Meksika Acısı

Hepimizin evde bulunması gerektiği, seyahatlerin resmi olarak yasaklandığı, petrole ihtiyacımızın modern tarihimizde en az olduğu şu günlerde ironik şekilde çok fazla petrol konuşur olduk. Gerçi muhtemelen bu kadar çok konuşmamızın sebebi ise petrol fiyatları dolar cinsinden 20’li değerleri görünce ortaya çıkan magazinsel durum. Şu an kahvehaneler, berberler, üniversite kafeteryaları kapalı olduğu için bu konu internete taşınmış durumda ama seviyesinden hiçbir şey kaybetmemiş görünüyor.

İşin daha da ironik tarafı ise petrol talebi yerlerde sürünürken fiyat düşüşünün sebebini OPEC+ üyelerinin Mart ayındaki toplantıda anlaşamamasına bağlayanlar, şimdi bu grubun biraz daha genişleyerek kesinti yapmasının da işe yaramayacağını söylüyorlar. Yine toplam hacim hesabıyla bu işi çözdüğünü düşünenler ise ABD bu işe dahil olmaz da ABD stokları artmaya devam ederse bu sefer söylediklerinin tam tersini söyleyerek bu kesintiyi başarısız ilan edecekler.

Olayın özünde tüm üreticilerin piyasa payı kaybetmeden hep beraber üretime gitme niyeti olsa da pratikte bunun hayata geçmesi pek mümkün mü açıkçası emin değilim. Görüşmelerde üretim kesintisine gitme niyeti olmayan Meksika’nın bu görüşmeleri tıkadığı konuşuluyor. Meksika’nın ulaşım maliyetleri ile büyük avantajı elinde tuttuğu ABD pazarına verdiği petrolde rekabetten çekindiğini sanmıyorum. ABD onlar için en büyük pazar. Ancak diğer büyük pazarlarında taşıma maliyeti açısından yaşadığı rekabette zarar göreceklerini düşünüyor olabilirler.

eksika’nın ikinci büyük pazarı olan İspanya, virüsten en çok etkilenen ülkelerden ve pandemi sonrası ülkede hayatın ne zaman normale döneceği bilinmiyor. Şubat ve Mart aylarında İspanya’ya ihracatı yarı yarıya düşen Meksika, Nisan’da düşük fiyatlar sayesinde toparlama göstermiş görünüyor fakat bu sefer de fiyat seviyesinden dolayı cirosundaki düşüşten etkilenmiş gözüküyor. 22 API Maya petrolü, Akdeniz rafineri konfigürasyonunda Basra Heavy için çok ideal bir alternatif olmanın gücünü de tanker maliyetleri ile kaybedebilir.

Meksika’nın muhtemelen rekabetten en çok çekindiği pazarlar ise üçüncü ve dördüncü büyük müşterileri olan Hindistan ve Güney Kore. Talep anlamında Hindistan pazarı güçlü olmaya devam etse de burada Orta Doğu üreticileri ile rekabetin ne derece zor olduğunun farkındalar ve burada hacimlerin düşmesiyle fiyat rekabetine giremeyeceklerinin farkındalar. Ayrıca tanker fiyatları nedeniyle muhtemelen bu işin daha da zorlaşma ihtimalini düşüyorlardır.

OPEC+ ve OPEC+ üyesi olmayan ülkelerin hedeflediği her üreticinin %23 kesintiye gitmesine dayalı bir anlaşma Meksika yüzünden engellenmiş gözükse de ABD’nin dahil olmadığı bir üretim kesintisi anlaşması muhtemelen piyasanın yanlış algıları nedeniyle ABD stoklarında azalma görülmeyince kısa vadede tekrar etkisini kaybedebilir. Bu zamana kadarki OPEC+ kesintilerinde sürekli dile getirilen bu yanlış argüman ile bu seferki çabalar eğer Meksika dahil olmazsa çok bir yere varmayabilir. Muhtemelen diğer üreticilerin de Meksika olmadan bir anlaşmaya gidilmeyeceğini ve bunun artık OPEC+ grubundan çıkıp G20’de çözülebileceğini söylemesi de ABD piyasasındaki bu döngüyü kırmadan bu işin çözülemeyeceğinin anlaşılması ile alakalı.

COVID-19 kaynaklı talep daralması ve düşük petrol fiyatları nedeniyle yavaşlayan ABD shale petrol aktiviteleri, 2015-2016 döneminden bu yana en düşük seviyesine gelmiş görünüyor. ABD merkezli piyasa bilgi ve danışmanlık şirketi Primary Vision verilerine göre sadece bir hafta içerisinde 27 Mart-4 Nisan arasında tüm ABD için kuyu tamamlama sayısı %12 düştü. Permian kuyu tamamlama sayısı 4 Nisan haftası için 91’e düşerek 2016’dan beri ilk defa iki haneli değerleri gördü. Her ne kadar ABD’den duyduğumuz iflas kararları son fiyat seviyelerinden ziyade oradaki küçük ve orta ölçekli şirketlerin yapısal sorunlarından ve borçlanma maliyetlerinden kaynaklansa da kuyu tamamlama seviyelerinin düşüşü tehlikeli seviyelere gelmiş gibi görünüyor.

