Öngörülebilir bir elektrik piyasası

Günümüz ekonomilerinin en önemli kavram ve piyasaların temel önceliklerinden birisi olan öngörülebilirlik enerji piyasaları ve yatırımlar açısından da en önemli unsurlardan birisi durumunda. Enerji yatırımları yapısı gereği uzun vadeli, yüksek maliyetli ve riskli yatırımlardır. Enerji projelerinde 1-4 yıl kısa, 5-10 yıl orta, 10-30 yıl ise uzun vade olarak değerlendirilirken yatırım kararlarının alınmasında birçok parametre belirleyici olmaktadır. Enerji yatırımları yapılırken piyasa ihtiyaçları ve fizibilite çalışmaları kadar gerekli olan bir diğer unsur da öngörülebilirliktir. Öngörülebilir, şeffaf ve istikrarlı bir piyasa yatırımcılar için doğru yatırım kararlarının alınmasını sağladığı gibi sağlıklı bir piyasanın oluşması için de elzem.

 

Öngörülebilir piyasa aynı zamanda arz güvenliği ve yerlileştirme ile birlikte Türkiye’nin “Milli Enerji ve Maden Politikası” stratejisinin üç ana sacayağından bir tanesini oluşturuyor.

 

Türkiye enerji piyasaları son 15 yıldaki hızlı büyüme, yapısal dönüşüm ve serbestleşme süreciyle birlikte gerçek anlamda piyasalaşma yolunda önemli mesafe almasına rağmen sistemdeki bazı yapısal ve süreç içinde ortaya çıkan sorunlar öngörülebilir, şeffaf ve sağlıklı işleyen bir piyasa yapısının tesis edilmesi sürecinde tıkanmaları da beraberinde getirdi.

 

Enerji Ticareti Derneği (ETD) tarafından 9-10 Mayıs tarihlerinde düzenlenen 2 günlük çalıştayda piyasa katılımcıları EPDK ve diğer ilgili kamu kurumlarından konunun tarafları öngörülebilir bir elektrik piyasasının oluşturulması sürecinde yaşanan sıkıntılara çözüm bulabilmek ve bir yol haritası oluşturabilmek için bir araya geldi. Oldukça verimli geçen çalıştayda ele alınan konular ve çıktıları ele almadan önce sektörün son 15 yılda geçirdiği gelişim sürecini ve aşılan engelleri ana hatlarıyla kısaca hatırlayalım.

 

Kamuya ait santrallerin elektrik üretiminde yüzde 80 civarında olan payı yüzde 40 seviyelerine geriledi.

 

2000’lerin başında yüzde 5 seviyelerinde olan rezerv marjı yüzde 30’un üzerine çıkarak arz güvenliği güvence altına alındı.

 

90$/MWh olan elektrik fiyatları 45$/MWh seviyesine geriledi.

 

EPİAŞ ve vadeli işlem piyasaları faaliyete geçti.

 

Elektrikte Avrupa’nın en ucuz mesken ve sanayi fiyatların Türkiye’deki tüketicilere sunulması sağlandı.

 

Elektrik dağıtım özelleştirmeleriyle birlikte dağıtım ve perakende satış hizmetleri ayrıştırıldı.

 

Kamunun elektrik ticareti ve perakendede yüzde 100 olan payı yüzde 44’lere indi.

 

Yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin payı yüzde 30’lardan 50’lere yükseldi.

 

Türkiye’de elektrik piyasası son 15 yılda çok önemli bir aşama kaydederken bundan sonra ki süreçte gelişmiş ülkelerdekiler gibi rekabetçi, öngörülebilir, şeffaf ve liberalleşmenin sağlandığı bir piyasanın oluşabilmesi için yapılması gerekenler var. ETD çalıştayındaki sonuç raporunda yer alan çıktılar üzerinden başlıklar halinde öngörülebilir bir elektrik piyasası için nelere ihtiyaç duyulduğuna bakalım.

 

İkili anlaşmaların ve vadeli elektrik ticaretinin teşvik edildiği serbest piyasa modeli Türkiye elektrik piyasası için doğru model olarak öne çıkarken serbest piyasanın tesisi için gerekli 3 temel kriter olan öngörülebilirlik, rekabetçilik ve seçme özgürlüğünün tam olarak sağlanabilmesi gerekiyor.

