enerji

Krizin sonunu öngörmek

Tüm dünyada tek gündem Covid 19 Salgını olduğundan bu konudan bağımsız bir yazı yazmak maalesef mümkün değil. Her ne kadar enerji özelinde gündemi takip etmeye çalışsak da salgının yarattığı etki aslında tüm insan hayatını ciddi bir şeklide etkiliyor ve etkilemeye de devam edecek.

Öncelikle bu salgın meselesine dünyanın nasıl yaklaştığına bakmakta fayda var;

Covid 19 Salgını ve tüm etkileri dünya için sonuçlarından ders alarak hep birlikte aşılacak bir sorun mudur yoksa sürekli kendini yenileyen “Yeni Dünya Düzeninin” olağan bir parçası mıdır?

Krizin tepe noktasına ulaştığımız bazı Avrupa ülkelerinde ve genel olarak Batı dünyasındaki etkileşim bize maalesef sorunun birlikte çözümü yönünde bir sinyal vermedi. Buradan çıkarılacak sonuç, bu sorunun çözülmeyeceği değil ancak salgın etkisi sonrası şekillenecek dünyanın ipuçlarını vermesi bakımından önemli.

Buna birkaç örnekle bakılacak olursa, gerek ABD’nin gerekse Çin’in tam açık ifadelerle olmasa dahi virüsün çıkışı ile ilgili birbirlerini suçluyor olması ile beraber, Brexit ile sarsılan Avrupa’nın birbirlerine yardımda isteksiz olmaları, İran’da bu konuda insani bir kriz yaşanırken dahi ABD’nin ambargoda bir yumuşamaya gitmemesi gibi göstergeler bize bazı ipuçlarını gösteriyor.

ABD yönetimi genel anlamda salgın sonrası işsizliğin hızla gerileyeceğini ve hatta bunun dünyadaki Çin Döneminin sonunu getireceğine inanıyor (Ticaret Bakanı Wilbur Louis Ross). Diğer taraftan birçok komplo teorisi üretilmeye ve inandırmaya devam ediyor toplumları. Özellikle insanların sağlığı, yaşamı ile ilgili doğrudan bir tehdit altında izole yaşadığı ve psikolojilerinin bozulduğu bu dönemlerin etkisinin sonraya bazı yansımaları olacaktır. Bu bakımdan bugünün yıkılmaz ve çok güçlü, dirençli ve birbirine destek olması beklenen yapılarının aslında ne kadar kırılgan ve güvenilmez olduğu daha inanılır hale gelmiş durumda.

WHO gibi kuruluşların, hatta AB’nin aslında çok fazla bir pratik dayanağı yokmuş gibi hissedildi. Hatta çok yeni bir konuşmasında ABD Başkanı Trump, NY Eyalet Valisi’ni Federal Hükümetten bağımsızlık peşinde olmakla suçladı. Tüm bu ortamın geleceğe bir şekliyle yansımaması düşünülemez.

Geleceğe hazır olmaya buradan başlamak lazım…

Ancak kısa zamanda hepimizin derdi, sağlıklı kalmak ve bir an önce eski “normal” hayatımıza dönmek.

Bu sürenin çok uzun olması mümkün değil zira dünyada hiçbiri ülke ekonomisi bu kadar süre “kapalı” kalmayı kaldıracak güçte değil. Bu yüzden şu veya bu şeklide işlerimize geri döneceğiz. Ancak bu dönüş farklı olacak zira ekonomik aktivitenin eski seviyesine gelmesi zaman alacağı gibi diğer taraftan, aşı ya da ilaç gibi bir gelişme olmadıkça tekrar bir izolasyon dönemi yaşamamız oldukça olasılık dahilinde.

Yani orta vadede herkesin kendi izolasyonunu ve tedbirini aldığı yeni bir dönem de yaşayabiliriz ve sanıyorum mevcut dengelere bakınca bu olasılık ciddi şeklide önümüzde.

Enerji denklemine bu pencereden bakmalıyız. Yani artık tek, global ve sürekli büyüyen bir dünya yok. Tam tersine yönetimlerin keskinleştiği, sınırların daha sert çekildiği ve birliklerin daha güvenilmez olduğu bir dünyaya doğru gidiyoruz gibi gözüküyor. Bu yeni bir soğuk savaş dönemine evrilir mi bunu söylemek için belki erken ancak özellikle Türkiye gibi ülkelerin denge siyaseti yanında finansal piyasaları verimli kullanıyor olması zorunluluk.

Enerji talebinin eski seviyesine hızlı geri dönmesini beklemiyoruz zira petrolde talep yaklaşık 8 sene öncesine dönmüş durumda, burada ciddi bir kayıp var. Ülkelerin finansman ihtiyacı sebebiyle üretim kısıtlamaları oldukça isteksiz ve mevcut fiyatlar Amerikan şirketlerini ciddi zorda bırakıyor. Bu nedenle “Yeni Dünya Düzeni”nde sürprizlere açık olmak gerekiyor.