ABD shale petrol/gaz üretiminde sistemin işleyişi gereği şirketler operasyon yapacakları lisansları serbest piyasa koşulları ile aldığından dolayı 2017-2018 döneminde yüksek fiyatlarla alınmış lisansların maliyetleri şirketleri zorlar duruma gelmiş görünüyor. Teksas’taki mali sistemde tetikleyici fiyat mekanizması ile az da olsa koruma altında olan Permian ve Eagle Ford kuyuları, üreticilere nefes alacak bir alan açsa da talep tarafındaki belirsizlik işleri zorlaştırıyor. Benim hesaplarımla gelecek 12 ay ortalama $8,5/varil olan tetikleyici fiyat Teksas’ta yaklaşık 200.000 kuyu için vergi muafiyeti getirse de depo operatörleri daha fazla petrol almaya niyetli olacaklar mı belirsiz. OPEC+ anlaşmasına ABD dahil olmazsa ABD’deki depocuların Mart ayında depoladıkları ucuz petrolü Nisan ortasından itibaren ihraç etmek isteyeceklerini düşünüyorum. Hâlihazırda Mart-Nisan döneminde Singapur’a giden toplam 11 milyon varillik yüzer stokun da Çin’e gitmesi muhtemel.

OPEC’in hem dünyada hem de Çin pazarında OPEC+ üreticilerine pazar kaptırdığını ve bundan rahatsızlık duyduklarını biliyoruz. Ancak Rusya’nın Suudi Arabistan ile Çin pazarında girdiği rekabette geçen senenin ikinci yarısında kaptırdığı birincilik koltuğunu bu sene Ocak’ta geri aldıktan sonra yeniden kaybetmeye niyetinin olmadığı da belli. 2018 ve 2019’da Avrupa’ya gelen ham petrolün kalitesindeki düşüklük defalarca Rusya ile Avrupalı rafineriler arasında sorunlara yol açtı. Bu sorunların temelinde Rusya’nın daha fazla Batı Sibirya petrolünü ESPO boru hattı ile Çin’e gönderme niyeti vardı ve Rusya bir şekilde bu değişkenliği test ediyordu.

Suudi Arabistan’ın son fiyat indirimleri ile Kuzey Batı Avrupa piyasasında rafineri kârlılıklarında sorun yaşayan Rusya’nın Urals petrolü şu an tanker maliyetlerinin artması ile Arabian Light’a karşı konumunu kurtarmış gözükse de düşürülecek arz kaynaklı tanker fiyatlarındaki düşüşle bu avantajı geri vermek istemeyecektir. Ayrıca ABD üreticilerinin dahil olmadığı bir ortamda Teksas’tan gelen gazın LNG olarak piyasaya iyi bir kârlılık ile gelmesini de engellemek istiyorlar ki bunu detaylıca incelemek lazım.

OPEC+ ve diğer büyük üreticilerin Meksika’nın bu kesintiye dahil olmasına dair yaptıkları ısrarın bence nedenleri bunlar. Bu piyasa koşullarında her ne kadar gerçek talep kaynakları Asya olsa da maalesef daha sık veri sağlayan ABD’nin fiyat üzerinde daha etkili olduğunu görüyoruz. Burada hem psikolojik bir tepki hem de piyasanın veri açlığının ortaya çıkardığı sorunsal var. EIA haftalık verilerinin bir gerçek değil de hesaplama olduğunu bilmeyen çoğu piyasa aktörü için bu veriler piyasayı anlamak için kullanılabilecek tek kaynak. Bunun getirdiği yanılgının piyasaya ne kadar kötü etki ettiğini hepimiz görüyoruz. Muhtemelen OPEC+ üyeleri de bu algının kendilerine getirdikleri yükten bunalmış olacaklar ki bu işi G20’de ABD’nin de üst düzey temsili ile çözme düşüncesi Meksika masadan kalkınca tek alternatif olarak kaldı. Bu yazıyı yazdığımda 10 Nisan erken saatleri olduğu için Meksika’nın son kararının ne olacağını ve Cuma toplantısının olup olmayacağını bilmiyorum ancak sanırım OPEC+ kararının Meksika’nın ellerine kalmış olması bile ne kadar tuhaf günler geçirdiğimizi bize gösteriyor.

Saygılarımla