 

Öngörülebilirlik için; şeffaflık ve piyasanın izlenebilirliği ile mevzuatların uyumluluğu ve kamunun düzenleyici rolü kritik noktalar.

 

Rekabetçilik için; sağlıklı fiyat oluşumu açısından maliyetlerin (üretim, esneklik ve emreamadelik maliyeti) doğrudan yansıtılabildiği bir fiyatlama stratejisinin izlendiği, arz ve talebi doğru yansıtan bir fiyat mekanizmasının oluşması ve kademeli de olsa son kaynak tarifesi hariç tarifelerin kaldırılması kritik noktalar.

 

Serbest tüketici limitinin kaldırılması da önemli beklentiler arasında.

 

Fiyat oluşumunun arz ve talebi doğru yansıtması için piyasa dışı unsurların etkilerinin minimize edilmesi gerekliliği de çalıştayda öne çıkan sonuç başlıklarından birisi. Yaklaşık 120-130 TWh portföy büyüklüğü ile piyasanın en büyük iki oyuncusu olan EÜAŞ ve TETAŞ’ın piyasa içine dahil edilmeden bir piyasa yapısının tesis edilemeyeceği görüşü hakim.

 

Genel beklenti TETAŞ’ın elektriği önceden belirlenmiş kanallara (kayıp kaçak, aydınlatma, son kaynak tedarik vb) satılması ve kalan elektriğin mümkün mertebe piyasa koşullarında piyasaya sunulması.

 

Görevli tedarik şirketlerinin zorunlu kontratlar yerine elektriği piyasadan tedarik etmeleri ticareti derinleştirecek.

 

Her iki kurumun da piyasa etkileşim kurallarının yasal kısıtlar çerçevesinde şeffaflık üzerinden paylaşılması piyasanın öngörülebilirliğini artırmak adına önemli.

 

Piyasanın gelişimi ve doğru fiyat yapısının oluşması için, alıma ek olarak satış tarafında da enerjinin “enerji satış ihaleleri” veya “OTC/enerji borsası” yoluyla piyasaya sunulması öne çıkan alternatiflerden birisi.

 

Elektrik perakende sektörü, hem tüketicilerin hem de üretim ve ticaret piyasasındaki oyuncuların ihtiyaç duyduğu orta-uzun vadeli fiyat sinyalinin oluşması için kritik bir öneme sahip. Bu nedenle perakende sektörüne yönelik beklentiler de çalıştay sonuçları içinde önemli yer tutuyor.

 

2017 itibariyle perakende sektörü artan enerji maliyetleri ile değişmeyen tüketici tarifeleri baskısı altında sıkışmış ve son 10 yılda müşteriye yarattığı kazanımları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırken öngörülebilir bir perakende piyasası için piyasa dışı unsurların (aktif enerji satış tarifesi, serbest tüketici limiti…) piyasaya etkilerinin en kısa sürede ortadan kaldırılması önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

 

Serbest piyasaya geçişi teşvik edecek bir son kaynak tedarik tarifesi piyasa bazlı fiyat sinyalinin oluşmasına büyük fayda sağlayacağı öngörülüyor.

 

Piyasa aktörlerinin operasyonel ve yatırım planlarını yapabilmeleri için tarifesiz dönem yol haritası ve serbest tüketici limitinin gelişiminin en kısa sürede ortaya konulması çok önemli bir gereklilik olarak görülüyor.

 

Sözleşmelerin tektipleştirilmesi yerine hizmet kalitesi için alt sınırların belirlenmesi bu konuda iyi bir başlangıç noktası olarak görülüyor. Tüketicinin korunması amacıyla özel sektör ve kamu işbirliği ile tüketici bilinçlendirme programlarının hayata geçirilmesi ve mesken tüketicileri için fiyat/sözleşme mukayeselerinin yapılacağı bir sistem altyapısı kurulması öne çıkıyor.

 

Yarının rekabetçi piyasasının tesis edilebilmesi için 3 başlıkta düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. Birincisi Yaklaşık 9 milyon serbest tüketici için tarifenin kaldırılması, ikinci olarak tedarikçilerin kontrolünde olmayan maliyetlerin pass-through olarak tüketiciye yansıtılması, üçüncü olarak mevzuatsal olarak risk yönetimi ve teminat altyapısı oluşturulana kadar elektrik kesme hakkının geri verilmesi.

