağlığına, doğaya ve çevreye zarar vermeyen anti-fungal ve anti-bakteriyel özelliklere sahip Boron markasıyla temizlik ürünü geliştirilmiş ve “Türkiye’nin bor madeninden, Türkiye’nin temizlik ürünü Boron” sloganıyla piyasaya sürülmüştür.

Günümüz dünyasında üretilen pek çok ürünün içeriği ne yazık ki oldukça farklı kimyasallar ile dolu. Son yıllarda temizlik ürünleri trendlerine bakıldığında ise, organik olana, doğal olana, kaynağını doğadan alan çevre insan dostu içerikli ürünlerin hızla yükselişte olduğunu görmekteyiz. Bu da petrol türevli hammaddeye sahip olan temizlik ürünlerine karşı Boron’un önümüzdeki yıllarda rekabet açısından lehine olacağı kaçınılmazdır.

Borun stratejik bir maden olacağı net

Borun, önümüzdeki 10 yıl içinde şu an kullanım alanları dışında inşaat malzemeleri, seramik, tüm enerji dalları ve özellikle yenilenebilir enerji yatırımları, elektronik eşya üretimi, havacılık ve uzay sanayileri gibi alanlarda kullanımına başlayacak stratejik bir maden olacağı net olarak gözükmektedir. Ülkemizin, dünya rezervlerinin büyük kısmına sahip olduğunu düşünürsek bu alanda belirleyici rol oynayacağımıza kesin gözüyle bakmalıyız.

Ömrünü tamamlamış lastiklerin enerjiye dönüşümü