 

Enerji sektöründeki mevzuat değişiklikleri, sektör oyuncularını finansal ve operasyonel olarak ciddi anlamda etkilediği, ani, öngörülemeyen ve mutabakat olmayan mevzuat değişiklikleri sektördeki mevcut ve olası yeni yatırımcılar için belirsizlik yarattığı ileriye yönelik belirsizlik oluşmasının ise yatırımcıların riskini artırdığının altı çiziliyor.

 

Güvenilir bir yatırım ortamının yaratılması, öngörülebilir ve etkin bir şekilde tasarlanmış bir mevzuatsal altyapı ile mümkün olduğu ve bu çerçevede kamu ve özel sektör mevzuat değişiklik süreci ve içeriğini el birliğiyle geliştirebileceği öneriliyor.

 

Mevzuat geliştirme sürecinin hazırlık aşamasında özel sektörün katılımı en büyük kazanım fırsatı olarak görülürken sağlıklı bir uygulama dönemi için yayınlanma ve yürürlük tarihi arasında makul bir hazırlık süresi gerektiği vurgulanıyor.

 

Elektrik piyasasında şeffaflığın ve sağlıklı işleyen bir piyasanın sağlanabilmesinin temel şartlarından birisi de doğalgaz şebeke verilerinin paylaşılması konusu. Kış aylarında soğuklarla birlikte artan gaz tüketimiyle birlikte arz-talep dengesinin sağlanabilmesi amacıyla BOTAŞ tarafından doğalgaz santrallerine kesinti/kısıntı prosedürü uygulamasına geçilirken bu durumun üreticiler ve fiyatlar üzerindeki etkileri piyasalar açısından riskleri beraberinde getiriyor.

 

Bu nedenle mevcut gaz girişi, tüketim ve şebeke stok miktarlarının şeffaflık platformunda gelecek 10 günlük ve yıllık arz-talep tahminleri ile şebeke yatırım planları ve ilerleme durumlarının BOTAŞ tarafından paylaşılması öngörülebilirlik ve şeffaflık açısından oldukça kritik bir öneme sahip.

 

Rekabetçi bir doğalgaz piyasasının oluşturulabilmesi için maliyet bazlı fiyatlandırma, miktar devirleri, öngörülebilir fiyatlar ve ithal serbestisi başta olmak üzere atılması gereken ve uzun yıllardır piyasalar tarafından beklenen önemli adımların da atılması gerekiyor.

 

Son olarak öngörülebilir ve şeffaf bir enerji borsası için başta piyasa fiyatlarını etkileyen tüm verilerin tüm paydaşlar ile aynı anda ve belirli bir düzende paylaşılması ve bilgi asimetrisinin ortadan kaldırılması, EPİAŞ, SPK, EPDK ve BİST arasında etkin işbirliği, 30 Haziran 2016 EPDK Kurul Kararının işletilmesi, bakım arıza bildirim prosedürünün güncellenmesi amacıyla EPDK/EPIAS ve ETD işbirliği ile yol haritası oluşturulması ve doğalgaz ve elektrik kesinti/kısıntı prosedürlerinin hazırlanarak piyasa ile paylaşılması başta gelen talepler.

 

ETD çalıştayının sonuç raporunda yer alan konulardan öncelik sıralamasına göre yerimiz yettiğince öne çıkan önemli başlıkları ve neler yapılmasını gerektiğini aktarmaya çalıştım. İyi işleyen, sağlıklı ve şeffaf bir elektrik piyasası piyasa katılımcıları ve tüketiciler için olduğu kadar ülke ekonomisi ve diğer birçok alanda da çok önemli kazanımlar demektir. Bu nedenle öngörülebilir bir piyasanın tesis edilebilmesi için kamu ve özel sektör tarafından etkin işbirliğinin tesis edilerek gerekli adımların atılması ve benzer çalıştayların sürekli hale getirilerek ilgili süreçlerdeki gelişmelerin takip edilmesi hem ilgili taraflar hem de kamuoyu için artık bir sorumluluk olarak görülmeli.